CHP'den kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı açıklaması

Yılmaz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Suudi gazeteciCemal Kaşıkçı'nın ölümüne ilişkin iddiaların çok vahim olduğunu söyledi.

İddiaların gerçeği yansıtması halinde, konsolosluklar ve ev sahibi ülkeler arasındaki ilişkileri düzenleyen Viyana Sözleşmesi gereği, ciddi siyasi yaptırımların hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, bir süre önce Rusya'nın bir takım iddiaları üzerine bazı AB ülkelerinin Rus diplomatları sınır dışı ettiklerini anımsattı.

Sözleşmeye taraf diğer ülkelerin de adım atması gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye'nin böyle bir konuya muhatap olması bile ciddi manada sorgulanmalı. Suudi Arabistan'ın bu konuda yeterince açıklama yaptığını duymuyoruz. Yetkililerimizin bu konuyu araştırıp kamuoyuyla paylaşmaları ve buna ilişkin adım atmaları lazım. Eğer doğruysa, bu Viyana Sözleşmesinin ihlalidir ve bunu ihlal edenler Türkiye'de barınamaz. Türkiye üçüncü dünya ülkesi değildir, kimse böyle bir muamele gösteremez." diye konuştu.

"Türkiye'nin gündemini işgal ediyor"

Öztürk Yılmaz, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sıkıştığı zamanlarda gündemi değiştirdiğini" ileri sürerek, "Yine sıkıştı, McKinsey ile anlaşma iptal ediliyor. Ekonomi batmış durumda. Hemen İnönü ve CHP ile ilgili açıklamalara başladı. Bu açıklamalar şudur: Sayın Erdoğan sıkışmıştır ve gündemi değiştirmek istiyor. Bunun başka izah tarzı yoktur." dedi.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Güvenlik Konseyinin yapısı ve Avrupa Birliği için referandum konusundaki açıklamalarının karşılık bulmadığını" savunan Yılmaz, "Boş konuşuyor, Türkiye'nin gündemini işgal ediyor. Şu anda hükümet üyelerinin yaptıkları en güzel şey, Türkiye'de gündemi değiştirmek, şekillendirmek, gerçekliğin üzerini örtmektir. Basın ellerinde olduğu için de bunu çok iyi başarıyorlar." ifadelerini kullandı.

Uluslararası yönetim şirketi McKinsey'e ilişkin de Yılmaz, "McKinsey ile anlaşma yapılırken her konudan haberi olan, her şeye hakim olan Sayın Erdoğan'ın haberi yok muydu? Sonra ne oldu da bir anda çark etti?

Çünkü baskıyı gördü. Saray her gün 2 milyon TL harcıyormuş, bunların da denetimini herhalde vermek istemiyor kimseye. Yaptığı yanlıştı, umarız bu yanlıştan tamamen dönülür." şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, "İsmet İnönü'ye ilişkin iddiaların doğru olup olmadığı" sorusuna Yılmaz, "Bunların hepsi yanlıştır, kasıtlı olarak yalan söylenmiştir. Doğrusu şudur: O fotoğrafta iki tane bayrak var. Birini kapatmışlar, Amerikan bayrağı kalmış. Gerçeği o değil. İkincisi, İnönü ile Erdoğan arasında bir fark var. İnönü, bu memleketin vermiş olduğu Kurtuluş Savaşı mücadelesinde yer almış bir insandır, Sayın Erdoğan ise BOP Eşbaşkanlığını kabul etmeyi içine sindirmiş birisidir. Benim için fark budur." yanıtını verdi.