CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Bu anayasa gayri meşru

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğinin gayri meşru olduğunu belirtti. Her darbenin kendi hukukunu yarattığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “12 Eylül’e, 12 Mart’a bakın. Kendi hukuku, kendi anayasası vardır. 20 Temmuz darbesine bakın kendi hukuku, kendi anayasası vardır” dedi. Aydınlık, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından CHP milletvekilleri ile Anayasasa Hukukçularına sorular yöneltti. Hukukçular gayri meşru açıklamasının kabul edilemez olduğunu söylerken, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Anayasa’yı gayri meşru saydıkları için önümüzdeki seçime parti olarak girmeyeceklerini söyledi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün CHP grup toplantısında yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğinin gayri meşru olduğunu belirtti ve şunları vurguladı: “12 Eylül'e 12 Mart'a bakın kendi hukuku kendi anayasası vardır. 20 Temmuz darbesine bakın. Kendi hukuku kendi anayasası vardır. Gayri meşru bir anayasayla şu anda görev yapıyorlar. YSK'daki bir çetenin öngörüsüyle gayri meşru bir anayasayı dayattılar. Bu anayasa yürürlükte olabilir ama meşru değildir. Bir yasanın meşru olmasıyla yürürlükte olması farklıdır. Bu anayasa gayri meşru bir anayasadır. Bu anayasaya göre yapılacak her şey gayri meşrudur."

Aydınlık, Kılıçdaroğlu'nun meşruiyet açıklamalarını CHP'li vekiller ve Anayasa Hukukçularına sordu.

İşte o yanıtlar:

CHP'YE SORULAR

1- CHP’nin kararına göre, hükümet gayri meşru bir anayasaya dayanarak görev yaptığına göre, bu hükümet gayri meşru mudur?

2- Anayasa değişikliği uyarınca yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve TBMM seçimi meşru mudur, meşru değil midir?

3- CHP, gayri meşru olduğunu belirttiğiniz önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine katılacak mı, yoksa ne yapacak?

4- Anayasayı meşru saymadığınıza göre, bu kararınızı hangi uygulamalarla hayata geçireceksiniz?

5- Meclisten çekilecek misiniz?

6- Bu anayasa değişikliğine göre seçilecek Cumhurbaşkanı ve TBMM meşru mudur, meşru değil ise ne yapacaksınız?

KURTULMA SEÇİMİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ

*CHP Parti Sözcüsü Bülent Tezcan:

Mühürsüz bir seçim oldu. Milletin iradesi çalınarak sandıkta YSK eliyle alınmış bir sonuç var. Bu seçimin gayri meşruluğu üzerine yürütülmek istenen bir sistem var. Başından bu yana bu sistem meşru değildir bu anayasa değişikliği meşru değildir. Mühürsüz seçimdir, bu seçimin referandumun sonucu meşru değildir. Hem hukuk alanında mücadele ediyoruz hem de siyaset alanında mücadele edeceğiz. Önümüzdeki ilk seçimde bu hukuksuz bu meşru olmayan sistemden kurtulma seçimine dönüşecek.

CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ OLMAYACAK

*CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel:

Anayasa değişikliğinden sonra yapılan değişiklikler için kullanılmış ifadeler bunlar. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partisine üye olması, Başbakan Binali Yıldırım'ın Grup Başkanı olmasını kastediyor. Bizim hep söylediğimiz şey şudur: Anayasa yürürlüktedir ama meşruiyeti yoktur. Önümüzdeki bu anayasa göre yapılacak seçimlerde biz zaten CHP olarak bu metni meşru görmediğimiz için bu yetkileri kullanacak bir Cumhurbaşkanı adayı ortaya koymuyoruz. Onun yerine demokrasiye dönüş ve resterasyon hükümetinin adayını çıkaracağız. Bu da bir uzlaşı adayı olacak. Kimin? Hayır'cıların. Ama ilk turdan mı böyle olur yoksa ilk turda herkesin adayı olur ikinci tura kalan adaylar arasında mı adaylar arasında mı uzlaşı aranır onu önümüzdeki günler gösterecek. Biz zaten meşru görmediğimiz için biz demiyoruz ki bir aday çıkaracağız ve bu tek adam rejimini o yönetecek. Biz bu işi geriye döndürecek ve demokrasiyi yeniden inşa edecek bir hedefimiz var onu söylüyoruz.

TEK BİR YOLUMUZ KALDI...

*CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray:

Referandum oylamasının sonucunu ne yazık ki matematik yani oyların sayımı ortaya çıkarmadı. Referandumda evetlerin kazandığı kararını YSK'daki hakimler verdi. Hem de AKP iktidarının 08 Nisan 2010 yılında çıkardığı ve "Arkasında sandık kurulu mühürü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir" diyen yasa yok farzedilerek evetlerin kazandıği ilân edildi. Kanunsuz bir karardır bu. Tam kanunsuzluk, diyor hukukçular. Net bu kadar açık! Bu kanunu yok farzederek kanunsuzluk halini ortaya çıkardılar. Dolayısıyla referandum sonuçlarının meşruiyeti öncelikle adil propaganda hakkını yok eden AKP iktidarı tarafından sonra da özellikle hukuken YSK tarafından gayrımeşru hale getirildi. Buna niçin ihtiyaç duyuldu? Eğer yüzde 50 artı oy evet çıkmış olsaydı böyle bir kanunsuz hukuk dışı karar almaya gerek olmazdı. Bu haliyle bu anayasa cari, devlet duramayacağı için işlemler yürütülüyor ancak, siyaseten ve hukuken gayrimeşrudur. İlk defa hukuken gayrimeşru bir anayasa ortaya çıktı. Bu anayasaya dayanarak yapılan onemli iş ve işlemlerin de meşruiyeti olmayacak. Günü geldiğinde düzeltilecek. Nasıl düzeltilecek? Şimdi biz bu sonucu önümüzdeki seçimde düzelteceğiz. Bizi yeniden anayasal devlet yapacak biriyle düzeltilecek. Kiminle? Buna halk karar verecek. Çünkü bunu düzeltecek anayasal kurumlar paralize oldular. Yargı işlemiyor. Anayasa mahkemesi adeta yok. Kuvvetler ayrılığı ortada kalmadı. Tek bir yolumuz kaldı o da halka dayanarak yine halkın oylarıyla bunu düzeltmek. Meclis'ten çekilme, sine-i millet düşüncemiz yok. Çünkü Meclis'in bizzat kendisi milletin sinesidir.

HUKUKÇULARA SORULAR

1- 16 Nisan 2017 günü yapılan Halk Oylaması meşru mudur, meşru değil midir?

2- Halk oylamasıyla kabul edilen anayasa değişiklikleri meşru mudur, meşru değil midir?

3- Türkiye’nin bugün meşru olan anayasası hangisidir, 16 Nisan 2017 öncesindeki anayasa mı, yoksa 16 Nisan 2017 günü Halk Oylamasıyla kabul edildiği ilan edilen değişiklikleri içeren anayasa mı?

4- Anayasa değişikliği uyarınca yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve TBMM seçimi meşru mudur, meşru değil midir?

5- Partiler önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine katılmalı mı, yoksa boykot mu yapmalı?

6- Anayasa değişikliği meşru değilse, bu karar hangi uygulamalarla hayata geçirebilir?

Bu anayasa değişikliğine göre seçilecek Cumhurbaşkanı ve TBMM meşru mudur, yoksa meşru değil midir?

'GAYRİ MEŞRU DENİLEMEZ'

Anayasa Profesörü Süheyl Batum: 16 Nisan'da yapılan halkoylaması kesinlikle bir referandum değildir. Bir halkoylamasıdır ancak halkoylamaları eğer demokratik bir ülkede halkın kararını sormak için yapılıyorsa buna referandum adı verilir. Bunun yerine, halkın kararını soruyormuş gibi halka iktidarın istediğini kabul ettirmek için yapılıyorsa bu, demokratik bir referandum değildir, tersine otoriter bir yöntem olan plebisit adı verilir. O da bir halkoylamasıdır. Ama referandum halkın oyunu sormaya yönelik demokratik bir yöntemken, plebisit tam tersine halka iktidarın istediğini kabul ettirmek için antidemokratik bir yöntemdir.

Meşruiyet dediğiniz şey, yaygın olan inanca bağlılıktır. Bu yönden baktığınızda Türkiye'de bugüne kadar 1982 Anayasası da bir referandumla kabul edilmiş olmasına rağmen her zaman -demokratik bir ortamda kabul edilmedi diye- meşruiyet sorunu yaşadı. Yüzde 92 oy aldı ama her zaman bir meşruiyet sorunu yaşadı. Meşruiyet demek yaygın olan kanaate uygunluk demektir. 16 Nisan halkoylaması da aynı sorunları ömür boyu taşıyacaktır.

1982 Anayasası 35 senedir yürürlükte. Dolayısıyla bu Anayasa'yla kurulan meclisin yaptığı yaptığı herşey gayrimeşrudur, seçimler gayri meşrudur anlamına gelmiyor. Ama 82 Anayasası'nın kabulünün demokratik olmadığı anlamına geliyor. Kanun diyor ki yüzde 50'den 1 fazla alırsa bu kabul edilir diyor. Dolayısıyla buna uygunluğundan dolayı, 2019'daki cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılacak. Kimse hayır diyemez buna. Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmasız yapılacak. Kurumlar gayri meşrudur anlamına gelmiyor. 16 Nisan demokratik değildir ama gayri meşru demek mümkün değil.

Bence partiler önümüzdeki seçime katılmalı ama bütün partileri şöyle değerlendireceğim. Bu son derece antidemokratik şekilde kabul edilen, devletin bütün kurumlarının terazinin bir kefesinde yer aldığı bir haksız oylamayla kabul edilmiş anayasanın değiştirilmesini kim istiyorsa, ben ona oy vereceğim.

YÜRÜRLÜKTE OLAN 16 NİSAN'DIR

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu:

16 Nisan meşruiyeti tartışılabilecek olan bir halkoylaması oldu. Halkoylamasıyla kabul edilen Anayasa değişikliklerinün de yürürlüğe girmesi halkoylamasının sonucunu bağlı. Eğer halkoylamasının meşruiyeti tartışılıyorsa elbette anayasanın içeriği de tartışılıyor demektir.

Bir yasanın, ki o Anayasa'da olabilir, yürürlüğe girmesi başka birşeydir. Meşruiyetinin tartışmalı olması başka birşeydir. Şuan yürürlükte olan 16 Nisan'da yürürlüğe giren Anayasa değişikliğidir. Meşruiyeti konusu en hafif deyimiyle tartışmalıdır.

Herşeyden önce şunu kararlaştırmak lazım. Bu halkoylamasının meşruiyetini tartışmalı hale getiren olay, YSK'nın son dakika almış olduğu karardan ibaret değildir. Herşeyden önce seçime giderken devletin bütün örgütleriyle bütün maddesel etkisiyle bu halkoylamasını bizzat katılmasıdır. Meşruiyet tartışması oradan başlar. Onun için bu meşruiyet olayını başından itibaren alıyorsak, bundan sonra yapılması düşünülen seçimlerin meşruiyeti nasıl sağlanacaktır? Asıl soru budur. Herşeyden önce halka şu güveni vermek lazım. Bundan sonra yapılacak olan seçim yine meşruiyetini kaybedecek bir biçimde devam etmemelidir. Bunun için bütün siyasi partiler ve yurttaşlar bu ortamı sağlamak durumundadırlar. Siyasi partiler halka güvence vermek durumundadırlar.

KILIÇDAROĞLU BUNUN NE DEMEK OLDUĞUNU BİLİYOR MU?

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının Türkiye siyasetine atılan bir dinamit olduğunu belirtti. Perinçek dün katıldığı Ulusal Kanal canlı yayınında şunları ifade etti:

Sayın Kılıçdaroğlu ne söylediğini biliyor mu? Arkadaşlarına bu konuda danıştı mı? Gayri meşru dediğiniz zaman, 'bugünkü Hükümet, Anayasa ve bu Anayasa'ya dayanan her şey, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri, TBMM seçimleri gayrimeşrudur' demiş olursunuz. Peki, CHP seçimlerden, Meclis'ten çekiliyor mu? Gayrimeşru sözünün bir anlamı var. Bunu Anayasa hukukçuları, siyasetçiler bilir. Ümit ediyorum ki, Sayın Kılıçdaroğlu gayrimeşrunun ne demek olduğunu bilmiyordur.

TARİHTEKİ İKİ OLAY

Kanuna aykırılık ve meşruluk kavramlarının ayrı olduğunu vurgulayan Perinçek şöyle devam etti: “Tüm partiler 'bu kanuna aykırı, kanuna uygun değil, ülke ihtiyaçlarına uygun değil' diyebilir. Ama 'meşru değildir' dediğiniz zaman sistemi hukuk dışı ilan ediyorsunuz. Bu hukukta çok tartışılmış bir konudur. Bizim tarihimizde iki olay var. Biri, Atatürk, Samsun'a çıktı ve bir süre sonra İstanbul'daki hükümeti gayrimeşru ilan ederek, Ankara'da Meclis'i açtı. Siz İstanbul'daki Hükümet'e, 'hayır bu bizim hükümetimiz değil gayri meşrudur' derseniz onun karşısına bir hükümet koymanız lazım. İkincisi, 27 Mayıs'tır. 27 Mayıs Anayasası'nın giriş bölümünde şu ifade edildi: “Meşruluğunu yitirmiş gayrimeşru olan bir iktidara karşı direnme hakkını kullanmış ve Türk milleti bu anayasayı yapmıştır.” Birinin Sayın Kılıçdaroğlu'na gayrimeşru ve kanun dışı ne demek, hayattaki karşılığı ne olur anlatması lazım. Bu anayasaya dayanarak önümüzde iki seçim yapılacak. O zaman neden Kılıçdaroğlu partileri ziyaret etti. Bir muhalefet partisi, 'Hükümet kanuna aykırı şeyler yapıyor' diyebilir. Vatan Partisi diyor; 'Biz bu hükümetten kurtulacağız, önümüzdeki seçimde Tayyip Erdoğan seçilemeyecek.'

İLK PKK SÖYLEDİ

Perinçek, referandum gecesi Kılıçdaroğlu'nun 'tanımıyoruz' sözleriyle sürecin başladığını belirtterek şunları kaydetti: Çıktık dedik 'tanımıyorsan ne yapcaksın?' CHP Meclis'ten çekiliyoruz dedi mi? Tanımıyoruz dediğiniz zaman o Meclis'ten çekilirsiniz. Tamamen meşru olmayan bir hükümete karşı halkı direnmeye çağırırsınız. Önümüzdeki seçimlere katılmassınız. Bunun hukuki anlamı budur, başka anlamı yoktur. Bu çağrı okyanus ötesinden geliyor. Bu Anayasa'nın gayri meşru olduğunu ilk söyleyen parti PKK ve HDP'dir. PKK burada tutarlı çünkü Türkye'yi bölmek için silahlı mücadele veriyor. Ama CHP'nin böyle bir kararı var mı? Bir partinin Kurultayı toplanarak ya da MKK'sı böyle bir kararı ilan edebilir. Ortada bir Genel Başkanın bir açıklaması var. Dileğim bu açıklamanın bilmeden yapılmış olmasıdır. CHP yetkilileri bunu mutlaka açıklayacaktır.

ulusalkanal.com.tr

İzmir Karaburun'da depremden sonra tsunami yaşanmış Gündem Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör'den çarpıcı FETÖ iddiası Gündem Diyarbakır'da terör operasyonu: 17 gözaltı Gündem Diyarbakır'da terör operasyonu Gündem