İstanbul'u korkutan deprem raporu

Çanakkale'deki sarsıntılar ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları İstanbul'da beklenen büyük depremi tekrar gündeme getirdi. Mehmet Özhaseki, “Bir fay hattı var 250 senede kırılıyor. Şu anda 249'ncu senesi. Bir fay hattı var 400 sene oluyor kırılalı. Şu anda 462'nci senesindeyiz. Allah korusun Anadolu'da bir deprem olursa altından kalkalarız ama İstanbul'da olursa perişan oluruz. Ekonomimiz çöker” dedi. Özhaseki'nin gündeme getirdiği beklenen depreme Aydınlık mercek tuttu.

Abone ol

Çanakkale'deki sarsıntılar ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları İstanbul'da beklenen büyük depremi tekrar gündeme getirdi. Mehmet Özhaseki, “Bir fay hattı var 250 senede kırılıyor. Şu anda 249'ncu senesi. Bir fay hattı var 400 sene oluyor kırılalı. Şu anda 462'nci senesindeyiz. Allah korusun Anadolu'da bir deprem olursa altından kalkalarız ama İstanbul'da olursa perişan oluruz. Ekonomimiz çöker” dedi. Özhaseki'nin gündeme getirdiği beklenen depreme Aydınlık mercek tuttu.

Aydınlık'tan Mustafa K. Erol, deprem gerçeğini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin deprem raporu, İnşaat Mühendisleri İstanbul Şubesi'nin tavsiyeleri ve jeofizik mühendislerinin bilimsel verileri çerçevesinde irdeledi. Deprem dosyasını üç günlük bir dizi halinde yayımlıyor.

'Yapılması gerekenler lafta kalıyor, rant beklentisiyle hayata geçirilemiyor. Devlet gerekli adımları atmıyor. Kaçak yapı denetiminin yapılması, yetki karmaşasının giderilmesi hayati önemde'

Beklenen Büyük İstanbul Depremiyle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü'nce hazırlanan “Afet Yönetiminde Etkinlik Özel İhtisas Komisyonu Ön Raporu” çok önemli saptamalar ve çözüm önerileri içeriyor. Depreme hazırlık ve önlem alma noktasında kentin resmi yetkili makamı olan müdürlük, beklenen felaketle ilgili yapılması gerekenlerin lafta kaldığını ve rant beklentisiyle hayata geçirilemediğini vurguluyor. Başta İstabul Deprem Master Planı olmak üzere, hazırlanan planların hayata geçirilmesi halinde can ve mal kaybının en aza indirilecekken uygulayıcıların söylem, toplantı ve çalıştay düzeydinde kaldığı saptaması yapılıyor. Beklenen büyük deprem için yetki karmaşası ve rant beklentisi gibi nedenlerle devletin gerekli adımları atmadığı anlatılıyor. Ön rapor, kaçak yapı denetiminin yapılmasının, planlama-yasa-yönetmelik karmaşasının giderilmesinin ve rant beklentisiyle hareket etmeyerek İstanbul için gerekli adımların bir an önce atılmasının hayati önemde olduğunu vurguluyor.

EYLEME GEÇMEK ZORUNDAYIZ

31 sayfalık raporun giriş bölümünde, söylem bazında her şeyin yapıldığı ancak artık eyleme geçmenin zamanının geldiği şöyle anlatılıyor:

“Ülkemizin değerli kurum veya kuruluşları tarafından birçok çalışma yapıldığını bilmekteyiz. Ülkemizde afetlere yönelik olarak; ulusal veya uluslararası olsun, şura, çalıştay, sempozyum, konferans, her düzeyde toplantı, rapor, master plan, acil eylem planı, zarar azaltma planı, strateji planı gibi yapılmayan bir şey kalmadı. Yapılması zorunlu olan, artık yazma, konuşma, tartışma yerine eyleme geçmektir. Uygulayıcılardan beklenen, bu çalışmaların içeriğinde yer alan hususların bir an önce hayata geçirilmesidir.”

YASALAR UYGULANAMIYOR

Raporda kamu kurumları arasında yetki karmaşası olduğu ve yasaların uygulanamadığı vurgulanıyor.

Raporun 9. sayfasında şu çarpıcı saptama yer alıyor:

“Çok başlılıktan kaynaklanan liderlik eksikliğinin oluşmaması için mutlaka, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı(AFAD) ve belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları net bir şekilde belirlenmelidir. Yasal mevzuattaki sorun ve yetersizliklerin dışında, en temel sorunlardan biri yasaların uygulanamama sorunudur. Bunun temel nedeni de yeni kurulan bazı kurumların, kuruluş kanunlarında yer alan birtakım görev, yetki ve sorumluluk karmaşasının olmasıdır. Bu anlamda ilgili yasaların uygulanabilirliğinin sağlanması yönünde düzenlemelere, denetim ve katılım kavramlarına özellikle önem ve öncelik verilmelidir.”

YAPILAMAYANLAR

İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü'nün ön raporu, yapılamayan iş ve işlemleri dört temel başlıkta toplayarak şöyle özetliyor:

“Ülke veya kent bazında yeterli olabilecek bir risk azaltma stratejisi oluşturulamadı. İdareler bu konuda kamuoyunun güvenini yeterince sağlayamadı. 1999 depremlerinden sonra kamuya ait bazı yapıların güçlendirilmesi dışında 'dönüşüm' veya 'toplu yenileme' anlamında doyurucu bir uygulama yapılamadı. Gerekli mevzuat değişikliği yanında, halka yönelik yeterli düzeyde bilinçlendirmenin yapılamamış olması.”

Raporda kamu yönetiminin eksiklikleri şöyle sıralanıyor:

“Çok başlılık nedeniyle oluşan liderlik eksikliği, bazı idarelerin konuyu algılamadaki yetersizliği, deprem yatırımlarının cazibesinin idare açısından düşük olması, rant beklentisi, insanlarımızın yaşam alanı çevresinden ayrılmama kararlığı, unutma psikolojisi, siyasi istismar ve cesaretsizlik gibi unsurları diğer olumsuzluklar olarak vermek mümkündür.”

KAÇAK YAPILAŞMA

1999 Depreminden sonra bile sağlık bir yapı denetim sisteminin geliştirilemediği de ön rapora yansıyan saptamalar arasında yer alıyor. Raporda “Yasal yapı yapma prosedürünün çok uzun ve zahmetli oluşu, bürokratik engeller yasal yollardan yapı yapmak yerine kaçak yollardan yapı yapmayı teşvik eder niteliktedir. Sağlıklı ve etkin bir Yapı Denetim Sistemi, 1999 depremi sonrası yasal düzenlemeler de dahil olmak üzere geliştirilememiştir” deniyor.

KORKUTAN RAKAMLAR

2010 yılında üniversitelerin işbirliğiyle hazırlanan ‘Deprem Hasar Tahmini Projesi’ çalışmasına göre, Kuzey Anadolu Fayının kırılmasıyla ortaya çıkacak depremde İstanbul'da can kaybı 15 bin ila 35 bin arasında olacak. İBB Meclisi kasım ayı toplantısındaki bilgilendirmeye göre ise 7.5 ya da 7.7 büyüklüğünde bir deprem olması durumunda 70-90 bin ölü, 135 bin ağır yaralı olacak. Deprem konusundaki en kapsamlı araştırmalardan olan “İstanbul Olası Deprem Kayıp Tahminleri” verilerine göreyse kentteki toplam bina stoğunun yüzde 0.4'ünün (3 bin 500 ila 5 bin binanın) çok ağır hasar göreceği tahmin ediliyor. Ağır hasar görecek bina sayısı 20 ila 30 bin; orta hasarı alacak bina sayısı ise 90 ila 110 bin. Depremin toplam mali kaybının 80-100 milyar lira arasında olması bekleniyor. 500 bin kişi için ise acil barınma ihtiyacı doğacak.

ulusalkanal.com.tr

IŞiD'den TBMM'de keşif Gündem Atatürkçülük, İnönü ve evrim teorisinin çıkarıldığı iddialarına yanıt verdi Gündem AKP’liler de huzursuz oldu Gündem Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki talimat verdi! Ödemeler başlıyor Gündem