Eski istihbarat polisleri hakkında darbe girişimi iddianamesi hazırlandı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirmeye çalıştıkları gerekçesiyle çoğu dairenin eski çalışanı 36 kişi hakkında iddianame düzenledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında örgüt faaliyetleri kapsamında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirme ve darbe girişimi süresince tüm Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirme çabası içerisinde oldukları gerekçesiyle çoğu dairenin eski çalışanı 36 kişi hakkında iddianame düzenledi.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Murat Tuzcu'nun hazırladığı iddianamede, şüpheliler Erkan Demir, Abdülkerim Canbay, Selim Temur, Abdülkadir Sarı, Ahmet Turan Türkgil, Ali Doğru, Hüseyin Gözübenli, Hasan Duman ve Muharrem Sönmez'in "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçlarından 35'er yıla kadar hapisleri talep edildi.
"Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen 27 kişiden Mustafa Koçyiğit ve Ömer Yenşen'in "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" ve "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından 42 yıl 6'şar aya, 25 şüphelinin ise "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından 35'er yıla kadar ayrıca hapisleri istendi.
İddianamede, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe, darbe girişiminin yaşandığı gece Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı yakınında yakalanan eski Emniyet Müdürü Zeki Taşkın, eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Kırcılı ile Yusuf Ziya Sarı, Erkan Demir, Abdülkerim Canbay, Nushet Şehmuz Mungan, Nazmi Mert, Mustafa Koçyiğit, Selim Temur, Volkan Göçer, Yusuf Keten, Abdülkadir Sarı, Abdullah Öner, Hasan Hüseyin Gerçek, Akif Güngör, Reşat Arıkan, Enes Kara, Bülent Günay, Ahmet Turan Türkgil, Ali Doğru, Eyüp Liste, Gökhan Yıldız, Engin İlhan, Ahmet Özkan Özalp, Hüseyin Gözübenli, Mahmut Orak, Haşim Türker, Hasan Duman, Hamdi Özdere, Hasan Demir, Gazi Topal, Murat Ahmetoğlu, Muhammet Serhat Al, Muharrem Sönmez ve Ömer Yemşen "şüpheli" olarak yer aldı.
İddianamede, şüphelilerin darbe girişimi olduğu sıra örgütlü şekilde silahlanma arayışına girdikleri, darbe girişiminin yönetici kadrosu olan "yurtta sulh konseyi"nin en önemli mensuplarından Mehmet Partigöç ile irtibatlı oldukları, darbe girişimi sırasında örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirme ve darbe girişimi süresince tüm Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirmeye çabaladıkları ifade edildi.
Gülen'den aldığı bilgileri iletmiş
İddianamede, İstihbarat Dairesi Başkanlığında çalışan FETÖ mensubu bilgisayar mühendislerinden sorumlu kişinin, şüphelilerden "Akif" kod adlı Mustafa Koçyiğit olduğu bildirildi.
Şüphelinin, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den aldığı emirleri altında bulunan mühendislere Eagle programıyla ilettiği kaydedilen iddianamede, Koçyiğit'in, örgütün darbe girişiminden iki gün önce, "istifa konusunu abilerle hatta HE (Hoca Efendi Fetullah Gülen) ile istişare etmemiz lazım. Bu konuda size dönüş yapacağım inş." ve "Konuyu bir burada istişare edelim sonra da HE dahil soralım isterseniz. Direkt sistemi kilitlemeyi soralım isterseniz" mesajları bulunduğu aktarıldı.
İddianamede, hakkında takipsizlik kararı verilen Burak Açıkalın'ın 19 Temmuz 2016 tarihli ifadesinde, İstihbarat Daire Başkanlığı bilgisayarlarına USB, harddisk takmanın mümkün olmadığını ancak bilgisayar mühendisi olduğu için Linux işletim sistemi sayesinde aldığı bilgileri önce USB'ye, onu da telefon veya başka bilgisayara takarak Tango programıyla gönderdiğini beyan ettiğine dikkat çekildi.
"Akif"in Tango programı üzerinden taleplerde bulunduğunu anlatan Açıkalın'ın, bu taleplerin herhangi bir kişi hakkındaki akla gelebilecek bütün bilgiler olabildiğini ifade etti. Açıkalın'ın, "Akif kod isimli şahıs benden talepte bulunur, ben de talepleri yerine getirdikten sonra Tango programıyla kendisine gönderirdim. Nadiren yüz yüze görüşmelerim de oldu." dediğine yer verilen iddianamede, şüphelilerden Haşim Türker'in de ifadesinde, istihbarat çalışanlarının kullandığı e-postaların bulunduğu sunucudaki veri depolama ünitesi disklerini başka bir veri depolama ünitesine kopyaladıklarını anlattığı bildirildi.
Türker'in de "Akif" kod ismiyle bildiği kişiye Tango programından bilgi gönderdiğini söylediği bildirilen iddianamede, Türker'in, "Cemaat içerisinde en üst seviyeden abi olduğu için bu isteğini yerine getirdim. Bunu yaparken de herhangi bir maddi veya manevi bir karşılık beklemedim." beyanında bulunduğu aktarıldı.
Koçyiğit'in ifadesi
Çalışmalar sonucunda "Akif" kod isimli şahsın Koçyiğit olduğunun belirlendiği kaydedilen iddianamede, şüphelinin ifadesine yer verildi. Buna göre Koçyiğit, irtibatlı olduğu kişilerin kendisini kod adıyla tanıdıklarını kabul ederek şunları söyledi:
"Selman abinin bana verdiği talimat doğrultusunda İDB'de (İstihbarat Daire Başkanlığı) çalışan Burak isimli şahısla irtibat kurup aldığımız talimatları yerine getirmeye başladık. Mühendislerle ByLock üzerinden yazışıyorduk. Daha sonra Eagle ve Tango da kullandık. Üç programın da özelliği yazışmaları 3 gün içinde otomatik olarak imha etmektir. Selman abi ile son görüşmemizde yanında kendisini Selahattin ismiyle tanıtan birisi vardı. Ankara'daki görevinin sona erdiğini ve Selahattin isimli kişiyle işi yürüteceğimizi söyledi. İstihbaratta Hayrettin kod Haşim Türker, Bekir kod Burak Açıkalın, Bülent kod, Ömer kod isimli Özkan, Mahmut kod isimli Akif Güngör ile tanıştık, görüştük. Selman abiden sonra Selahattin abimizle irtibatlarımız devam etti. Selahattin abi hatırladığım kadarıyla Yozgatlıydı, 45-50 yaşlarındaydı. Emniyetin Ankara imamı olduğunu biliyordum. Mühendislik ya da matematik mezunuydu ve üniversiteyi Kocaeli civarında okumuştu. Evi de bildiğim kadarıyla Aydınlıkevler civarındaydı. Kendisiyle bir iki defa Balgat'ta buluştuk."
Koçyiğit, ifadesinin devamında "Selahattin" aracılığıyla ByLock üzerinden "Furkan" kod adlı kişiyle tanıştıklarını ve kullandıkları programlar üzerinden dosya transferi de yaptıklarını söyledi. İstihbarat dairesindeki mühendislerden Nushet Şehmuz'un da kendileriyle irtibatlı olduğunu bildiren Koçyiğit, şunları kaydetti:
"2013 yılında İstihbarat Dairesi Başkanlığının yönetiminin değişmesinden sonra bizde bocalama, yeni duruma bir hazırlık oldu. Örgütün, İstihbarat Dairesinden veriye ihtiyacı vardı. Selahattin abinin talimatıyla mühendislerden İstihbarat Dairesinde işimize yaracak verileri getirmelerini istedim. Burak ve Haşim bana bu verileri getirmeye başladılar. Bu şahıslar verileri USB, CD ya da harddiskte getiriyorlardı. Bana kimi zaman evlerinde kimi zamanda açık alanda teslim ediyorlardı. Bu konudaki tüm haberleşmeyi kullandığımız programlardan yapıyorduk. Ben de Furkan ile bu program üzerinden irtibatlaşıp, açık alanlarda buluşup, bana verilen verileri Furkan'a iletiyordum. Furkan'ın bu verileri ne yaptığını bilmiyorum. Mahmut Orak isimli Z şubesinde çalışan şahsın Y şubede görevlendirilmesini istiyorduk. Çünkü Mahmut bize çalışıyordu. MİT'in, İstihbarat Dairesine bildirdiği 20 bin kişilik paralel devlet yapılanmasına ilişkin listeyi de İDB'den yukarıda belirttiğim mühendisler aracılığıyla temin ettik. Hatırladığım kadarıyla bunu Burak Özkan bana mail ile gönderdi."
400 terabaytlık istihbari bilgi örgüte aktarıldı
Açıkalın, Türker ve Koçyiğit'in ifadeleri doğrultusunda İstihbarat Dairesi Başkanlığı sistem odalarında incelemeler yapıldığı aktarılan iddianamede, İstihbarat Dairesi Başkanlığı Bilişim Teknolojileri Şube Müdürlüğü İletişim Büro Amirliğinde çalışan şüpheli Bülent Günay'ın, FETÖ'ye bağlı mühendislerin güvenlik duvarlarına uğramadan ve log sistemine yakalanmadan sunuculara ve veri depolama ünitelerine erişebilmeleri için sisteme 19 Haziran 2014'te kayıt dışı sunucu kurduğunun belirlendiği belirtildi.
Şüphelilerin, FETÖ/PDY'nin hedefleri, örgüt elebaşı Gülen'in talimatları doğrultusunda Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına sızdırıldığı, örgütün siyasal hedefleri doğrultusunda gizli bilgilere eriştikleri, bunları örgüt içerisindeki "mahrem abi" ve "imamları"na aktardıkları ifade edilen iddianamede, 400 terabayt bilgininin log kayıtlarına düşmeyecek sanal sunucu oluşturmak suretiyle temin edilip örgüte aktarıldığının belirlendiği, şüphelilerin devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal casusluk maksadıyla temin ettikleri ve böylece üzerlerine atılı casusluk suçunu işledikleri vurgulandı.
Şüphelilerden Gürsel Aktepe ve Zeki Taşkın'ın darbe girişimi gecesi devriye görevlilerince durduruldukları ve haklarında işlem başlatıldığı kaydedilen iddianamede, Taşkın'ın cep telefonunda FETÖ mensuplarının haberleşme amacıyla kullandıkları WhatsApp görünümlü Eagle programının bulunduğuna yer verildi.
Fatih Ömek'ten darbeye destek mesajları
İddianamede, programdaki incelemede, "Faruk bey" kod adını kullanan şahsın, "Değerli abiler şu anda asker yönetime müdahaleye başladı. Herkes işini gücünü bıraksın. Bulunduğu yerde arkadaşlarını yönlendirsin ve askerlerin müdahalesine yardımcı olmalarını temin etsin. Direnmesinler. Direnen emniyet güçlerine engel olsunlar. Her ilden ve bölgeden yapılan müdahale konusunda bilgi alalım. Bu stratejiyle hareket edip bizi her yerden bilgilendirin. Düzgün not yazın. Askere direnmesin arkadaşlar, direnenlerin direncini kırsınlar, özellikle Özel Harekatta ve Çeviktekiler askere teslimiyet gösterip menfilerin direnci kırılsın. Herkese ulaşalım", "Abiler emniyetten gelen emirleri yerine getirmemeliler", "Herkes G. Kurmaya gitsin", "Devreler birbirleriyle bağlantı kursunlar", "Zincir kursunlar", "Haberdar olmayan kimse kalmasın, emekliler dahil", "Ankara'da muvazzaf ve emekli kim varsa silahını alıp genkur. egm. Ankara emniyet, kom, tem ve yıldızın önüne giderek direnen herkesi indirsin. Bu konuda askere yardımcı olsun. Kimse evinde durmasın. Duran vebaldedir... Herkese duyurun...", "Genelkurmaya bizimkiler yanaşmamalı. Vur emri var askerin", "Abiler herkese iletelim. Paralelci ilan edilen polisler silah ve teçhizatlarını kesinlikle teslim etmesinler", "Erdoğan yanındaki korumalarla bilinmeyen bir yere götürüldü. Büyük ihtimalle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı deniz üssünde tutuyor." şeklindeki mesajlarının bulunduğu bildirildi.
İddianamede, bu mesajlardan ve yakalanan şüphelilerin ifadelerinden FETÖ mensuplarının darbe gecesi koordineli olarak hareket ettikleri ve 17-25 Aralık sürecinden önce çalıştıkları birimlerin önüne giderek darbeye destek verdiklerinin belirlendiği kaydedildi.
Ayrıca araştırmalar ve Taşkın'a yaptırılan fotoğraf tespit tutanağından, mesajları atan "Faruk bey" kod adlı kişinin Fatih Ömek olduğu, örgütte üst kademe yönetici konumunda bulunduğu, emekli ve muvazzaf asker ile polisleri darbeye destek amacıyla yönlendirdiği anlatıldı.
Darbe girişimi gecesi Partigöç mesajı
Şüphelilerden Gürsel Aktepe'nin ifadesinde, İstihbarat Dairesinde birlikte çalıştığı Timur Tecer'den, "Darbe oldu, herkes destek için çıksın, daha önce çalıştığı yakın yere geçsin. İrtibat için soy ismini şu an hatırlayamadığım General Mehmet ile irtibata geçsin." şeklinde gelen mesajdan bahsettiği ifade edilen iddianamede, Tecer'in; Gürsel Aktepe, Lokman Kırcılı, Zeki Taşkın'ı darbeye destek vermek amacıyla yönlendirdiği belirtildi.
Kırcılı, Aktepe ve Taşkın'ın, otomobille İstihbarat Dairesi Başkanlığı çevresine gelerek, beklerken çevrede devriye görevi yapan polislerce yakalandığı kaydedilen iddianamede, Aktepe'de ele geçirilen tabletteki Eagle programında FETÖ/PDY'nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan sözleri bulunduğu, devletin işleyişine ve Erdoğan'a yönelik terör örgütünün amaç, hedef ve stratejileri doğrultusunda belirlenmiş planların talimat şeklinde aktarıldığı, bu planlarla devletin ve Erdoğan'ın özellikle uluslararası kamuoyunda hedef alınmasının istendiği, ayrıca darbe girişimi gecesi saat 23.09'da "general mehmet partigöç tel 530 662 ..." şeklinde kayıtlar ve mesajlar bulunduğu bildirildi.
İddianamenin son bölümünde, "şüphelilerin darbe girişimi sırasında örgütlü şekilde silahlanma arayışına girdiği, darbe girişiminin yönetici kadrosu olan 'yurtta sulh konseyi'nin en önemli mensuplarından Mehmet Partigöç ile irtibatlı oldukları, darbe girişimi sırasında örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında İstihbarat Daire Başkanlığını ele geçirme ve darbe girişimi süresince tüm Türkiye'de istihbarat fonksiyonlarını işlevsiz hale getirme çabası içerisinde oldukları, aralarında darbe girişimine aktif destek ve katılma yönünde fikir ve eylem birliği bulunduğu" belirtilerek bu nedenle Aktepe, Kırcılı, Koçyiğit ve Yemşen ile Abdullah Öner, Ahmet Özkan Özalp, Akif Güngör, Bülent Günay, Enes Kara, Engin İlhan, Eyüp Liste, Gazi Topal, Gökhan Yıldız, Hamdi Özdere, Hasan Demir, Hasan Hüseyin Gerçek, Haşim Türker, Muhammet Serhat Al, Murat Ahmetoğlu, Nazmi Mert, Nusret Şehmus Mungan, Reşat Arıkan, Yusuf Keten, Yusuf Ziya Sarı ve Zeki Taşkın'ın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunu işledikleri kaydedildi.
"Fuat Avni"nin kullanıcılarından
Yemşen ve Koçyiğit'in hiyerarşik olarak FETÖ/PDY terör örgütü üyeleri üzerinde bulundukları, iş bölümü yapabildikleri, örgüt üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunabildikleri, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda ve icrasında rol üstlenebildikleri, bu faaliyetleri denetleyebildikleri, örgütü idare ettikleri, emir ve direktif verebildikleri ifade edilen iddianamede, Koçyiğit'in Twitter'daki "Fuat Avni" hesabının kullanıcılarından olduğu, bu hesap üzerinden manipülasyonlar ve örgütün amaçları ve hedefleri doğrultusunda dezenformasyon faaliyetinde bulunduğu vurgulandı.
İddianamede, bu sebeple Yemşen ve Koçyiğit'in "silahlı terör örgütü yönetmek" suçunu işledikleri ifade edildi.