Bilderberg toplantısı ve koalisyon senaryoları
2015 yılı Bilderberg toplantısı 10-14 Haziran tarihlerinde Avusturya’daki bir turistik tesis olan İnteralpen Oteli’nde yapıldı. Küresel sermaye örgütlerinin Avrupa ayağı olan bu örgütün kurucuları arasında eski Naziler, Avrupa kraliyet aileleri mensupları ve büyük sermaye sahipleri var.
2015 yılı Bilderberg toplantısı 10-14 Haziran tarihlerinde Avusturya’daki bir turistik tesis olan İnteralpen Oteli’nde yapıldı. Küresel sermaye örgütlerinin Avrupa ayağı olan bu örgütün kurucuları arasında eski Naziler, Avrupa kraliyet aileleri mensupları ve büyük sermaye sahipleri var.
Cecil Rhodes gibi isimlerin de bulunduğu Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (Royal Instute of International Affairs; RIIA). Bunun ABD’deki uzantısı olarak Rockefeller ailesinin öncülüğünde 1921 yılında Dış İlişkiler Konseyi (Counsil on Foreign Relations; CFR) kuruluyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa Birliği projelerini ve antikomünist politikaları organize etmek içinse 1954 yılında Bilderberg örgütü ilk toplantısını yapıyor.
Bu yapılar, sermaye ideolojisinin savunucusu olan akademisyen ve köşe yazarları tarafından sık sık “komplo teorisi” nite- lemesiyle karşılanıyor. Öte yandan bu yapılara karşı çıkıyormuş gibi görünen birçok yayın da konuyu alabildiğine mistik ve gizemli bir havaya büründürerek buna katkıda bulunuyor. Konuyu gerçek boyutlarıyla algılamanın en iyi yolu katılımcı profilini göstermek olacak. Bu katılımcılar arasında uluslarüstü dev şirketlerin sahipleri veya CEO’ları var. Avrupa ülkelerinin Başbakanları, Dışişleri ve Maliye Bakanları, Merkez Bankası Başkanları var. Uluslararası medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleri ve önde gelen köşe yazarları var, akademisyenler var. Kraliyet aileleri mensupları var. Bir Dünya Bankası Başkanı, IMF Başkanı, Avrupa Merkez Bankası Başkanı, NATO Genel Sekreteri gibi kişiler var. Zaten tüm NATO Genel Sekreterleri, Bilderberg’in doğal katılımcısı durumunda. Bu da Bilderberg’in sıradan bir düşünce kuruluşu olmayıp Gladyo-Kontrgerilla yapılanmalarıyla iç içe olduğunu gösteren bir olgu.
Her yıl başka bir ülkede genellikle büyük bir turistik komplekste gerçekleşen toplantıdan haftalar önce, söz konusu tesisin bütün personeli geçici olarak izne çıkarılıyor ve yerine tamamen özel elemanlardan oluşan bir kadro hizmet veriyor. Ayrıca otelin ve yakın çevresinin korumasını bizzat CIA üstleniyor ve yerel polis güçleri bile toplantının yapılacağı bina ve civarına yaklaştırılmıyor. Bilderberg katılımcılarının toplantılar sonrasında en ufak bir bilgi paylaşmaları kesinlikle yasak. Bugüne kadar da hiçbir katılımcı toplantılarda neler konuşulduğu hakkında bir beyanatta bulunmuş değil. Bazı gazeteci ve araştırmacıların, kişisel ilişkilerini kullanarak “off the record” bilgilerle yazdıkları birkaç kitap hariç. (*)
Şimdi bir düşünelim. Bu saydığımız mevkilerde bulunan insanlar, her yıl 3-4 günlerini dünya ile iletişimlerini keserek bir mekâna kapanıp konuşarak geçiriyorlar. Herhalde tatil yapmak veya yorgunluk çayı içmek için toplanmıyorlar. Elbette ki, küresel kapitalistlerin çıkarları doğrultusunda kararlar alıyorlar ve uygulamaya koymak için çabalıyorlar.
TÜRKİYE’DEN KİMLER KATILDI?
Bugüne kadar Bilderberg toplantılarından 3’ü Türkiye’de gerçekleştirildi. 1959 İstanbul Yeşilköy, 1975 Çeşme Altınyunus Oteli, 2007 İstanbul Ritz Carlton Oteli.
Her yıl Türkiye’den iş ve siyaset dünyası, medya ve akademiadan farklı kişiler Bilderberg’e davet ediliyor. Birkaç örnek vermek gerekirse;
Siyaset dünyasından: Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Erdal İnönü, Kemal Derviş, Emre Gönensay, Hikmet Çetin, Gazi Erçel, Uğur Bayar, Mehmet Ali Bayar, Ali Babacan, Egemen Bağış, Faik Öztrak, Umut Oran, Şafak Pavey...
İş dünyasından: Rahmi ve Mustafa Koç, Cem ve Ümit Boyner, Erkut Yücaoğlu, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Ferit Şahenk, Suzan Sabancı Dinçer, Tuncay Özilhan, Süreyya Ciliv (Turkcell CEO), Serpil Timuray (Vodafone Türkiye CEO).
Medyadan: Sedat Ergin, Hasan Cemal, Cüneyt Ülsever, Fehmi Koru, Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar, Zeynep Göğüş, Sami Kohen, Ruşen Çakır, Enis Berberoğlu.
Akademiadan: Soli Özel, Fuat Keyman...
SANDIKTAN ÇIKAN KÜRESEL PROJELER
Konunun koalisyon senaryolarıyla ilgisine gelince... Somut kanıtlar olmadan iddialar ileri sürmek yanlış olur. Ancak yakın geçmişten bir örnekle ne demek istediğimi anlatayım: 2007 yılı başlarında DYP ile ANAP’ın birleşme çalışmaları, merkez sağ siyasette güçlü bir rüzgâr oluşturmuştu. Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu arasındaki görüşmeler son aşamaya gelmiş, yeni parti tabelaları bile hazırlanmaya başlamıştı. Bu rüzgâr, merkez sağdan devşirdiği oylarla iktidar olan AKP çevrelerini de oldukça tedirgin etmekteydi. Tam bu günlerde İstanbul’da Ritz Carlton Oteli’nde yukarıda bahsi geçen Bilderberg toplantısı gerçekleşti. Sonra ne olduysa oldu, son aşamaya gelen ANAP-DYP birleşme görüşmeleri (cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki 367 krizi bahane edilerek) birdenbire kesildi, unutuldu gitti. Demem o ki, 7 Haziran 2015 seçimi sonrası hükümet senaryoları üzerine kafa yoranların, seçimlerden birkaç gün sonra gerçekleşecek olan Bilderberg toplantısına Türkiye’den kimlerin katıldığına dikkat etmesinde, siyasi tahmin ve hesaplarına Bilderberg unsurunu da dâhil etmesinde yarar var.
Sonuç olarak, emperyalizmin küresel örgütlenmelerini ve ülkemizdeki uzantılarını bilmeden, tanımadan, çözümlemeden emperyalizmle mücadele edilemez. Eksik bilgiyle, eksik donanımla düşmanınızı yenemezsiniz.
(*) Bu konularda Türkiye’deki kitapların öncüsüyse, kendisi de 1973 yılında şüpheli bir ölümle hayata veda eden gazeteci Raif Karadağ’ın “Petrol Fırtınası” adlı eseri. 1990’lı yıllarda konuyu gündeme oturtan kişiyse Talat Turhan. Turhan’ın, “Çeteleşme”, “Küresel Çete” ve “Arap Baharı” başta olmak üzere tüm eserlerini dikkatle okumak çok aydınlatıcı olacaktır. Keza aynı yoldan giden değerli araştırmacı Halid Özkul’un eserleri de başka kaynaklarda hiç rastlanamayacak bilgi ve analizler sunmaktadır. Kemal Tansel-Aydınlık