Eski Boydak yöneticisi Şükrü Boydak: FETÖ gözümüzü boyadı
FETÖ davasından yargılanan eski Boydak Holding yöneticisi sanık Şükrü Boydak, "Terör örgütü gerçek yüzünü bize hiçbir zaman göstermedi, iyi yüzünü gösterdi, gözümüzü boyadılar.* dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin soruşturmada, haklarında dava açılan eski Boydak Holding yöneticileri Hacı, Memduh, Mustafa ve Şükrü Boydak'ın da aralarında yer aldığı 9 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Şükrü ve Memduh Boydak, tutuksuz sanıklar Bekir Boydak ve Halit Bayhan ile avukatları hazır bulundu. Tutuklu sanık Hacı Boydak, tutuksuz sanıklar Mustafa, Erol ve İlyas Boydak ile Murat Bozdağ ise duruşmaya katılmadı.
Geçen celse talep edilen bazı raporların ulaştığını ifade eden mahkeme heyeti, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının mahkemelerine, MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) raporları doğrultusunda talep yazısı gönderdiğini bildirdi.
Cumhuriyet Başsavcılığının, "Resmi kayıtlar ve gayriresmi kayıtlara göre soyismi Boydak olan sanıkların ve kayyumluk yetkileri TMSF'ye devredilen Boydak Holding ve bağlı şirketlerin birlikte, sistematik ve organize bir çaba içinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı/ilintili yapıların finansmanı için fon aktarımında bulundukları anlaşıldığından, kayyumluk yetkileri TMSF'ye devredilen Boydak Holding ve bağlı şirketlerin TCK'nin 54/6 maddesi uyarınca müsaderesine (bir şeyin mülkiyetinin devlete geçmesini sonuçlayan bir yaptırım) karar verilmesi, kamu adına talep olunur." şeklindeki yazısı, mahkeme başkanı tarafından duruşmada okundu.
Tutuklu sanıkların mevcut durumlarının devamını isteyen savcı, mütalaasını henüz tamamlamadığını, celse arasında mahkemeye sunacağını ifade etti.
Duruşmada 13 tanık dinlendikten sonra ifade veren sanıklardan Memduh Boydak, holding bünyesinde 14 bin çalışanları, 10 bine yakın da tedarikçileri olduğunu anımsattı.
Hiçbir tedarikçilerinin örgüte aktarılmak üzere kendilerinden para kesintisi yaptıklarını iddia edemeyeceğini savunan Memduh Boydak, şöyle konuştu:
"İddia makamı beni, 'terör örgütü yöneticiliği' ile suçluyor. Bu konuda algı yönetimi dışında hakkımda somut bir delil yoktur. İddianamede bir şema var, o şemada ben yönetici olarak gözüküyorum. Benim kod adım yok, tayine tabi değilim. Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birinde yöneticiyim. Benden terör örgütü yöneticisi olmaz, yönetici olsam kaçardım. Yönetici olsam, 14 bin çalışanımız var, holdingi bu örgütün adamlarıyla doldururdum. Bu şirketlerle iş tutar, terör örgütü ile iltisaklı yerlerden hizmet alırdım. Bin tane farklı yere bağış yapmışız. Şirkette elde edilen karların büyük bölümünü bağış yapmaz mıydım? 2008 yılından bugüne 105 milyon bağış yapmışız. Rapor çıkarılmış, bunun 40 küsur milyonu örgütle iltisaklı yerlere yapılmış deniyor. Bu sürede milyar liranın üzerinde kar etmişiz, bunun 105 milyonunu zekatımız olarak verdik. O dönemde ihtiyaç duyulan her yere yardımda bulunduk."
Boydak, devletine biraz kızgın, küskün ve kırgın bir süreç yaşadığını ifade ederek, "Malımıza, mülkümüze her şeyimize el konuldu. Bu davada daha önce 67 kişi yargılanıyordu, bu davadan ayrı yargılanan insanlar da var ama Kayseri'de sadece bizim malımıza el konuldu, kayyum atandı ve müsadere isteniyor. Bunu iç dünyamda sorguluyorum." diye konuştu.
"Yemek artığı" iddiası
2011 yılında terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'i ABD'de ziyaret ettiği ve bu ziyarette Gülen'in yemek artığını yediği iddiasına ilişkin ise Boydak, "Ben çoluğumun çocuğumun, ağabeyimin, kardeşimin yemek artığını yedim ama başkasının yemek artığını yemedim." dedi.
Kapatılan Melikşah Üniversitesi adına başka bankalardan talimatla Bank Asya'ya destek amaçlı yüklü miktarda kredi çekildiği iddiasının da doğru olmadığını savunan Boydak, 26 aydır tutuklu bulunduğunu, kaçma ve delil karartma şüphesi olmadığını belirterek, tahliyesini istedi.
"Terör örgütü gözümüzü boyadı"
Şükrü Boydak ise öncesi celse etkin pişmanlıkta bulunarak, buna ilişkin yazılı ifadesini mahkemeye sunduğunu hatırlattı.
Boydak, 2005 yılında soyadı Boydak olduğu için TUSKON'a üye yapıldığını, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması, 17-25 Aralık süreci ve Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral'ın 1 Mart 2014 tarihinde yaptığı konuşmada hükümete yönelik hakaret içerikli konuşmasının ardından bu yapıdan uzaklaştığını ve bir daha toplantılarına katılmadığını öne sürdü.
TUSKON tarafından kendilerine fahri konsolosluk verildiğini, Etiyopya'da örgütün okullarını gezdiklerini anlatan Şükrü Boydak, "FETÖ'ye yaptığım yardımları Allah rızası için yaptım. Başka kastım yoktu. Beni kandırmışlar. Asıl işin içinde olan kişiler yurt dışına kaçtı, biz de burada yargılanıyoruz. Terör örgütü gerçek yüzünü bize hiçbir zaman göstermedi, iyi yüzünü gösterdi. Gezdiğimiz okullarda bize Türkçe şarkılar söyleyerek, gözümüzü boyadılar. 25-30 sene sonra dünyada İngilizce'den sonra Türkçe'nin konuşulacağını söylediler. Darbe teşebbüsünde bulunacaklarını bilmiyordum." diye konuştu.
Özür diledi
Kandırıldığını vurgulayan Boydak, vatanından, milletinden, Kayseri'den ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan özür dilediğini belirterek tahliyesini istedi.
Mahkeme heyeti, öğleden sonra devam etmek üzere duruşmaya ara verdi.