Diyarbakır annelerinden Ay: Çocuğumu almadan gitmeyeceğim

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 355. gününe girdi.

Ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla bekleyişlerini sürdüren annelerden Hatice Ay, 5 yıl önce 16 yaşındayken dağa kaçırılan oğlundan haber alamadığını söyledi.

Evladının HDP tarafından dağa gönderildiğini belirten Ay, "Oğlumu HDP'den istiyorum. Çocuğumu almadan buradan gitmeyeceğim. Allah'ın izniyle oğlumu almadan buradan gitmeyeceğim. İnşallah devlet oğlumu getirecek." dedi.

"PKK DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE BİZLERE ZULÜM EDİYOR"

"Oğlum eve gel, sen hastasın orada ne işin var. Gel, devlete, adalete teslim ol." ifadelerini kullanan Ay, "Senden dolayı hepimiz hastalandık, seni özlemişiz, seni düşünüyoruz. Ne gecem ne de gündüzüm var." diye konuştu.

Baba Şevket Altıntaş da 355 gündür eylem yaptıklarını fakat 1786 gündür oğlu Müslüm'den ayrı olduğunu söyledi.

"PKK dünyanın gözü önünde bizlere zulüm ediyor." diyen Altıntaş, şöyle konuştu:

"10-12 yaşında kız çocukları götürülüyor. Bu ne edepsizlik. Sen 10, 11, 12 yaşındaki kız çocuğunu alıyorsun ve bana, 'Ben senin için savaşıyorum.' diyorsun. Kürt halkına, insanlara sesleniyorum, 'Kürtlerin hakkını savunuyoruz' diye diye kanımızı emdiler, namusumuzu iki paralık ettiler. Başka bir değerimiz var mı, nereye kadar bunu görmeyeceğiz? Batsın senin 'Kürt hakkı' dediğin savunma. Var mı böyle bir oyun?" Benim canımı, imanımı, namusumu elimden alıyor, vatana ihanet ettiriyor ve sonra, 'Senin için savaşıyorum.' diyor. Herkese sesleniyorum, bu algı oyununa, bilinç altına yerleştirilen 'Kürt halkına zulüm' kavramlarına dikkat etsinler. Objektif olarak olaylara bakıldığı zaman kendilerine yapılan zulmü idrak edecekler."

Ülkesi için canını vermeye hazır olduğunu vurgulayan Altıntaş, "Gücüm bu şekilde eylem yaparak oluyor. Yaptığım eylemle bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Eylemden vazgeçmek yok. Yarın doğacak çocuklarımız huzurlu gün görsün diye bana ne düşerse yapmaya hazırım. Bu eylem sonuna kadar sürecek. Kim ne derse desin bizler kendi kararlılığımızı biliyoruz. Bizler bu kararı veriyoruz." dedi.