TBMM Başkanı Mustafa Şentop: ''Batı ülkeleri; Türkiye, Çin, Rusya gibi yeni küresel oyuncuları kabullenemiyor''
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM himayesinde Ankara Üniversitesi tarafından TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen "Doğu Akdeniz Sorunlarına Hukuki ve Siyasi Yaklaşım ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin Çözümdeki Muhtemel Rolü Sempozyumu'nun açılışında konuştu. Konuşmanın gündeminde Doğu Akdeniz, AB'nin yaptırım tehdidi, Kovid-19 ve Azerbaycan'ın zaferi vardı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM himayesinde Ankara Üniversitesi tarafından TBMM Tören Salonu'nda düzenlenen "Doğu Akdeniz Sorunlarına Hukuki ve Siyasi Yaklaşım ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin Çözümdeki Muhtemel Rolü Sempozyumu"nun açılışında konuşma yaptı.
Şentop konuşmasında, "küreselleşen yeni dünyamızda sorunlar da tam manasıyla küreselleşmiştir. Dolayısıyla bu sempozyumda ele alınan ana meselenin yani Doğu Akdeniz'in onu etkileyen ve şekillendiren bütün hadiseler ve süreçlerle ilgisini dikkatle anlamak, hepimizin ortak derdi ve değeri olan Türkiye'nin geleceğine dair öngörülerimizi bu çerçevede ortaya koymak durumundayız" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Türkiye’nin, satın aldığı sondaj gemilerini petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri için göndermesi ve Libya ile imzalanan mutabakat, Doğu Akdeniz meselesini yoğun bir şekilde gündemimize getirmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin attığı adımlar öncesinde de Doğu Akdeniz'in birçok sorunun yaşandığı önemli bir bölge olduğunu anımsatan Şentop, Kıbrıs sorununun bunların başında geldiğini, İsrail ile Filistin arasında yaşanan anlaşmazlık, Suriye iç savaşı ve Lübnan sorununun da aslında Doğu Akdeniz'in sorunları arasında olduğunu dile getirdi. Şentop, aynı şekilde Libya iç savaşının da Doğu Akdeniz sorunları denildiğinde akla gelenlerden birisi olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, şunları kaydetti: "Türkiye ile Yunanistan arasında adalar denizinde, karasuları, kıta sahanlığı, adaların silahsızlandırılması, hava sahası gibi konularda yaşanan anlaşmazlıklar da esasen Doğu Akdeniz sorunları içinde mütalaa edilebilir. Bütün bunlar, Doğu Akdeniz tabanında yer alan enerji kaynaklarının paylaşımıyla olduğu kadar, Kıbrıs, Suriye ve Lübnan gibi ülkeler bağlamında bir nüfuz mücadelesi, Libya gibi zengin doğal kaynaklara sahip ülkelerdeki iktisadi değerler üzerinde kimin veya kimlerin karar verici olacağıyla da yakından alakalıdır. Sömürgeci imparatorluklarının bugünkü varisi olan Batı ülkeleri, bu geçmişten beslenen klasik emperyal dış politikasını hala küresel düzeyde sürdürme çabası içindedir. Sorunların temelinde esasen Batı'nın kendini hala bu eski yaklaşımlarla konumlandırması; Türkiye, Çin, Rusya gibi yeni küresel ve bölgesel oyuncuların varlığını kabullenememesinde yatmaktadır.''