Rıza Sarraf, jürili duruşmada itirafçı olarak ifade vermeye devam ediyor

Rıza Sarraf, "Amerika-Atilla'ya karşı" davasında itirafçı olarak ifade vermeye devam ediyor. İlk duruşmaya ayakları zincirli ve cezaevi kıyafetiyle getirilen Sarraf, 2. duruşmaya takım elbise ile katıldı. ABD'de yaşayan FETÖ'cülerin yakından takip ettiği davada Sarraf, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adını davaya dahil etti.

Abone ol

Rıza Sarraf, jürili duruşmada itirafçı olarak ifade vermeye devam ediyor. İlk duruşmaya ayakları zincirli ve mahkum kıyafetiyle getirilen Sarraf, bu kez mahkeme salonuna takım elbise ile geldi.

"FBI'ın koruması altındayım" diyen Sarraf, mahkemede İran Petrol Şirketinden alım yapan tek ülkenin Türkiye olmadığını, Hindistan, Çin, Kore, Japonya ve İtalya'nın aynı yöntemi kullanarak ambargoyu deldiğini söyledi.

İran'a uygulanan ambargonun delinmesiyle ilgili olarak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ticaretin başlatılmasına yönelik şahsen onay verdiğini ileri süren Sarraf, "Erdoğan ve dönemin hazineden sorumlu bakanı Ali Babacan'ın, Ziraat Bankası ve Vakıfbank'a, kendisi ile ilgili işlemlere yardımcı olmaları için talimat verdiklerini" iddia etti.

"Hakan Atilla'ya kesinlikle rüşvet vermedim" diyen Sarraf, "Ekonomi Bakanı'na rüşvet veriyordum. Halk Bankası'nda başka birine rüşvet vermeme gerek yoktu. Atilla da rüşvet istemedi." dedi.

Sarraf, "İran Ulusal Petrol Şirketinin Hindistan'daki parasını Halkbank'taki hesabına aktarmak için Süleyman Aslan ve Hakan Atilla ile toplantı yaptıklarını, Hindistan'daki petrol alıcısı firmanın parayı Halkbank hesabına gönderdiğini, daha sonra başka bir Türk bankasına aktarıldıktan sonra parayı kendisinin aldığını" söyledi.

İran ve Türkiye'nin ardından Çin'de Amerika'nın hedefine girdi. Sarraf, Halkbank'ta kurduğunu iddia ettiği sistemi Çin'e de taşıdığını söyledi. "Çin'de bir şirket kurdunuz mu?" sorusuna "Evet" yanıtını veren Sarraf, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler'in kendi şirketi için çalıştığını ve ondan yardım istediğini de ifade etti.

Rıza Sarraf, Türkiye'de Amerikan ajanları ile gizli pazarlıklar yaptıktan sonra, yine ajanların denetiminde eşi ve çocuğunu da yanına alıp, tatil bahanesi ile Amerika'ya gitmiş, Miami havalimanına iner inmez tutuklanmıştı. Aylarca cezaevinde kalan Sarraf daha sonra Amerikan yargısı ile işbirliği yapmayı kabul etmişti.

ulusal.com.tr

CHP'nin Meclis araştırması önerisi kabul edilmedi Gündem Bahçeli'den 'seçim ittifakı' formülü Gündem YSK teklifi TBMM'de kabul edildi Gündem FETÖ'nün TSK yapılanmasına operasyonda gözaltı sayısı 240'a çıktı Gündem