Peru’da nefes nefese başkanlık seçimi

Abone ol

Peru’da, aylardan beri nefeslerin tutulduğu ve sonucu merakla beklenen devlet başkanlığı seçimleri 5 Haziran’da yapılan ikinci turun ardından sona erdi. İki sağ adayın yarıştığı seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre Pedro Pablo Kuczynski aldığı %50.5 oyla galip gelirken, KeikoFujimori seçmenin % 49.5’inin desteğini almayı başardı. Bu sonuçlar ışığındaKuczynski’ye ülkenin yeni başkanı olarak kesin gözüyle bakılıyor. Yine de televizyon kanalları aradaki farkın çok yakın olması sebebiyle herhangi bir açıklama yapmayacaklarını ve seçim kurulundangelecek resmi açıklamayı bekleyeceklerini duyurdular.

Hatırlanacağı üzere Peru’da ilk tur seçimler 10 Nisan’da yapılmış, alınan oy oranları sonucunda parlamentodaki 130 vekilin dağılımı da belirlenmiş idi. Buna göre KeikoFujimori’nin lideri olduğu Fuerza Popular % 40 oyla 73, Kuczynski’nin lideri olduğu PeruanosPor el Kambio % 21 oyla 18, sol aday Veronika Mendoza’nın başında olduğu FrenteAmplio ise % 19 oyla 20 sandalye kazanmış, seçim barajı olan % 5’i geçmiş üç parti de toplamda 19 vekil çıkartmışlardı. Ancak hiçbir adayın %50’yi geçememesi, ülkenin yeni başkanının seçimini bu tura bırakmıştı.

5 Haziran seçim sonuçları Peru için ne anlam ifade ediyor? Aslında bunun yanıtı, 10 Nisan sonrasında farklı politik aktörlerce yürütülen kampanyalarda saklı. Gerçekte bu seçimi iktisadi programları çok da farklı olmayan biri popülist, diğeri elitistsiyasetler izleyenneo-liberaliki adayın sistem içi mücadelesi şeklinde değerlendirmek gerekiyor. Keiko’ya destek veren seçmenler açısından “Fujimori” soyadı başta Aydınlık Yol olmak üzere terörle mücadeleye ve AlbertoFujimori’nin ilk başkanlık döneminde ülkenin çeperlerinde gerçekleştirilen alt yapısal dönüşümlere çağrışım yapmakta. Ayrıca büyük bir yoksul çoğunluk açısından Keiko, “ayakları her daim Peru’da, yüreği ülkesi için çarpan” bir figür.

Seçmenin diğer yarısı açısından bakıldığında ise “Keiko” algısıoldukça farklı. Baba Fujimori’nin 1990-2000 yılları arası döneminde yapılan kanunsuzlukların içinde olmuş bir “firstlady”. Bunlar arasında; 5 Nisan 1992 sivil darbesi, fail-i meçhuller, siyasi rakiplerin egale edilmesi adına yapılan medya operasyonları, işkenceler, yolsuzluklar ve fakir bölgelerdeki kadınların istemleri dışında kısırlaştırılması ilk akla gelenler. Bugünden bakıldığında ise “Keiko” adı uyuşturucu trafiği ile eş tutuluyor. Öyle ki, partisinin parlamentodaki 11 vekilinin bu suça dair dosyaları bulunmakta. Dolayısıyla bu çevreler, Keiko’nun kazanmasının yalnızca iç siyasete değil, aynı zamanda dış siyasete dair de olumsuz etkilerinin olacağından, Peru’nun diğer Latin Amerikaülkeleri nezdindeki imajının zedeleneceğinden endişeleniyorlar.

Özetle tüm bu endişeler üzerinden kurgulanan “anti-Fujimoricilik” 5 Haziran seçimlerinde farklı görüş ve ideolojiden insanları kolayca bir araya getirebildi. Seçmenleri, her iki seçim öncesinde düzenli aralıklarla düzenlenen Keiko karşıtı protestolar ve buralarda öne çıkan “Bir Daha Asla Fujimori (FujimoriNunca Mas)” sloganı üzerinden harekete geçirebilmeyi başardı. Bunun en uç örneği, siyaseten her iki adaya oldukça mesafeli olan sol lider Veronika Mendoza’nın bile seçmeniPedro Pablo Kuczynski’ye açıkça yönlendirmiş olması.Bu demecini İspanyolca’nınyanısıra, nüfusun yaklaşık %13’ünü oluşturan Peru yerlisinin konuştuğu Quechua dilinde yapması politik kutuplaşmayı açıkça göstermekte.

Resmi olmayan sonuçların netleşmeye başlamasının hemen ardından başkent Lima’da başlayan sevinç gösterileri yine de aldatıcı olmamalı. Öyle kiKuczynski’ye baktığımızda, onun da siyasi sicili pek parlak sayılmaz. Aynı zamanda Amerikan vatandaşı da olan Kuczynski, 2005 yılında Peru’daki başkanlık seçimlerine katılabilmek adına bundan feragat etmek zorunda kalmış. IMF ve Dünya Bankası’nda üst düzey görevlerde bulunan Kuczynski, sade vatandaşın gözünde hala bir ABD yandaşı. George W. Bush’un seçim kampanyalarına finans desteği ile biliniyor. Finans ile Maden ve Enerji Bakanı olarak görev yapmış Kuczynski, bu süreçte özelleştirmeler ve madenler üzerine çıkartmış olduğu kanun ve uygulamalar ile tepki çekmiş.Dolayısıyla Peru, 5 Haziran’da “ehven-i şer” den yana tercihini yapmış gözüküyor.

Tolga Gürakar

Lima/ 5 Haziran 2016

Belçika’da yolcu treni yük trenine çarptı Dünya 73 yıl önce batan İngiliz denizaltısı askerleriyle birlikte bulundu Dünya Suriye ordusu, Rakka'ya girdi Dünya Suriye: Kalbi kırık bir sevgili Dünya