Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Yunanistan sınırından yansıyan utanç verici görüntüler, Batı'nın gerçek değerini ortaya koymuştur
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Kapısına gelmiş mazluma kurşun sıkan, botlarını batıran, savunmasız çocuklara gaz bombası atan zihniyeti tanımlayacak tek kavram barbarlıktır" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Yunanistan sınırından yansıyan utanç verici görüntülerin, Batı'nın gerçek değerini ortaya koyduğunu söyledi.
Oktay, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) iş birliğinde gerçekleştirilen "Hatırla ve Hayal Et" adlı liseler arası deneme, hikaye ve şiir yarışmasının Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki ödül törenine katıldı.
Konuşmasına tüm şehitleri rahmetle anarak başlayan Oktay, Bahar Kalkanı Harekatı'nda görev yapan askerlere başarılar diledi.
Oktay, edebiyat eserlerini, toplumların manevi değerlerini nesilden nesle aktaran söz hazineleri olarak gördüklerini belirterek, bu hazinelerin farklı fikirlerdeki insanları dahi ortak sevinç, hüzün ve ümitlerin etrafında bir araya getirme gücünde olduğunu ifade etti.
Bir eserin edebi olmasının, her şeyden önce edep sınırlarına uymasına bağlı olduğunu vurgulayan Oktay, "Eski dergahların ve medreselerin girişinde, ziyaretçileri karşılayan bir levha vardır. Üzerinde 'Edeb Ya Hu' yazar. Edebin olmadığı bir yerde edebiyatın da medeniyetin de olması mümkün değildir. Merhum Yahya Kemal'e göre milletimiz devlet kurma, yönetme ve askeri yetkinliklerinin yanında, dünya ortalamasının çok üzerinde olan üç büyük sanata sahiptir. Bunlar; mimari, musiki ve şiirdir. Biz ezelden beri hep şair bir millet olduk." diye konuştu.
Oktay, vatan bildikleri her beldeye şiirler, türküler ve destanlarla iz bıraktıklarını ifade ederek, Anadolu'nun şehitler, gaziler, yiğitler diyarı olduğu kadar, şairler ve aşıklar yurdu olduğuna işaret etti.
"Hikayelerimiz ilim ve hikmet deryalarıdır"
Bu topraklarda yetişen şiir üstatlarının çağları ve coğrafyaları aşan mesajlarıyla daima barışın, aşkın ve kardeşliğin şiirini yazdıklarını anlatan Oktay, şunları söyledi:
"Aynı şekilde Dede Korkut, Mesnevi, Hazreti Ali Cenkleri, Bostan ve Gülistan, Kelile ve Dimne'den nice hikaye, asırlarca bize yol gösterdi, hayatımıza anlam kattı. Bizler, sevdi mi Mecnun gibi, Ferhat gibi, Kerem gibi sevmeyi, sevdiği uğruna, vatanı, bayrağı, istiklali uğruna seve seve ölmeyi, yine dinlediğimiz hikayelerimizden öğrendik. Hiçbir zaman 'bunlar hikaye' deyip geçmedik. Çünkü bizim hikayelerimiz ağlatırken de güldürürken de düşündüren, insanın ufkunu açan ilim ve hikmet deryalarıdır."
Oktay, şair ve yazar Abdurrahim Karakoç'un "Davası olmayanın sevdası olmaz, sevdası olmayanın öfkesi olmaz." sözünü hatırlatarak, "Bizim bu dünyada davamız, Rabbimizin rızasını kazanma davasıdır. Biz O'nun rızası için yaşar, O'nun rızası için çalışır, O'nun rızası için sabrederiz. Siyasetten diplomasiye kadar farklı alanlarda yürüttüğümüz mücadelenin en büyük hedefi Rabbimize layık bir kul, mensubu olduğumuz millete layık birer fert olmaktır." ifadelerini kullandı.
"Şehitler tepesi kahraman yürekler ile doludur"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin bugün bölgesiyle beraber tüm dünyada barışın, özgüvenin, cesaretin ve umudun adı olduğunu anlatarak, "Sınırlarımız içinde ve dışında adım atarken artık kimsenin icazetine ihtiyaç duymuyor, haklarımızı savunmak için kimsenin onayını aramıyoruz. Nereden ve kimden gelirse gelsin ülkemize yönelik tehditleri, tamamen kendi imkan ve kabiliyetlerimizle kaynağında yok ediyoruz. Son birkaç gündür İdlib'de yaşananlar, ülkemizin bekasına yönelik saldırıları bertaraf etme kararlılığımızı bir defa daha göstermiştir." dedi.
Şehitler tepesinin, tarih boyunca olduğu gibi bugün de kahraman yürekler ile dolu olduğunu belirten Oktay'ın okuduğu, Arif Nihat Asya'nın 'Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor' adlı şiiri salondan büyük alkış aldı.
Oktay, Yunanistan'ın sığınmacılara karşı tutumunu eleştirerek, "Yunanistan sınırından yansıyan utanç verici görüntüler, Batı'nın gerçek değerini ortaya koymuştur. Bu, özellikle gençlerin söylem ve eylem arasındaki farkı görmeleri için önemlidir. Gençler; şov yapanlarla gecesini gündüzüne katan çalışanları ayırt edecek ferasete sahipsiniz. Kapısına gelmiş mazluma kurşun sıkan, mülteci botlarını batıran, savunmasız çocuklara gaz bombası atan bir zihniyeti tanımlayacak tek kavram barbarlıktır. Merhum Mehmet Akif'in 'medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar' diyerek tarif ettiği işte bunlardır." şeklinde konuştu.
Demokrasi, insan hakları ve hukuk alanında son bir asırda meydana gelen onca gelişmeye rağmen, Batı'nın kendi dışındaki tüm toplumları köle olarak görme alışkanlığının değişmediğine işaret eden Oktay, şunları kaydetti:
"Oysa biz, DEAŞ, 2014 senesinde Ayn El Arab'a saldırdığında bir gecede tam 200 bin insanı ülkemize aldık. Kapımıza gelen mazlumların hiçbirine de bugün Yunanistan'ın yaptığı gibi eziyet etmedik. Dinlerine, dillerine, mezhep veya etnik kökenlerine göre ayırmadan, ülkemize sığınan herkesi bağrımıza bastık. Bırakın mültecilere kurşun sıkmayı, çocuklara gaz bombası atmayı, gerektiğinde çok büyük riskler alarak kardeşlerimizin canını kurtardık. Tarihte de biz bunu yaptık, bugün de yapıyoruz. Biz nasıl tarihimizle gurur duyuyorsak, gelecek nesiller de bugün bizim yaptıklarımızla gurur duyacak. Böylece tüm dünyaya örnek olacak, insanlık tarihine altın harflerle yazılacak asil bir duruş sergiledik."
Fuat Oktay, öğrencilere tarihi destanlarla dolu bir milletin evlatları olduklarını hatırlatarak, "Bunun için sizlerden tarihiyle, kültürüyle, medeniyet değerleriyle güçlü bir milletin gençleri olarak daima ülkenizle gurur duymanızı bekliyoruz. Her birinizden kendiniz, aileniz, sevdikleriniz, ülkeniz ve en önemlisi dünya için güzel hayaller kurmaktan asla vazgeçmemenizi bekliyorum." ifadelerini kullandı.
Bir gün millete hizmet sancağını gençlerin devralacağını dile getiren Oktay, "Bu ülkeyi sizler yönetecek, emaneti sizler omuzlayacaksınız. Her biriniz yazar, şair, diplomat, bürokrat, asker, siyasetçi ya da iş insanı olarak hem ülkemize hem de tüm insanlığa hizmet edeceksiniz. O gün geldiğinde dünya sizin hikayelerinizi, sizin şiirlerinizi okuyacak. Evlatlarımız sizin hikayelerinizle hayatı öğrenecek. Milyonlar sizin bestelerinizi dinleyecek, sizin filmlerinizi izleyecek. Sizin kitaplarınız sadece milletimizin değil tüm insanlığın ufkunu açacak." dedi.
Gençlerin sadece Türkiye'nin değil, İdlibli, Halepli, Arakanlı, Gazzeli ve Yemenli çocukların da umudu olduğuna değinen Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
"Sizler 2053, 2071 vizyonumuzun teminatı, büyük ve güçlü Türkiye'nin mimarlarısınız. İnandığınız, gayret ettiğiniz ve mücadele ettiğiniz sürece Allah'ın izniyle hiçbir güç sizi yolunuzdan alıkoyamaz. Her birinizin bu anlayışla, davanız, idealleriniz ve hedefleriniz uğruna tüm gücünüzle çalıştığınıza inanıyorum. Bugün verdiğiniz emekler, inşallah yarın sizlere yeni başarılar, yeni zaferler olarak geri dönecektir. Rabbim yolunuzu, bahtınızı, zihninizi açık etsin."
Fuat Oktay, şiir, hikaye, resim, müzik gibi alanlarda başarılı eserler veren birçok kişinin bu tür organizasyonlarda keşfedildiğine işaret ederek, yarışmanın, kabiliyetli gençlerin ortaya çıkartılması için büyük katkı sağladığını söyledi.
Yarışmaya şiir, deneme ve hikaye gönderen öğrencilere ve etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Oktay, dereceye girenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, dallarında birinci olan öğrencilere ödüllerini verdi.
Programın sonunda Oktay, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, TDED Genel Başkanı Ekrem Erdem ile dereceye giren öğrenciler toplu fotoğraf çektirdi.