Sefa Köken, Deniz Gezmiş tişörtünü neden hiç üstünden çıkartmıyor?
Sefa Köken, doğma büyüme İzmir’li. 30 yaşında bir madenci. 13 Mayıs 2013 onun için bir dönüm noktası. Soma’da 301 arkadaşını kaybetti. Hep yaptığı gibi isyan bayrağını ilk çekenlerden biri oldu o. “Kral çıplak” dedi. Şimdi işsiz... Emek mücadelesi verirken Vatan Partisi ile tanıştı. Vatan Partisi İzmir 2. Bölge milletvekili adayı oldu. Sefa Köken ile İzmir sokaklarını dolaştık.
Sefa Köken, doğma büyüme İzmir’li. 30 yaşında bir madenci. 13 Mayıs 2013 onun için bir dönüm noktası. Soma’da 301 arkadaşını kaybetti. Hep yaptığı gibi isyan bayrağını ilk çekenlerden biri oldu o. “Kral çıplak” dedi. Şimdi işsiz... Emek mücadelesi verirken Vatan Partisi ile tanıştı. Vatan Partisi İzmir 2. Bölge milletvekili adayı oldu. Sefa Köken ile İzmir sokaklarını dolaştık. Doğup büyüdüğü küçücük ilçeden Meclis sıralarına aday olduğu süreci konuştuk:
- Kaç yaşındasınız?
30 yaşındayım.
- Aileniz?
Kınıklıyız. Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. İki ağabeyim var. Evin en ufak çocuğu benim. Domates, pamuk, biber, mısır ekeriz. Zevkli meslek ama para etmiyor. Kınık’ta meslek lisesinde muhasebe okudum. Okulum bitince İzmir merkeze geldim çalışmaya. Askere gidene kadar buradaydım. Bulaşıkçı olarak girdim sonra aşçılığa terfi ettik. 36 çeşit meze yapardım. Askere gittim. 21 yaşımda döndüm, madene girdim.
- Nerede başladınız madenciliğe?
İmbat’ta başladım. Ben çalıştığım zaman ne izin yaparım, ne kaçak yaparım. Gözümü kararttım, yüklendim işe. Yeraltında bir arkadaşımız öldü. Cenazeyi 4 saatte zor çıkarttık. Sedyeye koyduk, şahit yazarlar diye kimse götürmüyor cenazeyi. Ben çıkarttım. Müdür ‘Yerüstünde öldü diyeceksin’ dedi. Savcıya gördüğümü anlattım; ‘Emniyetçi bacada çay içiyordu. Tahkimat yoktu. Yeraltında öldü.’ Mahkemede de aynısını söyledim. Cenazeyi bağlayan kişi ‘Yerüstünde öldü’ diyor. Karısına da 100 bin TL verdiler. Davadan vazgeçti. Kaldım tek başıma. Sonra beni attılar işten. 7,5 senemin tazminatını alamadım.
- Sonra ne yaptınız?
Çok kızgındım. Geldim Aliağa’ya. Kalacak yer yok, cebimde para yok. Gemi sökümde işe başladım. 2 yıl hiç Kınık’a gitmedim. Birgün annem geldi. Hadi dön, evlen dedi. Döndüm. Ne iş yapacağım? Yine maden... Bu sefer Soma Kömürleri Eynez ocağına girdim. Sonra da evlendim.
- Eynez ocağında durum nasıldı?
Emniyet diye birşey yok. Birer ikişer ölümler oluyordu.
- Şimdi ne yapıyorsunuz?
Şimdi iş yok. Çok sivrilenleri almıyorlar. Medyaya çıkanları, eylem yapanları...
- Televizyon programlarına çıktınız...
Evet. Olaydan sonra program için İstanbul’a gelecektim. Uçak bileti almışlar. İlk uçağa binişim. Nasıl korktum. Sefa dedim, madene girerken korkmuyorsun, uçaktan korktun..
- Vatan Partisi’ne nasıl üye oldunuz?
CHP’deydim. İstifa ettim. İzmir’de o kadar milletvekili var, biri gelmedi. Kılıçdaroğlu Kınık’a geldi. ‘Ekmek için Ekmeleddin’e oy verin’ dedi gitti. Kılıçdaroğlu ile 3 kez görüştüm. ‘Grup toplantısında söyleyin. 3 bin kişi sokaktayız’ dedim. Tek kelime konuşmadı.
Vatan Partisi ile bu süreçte tanıştım. Serhan Bolluk 2 ay Kınık’taydı. Yanımızda oldular. Yol gösterdiler. Meclis’te yoklar ama Meclis’tekilerden daha fazla sahip çıktılar. Tanıştıkça içine girdim. Mücadele eden, bedel ödeyen, karşılık beklemeyen insanları görünce bağlandık.
- Milletvekilliği adaylığınız?
Doğu Başkan aradı. ‘Aday ol’ dedi. ‘Daha dün partiye üye oldum. Bedel ödemiş insanlar var. Onların hakkını almayayım’ dedim. ‘Böyle düşünme’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Zaten mücadele veriyorum. Milletvekiliği kravat takıp, el kaldırmak değil. Ben sokaktayım, kahvedeyim.
- Meclis’e girdiniz diyelim...
O Meclis var ya elimden çeker. Bir tane makam arabası bırakmam. Gerçi gücüm yetmez. O çiftçinin çektiği çileyi, aç susuz ölen madenciyi herşeyi anlatırım. Ben bunları kendim yaşadım.
Sakıncalı piyade!
- Askerliği nerede yaptınız?
Acemilik Isparta, ustalık Tunceli
- Hangi yıl?
2004. Tugay kantininde muhasebecilik yapıyordum. Ayda 600 milyarlık mal alıyorduk. Bunun muhasebesini tutuyordum. 2-3 trilyonluk yolsuzluk yakaladım, belgelendirdim. Yasak olduğu halde bir gece tugay komutanının karşısına çıktım. Gözümü kararttım. 5 subayı görevden aldı. Tugay komutanı bana ödül verdi.
- Askerliğim yanar diye korkmadınız mı?
Düşündüm tabi. Ama sonuçta doğru birşey yapıyorum. Burada bir sürü aç insan varken sen orada çalıyorsun. Askerde işin var, maaşın var, sigortan var, emekliliğin var. Gel bir de yolsuzluk yap. Bunu kabul edemem.
KIZI KATLİAM GÜNÜ DOĞDU
- Çocuğunuz var mı?
Bir kızım var. Cemre. Olay günü doğdu.
- Nasıl oldu?
Doğum 10 gün gecikmişti. Eşim sezaryanla doğuracaktı. Eşimi hastaneye götürmek için 13 Mayıs’ta izin almıştım. Bergama Devlet Hastanesi’ne gittik. Telefon geldi ‘Madende yangın var’ diye. Eşimi bırakıp, madene gittim. Arama kurtarma bitene kadar da yanına dönemedim. 4 gün eşimi ve çocuğumu görmedim.
- O madenden çıkıp çocuğunu görmek nasıl bir histi?
Açık konuşayım sevinemedim. Aynı hastanede bir madencinin daha eşi vardı. O öldü. Yan odada babası ölmüş bir çocuk doğmuş. O gün çalışsam ben de olmayacaktım.
- Seni kurtardı yani...
Beni kurtarsa ne olacak, neler gitti... Çok seviyorum kızımı. Çocuk sevilmez mi? İyi bir gelecek hazırlamak istiyorum ona. Okuyacak. Üniversiteye gidecek.
DENİZ GEZMİŞ TİŞÖRTÜ...
Sefa Köken, Deniz Gezmiş tişörtünü neredeyse hiç üstünden çıkartmıyor. “10 senedir giyerim. O bizler için kendini feda etti. Onun yolundan yürümemiz gerekiyor. Bedel ödeyen insanların yeri bende ayrıdır” diyor. “Meclis’te de giyecek misin” diye soruyoruz. “Tabi. Ben mahkemeye bile bu tişörtle çıktım” yanıtı veriyor.
Irmak Mete/Aydınlık