Kovid-19 hakkında ki yalanlar-yanlış bilgilendirmeler ve gerçekler

Dünyada yarattığı büyük etki nedeniyle gündemde büyük yankı bulan ve siyasi emellere konu olan Kovid-19 pandemisi hakkında yalan bilgiler ve gerçek bilgileri sizinle paylaşıyoruz.

Abone ol

1.Yalan: COVID-19 bir “Çin Virüsü” veya “Wuhan Virüsü”dür.

Gerçek Durum: DSÖ, bir hastalığın bir ülke veya bölge ile adlandırılmasının yanlış oldığunu açıkladı.

  • Geçmişte bulaşıcı hastalıkların adlandırılmasından özellikle 2012’de Orta Doğu Solunum Sendromu'nun (MERS) adlandırılmasının neden olduğu büyük olumsuz etkilerden alınan derslere dikkat çekerek, DSÖ, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve BM Gıda ve Tarım Örgütü ile iş birliği içinde 8 Mayıs 2015'te Virüslerin Adlandırılması İçin En İyi Uygulama İlkeleri’ni belirledi. Bu kılavuza göre, bir hastalığın adlandırılmasında; coğrafi konumlardan, insanların adlarından, hayvan veya gıda sınıfından, kültürel, nüfus, endüstri veya mesleki referanslar (örneğin lejyonerler) ve aşırı korku uyandıran terimlerden kaçınılmalıdır.

    https://www.who.int/topics/infectious_diseases/naming-new-diseases/en/

  • 11 Şubat 2020’de DSÖ, “2015 Virüslerin Adlandırılması İçin En İyi Uygulama İlkeleri”ne ve uluslararası halk sağlığı uygulamalarına dayanarak, yeni koronavirüsün neden olduğu zatürreyi, resmi olarak Koronavirus Hastalığı 2019 (COVID-19) olarak adlandırdı.

    https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/situation-reports/20200211-sitrep-22-ncov.pdf?sfvrsn=fb6d49b1_2

  • Geçtiğimiz Nisan ayında, İngiliz bilim dergisi Nature, COVID-19'u Wuhan ve Çin'e bağladığı için özür dileyerek üç yayın yazdı. Koronavirüs damgalamasının ve bir virüsün belirli bir yerle ilişkilendirilmesi gibi sorumsuz davranışların durdurulması çağrısında bulundu.

    https://www.nature.com/articles/d41586-020-01009-0

  • New York Times, American Broadcasting Company (ABC), British Broadcasting Corporation (BBC) ve Batı'daki diğer ana akım medya, Asya topluluklarının COVID-19 ile haksız yere bağdaştırılmasının ciddi oranda yabancı düşmanlığına, sık sık ırkçı ayrımcılık olaylarına ve ABD'deki bu topluluklara karşı taciz olaylarına neden olduğunu bildirdi.

2.Yalan: Wuhan bu virüsün kaynağıdır.

Gerçek Durum: Virüsü ilk rapor eden olması Wuhan’ı virüsün kaynağı yapmaz. Aslına bakılırsa, virüsün kaynağı halen daha belirlenemedi. Kaynak takibi ciddi bir bilimsel konudur, yani bilime dayandırılmalı ve bilim insanları ve tıp uzmanları tarafından incelenmelidir.

  • Tarihsel olarak bir virüsün ilk rapor edildiği yer genellikle onun kaynağı olmaz. Örneğin, ilk HIV vakası ABD tarafından rapor edildi, fakat virüsün asıl olarak ABD’den gelmediği mümkün olabilir. Ayrıca birçok vaka gösteriyor ki İspanyol Gribi, İspanya’dan çıkmamıştır.
  • Kaynak takibi bilimsel bir konudur. Bunun asıl amacı, benzer salgınların tekrarlanmasının ve insanlığa zarar vermesinin önüne geçilmesidir. Şu anda, tüm dünyadaki bilim insanları virüsün kaynağını bulmaya çalışıyor ve bir çok akademik görüş bildirildi. Çinli bilim insanları da bilimsel bir temel sağlamak için, virüsün kökenini erken bir tarihte tanımlamak ve virüsün önlenmesi için önlemler geliştirmek için hararetle çalışıyorlar.
  • 24 Ocak'ta, yetkili bir İngiliz tıp dergisi olan Lancet, Çin- Japonya Dostluk Hastanesi Akciğer ve Kritik Tedavi Tıbbı Departmanı Direktörü Cao Bin, Wuhan Jinyinyan Hastanesi Baş Hekimi ve Başkan Yardımcısı Huang Chaolin, Beijing Ditan Hastanesi Bulaşıcı Hastalıklar Klinik ve Araştırma Merkezi uzmanı Profesör Li Xingwang, Tıp Bilimleri Çin Akademisi Patojen Biyoloji Enstitüsü uzmanı Profesör Ren Lili, Wuhan Tongji Hastanesi Solunum Tıbbı Bölümü Başkanı Zhao Jianping gibi uzmanlarının eş yazarı olduğu bir makale yayınladı.
  • Bu makale 16 Aralık 2019 ve 2 Ocak 2020 arasında Wuhan’da hastaneye yatan teyitli ilk 41 COVID-19 vakasını inceliyor ve analiz ediyor. 41 hastanın 27’sinin Huanan Deniz Ürünü Pazarına ilişkilendirilebilmişken, diğer 14’ü ilişkilendirilmedi. Teşhis edilmiş ilk hastanın ilk semptom gösterdiği tarih 1 Aralık 2019. Ailesinden hiç kimsede ateş ve başka solunum sıkıntısı gözlenmedi. Bu hasta Huanan Deniz Ürünü Pazarı’na maruz kalmadı. Onunla sonraki vakalar arasında hiçbir bağlantı gözlenmedi.
  • Virüsler, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde ortaya çıkabilen insanlığın ortak bir düşmanıdır. Salgınların kökeni doğadır, insan yapımı değildir. Bir virüsün kaynak yeri de bir kurbandır, suçlu değil. Onu suçlamak veya sorumlu tutmak haksız ve kabul edilemezdir.
  • 1 Mayıs'ta DSÖ Sağlık Acil Durum Programı Genel Müdürü Dr. Michael Ryan, bilimin virüsün kaynağını araştırmanın merkezinde olması gerektiğini ve merkezde bilim insanlarını görmek istediklerini söyledi. Ayrıca, DSÖ'nün ABD Hükümeti'nden virüsün kökeniyle ilgili herhangi bir veri veya özel kanıt almadığını belirtti.

    https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/transcripts/who-audio-emergencies-coronavirus-press-conference-04may2020.pdf?sfvrsn=3ef4c516_4

  • New Jersey Belleville Belediye Başkanı Michael Melham, Kasım 2019'da bu virüse yakalandığını ve yaptırdığı testte antikora sahip olduğunun gösterildiğini söyledi. Bu, 20 Ocak 2020’de ABD'de bildirilen ilk vakadan iki ay önceydi.

    https://news.cgtn.com/news/3149444e79514464776c6d636a4e6e62684a4856/index.html

  • 6 Mayıs'ta USA Today, Florida'daki 171 kişinin Ocak 2020'de COVID-19 belirtileri gösterdiğini ve hiçbirinin Çin'e seyahat etmediğini bildirdi. Bu, yetkililerin Florida'ya virüsün ulaştığını açıklamasından birkaç ay önceydi.

    https://www.usatoday.com/story/news/nation/2020/05/05/patients-florida-had-symptoms-covid-19-early-january/3083949001/

  • 3 Mayıs'ta, Uluslararası Antimikrobiyal Ajanlar Dergisi “Koronavirüs Aralık 2019'un sonlarında Fransa'da yayılmaya başlamıştır” başlıklı bir makale yayınladı. Makaleye göre, 6-9 Nisan 2020 tarihleri arasında araştırmacılar 2 Aralık 2019 ve 16 Ocak 2020 tarihleri arasında influenza benzeri hastalık nedeniyle başvuran 14 seçilmiş yoğun bakım hastasının tıbbi kaydını tekrar gözden geçirmiş ve geriye dönük olarak COVID-19 ters transkripsiyon-polimeraz zincir reaksiyonunu (RT-PCR) gerçekleştirmiştir. 42 yaşındaki bir erkekten alınan bir örneğin pozitif olduğu keşfedildi. Çin ile bir bağlantının olmaması ve son zamanlarda yurtdışına seyahat etmiş olmaması, virüsün Aralık 2019'un sonunda Fransa’da yayıldığını gösteriyor.

    https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0924857920301643

3.Yalan: Virüs Wuhan Viroloji Enstitüsü tarafından geliştirildi.

Gerçek Durum: Tüm veriler gösteriyor ki, SARS-COV-2 doğal bir virüstür, insan yapımı değildir.

  • İngiltere'nin prestijli tıbbi dergisi The Lancet, 30 Ocak'ta, Wuhan'da teşhis konulan dokuz hastadan on 2019-nCoV genomunun filogenetik analizine dayanarak virüsü yeni bir insana bulaşan koronavirüs olarak kabul eden Çin CDC'si dahil olmak üzere Çinli araştırma ekipleri tarafından COVID-19 hakkında bir makale yayınladı. Makale, SARS-CoV ve MERS-CoV ile karşılaştırıldığında, 2019-nCoV'un yarasadan türetilen iki akut solunum sendromu benzeri koronavirüs ile daha yakından ilişkili olduğuna dikkat çekti. Analiz, yarasaların bu virüsün orijinal konakçısı olabileceğini düşündürmektedir.

    https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(20)30251-8/fulltext

  • 19 Şubat'ta Lancet, sekiz ülkeden 27 önde gelen tıp uzmanı tarafından ortak bir bildiri yayınladı ve bu bildiri birçok ülkeden bilim adamlarının SARS-CoV-2 genomlarını analiz ettiğini ve yayınladığını, ve bu koronavirüsün de diğer birçok ortaya çıkan patojen gibi vahşi hayvandan kaynaklandığını gösterdi.

    https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(20)30418-9/fulltext

  • 17 Mart'ta ABD, İngiltere ve Avustralya'dan tanınmış beş akademisyen, Nature Dergisi’nde, kanıtların koronavirüsün bir laboratuvar yapımı veya kasıtlı olarak manipüle edilmiş bir virüs olmadığını gösterdiğine dikkat çekti.

    https://www.nature.com/articles/s41591-020-0820-9

  • 26 Mart'ta yayınlanan blog makalesinde, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) Direktörü Francis Collins, bu yeni koronavirüsün doğal olarak ortaya çıktığına dikkat çekti. Araştırmacılar, virüsün insan eliyle yapılamayacağını keşfetti, çünkü bu virüs bilinen koronavirüslerin omurgalarına sahip değil. Bunun yerine, muhtemelen bir yarasa koronavirüsü ve pangolinlerde bulunan yeni bir virüsten evrildi. Bir laboratuvarda yapımı kasıtlı bir manipülasyon ürünü değildir.

    https://directorsblog.nih.gov/2020/03/26/genomic-research-points-to-natural-origin-of-covid-19/

  • 21 Nisan'da DSÖ sözcüsü Fadela Chaib bir haber brifinginde mevcut tüm kanıtların virüsün hayvan kaynaklı olduğunu ve bir laboratuvarda veya başka bir yerde manipüle edilmediğini geliştirilmediğini gösterdiğini söyledi. Yarasalarda ekolojik rezervuarı olması yüksek ihtimaldir fakat virüsün yarasalardan insanlara nasıl geldiği halen daha izlenecek ve keşfedilecektir.

    https://edition.cnn.com/us/live-news/us-coronavirus-update-04-21-20/h_802e1e857336975e196e3c25c647b02e

  • ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Ofisi 30 Nisan'da, resmi web sitesinde İstihbarat Topluluğunun COVID-19 virüsünün insan yapımı veya genetik olarak değiştirilmediğine dair geniş bilimsel mutabakat ile hemfikir olduğunu açıklayan bir açıklama yaptı.

    https://www.odni.gov/index.php/newsroom/press-releases/item/2112-intelligence-community-statement-on-origins-of-covid-19

  • DSÖ Sağlık Acil Durum Programı Genel Müdürü Michael Ryan 1 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, çok sayıda bilim insanının bu virüsün genom dizisine baktığını ve bu virüsün doğal kökenli olduğundan emin olduğunu söyledi.

    https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/transcripts/who-audio-emergencies-coronavirus-press-conference-01may2020.pdf?sfvrsn=b8091a87_2

  • DSÖ Çin Temsilcisi Dr. Gauden Galea 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, bugüne kadar mevcut tüm kanıtların virüsün doğal bir hayvan kaynaklı olduğunu ve manipüle veya geliştirilmiş bir virüs olmadığını gösterdiğini söyledi. Birçok araştırmacı virüsün genomik özelliklerine bakabildi ve kanıtların bir laboratuvar yapısını desteklemediğini buldu.

    https://www.who.int/china/zh/news/detail/06-05-2020-covid-19-q-a-with-dr-galea

  • Fransız haftalık dergisi Valeur Actuelle, ülkenin istihbarat otoritelerinden, yeni koronavirüsün Wuhan'daki bir P4 laboratuvarından bir sızıntı olmadığını kesin olarak belirten bilgiler paylaştı.

4. Yalan: COVID-19 Wuhan Viroloji Enstitüsündeki istem dışı bir sızıntıdan ortaya çıkmıştır.

Gerçek Durum: Wuhan Viloloji Enstitüsü (WIV) bünyesinde yer alan P4 Laboratuvarı Çin ve Fransa hükümetleri arasında bir işbirliği programıdır.Enstitünün yeni bir koronavirüs üretme ve sentezleme yeteneği yoktur ve Enstitüden herhangi bir patojen sızıntısı ve çalışanların hastalanması vakasının yaşandığna dair kanıt yoktur.

  • Wuhan P4 Laboratuvarı, Çin ve Fransa hükümetleri arasında, tasarlanmasında, inşa edilmesinde ve yönetiminde uluslararası standartları gözeten bir işbirliği programıdır. Bütün laboratuvar techizatı, kalifiye olmak için ilgili testlerden geçmelidir, ve ilk grup Fransa ve Amerikadaki diğer P4 laboratuvarı-larında eğitim almışlardır. Laboratuvarın techizatı ve tesisleri hükümet tarafından akredite olmuş bir üçüncü taraf kuruluş tarafından her yıl incelemeden geçmek zorundadır, ve ancak bu tür yıllık denetimlerden sonra faaliyet göstermeye devam edebilir.
  • WIV, veri paylaşımı, bildiriler yayınlama, seminer ve konferanslara katılma ve totplumda bilimi yüceltme yoluyla araştırma sonuçlarının zamanında ve açık bir şekilde paylaşımına kendini adamıştır. Geçmiş yıllarda Enstitü dünyanın bir çok yerinden 70 adet araştırmacı ve akademisyen tarafından ziyaret edilmiştir. Dünyadaki düzinelerce P4 Laboraduvarından biri olarak bu Enstitü global kalkınma vizyonu sürdürür, herkese açık ve şeffaf olma prensibini tutar, bütün ülkelerle aktif bir şekilde mübadele ve işbirliğini destekler. WIV tarafından geliştirilmiş bir bilgi paylaşım platform olan 2019 Yeni Koronavirüs Bilgi Deposu şimdiye kadar 600.000 kişi ziyaret etmiş ve 21 milyon veri indirmi yapılmıştır.
  • Laboratuvar hep güvenilir ve istikrarlı bir şekilde çalışmaktadır. 27 Aralık 2019’ta yerel hükümetin virus hakkında ilk kez bilgilendirilmesinden 3 gün sonra ilk COVİD-19 hastasından alınan örnekler test edilmek üzere gönderildiği tarih olan 30 Aralık 2019’a kadar laboratuvarda koronavirüs COVID-19 Virüsü bulunmamaktaydı. Bugüne dek laboratuvardan hiç kimse COVID-19 Virüsü tarafından enfekte olmamıştı.
  • Fransa Cumhurbaşkanlığından Nisan ortasında “Bugüne kadar Çin Wuhan’daki P4 laboratuvarındaki çalışmalarla COVID-19’un çıkış yerini ilişkilendiren herhangi bir gerçeklere dayanan kanıt yoktur” şeklinde bir açıklama gelmiştir.

    https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-france-lab-idUSKBN21Z2ME

  • NPR Websitesinde yakın zamanda yer alan bir makaleye göre bir önde gelen ABD’li virüs araştırmacısı, kendi çalışmalarına dayanarak yeni koronavirüsün Çin’deki veya dünyanın hiçbir yerindeki bir laboratuvar kazası sonucu ortaya çıkmadığı sonucuna varmışlardır. Araştırmacılar bu yeni koronavirüsün de insanlara diğer koronavirüsler gibi aynı yollarla ulaştığına inanmaktadır.

    https://www.npr.org/sections/goatsandsoda/2020/04/23/841729646/virus-researchers-cast-doubt-on-theory-of-coronavirus-lab-accident

  • 15 yıldır WIV ile işbirliği yapan ABD Ekolojik Sağlık İttifakı Başkanı Peter Daszak, Wuhan P4 laboratuvarında COVID-19’a yol açan bir virus bulunmadığını ve şu anda bulunmuş olanın bu virüsün yakın akrabaları olduğunu ve aynı virüs olmadığını söylemiştir. Dolayısıyla virüsün laboratuvardan gelmesi mümkün değildir.

    https://edition.cnn.com/videos/tv/2020/04/26/exp-gps-0426-daszak-int.cnn

  • ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü müdürü Anthony Fauci, 4 Mayıs tarihli National Geography dergisine verdiği bir söyleşide, virüsün Çin’deki bir laboratuvarda üretilmediği konusunda çok sağlam bir kanıt olduğunu söylemiştir. Virüsün yarasalardaki evrimine ve şu anda elimizde olana baktığımızda bu virüsün yapay olarak ve bilinçli bir şekilde üretilmiş olamayacağı açıktır. Bu virüs doğada evrime uğramış ve tür atlamıştır. Bilimsel veriye dayanarak koronavirüsü doğada birisinin bulup da laboratuvara taşıdığını ve virüsün de buradan kaza ile kaçtığı teorisine inanmamaktadır.

    https://www.nationalgeographic.com/science/2020/05/anthony-fauci-no-scientific-evidence-the-coronavirus-was-made-in-a-chinese-lab-cvd/?cmpid=org=ngp::mc=social::src=twitter::cmp=editorial::add=tw20200504science-faucicoronavirus::rid=&sf233573268=1#close

  • The Independent’a göre İngiliz Sağlık Bakanı Matt Hancock, 6 Mayıs’ta Sky News’a verdiği bir röportajda İngiliz hükümetinin yeni tip koronavirüsün insan yapımı olduğunu ve Wuhan P4 Laboratuvarı ile ilgili olduğunu söylemeye yarayan bir kanıt görmediğini söylemiştir.

    https://www.sky.com/new-search/ask-the-health-secretary-06-05-20-ccc49a95-e2ca-47af-ad14-aa31d75ab92b?q=Matt%20Hancock

  • ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH)24 Nisan’da kar amacı gütmeyen Ekolojik Sağlık İttifakı ve WIV’nin işbirliği ile yaptığı yarasadan insana virüs transferi konulu çalışmayı sonlandıracağını ve bütün fonları geri çekeceğini söyledi. NIH bu kararı Başkan Trump’ın17 Nisanda yaptığı bir basın toplantısında virüsün laboratuvardan kaçtığı iddia etmesi ve bu bağışın kesilmesini istemesinden tam 7 gün sonra verdi. Bu karar ABD’deki bilim çevresi tarafından derin bir şekilde sorgulandı ve eleştirildi. Boston Üniversitesi Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Laboratuvarı başkan vekili Gerald Keusch bunu “korkunç bir emsal” ve siyasi müdahale demiştir. Global Virome Projesi yöneticisi Dennis Carroll ise bunu Trump yönetiminin ucuz siyasi çıkarlar yüzünden “kritik bir bilime” olan saldırı olarak nitelemiştir.

5. Yalan: Çin virüsü ilk etapta Wuhan'ın içinde tutabilirdi. Buna rağmen, birçok vatandaşının virüsü dünyanın geri kalanına yayarak Milano, New York ve diğer yerlere uçmasına izin verdi.

Gerçek Durum: Çin, virüsü büyük ölçüde Wuhan'ın içinde tutmak için en kısa sürede en sıkı önlemleri aldı. İstatistikler, Çin'den çok az vaka yurt dışına çıktığını göstermektedir.

  • Çin hükümeti en kapsamlı, titiz ve derin önlemleri zamanında aldı ve iletim zincirini etkili bir şekilde kırdı. Bilim raporuna göre, bu önlemler sayesinde Çin'de 700.000’den daha fazla vakayı önledi.
  • Çin, 23 Ocak'tan itibaren Wuhan'ı geçici olarak tecrit etti, yani 24 Ocak'tan 8 Nisan'a kadar giden ticari uçuşlar veya tren hizmetleri kapalıydı. Bu yüzden Wuhan sakinlerinin bu süre içinde denizaşırı seyahat etmeleri imkansızdı.
  • Wuhan 23 Ocak'ta kapatıldığında, ABD'de sadece bir vaka bildirilmişti. ABD, tüm Çinli vatandaşlara ve son 14 gün içinde Çin'e giden ve yabancılara 2 Şubat'ta sınırlarını kapattığında, resmi verilerine göre ABD'de sadece sekiz teyit edilmiş vaka vardı. ABD 13 Mart'ta ulusal bir acil durum ilan ettiğinde, teyit edilen dava sayısı 1.896 idi. Çin, 8 Nisan'da Wuhan'daki tecridi kaldırdığında, ABD'de teyit edilmiş vakaların sayısı 400.000'e yükseldi. Şu anda, ABD'de teyit edilen vakalar 70.000'den fazla ölümle 1,2 milyonu aştı. Geriye dönüp baktığımızda, ABD'de teyit edilmiş vaka sayısının birden bir milyona çıkması 100 günden az sürdü.
  • New York Valisi Andrew Cuomo, yeni koronavirüs vakalarının eyaletine Çin’den gelmediğini gösteren Northeastern Üniversitesi'nin bir araştırmasına dikkat çekti. New York Times gazetesi, New York koronavirüs vakalarının çoğunun Asya'dan gelmediğini gösteren ABD menşeili araştırmayı referans olarak aldı.
  • Kanada’nın büyük illerinden elde edilen veriler, virüsün ABD’li ziyaretçiler tarafından ülkeye getirildiğini gösteriyor. Fransız araştırma enstitüsü Institut Pasteur, Fransa'da yerel olarak dolaşan virüsün kaynağının bilinmediğini ortaya çıkardı. Rusya'da yurtdışından gelen vakaların hiçbiri Çin'den değildi. Avustralya Sağlık Bakanlığı, yurtdışından gelen vakaların çok küçük bir bölümünün Kuzeydoğu Asya'dan geldiğini kaydetti. Singapur'da, Çin'den gelen vakalar, diğer ülkelerdekilerin onda birinden daha azdı. Japon Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, Mart ayından bu yana Japonya'da teyit edilen vakaların Çin'den olmadığını belirtti.

6. Yalan: Çinliler yarasa yedikleri için yeni coronavirus'e yakalandılar. Gerçek Durum: Yarasalar asla Çin beslenme biçiminin bir parçası değildir.

  • Çinli bir kadın tur rehberinin yarasa çorbası içtiği internet video klipi, ekibi tarafından 2016 yılında küçük bir Pasifik adasında çekilen ve aynı yıl internette yayınlanan bir seyahat tanıtım gösterisinin bir parçasıydı. Yarasa çorbası yerel bir spesiyaldi.
  • Yarasalar asla Çin yemeklerinin bir parçası değildir. Salgının ilk günlerinde grup vakalarının tespit edildiği Wuhan Huanan deniz ürünleri pazarı yarasa satmıyor.

7. Yalan: Çin vahşi yaşam pazarlarını yeniden açıyor. Hemen tüm “ıslak pazarları” kapatmalıdır.

Gerçek Durum: Çin'de “vahşi yaşam ıslak pazarları” diye bir şey yoktur. Çin, vahşi hayvanların tüm yasadışı avlanmasını ve ticaretini yasaklayan bir yasa geçirdi.

  • 24 Şubat 2020'de, Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi, yasadışı yaban hayatı ticaretinin tamamen yasaklanması ve insanların yaşamlarını ve sağlığını korumak için vahşi hayvan tüketimini ortadan kaldırma kararını kabul etti. Bu durum, karasal yabani hayvanların avlanması, ticareti ve taşınmasının tamamen yasaklanması rejimini de tesis etmiştir. Yasama kararı Dünya Yaban Hayatı Fonu (WWF) tarafından memnuniyetle karşılandı.

    ttps://www.worldwildlife.org/press-releases/wwf-statement-on-china-s-revision-of-the-wildlife-protection-law

  • Çin'de vahşi hayvan satmak yasaktır. Böyle bir eylem ortaya çıktığında derhal durdurulacak ve yasalara uygun olarak cezalandırılacaktır.
  • Çin'de sözde "vahşi yaşam ıslak pazarları" yoktur. Ve aslında, Çin “ıslak pazarlar” kavramına bile sahip değildir. Çin'de sahip olduğumuz şey çiftçi pazarları, canlı tavuk ve deniz ürünleri pazarlarıdır. Bu pazarlarda taze balık, et, sebze, deniz ürünleri ve diğer çiftlik ürünleri satıyorlar. Bazıları canlı kümes hayvanları satıyor. Temel olarak, bunlar batı ülkelerindeki balık pazarlarından veya meyve ve sebze pazarlarından farklı değildir. Bu tür pazarlar sadece Çin'de değil, diğer birçok ülkede de mevcuttur. Bunlar yerel yaşamın önemli bir parçasıdır. Hiçbir uluslararası yasa bu tür pazarların açılmasını veya işletilmesini kısıtlamaz. Wuhan'da yeniden açılanlar bu geleneksel çiftçi pazarlarıdır.
  • Araştırmalar, COVID-19 ile hayvancılık ve kümes hayvancılığında bilinen koronavirüsler arasında son derece düşük homoloji (benzeşiklik) olduğunu göstermiştir. Bu tür bilimsel anlayışa dayanarak ve insanların canlı kümes hayvanları ve deniz ürünleri ihtiyacını göz önünde bulundurarak, Çin bu tür pazarların önkoşul olarak sağlam koruma önlemlerinin alındığı yerlerde yeniden açılmasına izin vermiştir. Çin salgının önlenmesine büyük önem vermektedir. Güvence olarak, yetkili makamlar ve yerel hükümetler bu tür pazarların yönetimini güçlendirmek için bir dizi sıkı önlem almıştır. Yerel hükümetler, piyasa operatörleri ve satıcıların sorumluluklarını ciddiyetle yerine getirmeleri ve bu pazarlarda sıkı bir anti-salgın protokolünün uygulanmasını sağlamaları gerekmektedir.
  • İlgili makamlar ayrıca, Çin'in hayvan salgınını önleme yasasına uygun olarak, canlı kümes hayvanları ve deniz ürünleri üzerinde karantina ve kontroller yapacak ve hayvan salgınlarına karşı tüm önleme ve kontrol önlemlerini titizlikle uygulayacaktır.
  • Wuhan, Hubei'deki mevcut durum göz önüne alındığında, Huanan deniz ürünleri pazarını kapalı tutuyor.

8. Yalan: Çin'in ilk örtbas ve gecikmiş bilgi açıklaması virüsün yayılmasıyla sonuçlandı.

Gerçek Durum: Olan şey, bilinmeyen bir virüsün insanlara karşı beklenmedik bir saldırısıdır. Çalışmak ve anlamak zaman almaktadır. Çin, dünyaya açık, şeffaf ve sorumlu bir şekilde zamanında bilgi sağlamıştır.

  • 27 Aralık 2019'da, Hubei Eyaleti Çin ve Batı Tıbbı Hastanesi Solunum ve Yoğun Bakım Anabilim Dalı Başkanı Dr. Zhang Jixian, hastaları aldıktan hemen sonra bilinmeyen üç zatürre (pnömoni) vakası rapor etti. Bu, Çin yerel yetkilileri tarafından şüphelenilen yeni bir hastalık vakasının ilk raporuydu. Aynı gün Wuhan CDC, ilgili hastalar üzerinde epidemiyolojik araştırma ve testler yaptı.
  • 30 Aralık 2019'da Wuhan Belediyesi Sağlık Komisyonu, nedeni bilinmeyen pnömoninin raporlanması ve tedavisi hakkında iki acil durum bildirisi yayınladı.
  • 31 Aralık 2019 tarihinde Wuhan Belediyesi Sağlık Komisyonu Wuhan'da bilinmeyen bir pnömoni ile ilgili bir durum raporu yayınladı. Aynı gün Çin, Wuhan'da bilinmeyen bir nedenden oluşan zatürre vakaları hakkında DSÖ Çin Ülke Ofisi'ni bilgilendirdi.
  • 3 Ocak 2020'de Çin, yeni koronavirüs hakkında DSÖ'ye, ABD dahil diğer ülkelere ve Çin’in Hong Kong, Makao ve Tayvan bölgelerine düzenli ve zamanında güncellemeler göndermeye başladı. 3 Ocak ve 3 Şubat arasında Çin, ABD'ye salgın durumu ve müdahale önlemleri konusunda 30 kez bilgi güncellemesi yaptı.
  • 31 Aralık 2019 tarihinde Wuhan Belediyesi Sağlık Komisyonu tarafından pnömoninin kamuya ilk bildirilmesinin ardından Çin, virüsün 7 Ocak 2020 kadar erken bir tarihte tanımlanmasını ve sıralanmasını tamamladı ve genom dizisi bilgilerini 11 Ocak'ta DSÖ ve diğer ülkelerle paylaştı. 10 Ocak'ta, Çin Bilimler Akademisi Wuhan Viroloji Enstitüsü ve diğer profesyonel kurumlar ön test kitleri geliştirdi ve aşılar ve etkili ilaçlar üzerine araştırmaları hızlandırdı. 20 Ocak'ta Ulusal Sağlık Komisyonu yeni koronavirüs pnömonisini yasal bir bulaşıcı hastalık olarak tanımladı. 24 Ocak'ta COVID-19 vakaları doğrudan çevrimiçi olarak bildirilmeye başlandı.
  • Çin'in COVID-19 tedbirlerinin aksine, ABD hükümeti 13 Mart'a kadar, Çin tarafından 3 Ocak 2020'de yeni virüsün bildirilmesinden 70 gün sonra ulusal acil durum ilan etmişti ve ondan 40 gün sonra yani 2 Şubat'ta ancak sınırlarını tüm Çin vatandaşları ve 14 gün içinde Çin'e seyahat eden yabancı uyruklulara kapatmıştı.
  • 1 Mayıs'ta ABD CDC, web sitesinde Baş Müdür Yardımcısı Dr. Anne Schuchat ve COVID-19 Müdahale Ekibi tarafından hazırlanan bir rapor yayınladı. Rapora göre, "ABD'de ilk doğrulanmış COVID-19 vakası 21 Ocak 2020'de rapor edildikten sonra" "salgın Şubat ayında sanki kontrol altına alınmış gibi oldu, ama daha sonra hızlanarak yayıldı." Belgede, "Şubat - Mart 2020' de seyahatle ilişkili ithalatların devam etmesi, büyük toplantılar, yüksek riskli işyerleri ve yoğun nüfuslu alanlara girişler ve sınırlı test ve semptomsuz ve semptom öncesi yayılmadan kaynaklanan gizli bulaşma da dahil olmak üzere çeşitli faktörlerin yayılmaya katkıda bulunduğuna" dikkat çekiliyor.

9. Yalan: Çin Dr. Li Wenliang’ı, bir muhbiri, virüsün yayılmasını örtbas etmek için tutukladı.

Gerçek Durum: Dr Li Wenliang bir muhbir değildi ve o tutuklanmadı.

  • Tüm ülkelerin bulaşıcı hastalıkların teyidi konusunda katı kuralları vardır. Bu yaygın bir uygulamadır.
  • Çin'in Bulaşıcı Hastalıkların Önlenmesi ve Tedavisi Yasası, bulaşıcı bir hastalığın raporlanması, doğrulanması ve hastalıkla ilgili bilgi verilmesi için sıkı onay prosedürleri ve kuralları koymuştur.
  • Solunum doktoru Dr. Zhang Jixian, COVID-19 vakalarını ilk bildiren kişiydi ve bu katkı için ödüllendirildi.
  • Göz Doktoru Dr. Li Wenliang, 30 Aralık 2019 öğleden sonra (Dr. Zhang Jixian'ın bilinmeyen enfeksiyon vakalarını bildirmesinden üç gün sonra ve Wuhan ilgili bilgileri yayınlamadan bir gün önce) WeChat mezunlar grubuna bir mesaj gönderdi. “Yedi teyit edilmiş SARS vakası” olduğunu iddia etti ve gruptan bilgiyi yaymamasını istedi. Ancak, sohbetin sızan ekran görüntüleri internette hızla yayıldı ve paniğe neden oldu.
  • 3 Ocak 2020'de Wuhan'ın yerel polis yetkilileri Dr. Li'yi soruşturma için bir polis karakoluna çağırdılar ve ona bir uyarı mektubu vererek ondan doğrulanmamış bilgileri yaymayı bırakmasını istediler.
  • Ocak ayı ortalarında, Dr. Li enfeksiyon belirtileri göstermeye başladı. Ve 31 Ocak'ta kendisine COVID-19 bulaştığı doğrulandı.
  • 7 Şubat'ta Dr. Li, tüm kurtarma çabalarına rağmen vefat etti. Aynı gün, Ulusal Sağlık Komisyonu ölümünden dolayı başsağlığı diledi. Ulusal Denetleme Komisyonu, Dr. Li ile ilgili sorunları araştırmak için Wuhan'a bir inceleme grubu göndermeye karar verdi.
  • 19 Mart'ta teftiş grubu bulgularını yayınladı ve basın toplantısı düzenledi. Wuhan’ın Kamu Güvenliği Bürosu, Dr. Li’nin davasında ilgili yasal hükümlerin yanlış uygulandığına işaret ederek konuyla ilgili kararı açıkladı ve uyarı mektubunu iptal etti.
  • Dr. Li Wenliang iyi bir doktordu. Çin Komünist Partisi üyesiydi, sözde "rejim karşıtı figür" değil. 5 Mart'ta COVID-19 ile mücadelede "ulusal örnek sağlık çalışanı" seçildi. 2 Nisan'da şehit olarak onurlandırıldı.
  • Dr. Li Wenliang'ı "rejim karşıtı kahraman" ya da "uyandıran" olarak etiketlemek Dr. Li ve ailesine saygısızlıktır. Bu tamamen ahlak duygusundan yoksun siyasi bir manipülasyondur. 28 Nisan'da, Çin Komünist Partisi Gençlik Birliği Merkez Komitesi ve Tüm Çin Gençlik Federasyonu, Çinli gençlerin seçkin temsilcilerini ve rol modellerini onurlandırmak için ortaklaşa 24. “Dört Mayıs Gençlik Madalyalarını” verdi ve Dr. Li Wenliang da onurlandırılanlar arasındaydı. Bağımsız Medya Enstitüsü, medyanın Dr. Li hakkında yaptığı haksız haberler konusunda kapsamlı bir araştırma yaptı ve Batı medyasının Dr. Li'ye olanları Çin hükümetinin virüs hakkındaki bilgileri gizlemesinin kanıtı olarak sunma girişiminin mantıklı olmadığı sonucuna vardı.

    https://independentmediainstitute.org/growing-xenophobia-against-china-in-the-midst-of-coronashock/?from=singlemessage&isappinstalled=0

10. Yalan: Çin, insandan insana bulaşma ile ilgili bilgileri açıklama konusunda çok geç kalmıştır. Sonuç olarak, ABD ve dünyanın geri kalanı virüsün ne kadar bulaşıcı ve ölümcül olduğu konusunda yeterince bilgi edinememiş ve bu nedenle yeterince hızlı yanıt verememiştir.

Gerçek Durum: Çin ve Dünya Sağlık Örgütü'nden gelen mesajlar zamanında ve güçlü olmuştur. ABD virüsün tehlikesini başından beri bilmekteydi.

  • Yeni bir virüsün kişiden kişiye bulaşıp bulaşmayacağını belirlemek için titiz bir bilimsel süreç gerekir.

9 Ocak'ta bir Çinli uzman grubu medyada patojenin başlangıçta yeni bir koronavirüs olarak belirlendiğini doğrulamıştı.

20 Ocak'ta, Ulusal Sağlık Komisyonu üst düzey uzman grubu medyaya yeni koronavirüsün kişiden kişiye bulaşabileceğini bildirdi. O gün ABD teyit edilmiş bir vaka bildirmedi.

23 Ocak'ta Çin, 12 milyon kişilik bir şehir olan Wuhan'ı karantina altına alarak dünyaya güçlü bir uyarı gönderdi. O gün ABD yalnızca bir vaka bildirdi.

  • 22 Ocak'ta DSÖ, web sitesinde insandan insana bulaşma riski hakkında bir uyarı yayınladı.

DSÖ, 27 Ocak'ta COVID-19'un küresel düzeyde taşıdığı risk seviyesini ortadan yükseğe çıkartarak, Çin'de çok yüksek ve bölgesel düzeyde yüksek olma riskine dikkat çekti.

Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri Acil Durum Komitesi 30 Ocak'ta bir toplantı yaptı ve salgınının Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumunu (PHEIC) ilan etti.

  • ABD, Wuhan'daki başkonsolosluğundan personel çeken ilk ülke ve tüm Çin vatandaşlarına giriş kısıtlamalarını ilk ilan eden ülke oldu: 25 Ocak'ta ABD, Wuhan'daki başkonsolosluğunu kapatma ve personelini geri çekme kararını açıkladı.

2 Şubat'ta ABD, son 14 gün içinde tüm Çin vatandaşlarına ve Çin’e seyahat etmiş yabancı uyruklulara sınırlarını kapatma kararını açıklarken, o gün sadece sekiz vaka rapor edilmişti.

  • ABD hükümeti, virüsün ülkede yayılmasının tehlikesini ve ciddiyetini Mart ayı başlarına kadar ciddi olarak kabul etmedi.
  • Bir görüş makalesinde, ünlü bir ABD ekonomisti ve Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Jeffrey Sachs, ABD hükümetini Çin'e karşı mantıksız ve tehlikeli suçlamalar yapmakla eleştirdi. ABD hükümetinin Çin'in Amerika'nın sorunlarının nedeni olduğunu iddia etmesinin büyük bir yalan olduğunu ve McCarthy döneminin yeniden yaşandığını söyledi.

    https://www.jeffsachs.org/blog/m222zmwdpm83mc32ntfbgr38hml4mj

  • Tayvan makamları, sözde Tayvan Hastalıkları Kontrol Biriminin DSÖ'yü Aralık 2019 sonunda bir e-postayla COVID-19'un insandan insana bulaştığı konusunda uyardığını, ancak WHO'nun bu bilgiyi dünyadan sakladığını iddia etti. Bu iddiaya cevaben, DSÖ Acil Durum Programı Genel Müdürü Dr. Michael Ryan, 4 Mayıs'ta, Tayvan'dan 31 Aralık 2019'da gönderilen e-postanın bir uyarı değil, haber kaynakları tarafından bildirilen atipik pnömoni vakaları hakkında daha fazla bilgi talebi olduğunu açıkladı. Bu uydurma hikayenin neden hala yayıldığını anlayamadığını söyledi.

    https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/transcripts/who-audio-emergencies-coronavirus-press-conference-04may2020.pdf?sfvrsn=3ef4c516_4

11. Yalan: Çin veri yayınlama konusunda şeffaf değil. Resmi olarak teyit edilmiş vaka ve ölüm sayısı gerçek olamayacak kadar düşük ve gerçek rakamlar bundan en az 50 kat daha fazladır.

Gerçek Durum: Çin, COVID-19 verileri hakkında tamamen açık ve şeffaftır. Rakamlar zamanın testinden geçebilir.

  • 21 Ocak itibariyle Çin Ulusal Sağlık Komisyonu (USK), resmi web sitesinde ve sosyal medya hesapları aracılığıyla bir önceki günün COVID-19 durumu hakkında kamuoyuna günlük güncellemeler yapmaya başladı. 27 Ocak'tan itibaren, COVID-19 Devlet Konseyi COVID-19’la Mücadele Kurumlar Arası Ortak Mekanizması önemli bilgileri vermek ve yerli ve yabancı medyadan gelen soruları yanıtlamak için günlük basın toplantıları düzenlemeye başladı. 3.000'den fazla ulusal ve daha alt düzeylerde basın konferansları düzenlendi. Hükümet yetkilileri, sağlık çalışanları, uzmanlar ve iyileşmiş hastalar, herhangi bir sorudan kaçmadan medyayla yüz yüze görüşmelerde bulundu.

    http://paper.people.com.cn/rmrb/html/2020-05/05/nw.D110000renmrb_20200505_2-03.html

  • Bu COVID-19 verileri, Çin'in gerekli kısıtlama önlemleri alınarak ekonominin çok yönlü bir şekilde yeniden açılması ve normal ekonomik ve sosyal düzenin yeniden sağlanması kararı için önemli bir temeldir. Buna en iyi örnek, Wuhan'ın 76 günlük karantinasının kaldırılmasıdır.
  • Çin’in nispeten düşük sayıda teyit edilmiş vaka ve ölüm olayı, Çin hükümetince Wuhan’ın ulaşımının tamamıyla kapatılması gibi en kapsamlı, sıkı ve eksiksiz önlemlerin acilen alınmasına dayandırılabilir. Science dergisi raporlarından birinde, bu önlemlerin Çin'de en az 700.000 enfeksiyonu önlemeye yardımcı olduğu tahmininde bulundu.
  • Çin hükümeti her zaman insanları önceye koyar. COVID-19 ile mücadelesinde hayatları kurtarmak, hükümetin bir numaralı önceliğidir. Çin, tedavi ihtiyacında olan herkese ve mümkün olduğunca çok hastaya tedavi vermeyi kapsayacak şekilde hastaneye kabulü ve tedaviye ulaşmayı genişletmiştir. Tüm şüpheli vakalar ve yakın temasta bulunanlar, bulaşma zincirini kesmek ve virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için belirlenen yerlerde karantina altına alınmıştır. Bu yüzden Çin’in ülke çapında enfeksiyon oranı nispeten düşük kalmıştır. Sadece Hubei Eyaletinde, yedisi yüz yaşını aşmış olmak üzere 80 yaş ve üstü 3.600'den fazla hasta iyileştirildi.
  • 22 Ocak akşamı DSÖ Genel Müdürü Tedros Adhanom Ghebreyesus Cenevre'de Çin’in “işbirliği ve şeffaflığının çok ama çok övgüye değer” olduğunu belirtti. Mart ayında ABD medyasında yapılan bir röportajda, COVID-19 konusunda DSÖ-Çin Ortak Misyonu Takım Lideri Dr. Bruce Aylward, Çin'in resmi verileri hakkındaki sorularla ilgili “sayılara manipülasyon yapıldığını düşündüren hiçbir şey görmediğini” söyledi.
  • 3 Mart’ta, DSÖ Genel Direktörü kıdemli danışmanı Dr. Bruce Aylward, bir ABD medya kuruluşu olan VOX'a verdiği röportajda Çin'in hiçbir şey saklamadığını belirtti. Ve çeşitli hastanelerden doktorlar ve diğer ilgililerle yaptığı görüşmelerde topladığı bilgilerin Çin'in verilerinin desteklenmesine yardımcı olduğunu söyledi.

    https://www.vox.com/2020/3/2/21161067/coronavirus-covid19-china

  • 28 Nisan'da ABD ve İngiltere'den iki ekonomist olan Christoffer Koch ve Ken Okamura, Çin, İtalya ve ABD'den gelen verilere istinaden yapılan çalışmalara dayanarak ortak bir makale yayınladılar. Çin'deki teyit edilen vakaların Benford Yasası’nda beklenen dağılımla eşleştiğini ve ABD ve İtalya'dakine benzer olduğunu buldular. Böylece, rakamların manipülasyonunun imkanı olmadığı sonucuna vardılar.
  • 29 Nisan'da Yale Profesörü Nicholas A Christakis, Nature dergisinin Çin'deki COVID-19'un Uzaysal Zamansal Dağılımı başlıklı makalesinin ortak yazarı, “Bu arada bu sonuçlar Çin’in COVID-19 raporlamasının doğruluğuna ışık tutuyor çünkü tamamıyla farklı bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler (telekominikasyon hareketlilik), epidemiyolojik beklentilere uygun olarak vaka sayılarını oldukça doğru öngörüyor.” şeklinde tweet attı.

    https://twitter.com/NAChristakis/status/1255466011672879109

  • 5 Mayıs'ta, DSÖ’nün Çin’deki temsilcisi Dr. Gauden Galea, “DSÖ, 3 Ocak'tan bu yana Çin ile salgının şiddeti, bulaşma dinamikleri ve insandan insana sürekli bulaşma olasılığı, klinik süreç ve tedavilerin etkinliği konusunda sürekli teknik iletişim içerisinde olduğunu ve DSÖ’nün, Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri (İHR) çerçevesinde uluslararası topluma ayrıntılı bilgi sağladığını.” söyledi.

    http://www.xinhuanet.com/politics/2020-05/06/c_1125945126.htm

12. Yalan: Wuhan’ın teyit edilmiş vaka ve ölüm sayılarının revize edilmesi, Çin'in COVID-19'un ilk günlerinde çok sayıda vakanın üstünü örttüğünü tekrar gösteriyor.

Gerçek Durum: Wuhan'da yapılan veri revizyonu genel bir uluslararası uygulamadır. Aslında bu Çin'in açık, şeffaf ve sorumlu olduğunu kanıtlıyor.

  • 17 Nisan'da, Çin Halk Cumhuriyeti Salgın Hastalıkların Önlenmesi ve Tedavisi Kanunu, Acil Halk Sağlığı Risklerine Karşı Hazırlık ve Müdahale ile İlgili Düzenlemeler, Çin Halk Cumhuriyeti İstatistik Kanunu Uygulanmalarına İlişkin Düzenlemeler ve Ölüm Bilgileri Kayıtlarının İdaresi Hakkındaki Yasalar (Deneme Uygulaması için) gereğince Wuhan, teyit edilen vaka sayısının 325 artışla toplam 50.333’e ve ölüm vakalarının 1.290 artışla toplam 3.869’a revize edildiği konusunda bir bildirim yayınladı.
  • Tarihe, insanlara, koronavirüsten kaybedilen hayatlara karşı yüksek sorumluluk gereği Wuhan elde edilen gerçekleri tam olarak yansıtmak için rakamları revize etme girişiminde bulundu. Rakamlar arasındaki farkın dört sebebi vardı:
  • İlk olarak, şehir virüs tarafından ilk kez vurulduğunda, hastaneler hastaların akın etmesi sebebiyle aşırı yükler altında çalışmak zorunda kalmıştı. Bu nedenle bazı hastaların hastaneye kaldırılmadı ve onlar evlerinde vefat ettiler.
  • İkincisi, COVID-19'un zirve yaptığı sıralarda hastaneler aşırı yoğunlukta çalışıyordu ve sağlık personeli hastaların tedavisi ile meşguldü, bu da ilgili vakaların gecikmeli, yetersiz veya yanlış rapor edilmesine yol açtı.
  • Üçüncüsü, hem merkezi, eyalet, belediye ve ilçe yönetimleri altındaki hastaneler, hem de şirketler tarafından işletilen hastaneler, özel hastaneler ve mobil hastaneler de dahil olmak üzere COVID-19 hastalarını tedavi etmek için tasarlanan sağlık kurumlarının sayısında daha sonra meydana gelen hızlı bir artış nedeniyle, bu kurumların az sayıda kısmı kurulmuş bilgi ağına kaydolamamış veya vakaları zamanında rapor edememiştir.
  • Dördüncüsü, bazı ölüm vakalarının bilgileri eksikti. Bazıları tekrar veya yanlış kaydedilmişti.
  • Revize edilmiş rakamların doğruluğunu sağlamak için Wuhan, salgının büyük verilerine ve epidemolojisine bakmak için bir görev gücü kurdu. Online araçlar vasıtasıyla, şehrin salgın büyük veri sistemi, cenaze hizmetleri bilgi sistemi, tıbbi yönetim bilgi sistemi ve COVID-19 nükleik asit test sisteminden yararlanarak teyit edilen ve ölüm vakalarının sayısının tekrarlanmaması ve tam olarak girilmesini sağlamak için verileri dikkatlice karşılaştırdı. Çevrimdışı yollarla, kimseyi kaçırmamak için salgın hastalık klinikleri, hastaneler, mobil hastaneler, karantina istasyonları, vaka tespit edilen topluluklar, aynı zamanda hapishaneler, gözaltı tesisleri, bakım evleri ve huzurevleri, kamu güvenliği, yargı ve sivil işler tarafından yönetilen diğer özel kurumlardan hastalıkla ilgili tüm yerlerden verileri topladı. Her vaka ile ilgili bilgiler toplandı ve her bir vakanın bilgilerinin doğru olmasını sağlamak için tıbbi kurumlar, topluluklar, polis karakolları ve hastaların işverenleri ve aileleri ile çapraz kontrol sağlandı.
  • İstatistiksel standartların revize edilmesi genel bir uluslararası uygulamadır. Örneğin, 29 Nisan'da İngiltere hükümeti hastaneler dışında gerçekleşen ölüm vakalarını saymaya başladı ve rakamlarını buna göre revize etti. 17 Nisan'da İspanyol hükümeti çeşitli bölgelerine veri toplama yöntemlerini uyumlu hale getirme konusunda bir genelge gönderdi ve yayınlanan sayıların revize edileceğini bildirdi.

13. Yalan: Çin, COVID-19 hakkında dezenformasyon yayıyor.

Gerçek Durum: Çin bilgi açıklamasında başından beri açık ve şeffaf olmuştur. Aksine, Çin'e düşman olan bazı ABD politikacıları, bilim adamları ve medya kuruluşları Çin'e iftira atmaya ve saldırmaya devam ediyor. Çin dezenformasyon mağdurudur.

  • ◆Çin hükümeti, açık, şeffaf ve sorumlu bir şekilde, dünya ile hastalık ve müdahale deneyimiyle ilgili güncellemeleri paylaştı ve uluslararası işbirliğini sürdürdü. Çin'in yaptığı uluslararası toplum tarafından oldukça takdir edilmektedir. 8 Mayıs itibarıyla Başkan Xi Jinping, COVID-19 Olağanüstü G20 Liderler Zirvesi'ne katıldı ve 39 devlet ve hükümet başkanı ve uluslararası örgüt lideriyle 49 telefon görüşmesi yaptı; Başbakan Li Keqiang, 11 yabancı lider ve uluslararası örgüt başkanı ile 13 telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve COVID-19 Özel ASEAN Artı Üç Zirvesi'ne katıldı; Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, 48 dışişleri bakanı ve uluslararası örgüt başkanıyla 80 telefon görüşmesi yaptı.
  • Çin’in müdahale deneyimini paylaşmadaki açıklığı ve COVID-19'a karşı uluslararası işbirliğine yaptığı önemli katkı takdir edildi ve uluslararası açıdan tam olarak onaylandı.
  • ◆ 27 Nisan’da Tıp dergisi The Lancet'in genel yayın yönetmeni Richard Horton, CNN ile yaptığı online röportajda Çin'in koronavirüs hakkında bilgi edinir edinmez 31 Aralık 2019'da derhal Dünya Sağlık Örgütü'ne bilgi verdiğini söyledi. Horton ayrıca, “Çin'deki yetkililere minnettar olmalıyız ve Dünya Sağlık Örgütü'ne minnettar olmalıyız, çünkü dünyayı bu salgının ciddiyeti konusunda uyarmak için ellerinden geleni yaptılar.” diye ekledi.
  • ◆Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 74. Oturumu Başkanı Tijjani Muhammad-Bande, Etiyopya'daki 33. Afrika Birliği Zirvesi'ne katıldığında basına Çin'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nin COVID-19 hakkında BM'ye iyi bir brifing verdiğini söyledi. Başkan Bande, Çin hükümeti tarafından yapılan zamanında ve şeffaf COVID-19 bilgilendirmesinin dünyanın Çin'deki durumdan haberdar olmasına yardımcı olduğunu ve virüse karşı çok taraflı işbirliğini kolaylaştırdığını ileri sürdü.

◆20 Nisan'da ABD merkezli bağımsız bir haber sitesi olan Grayzone, muhafazakâr gazetecilerin Çin'e karşı yürütülen dezenformasyon kampanyasında ABD yönetimi ile nasıl işbirliği yaptıklarını açığa vurdu: Sahte haberler yapmakla kariyer yapmış Washington Post gazetecisi Josh Rogin, 14 Nisan'da yalanlarla dolu bir makale yazdı. Makalede, ABD'nin Pekin'deki büyükelçiliğinden bir yazışmayı çarpıtarak işine gelecek bir şekilde cımbızladı ve Çin karşıtı bir unsuru “araştırmacı bilim adamı” olarak tanıttı.15 Nisan akşamı Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton komplo teorisini su yüzüne çıkardı ve Çin hükümetine COVID-19'un neden olduğu tüm kayıpların bedelinin ödettirilmesi gerektiğini iddia etti. 17 Nisan'da Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, araştırma yapmak için Wuhan Viroloji Enstitüsü'ne erişim talep ederek temelsiz teoriyi küresel sahneye taşıdı.

https://thegrayzone.com/2020/04/20/trump-media-chinese-lab-coronavirus-conspiracy/amp/?__twitter_impression=true

14. Yalan: Çin DSÖ'yü kontrol ediyor ve DSÖ’ye rüşvet veriyor.

Gerçek Durum: Çin çok taraflılığı güçlü şekilde desteklemektedir. Biz her zaman DSÖ ile iyi iletişim ve işbirliği içinde olduk. Fakat hiçbir zaman örgütü manipüle etmeye kalkışmadık. DSÖ'ye en büyük maddi katkıyı sağlayan ülke olan ABD’nin yardımlarını askıya almasına uluslararası toplum tarafından büyük ölçüde karşı çıkılmıştır.

  • DSÖ, halk sağlığı güvenliğinden sorumlu bir BM ihtisas kuruluşudur. 194 üye ülkeye sahiptir. Genel merkez liderlik takımındaki on bir üye ABD, AB, Kanada ve Avustralya'dan ve sadece biri Çin'dendir. Hepsi eğitimli veya pratisyen doktorlar, epidemiyologlar, kurtarma görevlileri ve halk sağlığı uzmanlarıdır.

    https://www.who.int/dg/who-headquarters-leadership-team

  • Çin, 2018 ve 2019'da ABD ve Japonya'dan sonra DSÖ’ye en fazla aidatı sağlayan üçüncü ülke oldu. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, değerlendirilen aidat toplam fonların sadece dörtte birinden daha azını oluşturmaktadır, geri kalanı gönüllü katkı paylarıdır. Her iki fon kaynağı da dikkate alındığında, Çin dokuzuncu en büyük katkıyı sağlayan ülke konumundadır. Ayrıca işletmelerden ve STK'lardan yapılan bağışlar da hesaba katılırsa, Çin’in sıralaması daha da düşük olur.

15. Yalan: Çin, COVID-19'un küresel yayılmasından sorumludur. Çin'e karşı sorumluluğunu üstlenmesi ve COVID-19 için ödeme yapması için soruşturmalar ve davalar açılmalıdır.

Gerçek Durum: Çin'i sorumlu tutmak ve COVID-19 için ödeme yaptırmak için hiçbir yasal zemin yoktur. Esasen, bazı ABD’li siyasetçiler suçu iç politik gündemin dışına kaydırmaya çalışmaktadır.

  • COVID-19, insan yapımı değil, doğal bir felakettir. Çin, aynı diğer ülkeler gibi, bir suçlu değil kurbandır.
  • Salgın küresel halk sağlığı acil durumudur. Vakaları bildiren ilk ülkenin “devlet sorumluluğu” diye bir şey yoktur. HIV / AIDS ilk olarak 1980'lerde ABD'de tespit edildi ve o zamandan beri tüm dünyaya yayıldı, ancak uluslararası toplum ABD'nin sorumluluk almasını veya tazminat ödemesini hiçbir zaman talep etmedi.
  • ABD'nin Çin'in sorumlu tutulmasını ve COVID-19 için ödeme yapmasını talep etmek için yasal bir dayanağı yoktur. Uluslararası hukuka göre, devletin sorumluluğu, sorumlu devletin eylemleri uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğinde ortaya çıkar ve bu tür eylemler ile zarar gören devletin uğradığı zararlar arasında nedensel bir bağ vardır. Çin’in COVID-19’la mücadelesi herhangi bir uluslararası yasayı ihlal etmiyor ve ABD’nin virüsün büyük çaplı yayılması nedeniyle uğrayabileceği herhangi bir kayıpla nedensel bir ilişkisi yok. ABD'nin Çin’e sözde soruşturma girişimi suçluluk varsayımına dayanıyor.
  • Çin ve ABD arasında halk sağlığı ve acil durum olayları konusunda ikili bir anlaşma veya sözleşme yoktur. Bu nedenle, herhangi bir ikili yükümlülüğün ihlali söz konusu olamaz. Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri (İHR) sadece taraf devletin DSÖ'ye bir halk sağlığı olayı hakkında bilgi vermesini gerektirmesine rağmen, Çin hala ABD'ye virüs hakkında zamanında ve sürekli güncelleme sağlamaktadır. ABD, Çin'deki virüs hakkında bilgilendirilen ilk ülkelerden biriydi ve o zamandan beri sürekli güncellemeler yapılmaktadır. COVID-19 karşısında Çin başından beri açıklık, şeffaflık ve sorumluluk duygusu ile hareket etti. DSÖ'ye derhal virüs hakkında bilgi verdi, en kapsamlı, titiz ve detaylı önlemleri aldı ve IHR altındaki görev ve yükümlülüklerini sadakatle yerine getirdi.
  • ABD'deki sözde davalar kötü niyetli ve temelsizdir. Ayrıca genel hukuk ilkelerine aykırıdır. Uluslararası hukukta egemen eşitlik ilkesine göre, Çin'deki her düzeydeki hükümetlerin COVID-19'la mücadelesi ile ilgili egemen eylemleri ABD mahkemelerinin yargı yetkisine tabi değildir. Bu yasal olmayan davalar, ABD'nin salgına müdahalesini zayıflatmakla kalmayıp COVID-19 ile mücadelede uluslararası işbirliğini de baltalıyor.
  • 4 Mayıs'ta, dünyanın en büyük dergilerinden Nature’ın yayınladığı, Çin, ABD ve İngiltere'den uzmanlar tarafından yapılan çalışmaya gore Çin tarafından alınan ilaç kullanımı dışında 3 temel müdahale grubu modelleme çerçevesi (NPIs) (şehirlerarası seyahat kısıtlamaları, vakaların erken teşhisi ve izolasyonu, temas kısıtlamaları ve sosyal mesafe) sadece COVID-19'un Çin’de yayılmasının kontrol altına alınmasını sağlamakla kalmamış dünyaya da çok değerli zaman kazandırmıştır. Çalışma, ilaç kullanımı dışında geliştirilen birleştirilmiş 3 temel müdahale girişimi olmadan, Çin'deki COVID-19 vakalarının muhtemelen 67 kat artış göstererek 7 milyonun üzerine çıkacağını gösteriyor.

16. İddia: Çin, tıbbi malzeme stoklamakta ve COVID-19'dan kar sağlamaktadır. Çin tıbbi ihracatta elemeyi artırdı ve özellikle vantilatörler olmak üzere sarf malzemelerinin ihracatını kısıtladı ve ABD'de arz sıkıntısına neden oldu.

Gerçek Durum: Ülkesinde hala COVID-19 ile mücadele etme konusunda zorlu bir görev olmasına rağmen, Çin diğer ülkelere elinden gelen en iyi şekilde tıbbi malzeme sağlıyor.

  • Çin hükümeti ve sivil toplumu 150'den fazla ülkeye ve uluslararası kuruluşa çok ihtiyaç duyulan tıbbi malzeme sevkiyatı yapmıştır ve bu çabalar halen devam etmektedir. Çin ayrıca güçlü üretim kapasitesinden yararlandı ve derhal tıbbi malzeme pazarını ve ihracat kanallarını açtı.
  • Çin Ticaret Bakanlığı'na göre, 1 - 6 Mayıs tarihleri arasında Çin, 194 ülke ve bölgeden salgına karşı kullanılan malzemeler için ihracat siparişi verdi. Bunlar arasında 77 ülke ve bölge ile altı uluslararası kuruluş, 216 grup tıbbi malzeme için resmi kanallar aracılığıyla Çin ile ticari satın alma anlaşmaları imzaladılar. Çinli şirketler ile 71 ülke ve bölgenin yanı sıra 8 uluslararası kuruluş arasında 128 tedarik talebinin karşılanması için görüşmeler sürüyor.
  • Çin Genel Gümrük İdaresi'nin istatistiklerine göre, 1 Mart'tan 30 Nisan'a kadar Çin, 27.8 milyar maske, 130 milyon koruyucu giysi, 73.41 milyon nükleik asit test kiti, 12.57 milyon kızılötesi termometre 49.100 ventilatör, 124.000 hasta monitörü, 43.63 milyon gözlük ve 854 milyon cerrahi eldiven dahil olmak üzere 71.2 milyar yuan değerinde salgına karşı malzeme ihraç etti.
  • Çin Genel Gümrük İdaresi istatistikleri, Çin'in 1 Mart ve 5 Mayıs tarihleri arasında ABD'ye 6.6 milyar maske, 344 milyon çift cerrahi eldiven, 44.09 milyon koruyucu giysi, 6.75 milyon gözlük ve yaklaşık 7.500 ventilatör tedarik ettiğini göstermektedir.
  • Ön istatistikler, 6 Mayıs'a kadar, Çin eyaletlerinin, özerk bölgelerinin ve belediyelerinin, kurumlarının ve şirketlerinin 30 ABD eyaletine ve 55 şehrine, 9.6 milyondan fazla maske, 500.000 test kiti, 305.900 çift eldiven ve 133.500 gözlük bağışladığını gösteriyor.
  • Çin'in tıbbi malzeme ihracatı konusunda herhangi bir kısıtlaması yoktur. Salgın önleyici malzemelerin kalite kontrolünün daha da güçlendirilmesine ilişkin duyuru gibi politik önlemler, ihracatı sınırlamak için değil, tıbbi malzemelerin kalite kontrolünü daha da güçlendirmek; sistemli ve iyi düzenlenmiş ihracatı sağlamak için uygulanmaktadır.
  • Çin’in solunum cihazı üretme kapasitesi sınırsız değildir ve yetersiz tedariğe sahip bazı parçaların ithal edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, şirketler hala ithalatçılarla pazar temelli bir tutumla görüşmeleri sürdürüyor ve Çin hükümeti bu solunum cihazlarının ihracatını hiçbir zaman kısıtlamadı.

17. İddia: Çin’in diğer ülkelere yaptığı salgına karşı yardım onun siyasi ve propaganda amaçlarına hizmet etmektedir.

Gerçek Durum: Çin’in diğer ülkelere yaptığı yardım, onların Çin’e COVID-19 ile mücadelesinde yardımcı olma konusunda gösterdikleri iyiliklere karşılıktır. Aynı zamanda insanlık için kader birliği oluşturma vizyonunu hayata geçirmek için somut bir adımdır.

  • Çin salgını kontrol etme deneyimini kapsamlı bir şekilde paylaşıyor, tıbbi ve koruyucu malzemeler sağlıyor ve diğer ülkelere sağlık ekipleri gönderiyor. Mayıs ortasından itibaren, Çin çevrimiçi bir bilgi merkezi kurdu, yedi tanı ve tedavi protokolü ile altı önleme planı yayınladı ve COVID-19 işbirliği için iki milyar yuan fon oluşturdu. Çinli sağlık uzmanları 160'tan fazla ülkeden ve uluslararası kuruluşlardan meslektaşlarıyla 120'den fazla video konferans gerçekleştirdi. Çin 150'den fazla ülkeye ve uluslararası kuruluşa tıbbi malzeme ve 19 ülkeye 21 sağlık ekibi gönderdi. AB ile ortak bir uzman ekip ve Kore Cumhuriyeti ile ortak müdahale ve işbirliği mekanizması kurdu. Çin, DSÖ'ye 50 milyon dolar nakit bağışta bulundu. Ve son G20 toplantısında kabul edilen en yoksul ülkeler için borç ödeme yükümlülüğünün ertelenmesi girişimine yanıt olarak, Çin, 1 Mayıs ve 2020 sonu arasında 77 gelişmekte olan ülkenin borçları için anapara ve faiz geri ödemesinin ertelenmesini kabul etti. Çin’in bu destek ve karşılıklı yardım eylemleri, Çin'in zor zamanlarda dayanışma ve karşılıklı yardım ruhunu gösterdiği ve insanlık için kader birliği oluşturmanın önemini vurguladıkları için uluslararası topluluk tarafından geniş ölçüde takdir edildi.
İçişleri Bakanı Soylu'dan 19 Mayıs mesajı Gündem Bakan Kasapoğlu'ndan öğrencilere güzel haber: 19 Mayıs itibarıyla başladı Gündem Kars'ta şehit olan Bölük Komutanı Yüzbaşı Ferhat Çiftçi, memleketi Isparta'ya uğurlandı Gündem Akdeniz'de 5.6 büyüklüğünde deprem Gündem