Fransa'nın YPG'ye destek çıkışının altında ne yatıyor
Türkiye’nin Afrika ülkelerinde yükselen etkisi, bölgeyi arka bahçesi olarak gören Fransa’yı rahatsız etmeye devam ediyor. Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, YPG’ye destek açıklamasının altında bu rahatsızlığın emareleri mevcut.
Macron, 29 Mart tarihinde, Elysee Sarayı’nda PKK kontrolündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) temsilcilerinden oluşan bir heyeti ağırladıktan sonra, Türkiye’nin tepkisini çeken bir açıklama paylaştı.
ORGENERAL ÇETİN’İN SENEGAL MESAJI
Söz konusu açıklamanın önemli bölümlerini sıralamak gerekirse;
1- “Suriye’nin kuzeydoğusunda güvenli bölgenin istikrarının sağlanması için Fransa, SDG’ye desteğini garanti etmektedir.”
2- “Fransa Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2401 sayılı kararı sonrası, Fransa’nın, AfrinKantonu’ndaki durumla ilgili kaygılarını ifade ettiğini ve sivil nüfusa insanı yardımın ulaştırılmasına izin verilmesini talep ettiğini hatırlatmıştır.”
3- “Cumhurbaşkanı, Fransa’nın PKK’ya karşı yükümlülüklerini ve Türkiye’nin güvenliğine olan bağlılığını ifade etmiştir.SDG’nin, bu terörist grupla(PKK) hiçbir eylemsel bağının olmadığına dair taahhüdü dikkate alınmıştır ve Cumhurbaşkanı, SDG ile Türkiye arasında, Fransa ve uluslararası toplumun aracılığı ile bir diyaloğun kurulmasını ummaktadır.”
Açıklamanın ilgili bölümlerinden de anlaşılacağı gibi, Fransa, IŞİD’le mücadele ve insan hakları örtüleri altında bölgede SDG’yi meşru hale getirmeye çalışmaktadır. Bunu yaparken, SDG’yi, PKK’dan ayırdığını da not etmekte yarar var.
Açıklamanın son bölümünde de, Türkiye’yeSDG’yi meşru bir taraf olarak kabul etme çağrısı yapılmaktadır.
Türkiye, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Macron’un açıklamalarına sert bir biçimde tepki verdi.
Bu tepkiler arasında en dikkat çekici olanı Senegal’den geldi.Macron’un açıklaması sonrası Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Senegal’limevkidaşı ile askeri eğitim ve personel değişimi konularını içeren bir görüşme yaptı.
Orgeneral Çetin görüşme sonrasında, Senegal’de başta Fransa olmak üzere Batılı ülkeler tarafından yapılan köle ticaretinin merkezi olan Goree Adası’nı ziyaret etti.
Çetin burada yaptığı açıklamada “Burada yaşanan utançtan dolayı bütün Batı ülkeleri dönüp kendi tarihlerini sorgulamalıdır. Dost ve kardeş ülke Senegal'in bağımsızlık yolunda attıkları bütün adımları takdir ediyor ve daima yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Orgeneral Çetin’in, Fransa’nın arka bahçesi olarak kabul ettiği Senegal’de yaptığı bu açıklamayla, Elysee Sarayı’na üstü kapalı bir mesaj gönderdiği değerlendirmesi yanlış olmayacaktır.
KIZILDENİZ KIYISINDA TÜRK ETKİSİ
15 Temmuz darbe girişimi sonrası sırtından FETÖ kamburunu atan Türkiye, bu örgütün etkin olduğu Afrika’da, yeniden milli bir siyaset izlemeye koyuldu.
1992’den bu yana Somali’de faaliyet gösteren Türkiye, 2016 yılında, TSK’nın ve Dışişlerinin önderliğinde önemli atılımlara imza attı.
TSK’nın, yurtdışındaki en büyük askeri üssünü Somali’nin başkenti Mogadişu’da kurmasının önemi, Somali’nin stratejik önemi göz önüne bulundurulduğunda anlaşılabilir.
Dünya petrol ticareti açısından kritik öneme sahip, yıllık ticaret hacmi 1,8 trilyon doları aşan BabÜlMendep Boğazı’nın çıkışında yer alan ve Aden Körfezi’ne kıyısı bulunan Somali, Afrika’da anahtar bir ülke konumundadır.
Le Monde gazetesinin, Türkiye’nin Somali’deki varlığını, “Türkiye, Afrika’da yükselen güç” başlığı ile değerlendirdiği yazısı başta olmak üzere Fransız basınında konu ile ilgili çıkan değerlendirmeleri takip ettiğinizde, Ankara’nın bölgedeki icraatlarının, Fransa başta olmak üzere bölgede at koşturan diğer kuvvetleri rahatsız ettiğini rahatlıkla anlıyorsunuz.
2013 yılında El Kaide bağlantılı El Şebab örgütünün Somali’nin başkenti Mogadişu’da bulunan Türk Büyükelçiliği’ne saldırısı, aynı örgüt tarafından 2017’nin sonunda düzenlenen ve 300’ü aşkın kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının asıl hedefinin Türk askeri üssü olduğu bilgisini yan yana koyduğumuzda Türkiye’nin bölgede hedef haline geldiği sonucu çıkıyor.
Türkiye’nin, Afrika’da önemli adımlar attığı bir diğer ülke ise Sudan.
Dünya ticaretinin önemli yollarında biri olarak kabul edilen Kızıldeniz üzerinde stratejik öneme sahip Sevakin Adası’nın 2017’nin son aylarında Türkiye’ye tahsis edilmesi büyük ses getirdi.
Fransız basını Türkiye ve Sudan arasında gelişen ilişkileri, “Türkiye’nin Kızıl Deniz’e dönüşü” başlığıyla verdi.
Fransa’nın SDG hamlesine dönersek, Macron’un yaptığı açıklamanın, Türkiye’nin, Fransa’nın arka bahçesi olarak kabul ettiği Afrika’daki faaliyetlerine bir cevap içerdiği açık.
100 kişilik Fransız özel kuvvetlerinin, TSK’nın terör örgütlerine karşı başlattığı haklı mücadeleyi engelleyemeyeceği de açık.
Macron’un açıklaması, Türkiye için içi boş bir tehditten ileri gitmeyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerinden ve tarihinden gelen merhamet ve medeniyetini, Afrika başta olmak üzere dünyanın ezilen tüm uluslarından esirgemeyeceği günlerin başlangıcındayız.
Onur Sinan Güzaltan
ulusal.com.tr