Somalı madenciler anıldı
MANİSA'nın faciayla sarsılan ilçesi Soma'da ölen 301 madenci için anma yürüyüşü düzenlendi. Faciada ölenlerden Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, patlama olasılığı yüksek ocaklardaki teçhizat ve koruyucu sistemlerin uluslararası standartlara uygun hale getirilme süresinin 2019 yılı sonuna kadar uzatılmasını eleştirdi.
Her ayın 13'üncü gününü 'Madencileri Anma Günü' ilan eden madenci yakınları, bugün facianın meydana geldiği Soma'da yürüyüş düzenledi. Faciada ölen bazı madenci yakınlarının da katıldığı 20 kişilik grup, Ege Linyitleri İşletmesi Müessese Müdürlüğü'nden başladı. 'Soma'yı unutmadık, unutturmayacağız' ve 'Sorumlulardan hesap soracağız' yazılı pankart ile "Yastayız, isyandayız. Hesabını soracağız", "Kader değil cinayet", "Soma'yı unutma, unutturma" sloganları atan grup, Beşyol Kavşağı'ndaki Madenci Anıtı'na yürüdü. Baret takan madenci aileleri, yanlarında getirdikleri kırmızı karanfilleri anıta bıraktı.
Faciada ölen Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, grup adına açıklama yaptı. Hala evlat acısını yaşan Çolak, "Siyasal iktidar ve patronların el ele verip çocuklarımızı katlettiği günün üzerinden tam 15 ay geçti. Keşke yüreğimizdeki acı da zamanla hafifleyebilseydi. Sorumlulara soruyoruz. Bu devlet kimin devletidir? Bu hükümet kimin hükümetidir? Bizim çocuklarımız 15 aydır kefenin içinde yatarken, iki gün aynı gömleği giydiği için yakınanların canı acıyor mu? Çocuklarımızın ölümünü fıtrat olarak değerlendirenler sesimizden rahatsızsa bundan sonra rahatsız olacaklarını bilsinler. Madencilerin fıtratında ölmek yoktur. Bu bir katliamdır. Soma ilk değildir ve bu politikalarla son da olmayacaktır" dedi.
AB STANDARLARI İÇİN 2019'A KADAR SÜRE VERİLMESİNE TEPKİ
Patlama olasılığı yüksek ocaklardaki teçhizat ve koruyucu sistemlerin uluslararası standartlara uygun hale getirilme süresinin 2019 yılı sonuna kadar uzatılmasını eleştiren Çolak, "Bu son karar madenlerdeki iş güvenliği katliamdan öncekinden daha kötü bir duruma getirmiştir. Üstelik bu düzenlemelerin tam da mahkeme süreci sırasında olması biz şehit ailelerini şüpheye düşürmekte ve endişelendirmektedir. Ayrıca Maden Mühendisleri Odası'nın yayınladığı raporda Türkiye'deki 200'ün üzerinde madenin patlamaya hazır bir bomba niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Bundan sonra iki gün önce Zonguldak'ta yine devletin sorumsuzluğundan ve patronların para hırsı yüzünden dört madenci göçük altında kalmış ve Sezai Aslanbaş adlı arkadaşımız şehit olmuştur. Bu devlet işçilerini korumak için daha kaç 301'in ölmesini bekleyecek sorusuna kimsenin net bir cevabı yoktur. Biz başka Somalar olmasın diye mücadele verdikçe siyasal iktidar kirli eliyle bizim birleşmemizi engellemeye sesimizi kısmaya çalışıyor. Biz çocuklarımızı siz daha çok para kazanın diye toprağa verdik. Bunun hesabını soruncaya kadar yapıştığımız yakanızdan ayrılmayacağız. Çocuklarımızı daha güvenli bir ortamda çalıştırabilecekken servetine servet katan patronlar; siyasal iktidarın eliyle korunuyor olsanız da o eli kırdıktan sonra sizden hesap soracağımızı bilmelisiniz. Soma madenlerdeki sömürü sisteminin, taşeron ve AKP Hükümetinin bir sonucudur. Ne madencilerin fıtratında ölüm vardır ne de katillerin fıtratında huzur. Bu ülkeye adaletin geldiği gün yaptığımız her şey için pişman olacaksınız. Şehit aileleri olarak adalet için haykırıyor. Sizi de bizimle dayanışmaya çağırıyoruz. Biz sesimizi duyurabileceğimiz kadar varız. Çocuklarımızın katillerini adil bir yargı önünde görene kadar haklı mücadelemizi devam ettireceğiz. Acımızın bir nebze olsa da hafiflemesinin tek yolu budur. Herkesi yeni Somalar, yeni katliamlar olmaması için şehit aileleri olarak bu sömürü sistemine 'dur' demeye çağırıyoruz" dedi.
Serkan ÖZDEMİR- Oben ULU
DHA