Vitaly Pisarenko, İstanbul Resitalleri'nde sahne aldı
Franz Liszt Uluslararası Piyano Yarışması birincisi Rus piyanist Vitaly Pisarenko, İstanbul Resitalleri kapsamında müzikseverlerle buluştu.
Sakıp Sabancı Müzesi the Seed'de gerçekleşen konser öncesi AA muhabirine açıklamada bulunan sanatçı, Ukrayna'da dünyaya geldiğini belirterek, "10 yaşındayken ailem Rusya'ya yerleşti. Böylece yaşamımın büyük bölümünü Rusya'da geçirdim ve eğitimime de orada başladım. Moskova Konservatuvarı'nın bağlantılı olduğu Central Music School'u ardından da Moskova Konservatuvarı'nı piyanist olarak bitirdim. 5 yıl önce de master eğitimi için Londraya taşındım. Şimdi de orada doktora eğitimine devam ediyorum." dedi.
Pisarenko, piyanoya ilk kez 4-5 yaşındayken eğlence olsun diye başladığını dile getirerek, "Annem çok azıcık piyano çalabiliyordu. Profesyonel bir piyanist değildi ama evimizde bir piyano vardı ve ben de onunla bir şeyler çalmaya çabalıyordum. Daha sonra da ailemin beni müzik okuluna göndermesini istedim. 10 yaşındayken piyanist olmak istediğimi fark edip müzik okuluna başladım." ifadelerini kullandı.
Müzik otoritelerince "Genç Liszt" olarak gösterilen sanatçı, sevdiği birçok besteci olduğunu dile getirerek, şunları aktardı:
"Daha önce Franz Liszt Uluslararası Piyano Yarışması'nda ödül aldığım için çokça Liszt eseri çalışıyorum. ancak bugünlerde Franz Schubert, Sergei Prokofiev, Sergei Rachmaninov da çalıyorum. Türk piyanistlerden de İdil Biret ile Gülsin Onay'ı biliyorum. İkisiyle de tanışıyorum ve birlikte piyano çaldık. Gülsin Onay 11 yıl kadar önceki, Liszt yarışmasının jürisindeydi. Londra'da yaşadığı için birkaç kez Londra'da bir araya geldik. İdil Biret ile de birkaç yıl önce yine Londra'da masterclass eğitimine katılmıştım. İkisi de harikalar."
Sanatçı 2 saat süren konserde, Schubert, Prokofiev, Rachmaninov ve Liszt'in eserlerini yorumladı.
"Her Okula Bir Piyano"
İstanbul Resitalleri'nin Genel Koordinatörü Nazan Ceylan da 11. sezonda bir sosyal sorumluluk projesinin ilk adımını attıklarını söyleyerek, "Piyano, müzik evreninin en zengin enstrümanı. Biz de zaten piyano resitalleri odaklı bir klasik müzik dizisiyiz." diye konuştu.
Piyanonun çocukların eğitiminde mutlaka yer alması gerektiğine dikkati çeken Ceylan, şöyle devam etti:
"Çünkü böyle zengin bir enstrümanın sadece bir enstrüman değil, arkasında taşıdığı bir bilgi, birikim ve tarihçe taşıdığına inanıyoruz. Piyanoyla beraber aslında insanlık tarihine ışık tutan birçok şeyi, dönemleri, toplumları gözlemleme ve görme fırsatı da yakalıyorsunuz. Dolayısıyla her okula bir piyano diye belki de biraz boyumuzdan büyük bir işe kalkıştık ama biz en azından ilk adımı attık. Bu bir proje ve buna inanan herkesi de yanımızda görmek istiyoruz. 10. yılımız için yaptırdığımız limitli edisyon bir gravür seti vardı, 50 adet yapılmış bir setti. Bu setin satışından elde edilecek gelirle 5 piyano alalım dedik. Daha sonra bu konuya duyarlı kurum ve kişiler de bir piyano da biz almak istiyoruz diyebilir."
Semra Özümerzifon'un İstanbul Restialleri'nin 10. yılı için hazırladığı, Debussy'nin 3. bölümü "Estampes" eserinden ilham alarak, her bir bölüm için farklı bir çizimden oluşan gravür setinin satışından elde edilen gelirle, Anadolu'daki 5 okula piyano hediye edilecek.