Akıncı Üssü davasında beşinci celse sona erdi
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davanın beşinci celsesi tamamlandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın beşinci celsesi, eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı tümgeneral Kubilay Selçuk'un çapraz sorgusuyla tamamlandı.
Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında bulunan ve darbecilerin sözde atama listesinde Genelkurmay Harekat Başkanı olacağı belirtilen Selçuk, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Mehmet Şanver'in kızının düğüne katılmak için uçak bileti almışsınız. Ama gitmediniz. Şanver generale durumu bildirdiniz mi?" sorusuna karşılık, düğün telaşını göz önüne alarak Şanver'i aramadığını, ancak uygun bir anda gelmeme nedenini iletmesi için bir arkadaşına bilgi verdiğini söyledi.
"Düğüne eski 4. Ana Jet Üs Komutanı Havan Evrim de davetliymiş. Siz bu kişilerle görüşmek için Ankara'ya gidiyorsunuz. Öncesinde Evrim'i aradınız mı, Ankara'da bulunmama ihtimali aklınıza gelmedi mi?" sorusu üzerine Selçuk, Ankara'ya gitmeden önce Evrim'i aramadığını belirterek, "Üs komutanı, o yoksa harekat komutanı mutlaka orada olmak zorunda. Bana yeterli." dedi.
Akıncı'da sanıklar Hakan Evrim ile Ahmet Özçetin ile görüşüp görüşmediği sorulan Selçuk, bu kişilerle görüştüğünü söyledi. Akıncı'da, herhangi bir olağan dışı hareketlilik görüp görmediğinin sorulması üzerine Selçuk, "Hayır. İlk gittiğimde hiç farklılık hissetmedim. İkinci gittiğimde farklı birliklerden kimi sivil giyimli kişiler gördüm. Küçük bir ortak tatbikat yapacağız komutanım havası var. Çoğunlukla ortaya konuşuyorlar, tanımadığınız insanlar. Ben bunu çok benimsemedim." diye konuştu.
"8-10 kişi kim?"
Kubilay Selçuk, sivil giyimli bir kişinin kendisinden sunum yapmasını istediği yönündeki ifadesi hatırlatılarak, "Burada personel değilsin. 'Sunum için benden başka birini bulamadınız mı? Gidin başkasıyla yapın.' demediniz mi?" sorusuna karşılık, "Demedim. Çünkü algılayamadığınız, resmi tam oturtamadığınız bir durum var. Bununla ilgili bir şey olabilir mi? Uluorta bir teklif. Kabul edilebilecek bir şey değil. İlla sunum yapacak da değilsiniz. Bakarsınız sunuma, alabileceğiniz bir şey varsa alır, yoksa reddeder gidersiniz. Nitekim öyle oldu." dedi.
Sunumun yapılacağı şeref salonunun boşaltılması yönünde talimat verip vermediği sorulan Selçuk, ilgisi bulunmayan kişilerin salondan çıkmasını istediğini söyledi. Selçuk, sunumun kameraya çekilmesine yönelik hazırlık olup olmadığının sorulması üzerine, "Kamera hazırlık yapıyor karşıda. Ben de şöyle bir bakayım dedim, metni sesli okudum." dedi.
"Böyle bir sunum yapmadan önce neymiş metin diye bir bakıp ondan sonra kameranın önüne geçmek gerekmez mi?" sorusu üzerine Selçuk, "Kameranın çekim yaptığını bilmiyordum zaten. Kameranın çekim yaptığını biliyor olsam... Bizim mesleğimiz bu. Çok sıkışık anda bir bakıyorsunuz metni okumadan gidip sunum yaptığınız oluyor." dedi.
Sunumun yapılacağı yerde Genelkurmay Başkanlığının flamasını görüp görmediği sorulan Selçuk, flamayı gördüğünü belirterek, "Benim bir hedefim var. Görmek istediğim bir yazı var. O neyse onu bir göreyim. Görmek istediğimi gördüm ve oradan ayrıldım." dedi.
Sunum metninde ne yazdığının sorulması üzerine Selçuk, "Cumhurbaşkanlığının hedef alındığı yazıyordu. Daha ne yazsın." dedi.
"Sunum metnini okuduktan sonra darbeyi anladığınızı beyan ettiniz. Bunu üstlerinize bildirdiniz mi?" yönündeki soruya, "Hayır. Ben dışarı çıkma derdindeyim. Psikolojim bu. Silahlı, teçhizatlı insanlar da var. Ben esasen çıkışıma izin verilmemesi endişesi taşıyorum." diye konuştu.
Sanıklardan eski YAŞ üyesi Akın Öztürk'ün, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, "Selçuk ve beraberindekilere ilişkin 'Bunlar bu işi yapmışlar' dediğine yönelik beyanı hatırlatılan Kubilay Selçuk, "Böyle bir ifade var. Ama toplu olarak ifadede bulunuyor. Benim, ne Ömer Faruk Harmancık ne de Mehmet Dişli ile yakın bir arkadaşlığım var. Komutan da ulu orta bir şey söylüyor, oradan çıkıp da 'Ben bu değilim komutanım' demek uygun kaçmaz. O ifadeyi ilk anda göğüslüyorsunuz. Ama sonradan boşluk bulduğum anda 'Bu işin adamı değilim FETÖ'cü değilim' dedim. Bunu söyleyemezsiniz normalde komutana. Ben söyledim." diye konuştu.
"Genelkurmay Başkanının talimatıyla "kaosu önlemek amacıyla" Mehmet Dişli ile gazinoya gittiğinizi, orada 8-10 kişi olduğunu ve bunlarla görüştüğünüzü söylediniz. Kim bu kişiler, ne görüştünüz? sorusu üzerine Selçuk, "Harekatın buradan yönetildiğine dair endişelerim var. Üst seviyedeki insanlar böyle bir yerden harekat yönetecekler. Nedir bu? Boğaz Köprüsü'nün kesildiğini gördüğüm anda bu darbe, darbe değil başka bir şey. Böyle abuk sabuk bir şey olmaz. Bunun bir mantığı var. Burası o harekatın yönetileceği bir ortam değil." dedi.
Mahkeme başkanının, "8-10 kişi var mıydı orada, kimdi bunlar, rütbeleri neydi?" sorusunu tekrarlaması üzerine Selçuk, "Bir kısmı sivil giyimli, bir kısmı askeri giyimliydi. Rütbeleri albay, yarbay. Çok da bakmadım o kadar. Tanımıyorum ben o insanları." dedi.
Giray, bunun üzerine, "Siz darbeyi planlasaydınız nasıl planlardınız diye bir sorumuz yok. Sizin ifadeniz üzerinden gidiyoruz. Akıncı'daki herkes darbeyi önlemeye çalışıyor. Akıncı Üssü'nde bulunup da darbeye karışan kim? Biz bunu bulmaya çalışıyoruz. O 8-10 kişi kimse söyleyin. Biraz daha ileri gidersenin, böyle bir olayın olmadığı, hayal gördüğümüzü söyleyeceksiniz." dedi.
Selçuk, "Kendi üssünüzde darbe faaliyetine meydan verilmemesi için talimatınız oldu mu?" sorusu üzerine, üssünü aradığını, bir şey olmadığını öğrendiğini, konunun kendisi için bittiğini söyledi.
Dava, Selçuk'un çapraz sorgusuyla yarın devam edecek.