'Yunus parkları yasaklanmalı!'
Yunuslara Özgürlük Platformu'ndan TBMM'ye çağrı
Türkiye'deki yunus parklarının kapatılması ve tutsak deniz memelilerinin koruma altına alınması için yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla etkili kampanyalar düzenleyen Yunuslara Özgürlük Platformu, 25 Nisan'da TBMM Çevre Komisyonu'nda tartışmalı 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesi ile ilgili yapılacak toplantı için TBMM Çevre Komisyonu Alt Komisyon Başkanı Selçuk Özdağ'a ayrıntılı bir rapor gönderdi.
Bugüne kadar yerel STK'lar, sanatçılar, yazarlar ve duyarlı vatandaşlar ile birlikte Türkiye'deki üç yunus parkının kapatılmasını sağlayan ve geçtiğimiz haftalarda Bodrum-Güvercinlik'teki yunus gösteri merkezinin kapatılması için yeniden harekete geçen Yunuslara Özgürlük Platformu, tartışmalara konu olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda yunus parklarının da yasaklanması gerektiğini belirten etik ve hukuki sorunların detaylandırıldığı bir raporu, TBMM Alt Komisyon Başkanı Selçuk Özdağ'a yolladı.
Uluslararası sözleşmelere aykırı
2010 yılından bu yana gösteri merkezlerinin kapatılması için yürüttükleri kampanyalar boyunca hak ihlalleri gerekçesiyle sayısız kez yunus parklarına izin verilmemesi gerektiğini dile getiren platform, aynı zamanda bu parkların uluslararası sözleşmelere aykırı yasadışı uygulamalarını da ortaya çıkararak kamu kurumlarını göreve çağırmıştı.
“2004 yılında yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu, hem Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı birçok madde barındırmakta, hem de hayvanların temel haklarını korumaktan acizdir. Hayvanları göstermelik bir şekilde koruma altına alan birkaç madde ise uygulamada geçersiz kalmaktadır çünkü denetimleri yapan veterinerler ve yasal yaptırım uygulamaya yetkili kurumlar görevlerini gerektiği gibi yerine getirmemekte diretmektedir. Aynı zamanda bu kanunda yer alan bu birkaç madde, hayvan zulmünü haklı gösteren uygulamadaki sayısız yönetmelik ile etkisizleştirilmekte ve tezatlık barındırmaktadır” diyen Yunuslara Özgürlük Platformu Sözcüsü Öykü Yağcı raporun içeriğini şöyle özetledi:
“Bu nedenle hayvan köleliğini meşrulaştıran sirklere, yunus parklarına, hayvanat bahçelerine ve tematik deniz akvaryumlarına izin veren, bu hayvan hapishanelerini belirli standartlara bağlayarak 'lüks esareti' savunan bir Hayvanları Koruma Kanunu düşünülemez, kabul edilemez. Yeni yunus parklarının açılması, 5199'a eklenecek bir maddeyle veya ayrı bir yasal düzenlemeyle bir an önce yasaklanmalı ve mevcut dokuz gösteri merkezi tek tek kapatılmalıdır. Tarifsiz işkenceler sonunda insanların eğlencesine sunulan bu ticari işletmelerdeki tutsak hayvanlar ise, zarar görmeyecek şekilde, ömürlerinin sonuna kadar doğalarına aykırı hareketler yapmaya zorlanmadan, insandan uzak bir koyda, uzmanların gözetimine devredilmesi gereken bir deniz memelileri rehabilitasyon merkezinde koruma altına alınmalıdır. Bu kirli hayvan ticaretleriyle ilgili insanları bilgilendirmeye ve eylemlerimizi yaygınlaştırmaya devam ederken, yasal düzeyde de konunun takipçisi olacak, yasalarda somut bir yasak görmeden, siyasilerle masaya oturan stk'ların hayvan haklarına öncelik verdiğini görmeden, politikacıların hayvanları siyasi propagandalarına alet etmesine izin vermeyeceğiz.”
18 sayfalık raporda yer alan diğer konu başlıklarından bazıları ise şöyle:
Yunus terapisi: Bilim insanlarınca onaylanmayan ve yunus terapisi adı altında sürdürülen, hayvan ve insan hayatını tehlikeye atan ticari faaliyetler, deniz memelisi gösterileriyle birlikte bütünüyle yasaklanmalıdır. Sağlık Bakanlığı'na bu konu hakkında gelen şikayet ve ihbarlar ciddiyetle ele alınmalı, doktor sıfatıyla engelli bireylerin yaşamları ve umutlarıyla oynayan ticaret adamlarına karşı yaptırım sürecinin hızlandırılması sağlanmalıdır.
Hayvan ticareti ve ithalatı: Bu süre içinde varolan parklara yeni yunus, beluga, mors, fok ve deniz aslanı gibi deniz memelilerinin getirilmesinin önüne geçilmelidir; deniz memelisi ithalatının durdurulması gerekmektedir.
Sağlık kontrolü,
denetimler ve bağımsızlık ilkesi: Yapılacak denetimlerde bağımsız, ancak konuyla ilgili çalışmaları olan STK'lar, uzmanlar ve akademisyenlerin gözlemci olarak göreve çağrılmaları zorunlu olmalıdır. Deniz memelilerinin fizyolojisi, kara memelilerinden oldukça farklı olduğu ve ayrı bir uzmanlık gerektirdiği için, bağımsız, uzman deniz memelisi veteriner hekimlerinin devreye girmesine izin verilmeli, bilirkişi görüşü sunmaları için süreçlere dahil olmaları sağlanmalıdır.
Fırsat siteleri:
Hayvanların eğlence, keyif ve "fırsat" unsuru olarak pazarlanması kabul edilemez. Yunus parkları, tematik akvaryumlar, hayvanat bahçeleri ve hayvanlı sirkler gibi ticari oluşumlar halihazırda büyük bir sorun teşkil ederken, bu kurumlarla ticari işbirliklerine imza atan internetteki fırsat ve indirim sitelerinde, hayvanların esir tutulduğu bu işletmelere yönelik reklamların ve kampanyaların yer alması engellenmeli ve gerektiğinde bu web sitelerine yasal yaptırım uygulanmalıdır.
Okullar: Okulların ve özel eğitim kurumlarının bu tesislere toplu geziler düzenlemesi engellenmelidir. Bu konuda sorumluluk Milli Eğitim Bakanlığı'na düşmektedir.
Bütüncül hak kavramı:
Hak kavramı, oluşturulacak yeni tasarıda bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Yürürlükteki 5199 sayılı Kanun'da hakları korunduğu iddia edilen evcil hayvanların dışındaki yabani hayvan türleri, bu hayvanların hakları ve yaşam alanlarının koruması ilkesi de yasa kapsamına alınmalıdır.