CEO Club Finans Zirvesi
"Bankaların, önünden geçenlerden 5 akçe geçmeyenlerden 10 akçe alıp almadığı çok tartışılıyor. Gelişmiş ülkelerde de gelişmekte olan ülkelerde de (durumumuza baktığımızda) ağladığımız kadar değilmiş ama söylendiği kadar da çok fazla bir şey almıyoruz"
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, bankaların önünden geçenlerden 5 akçe geçmeyenlerden 10 akçe alıp almadığının çok tartışıldığına dikkati çekerek, "Gelişmiş ülkelerde de gelişmekte olan ülkelerde de (durumumuza baktığımızda) ağladığımız kadar değilmiş ama söylendiği kadar da çok fazla bir şey almıyoruz." dedi.
Aydın, Vodafone Türkiye'nin ana sponsorluğunda, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde düzenlenen CEO Club Finans Zirvesinde Türkiye'deki bankacılık sektörünü gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırılmasına ilişkin bir sunum yaptı.
Bankacılık sektörünün güçlü, sağlam olduğunu, ancak daha gidilecek yolun da bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Çok eleştiriliyoruz. Kredi vermiyorlar, çağrıyorlar kapıdan kovuyorlar, bacadan girmeye çalışıyoruz.' diyorlar. Biz gerçekten öyle mi yapıyoruz? Aktiflerin dağılımına bakıyoruz, Türkiye en başta bulunuyor. 'Kredi vermiyorlar' söylemi çok haklı olmuyor. Hatta menkul kıymet de aslında bir borç verme enstrümanı. Devletin borçlanma gereksinimi azaldıkça reel sektörü finanse etmeye devam edeceğiz. Türk bankacılık sistemi üretime, istihdama katkıda bulunan, bütün reel sektör oyuncularına da devlete de borç vermiştir, vermeye de devam edecektir. Borcu verebilmek için kaynağa ihtiyacımız var.
Kaynağın artması için büyümek, zenginleşmek lazım. Kaynak artsın derken de bu kaynağın artmasına vesile olmak için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Mevduat bulamadığımızda ne yapıyoruz? Mevduat dışı kaynağa gidiyoruz. Mevduat dışı kaynağın büyük oluşu zaman zaman eleştiri konusu yapılıyor, 'bulamazsanız, gelmezse ne yapacaksınız?' Aslında bize verenler bunu geri alabileceğini düşünen, ülkenin oyuncularına güvenen kesim. Her zaman için bunu becerebildik, yine yapabiliriz. Bu da ülkeye olan güvendir. Tasarrufları artırabildiğinizde, zenginliği artırdığınızda, pasifteki gücünüzle vade de artacaktır."
"Haksızlık yapılıyor"
Aydın, öyle söylendiği gibi dışarıda, yurt dışında, finans sisteminin çok gelişmiş ülkelerinde 5-10 yıl vadeli mevduat falan olmadığını belirterek, "Ama 60 günde dönmek de bayağı sıkıntı. Salt bankacılık sistemine kalırsa, salt büyük oyuncu biz olursak sıkıntı oluyor." dedi.
Makro olarak sermaye piyasalarının güçlendirilmesi, o enstrümanların bilinmesi ve yapılabilmesi konusunda biraz daha cesur olunması gerektiğini aktaran Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
"Kıt olan mevduatı mevduat dışı kaynakla destekledik, bol da kredi verdik. Peki her gelene mi (kredi) veriyoruz? Kredi Garanti Fonu oluşturduk çok batak kredimiz var da onlara teminat olsun diye mi yaptık? Hayır. Ülkeye, bankacılık sektörüne, çalışanlara, bizim iş ortağımız olan reel sektöre haksızlık yapılıyor. Gelişmekte olan ülkelerde sorunlu kredilere ilişkin rasyo yüzde 10'ları buluyor. Bizimki gelişmiş ülkeler ortalamasına çok yakın. Biz bu işi iyi biliyoruz. Reel sektör iyi biliyor."
Aydın, bankaların, önünden geçenlerden 5 akçe geçmeyenlerden 10 akçe alıp almadığının çok tartışıldığına dikkati çekerek, "Hizmet sektöründe hiç kimseye uygulanmayan şeyler bize uygulanıyor. Gelişmiş ülkelerde de gelişmekte olan ülkelerde de (duruma bakıldığında) ağladığımız kadar değilmiş ama söylendiği kadar da çok fazla bir şey almıyoruz. Elbette hizmet üretiyoruz." diye konuştu.
Hüseyin Aydın, sadece salt kredi veren değil, aynı zamanda hizmet üreten müesseseler olduklarını belirterek, "Yaptığımız hizmetin karşılığını hizmeti verdiklerimizden almamız lazım ki bir başkasına bedel yüklemeyelim." dedi.
Net faiz marjı gelişmiş ülkelerdekilerle mukayese edildiği zaman Türkiye'deki marjın biraz daha yüksek olduğuna işaret eden Aydın, bunun Meksika ve Brezilya'da biraz daha yüksek olduğunu kaydetti.
Aydın, gelişmiş ülkelerde enflasyon olmadığına işaret ederek, "Kayıp-kaçak oranı sınırlı. Rekabet daha yüksek. Gelişmekte olan ülkelerde ise bunlar biraz daha farklı. Ücret ve komisyonlar normal olduğunda, bu bölümün biraz daha aşağı yönlü olması lazım. O görüşteyiz. Öyle de olacaktır. Gelecekteki beklentimiz de bu doğrultudadır." diye konuştu.
-"Türkiye'de özkaynak getirisinin gelişmekte olan ülkelerin üstünde olduğu ortaya çıkıyor"
Sermayesi kime ait olursa olsun, Türkiye'de faaliyet gösteren bütün bankaların Türk bankası olduğunu ve çok önemli olduklarını belirten Aydın, ancak bankaların ticari müesseseler olduğunu ve ticari müesseselerin para kazanmak zorunda bulunduğunu ifade etti.
Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
"Para kazanmazlarsa para kazananlara yük olurlar. Hiç onlarla ortak olmayanlara bedel ödetirler. Biz 'Para kazanmamız gerekir’ diye sık söylüyoruz. Ne kadar para kazanmamız gerekir? Biraz önce baktık. İki yerden para kazanıyoruz; ya komisyon gelirleri elde ediyoruz veya faiz geliri. İşin doğrusu ikisini birden elde ediyoruz. İkisinin toplamı ile bir noktaya geliyoruz. Biz buna özkaynak karlılığı diyoruz. Özkaynak karlılığına baktığımız zaman, o ülkenin enflasyonuna, alternatif getirilerine de bakıyoruz. Tabloyu okuduğumuz zaman, Türkiye'de özkaynak getirisinin gelişmekte olan ülkelerin fevkalade üstünde olduğu ortaya çıkıyor. Ama onların enflasyonlarının sınırlı oluşu, reel getiri anlamında baktığınız zaman, bulunduğumuz nokta yüzde 11,4, kötü bir nokta değil ama çok iyi bir nokta olduğunu da söylemiyoruz.
Rekabet ettiğimiz Brezilya ve Güney Afrika'ya da bakın, oralarda biraz yüksek. Eğer siz yeni yatırımcının, yeni oyuncunun da ülkeye gelmesini istiyorsanız, getirilerin de iyi olması önemli. Çünkü yatırımcı para kazanmak isteyecek. Ama ben ağladığımız kadar da bir durum olmadığının tekrar altını çiziyorum.İki haneli rakamlara son bir yılda geldiğimizi de tekrar ifade ediyorum. Bu bir güçlülük oranıdır. Sermaye yeterlilik rasyonuz çok güçlü olabilir, kredi vermezsiniz, etkili olamazsınız. Biz hem kredi veriyoruz hem de etkili oluyoruz."
-"Türkiye'deki bankacılık sektörünün toplamının aktif büyüklüğü 1 trilyon dolar etmiyor"
"Küresel krizde hem Batıda hem Amerika'daki bir sürü banka, devletten destek aldığı halde biz ne destek aldık, ne kredi yapma gücümüzü yitirdik." diyen Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gücümüz var, devam ediyoruz. Fonksiyonel olmaya da devam edeceğiz. İnşallah daha güçlü, daha etkin bankacılık her dönem olacak. İyiyiz, güçlüyüz, hoşuz ama peki büyüklüğümüz nedir? Dünyada birinci olan bankanın toplam aktifi, 3,5 trilyon dolar. Türkiye'deki bankacılık sektörünün toplamının aktif büyüklüğü 1 trilyon dolar etmiyor. Dünya 10'uncusu bankanın aktif büyüklüğü 2,5 trilyon dolar. Gidecek yol var, büyütmemiz gerekiyor. Gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında bankacılık sektörünün büyüme potansiyeli yüksek. Büyümemiz gerekiyor. Banka dışı diğer alanların da büyümesi önem taşıyor, salt bizle olmaz bu iş. Finansal sektörün büyümesi, ürün ve hizmet çeşitliğinin artması, ekonomik faaliyetin finansmanına ve büyümeye daha fazla katkı sağlayacaktır."