Antalya'nın çoban ressamı
Antalya’nın "Çoban Ressamı” Sinan Demir, ortaokul yıllarında keçi sürüsünün ardından atlarla, develerle yaylalara göçerken düşlerini resmetmeye başladı. Önce dağa taşa, ardından da tuvallere çizdi. Hayatın içinden aldığı o esini şimdi hayatın aktığı sokaklara ve parklara yansıtıyor. Çoban ressamın yolculuğu bugün de sürüyor.
Torosların, Beydağlarının eteğinde, doğa ile iç içe, keçi ve koyun sürüsünün ardından yürüdü. Konargöçer yaşamın derinliklerinden beslendi. Atlarla, develerle yaylalara göçerken düşlerini resmetmeye başladı. Antalya’nın “Çoban Ressamı”nın yolculuğu bugün de sürüyor.
Sinan Demir, 1987 yılında Korkuteli ilçesi Ulucak köyünde çobanlık yapan Yörük bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ortaokul yıllarında bilincinden süzülen imgeleri, kâğıda, taşa, duvara yansıtmaya başladı. Resim ve çobanlık hayatına 23 yaşına kadar alacık çadırında dağlarda devam etti.
Demir, 5 kişisel resim sergisinin ilkini 17 yaşındayken açtı. Çok sayıda karma sergide yer aldı. Çağdaş Türk resminin önemli isimlerinden Muhsin Kut ile birçok kez bir araya gelerek resimleri hakkında fikir alışverişi yaptı. "Dünya gözüm" dediği ustası Coşkun Aral ile yurt içinde ve yurt dışında birçok sanatsal projede yer aldı.
Resimlerinde yöresel ve folklorik değerleri evrensel ilkelerle gerçeküstücü bir tarzla yorumluyor. Son çalışmalarında ise iklim, çevre ve su sorunlarına dikkat çekiyor.
Demir, sanatsal çalışmalarını kentteki stüdyosunda ve parklarda, okullarda duvarlara resim yaparak sürdürüyor. Renklerle bezenen trafolar, beton yığınları arasında kentin sanat abidelerine dönüşüyor.