Ertan Urunga yazdı: Tek seçenek Vatan Partisi! (*)

Abone ol

03.11.2002 tarihinden beri Türk toplumu, ulusalcı kesimlerin zafiyeti ve Emperyalist devletlerin desteğiyle siyasal iktidarı ele geçiren dinci, gerici ve ayrılıkçı bir partinin yönetimi altındadır. Bu süreç içinde genç Türkiye Cumhuriyet’in kadroları; dış odakların güdümündeki kimi aşiret, tarikat ve cemaat artığı yobazlarla hainler tarafından kuşatılmıştır.

Bu hazin duruma, o görkemli Kurtuluş Zaferinden sonra başlatılan “Kuruluş” aşamasında yarım kalan Atatürk devrimiyle elde edilen değer ve kazanımlardan çıkarları bozulduğu için rahatsız olan devrim karşıtlarının; önceki yönetimlerden yakınan kesimleri de yanlarına alıp, çok partili yaşama geçildiği 1946 yılından beri Cumhuriyete karşı örgütlenerek siyasallaşmalarının neden olduğuna kuşku yoktur.

Düşman Olsa…

Atatürk Cumhuriyetine karşı en ağır darbenin vurulduğu bu dönemde, başta TSK olmak üzere bütün Anayasal kurumların itibarsızlaştırılıp denetim altına alınmaları sağlanmış; uğrunda can verdiğimiz ulusal, dinsel ve toplumsal değerlerimiz tersyüz edilmiştir. Özellikle TSK’nin saygın mensuplarıyla yurtsever aydınlarımıza karşı önceden planlanan tertip ve kampanyalarla bilinçli olarak uygulanan saldırılar o kadar büyük bir kin ve nefretle yapılmıştır ki insana, “Düşman olsa bundan daha kötüsünü yapamazdı” dedirtecek boyutlara ulaşmıştır.

Öte yandan, daha önce kurulan Özel Görevli(!) yargı yerleri de adaleti sağlamak yerine kumpasçılarla işbirliği yapıp adaleti katletmeye yeltenmiştir. Ülkemizin yüzakı asker- sivil yüzlerce yurtsever aydın insanımız akıl almaz savlarla suçlanıp inanılmaz cezalara çarptırılarak görevlerinden uzaklaştırılmış; engeller ortadan kalkınca da çağdaş Türkiye’nin başına çarşaf geçirilip Tayyipleştirilerek, bedevi Arap ülkelerine dönüştürülmüştür.

Cumhuriyet Mitingleri ve Sonrası

Bu ilkelliği ve Cumhuriyete karşı saldırıları içine sindiremeyen çağdaşlıktan yana yurtsever aydın kesimlerin Sivil Toplum Örgütleri öncülüğünde başlattığı Cumhuriyet mitinglerinden de muhalefet partilerinin edilgenliği ve iç çekişmeleri nedeniyle olumlu bir sonuç alınamadığı için ülkenin bugünkü kargaşa içine sürüklenmesi –ne yazık ki- önlenememiştir.

Bu süreç içinde bir ‘umut’ olarak görülen, ancak yapılan bütün seçimlerde yenilgiye uğrayan ana muhalefet partisi CHP’nin de, yeni Genel Başkanı Dersimli Kemal’in yönetiminde “yenileşme” adı altında; tabanın isteklerine ters düşen ve Altı Ok’la simgelenen ilkeleriyle de örtüşmeyen politikalarla tanınmaz bir duruma gelip tarihsel işlevini de unutarak, düzen partileri arasında ‘Yeni-CHP’ olarak yerini aldığı üzüntü ve ibretle görülmüştür. Sanki yüce Atatürk’ün kurduğu ve Cumhuriyetle özdeşleşen bu partiyi, kendi içinden yıktırmaya çalışan birileri varmış gibi…

Vatan Partisi’nin Şahlanışı

Tam da bu sırada, öteden beri Meclis dışında kalmasına karşın etkili muhalefeti ve devrimci sol kimliğiyle dikkatleri çeken İşçi Partisi, 15.02.2015 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurultayı’nda adını “Vatan Partisi” olarak değiştirmesinden sonra, o güne kadar görülmemiş bir hızla büyüyerek rakipleri arasında öne çıkmış, özellikle Atatürk devrim ve ilkelerine bağlı ulusalcı aydınların ilgi odağı, adeta çekim merkezi olmuştur. (Sevgili ATA’mızın, şeklen de olsa vATAn partisi içinde yer alması kıvanç vericidir.)

2015 - Seçim Bildirgesi

Bu şekilde şahlanıp Edirne’den Hakkâri’ye kadar ülke çapında teşkilatını da genişleten Vatan Partisi’nin, daha önce belirlenen Milli Hükümet Programı ile 2015 Yılı Seçim Bildirgesinde yer alan ilke ve vaatlerinden bazıları kısaca şunlardır:

- Yüce Atatürk’ün erken ölümüyle yarım kalan devriminin tamamlanması için Milli Hükümet, Milli Meclis, güçlü ve bağımsız Devlet oluşturulacaktır.

- Emperyalist ülkelerin Türkiye üzerindeki kirli emellerine son verilecek; Türkiye’nin, Atlantik ötesinden değil, Türkiye’den yönetilmesi sağlanacaktır.

- Ulusal istence, ülke çıkarlarına ve komşu ülkelerle dostane ilişkilere dayalı milli politikalar uygulanacak, taşınmaz satışlarında karşılıklılık (mütekabiliyet) koşulu aranacaktır.

- Birleşen, Üreten, Aydınlık bir Türkiye ülküsü gerçekleştirilecektir.

- Mustafa Kemal’in 1930 yılında söylediği “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk Milleti denir” sözü doğrultusunda, “Türk de biziz Kürt de biziz; hepimiz Türk Milletiyiz” anlayışı benimsenerek, halk arasında ırkçılık ve bölücülük yapılmasına meydan verilmeyecektir.

- İnsan odaklı politikalarla; herkese ücretsiz, çağdaş, halkçı ve laik eğitim verilecek, temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi yeniden yaşama geçirilerek yurttaşların erinç ve gönenç içinde, onuruyla yaşamaları sağlanacaktır.

- En önemlisi de Vatan toprakları ile ekonomik varlıklarımızı yabancılara ve yandaşlarına haraç-mezat satan; asker-sivil yurtsever aydınlarımızı çeşitli tertip ve kumpaslarla cezaevlerine kapatıp yıllarca yaşamlarını karartan ve daha birçok suç oluşturan uygulamaları nedeniyle, AKP. İktidarından bütün suç ortaklarıyla birlikte Yüce Divan önünde -adil yargılanmaları da sağlanarak- adalet adına hesap sorulacaktır.

Meclis’te Temsil Edilmeli

Bugünkü siyasal ortamda, bu ve bunun gibi köklü ve cesur kararlar alınmasını gerektirecek uygulamaların, ancak Vatan Partisi tarafından yapılabileceğine de kuşku yoktur. Bu nedenle, onun da ülkemizin esenliği ve adalet adına mutlaka Meclis’te temsil edilmesi gerektiğine inandığımız için, 7 Haziran Seçimlerinde Vatan Partisi’ni tek seçenek olarak görmekteyiz. Burada, ikircikli olanlar için şunu da belirtelim ki Vatan Partisine verilecek oylar, kimilerinin dediği gibi boşa gitmeyecek; bugün olmasa da yarınki iktidarının temel harcı olacaktır.

Gelin Sandığa Gömelim!

Sonuç olarak, öteden beri ilkeli ve kararlı tutumuyla ülke dışında da başımızı göğe erdiren cesur yürek Doğu PERİNÇEK’in önderliğinde bugünlere ulaşan Vatan Partisi’nin, yukarda kısaca açıklanan Seçim Bildirgesindeki ilke ve vaatlerinin de nitelikli saygın kişilerden oluşan geniş ve deneyimli kadroları tarafından ödün verilmeden yerine getirileceğine inanıyoruz. Bu inançla, biz de “Bin Selam olsun Atama, bir oyum var o da Vatana” diyor, sevgili vatanımızı karartan AKP. İktidarını bütün şerik ve şürekâsıyla birlikte sandığa gömmek için yüreği vatan sevgisiyle çarpan sayın yurttaşlarımızın da mutlaka oy kullanmalarını istiyoruz.

Çünkü hep biliyoruz ki ülkemizin kaderini yakından etkileyecek olan bu seçimlerde herkesin tavrını açıkça ortaya koyması, her zamankinden daha büyük bir önem arz etmektedir.

Her Şey Yerini Bulacak

Kaldı ki bu kez yalnız da değiliz; inandığımız ulusal ve çağdaş değerleri savunan Vatan Partisi var, Mustafa Kemal’in Askerleri sandık başında bizi bekliyor. Biz de kararımızı verip oyumuzu kullanalım ki sevgili Atamızın emaneti olan laik Cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatalım artık!

Böylece ulusal şairimiz Nazım Hikmet’in o ünlü şiirinde “yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim…” diyerek, çığlık çığlığa yaptığı evrensel çağrının gereğini de yerine getirmiş olacağımızı anımsatmak isteriz. İşte o zaman, ülkemiz üzerine çöken kara bulutlar dağılacak; her şey yerli yerini bulacaktır elbet!

Haydi o zaman, sandık başına!

(*) Bu yazımızın kısaltılmış bir benzeri,

Aydınlık gazetesine de gönderilmiştir.

Ertan URUNGA

Emekli Askeri Yargıç

ulusalkanal.com.tr

Sandık başında Atatürk tartışması! Gündem Aslı Tarhan yazdı: Vicdanlar baraj tanır mı? Gündem Ulusal Kanal seçimde alternatif yayın yapacak! Gündem Hasan Korkmazcan ve Yadigar Özen oyunu kullandı Gündem