Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: ''Yargının açılışına dua ile başlamak din istismarıdır''

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da Sinan Sungur’un sunduğu Çıkış Yolu programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Perinçek, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Adli Yıl açılışında oluşan görüntülerin eleştirilmesine karşı söylediği “İnanç siyasete, adalete, yargıya yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar” sözlerini değerlendirdi. Perinçek, ''Dinsel inançlar adalete ve yargıya yansıyamaz.'' dedi.

Abone ol

VATAN PARTİSİ

BASIN BÜROSU

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da Sinan Sungur’un sunduğu Çıkış Yolu programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Perinçek, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Adli Yıl açılışında oluşan görüntülerin eleştirilmesine karşı söylediği “İnanç siyasete, adalete, yargıya yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar” sözlerini değerlendirdi. Perinçek, “Dinsel inançlar adalete ve yargıya yansıyamaz. “dedi.

Adli Yıl açılışının dua ile yapılmasını din istismarı olarak değerlendiren Vatan Partisi Genel Başkanı, “Burada sorun Ali Erbaş’ta değil doğrudan doğruya hükümette ve yargıtaydır. Doğrudan doğruya en başta da sayın Tayyip Erdoğan’dadır. Yargının açılışına dua ile başlamak bir din istismarıdır. Bu Tayyip Erdoğan yönetiminin gidişatı ile ilgili çok önemli bir işaret. Bir iniş halindeler kaybediyorlar, kaybederken de mantıklı ve akıllı davranamıyorlar. Dua okuyarak bu inişe son vermesi mümkün değil Tayyip Erdoğan yönetiminin, tam tersine arada bir ara güç var. Gri bölge de deniyor buna o bölge daha aydınlanmacı, Atatürk’e değer veren yüzde 15 civarında bir kesim var. Sayın Tayyip Erdoğan o yüzde 15’lik oyu dualı açılışlarla karşı tarafa itiyor. Yargıtay dua ile açılmaz. Dua’nın yeri camidir, evlerimizdir, ibadethanemizdir. İslam dini hepimizin dini ama o bizim vicdanımızda. Hiçbir şekilde devlet faaliyeti ve toplumsal ilişkiler din esasına göre düzenlenemez. Anayasamızın çok açık bir hükmü var ki çok güzel bir laiklik tabiridir o. Orada der ki; devletin toplumsal ekonomik siyasal faaliyeti din esasına göre yönetilemez. Bu en güzel laiklik tarifidir. Din esasına göre toplumsal düzen kurulamaz, siyasal faaliyet yürütülemez, ekonomik faaliyet yürütülemez ve yargı faaliyeti, adalet dağıtımı da din esaslarına göre olamaz. ”dedi.

“7.YÜZYIL KURALLARIYLA 21.YÜZYILI YÖNETEMEZSİNİZ”

Vatan Partisi Genel Başkanı, “inanç insanların gönlünde kalacak, yargıya ve adalete yansımayacak” diyerek, “Siz bugün 21.YY’da toplum düzenini, siyasal iktidarı, siyaset düzenini, kültür ve ekonomi düzlemlerini din esaslarına inanca göre düzenleyemezsiniz. Bunu bütün kuvvetler sizden yana olsa Türkiye’nin padişahı ve halifesi olsanız yine düzenleyemezsiniz. 21.YY’da banka yok, sigorta yok, çek yok, senet yok, kredi yok, yok oğlu yok. 7.YY’ın fıkıhı ile adalet ve yargı kurallarıyla 21.YY’ı düzenleyemezsiniz.”diye konuştu.

“İNANCI YARGIYA YANSITAMAZSINIZ BÖYLE BİR GÜCÜNÜZ YOK”

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ile inancın adalete yansıması yönündeki açıklamarına ilişkin, “Yansıtamazsınız böyle bir gücünüz yok. Herkes sizin önünüzde biat etse herkes Tayyip Erdoğan’ın önünde ayağına kapansa yine yapamaz. Neyi yapamaz: hırsızın elini kesemez, kadına mirastan yarım hisse veremez , ceza hukukunda kısası uygulayamaz. Olmayan bir ticaret hukukunu nasıl uygulayacak. Bugünün ticaret kanunu ile 6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,18.YY’ın ticaret ilişkileri birbirine benziyor mu? Bambaşka bir dünyada yaşıyoruz çekin, senetin, bankanın, kredinin olmadığı bir çağı getirip bugünün sorunlarında çözücü olarak düşünebilir misiniz? Bunu başarmanız mümkün değil. Onun için inanç adalete, yargıya yansımasın istiyor bazıları, tabi yansımayacak siz de yansıtamazsınız. Evet İslam inanışlarına sahibiz ama inançla, ibadetle toplum düzenini, ekonomi düzenini, siyaset düzenini karıştırmamak lazım. İnançlar bugün kesinlikle toplum düzeninde, ekonomide ve devlet yönetiminde tayin edici olamaz. Mümkün değil. Bütün güçleri Ali Erbaş’a versek, bütün silahları ona versek hüküm, ferman olsunlar yine bunu yapamazlar. Kendi tabanlarına buna kabul ettiremezler. Bambaşka bir dünyadayız. 7.YY’ın dünyasında değiliz” ifadelerini kullandı.

“DİN DEVLET VE TOPLUM DÜZENİNE HÜKMEDEMEZ”

İnancın yargıya ve adalete yansımasının anayasaya da aykırı olduğunu hatırlatan Perinçek, “Türkiye’de laiklik, din kuralları toplum ve devlet düzenini yönlendirici olamaz. Yalnız devlet değil devlet ve din işlerini ayırmak olarak tarif edilir laiklik. Ama öyle değil. Türkiye Cumhuriyeti devletinin devriminde, Türk devriminde din kuralları hem devlet düzeninde hem de toplum düzeninde hükmedemez. Din, inanç insanın vicdanındadır. Yunus Emrelerde olduğu gibi. Bizim geleneksel büyük tasavvufumuzda da öyledir. Gönüllerdedir. Gönülden dışarı çıkıp din kurallarıyla 21.YY’ı düzenlemeye kalktığınızda bunu başarma imkanınız yok. Bütün güçler bütün silahlar sizin elinizde olsun yine mümkün değil. Bunu AK Parti tabanı da kabul etmez, camilerde kabul etmez, müezzinlerde kabul etmez hatta tarikatlar cemaatler bile kabul etmez. Toplumlar değişiyor, toplumlar gelişiyor, toplumlar ilerlerken siz geçmiş dönemin hukuki kalıpların düzenlemesini toplumların başına giydiremezsiniz.” dedi.

“DİN KURALLARIYLA ADALETİ VE YARGIYI DÜZENLEYECEĞİZ DEDİĞİNİZ AN BİDEN’IN PLANLARINA HİZMET EDERSİNİZ”

Perinçek, “Peygamberimiz Hz. Muhammed ne diyor: ilim Çin’de dahi olsa gidin alın diyor. Çin’de İslamiyet var mı? Çin’de İslam hukuku var mı? Ama İslam hukuku olmayan bir yerde gidin ilimi bulun diyor. İşte İslamın çağdaş yönü, ilerici yönü. Daima bilime açık, toplumsal süreçleri gören bir büyük devrimciydi Hz. Muhammed. Siz Hz. Muhammed’in takipçisi olarak, biz 6.YY’ın 7.YY’ın hükümlerini uygulayacağız dediğiniz zaman Hz. Muhammed ile doğrudan doğruya karşı karşıya gelirsiniz. Çok büyük yanlış yapmışlardır. Ve bu hatanın en büyük sorumlusu Sayın Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Ali Erbaş değildir. Kaybediyorlar. AK Parti’nin kaybetmesini istemeyen bir dost olarak söylüyorum çünkü karşıda Atlantiğin bir takım tuzakları var girişimleri var, Biden tayfasının ateşe sürülmesi olayı var, ABD’nin kaos planları var bütün bunlar onlara hizmet ediyor. Kalkıp biz din kurallarıyla adaleti ve yargıyı düzenleyeceğiz dediğiniz an Biden’ın planlarına hizmet edersiniz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da birkaç yıl evvel ‘6.YY’ın kurallarıyla bugüne düzen veremezsiniz’ diye belirtmişlerdi bu sözünü Sayın Cumhurbaşkanımıza hatırlatıyorum.”diye konuştu.

Biden planları ile Tayyip Erdoğan’ın devrilmesi isteniyor diyen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Şimdi burada Biden tayfası Sayın Tayyip Erdoğan’ın bu hataları nedeniyle ara bölgeyi kazanıyor. Bu ara bölge de itibarlı olan Atatürk’tür. Bu ara bölge çağdaş, bu ara bölge ilerici, bu ara bölge aydınlanmış, üreten bir Türkiye istiyor. Türkiye ittifakı bu ara bölgeyi Biden tayfasına armağan ettiği zaman Biden planlarına hizmet etmiş olur. Türkiye kaos kargaşalıklara çok ciddi iç bunalımlara doğru sürüklenir. Onun yanlışları Türkiye ittifakına da zarar veriyor. Türkiye ittifakında Tayyip Erdoğan var, Cumhur İttifakı var ama Cumhur ittifakı dışında milli güçler içinde olan Vatan Partisi gibi çok önemli bir kuvvette var. Biz Cumhur İttifakında değiliz ama Türkiye cephesindeyiz. İkisini ayırmak lazım. Sayın Tayyip Erdoğan’ın ciddi hataları var çay paketi atmak gibi. Kıbrıs’a müjde olarak bina söylemesi gibi. Bu Kıbrıs’a karşı çok büyük haksızlık ve hor görmedir hem de Türkiye Cumhurbaşkanı adına müjde olmayacak bir şeydir. İki tane çimentoya bina yapıyorsun. Bunun müjdesi olur mu? Hem de Amerika’ya İsrail’e karşı ön cephede direnen Kıbrıs için söylüyorsun. Biz ikna etmişiz beraber deklarasyon yayınlamışız, bildirge yayınlamışız Abhazya Cumhuriyeti ile KKTC ve Abhazya Cumhuriyetleri tanınacak diye bir bildirge yayınlamışız. Abhazya bugün Kıbrıs’ı ziyaret etmek istiyor. Bu ne demek: Abhazya’nın, Rusya’nın Kıbrıs’ı tanıması ardından Azerbaycan’ın tanıması, Afganistan’ın tanıması. Bu basit bir diplomatik başarı değil. Isınan Doğu Akdeniz sularında Türkiye’nin ve Kıbrıs’ın güvenliğini sağlamak bakımından hayati önemde. Bunun farkında olmayan bir takım uygulamalar içinde olması da Sayın Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti hükümetine çok şey kaybettiriyor. Bu şekilde Türkiye yönetilemez.” diye konuştu.

“TAYYİP ERDOĞAN İLE BİRLİKTE TÜRKİYE KAYBEDER”

Cumhurbaşkanı’na etrafındaki kişiler tarafından gerçeklerin söylenmediğini vurgulayan Perinçek, “Malesef Sayın Tayyip Erdoğan’ın yanında ciddi bir dalkavuk ağı var, gerçeklerin ona söylenmediğini görüyorum, herkes görüyor. Mesela çiftçinin terörü, elektrik terörü. Bütün Türkiye’de özellikle Güneyoğdoğu’da, Kızıltepesinde Diyarbakırında, Mardininde, Şırnağında, Elazığında, Malatyasında, bütün Türkiye’de bir elektik terörü esiyor, çiftçi elektrik borçlarını ödeyemiyor mesela. Buralarda cesur olması lazım Tayyip Erdoğan yönetiminin. Mesela DEDAŞ’ı kamulaştıracak, elektriğin üretim ve dağıtımı kamunundur diyecek ve ondan sonra elektrik fiyatlarını da çiftçinin durumuna göre, onu destekleyecek şekilde belirleyecek çiftçinin tepesine binmeyecek, çiftçiyi kuyudan su çekemez hale getiremeyecek bunlar çok önemli. Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye kaybeder. Tayyip Erdoğan kendini düşünmüyorsa Türkiye’yi düşünmek zorunda biz Türkiye’yi düşünüyoruz, onun için bu gerçekleri bütün çıplaklığı ile dile getiriyoruz ama Türkiye kaybetmeyecek. AK Parti bu yanlışlarda ısrar ederse ve bu sürece karşı kararlı, radikal, köktenci bir tavır almaz, bir üretim ekonomisi kurmaya yönelmez, dış politika ve güvenlik politikalarında Asya’daki mevzilerine sağlam bir şekilde oturmazsa, AKP kaybeder ,Türkiye sırtından AK Parti’yi atar ve Türkiye yeni girdiği yönde yani Amerikaya teslim olmayan, üretim ekonomisine yönelik, PKK’yı ve FETÖ’yü bitirme yönündeki yolunda devam eder ve ona uygun çözümler üretir.” dedi.

CHP YÖNETİMİ BİDEN PLANLARINDAKİ ROLÜNÜ AÇIKLADI”

CHP’den bir heyetin Barzani’yi ziyaretinde ‘Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı” kurulmasını önermesi ile ilgili konuşan Perinçek, “Yani İsrail, Irak, İran, Türkiye falan bunların hepsinin bir araya getirecekmiş CHP. Tanrı bile İsrail ile bu saydığın ülkeleri bir araya getiremez. Bu çok cahilce bir proje. Burada dikkat edersiniz bir araya gelecek bir güç yok ama İsrail’i yaldızlama diye bir gayret var. Siz güçlerin arasına İsrail’i koyduğunuz zaman o güçleri hiç bir zaman bir araya getiremezsiniz ama İsrail hakkında da haketmediği bir propaganda yapmış olursunuz bu da Biden tayfasının görevi. Burada da CHP yönetimi, Sayın Kılıçdaroğlu Biden projelerindeki rolünü açıklamış oldu. Ziyarete gelince Barzani’yi ziyaret etmek iyi bir şey, Barzani o bölgede bölge ülkeleri ve halkları ile az çok uyumlu bir tavır içinde, PKK’dan farklı. O bakımdan CHP’nin ziyaretine ilk başta ‘aferim ne güzel’ demek istiyor insan ama işin esası öyle değil oraya ABD’nin enstrümanı olarak gidiyor CHP heyeti. Barzani’yi alacak Türkiye’den bölgeden kurtaracak, PKK ile birleştirip ABD’nin güdümüne sokacak. Yani Türkiye aleyhtarı bir faaliyet bu da bir Biden görevi, bu da bir Amerika görevi. Bu ziyaretin bir ABD görevi olduğu çok açık ve Türkiye aleyhtarı, Türkiye karşıtı bir eylem. CHP yönetimi Barzani’yi PKK’ya yaklaştırıp ABD güdümüne tam sokmak için Türkiye’ye karşı bir faaliyet içinde. MHP, ‘ziyarete Biden gönderdi’diyor çok doğru söylüyor. Biden, PKK ile Barzani’nin arasını bulmak için gönderdi. Barzani’yi Türkiye’nin yanından koparıp, Irak’ın yanından koparıp Amerika’ya çekmek Biden görevi. Biden görevi yapıyor CHP yönetimi. Ama bunun etkili olacağına ihtimal vermiyorum. Barzani yönetimi böyle bir akılsızlık yapmaz, her yere yenilen ve kovulan ve çok yakında suriye ve ırak kuzeyinden kovulacak olan bir Amerika’ya yaklaşmak gibi bir aptallık yapmaz. Bunun aksi, Afganistan’da gördüğümüz manzaralar da Amerikan uçaklarının tekerleğinin altına Barzani’nin kafasını sokması demek olur, yıkılıp giden bir Amerikanın yanını Barzani niye tercih etsin.”diye konuştu.

Özgür Bursalı: ''Tarihini reddeden CHP Atatürk'ün tam karşısındadır'' Gündem Akit Atatürk'e ve Cumhuriyet'e dil uzattı Gündem Cumhuriyet Kadınları Derneğinden açıklama: ''Diyanet İşleri Başkanı sorumluluğunun bilincinde mi?'' Gündem Vatan Partisi İzmir İl Başkanlığı'ndan 9 Eylül mesajı: ''Bu şanlı gün al bayrağın gölgesinde zafer marşlarıyla kutlanmaya lâyıktır'' Gündem