Rabia Naz davasında önemli gelişme! Süresi uzatıldı
Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerini araştırmak için kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun görev süresi bir ay uzatıldı.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan TBMM Kararı'na göre, Rabia Naz Vatan başta Olmak Üzere Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması ve Bu Konuda Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun görev süresi, Genel Kurulun 15 Ocak 2020 tarihli 43'üncü birleşiminde, 26 Ocak 2020'den itibaren 1 ay uzatıldı.
Ne olmuştu?
Giresun'un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018'de evinin önünde yaralı şekilde bulunan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili kamuoyunda çeşitli tartışmaların yaşandığı anımsatılan önergede, bu tartışmaların herkesi derinden üzdüğü dile getirildi.
Yaşam hakkının kutsal olduğuna, tüm hak ve özgürlüklerin temelinde yer aldığına işaret edilen önergede, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2'nci maddesinde yer alan yaşam hakkı ilk sayılan haktır. Diğer tüm hak ve özgürlüklerin kullanımı bu hakkın korunmasına bağlıdır. Nitekim Anayasanın 17'nci maddesi, kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını düzenlemekte, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu öngörmektedir. Bu hak ayrıca çekirdek haklardan biri olup, Anayasanın 15'inci maddesinde de özel olarak güvence altına alınmıştır." denildi.
Geleceğin teminatı çocukların özel olarak korunması ve yetiştirilmesinin en temel vazife olduğunun altı çizilen önergede, Anayasanın 10'uncu, 41'inci ve 61'inci maddelerinde bu hususun özellikle düzenlendiği belirtildi.
Ceza kanunlarında da çocuklara karşı işlenen suçların daha ağır yaptırımlara bağlandığı dile getirilen önergede, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 20 Kasım 1989'da benimsediği Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 2 Eylül 1990'da yürürlüğe girdiği hatırlatıldı.
Önergede, Türkiye de dahil 142 ülkenin sözleşmeyi imzaladığı ya da onay ve katılma yoluyla taraf devlet durumuna geldiği anımsatıldı.
Türkiye'nin, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni 2 Ekim 1995'ten itibaren uyguladığı bilgisine yer verilen önergede, bu sözleşmeye göre herkesin ilk görevinin, çocukların temel hakkı olan yaşamını korumak olduğu kaydedildi.
Önergede, "Bu açıklamalar ışığında denilebilir ki haklar arasında sıralama yapıldığında en temel hak yaşam hakkı olup, bu hakkın en başında da savunmasız bir varlık olan çocukların yaşam hakkı gelmektedir." denildi.