Açılan yüzlerce Baraj ve HES karanlığa neden çare olamadı?

AKP’nin adım adım inşa ettiği enerji politikası sadece şirketlere rant sağlamaya yaradı. Bu karanlığın hesabı sorulmazsa daha kötüsüne hazırlanın…

Abone ol

Yusuf Yavuz

Türkiye günlerdir enerji krizi yaşıyor. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi metropollerde yaşanan elektrik kesintileri gündelik yaşamı alt üst etti. Sanayi üretimi durdu, kentler karanlığa gömüldü.

Elektrik Mühendisleri Odası, Türkiye’nin uyguladığı kötü enerji politikasının ülkeyi adım adım karanlığa sürüklediğine dikkat çekerek, havaların soğuması dışında olağanüstü bir durum yaşanmamasına rağmen yaşanan rezaleti eleştiren açıklamalar yaptı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise yaşanan kesintilerin kötü hava şartlarından dolayı zarar gören iletim hatlarından kaynaklandığını açıklamakla yetindi. Ancak bu açıklamalar kesintilerin önüne geçmeye yetmedi.

Elektrik üretimi konusunda son yıllarda gösterişli açılışlarla gündeme gelen DSİ’nin bağlı olduğu Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan ise bu konuda henüz bir açıklama gelmedi.

AÇILAN YÜZLERCE BARAJ VE HES KARANLIĞA NEDEN ÇARE OLAMADI?

Ancak bütün bu yaşananlar akıllara büyük yıkımlara neden olarak ‘Ülkeyi enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracağız’ söylemleriyle özel sektöre devredilen HES ve baraj projelerini getirdi: Ardı ardına yapılan şatafatlı törenlerle açılan yüzlerce baraj ve HES, ülkenin karanlıkta kalmasına neden çare olamadı? Enerji üretim lisansı ve Su Kullanım Hakkı Anlaşmaları kapsamında özel sektöre devredilen hidroelektrik üretimi, yandaş firmalara büyük bir rant sağlamakla kalmadı, ülkenin dört bir yanında on binlerce insanın da yerinden yurdundan edilmesine neden oldu.

DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULACAĞIZ SÖYLEMİYLE YAPILAN YIKIM

‘Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulacağız’ gerekçesiyle yürütülen propagandanın sonucu, bilimsellikten uzak, halka rağmen ve kamu yararı gözetilmeden ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla inşa edilen HES ve barajların Türkiye’nin elektrik ihtiyacının ne kadarını karşıladığı muamma. Çünkü beklentiler üzerinden yapılan hesapların aktarıldığı kamuoyu, ‘şu kadar proje yaptık, bu kadar enerji üreteceğiz’ propagandasına maruz kalırken, devletin kasasından yapılan şatafatlı törenlerle açılan tesislerin kaç tanesinin verimli çalıştığını, kaç tanesinin atıl kaldığını bilmiyor.

BEŞTEPE’DE AÇILIŞ ŞOVU

Bu koşullarda Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun açılış, temel atma ve ‘müjde verme’ şovlarının kamuya maliyetinin ne kadar olduğu sorusunu sormak bile lüks kaçıyor. Bakan Eroğlu, 22 Aralık’ta Beştepe’de düzenlenen açılış şovunda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2016 başında 99 HES ve barajın açılışını yaptığını belirtti.

‘ERDOĞAN FAİZ LOBİSİNİN HORTUMUNU RİZE BALTASIYLA KESTİ!’

Beştepe’deki açılış töreninde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın da uzun uzun yatırımları anlattığı konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Bakan Eroğlu, Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde kalkınma hamlesi başlatıldığını belirterek, “Son 14 yılda Bakanlık olarak 6 bin 298 tesisi hizmete aldık. Geçmişte toplanan vergilerin yüzde 86'sı faize gidiyordu. Allah'a çok şükür Cumhurbaşkanımız Rize baltasıyla faiz lobisinin hortumlarını kesti” diye konuştu.

‘478 HES İNŞA ETTİK, KÖMÜR VE DOĞALGAZ SANTRALLERİNİ GEÇTİK’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Su akar, Türk bakar” sözünü, “Su akar, Türk yapar” olarak değiştirdiğini bir kez daha yineleyen Eroğlu, şu ana kadar 478 hidroelektirik santralinin inşa edildiğini ve 2016 yılında HES'lerdeki kurulu gücün doğalgaz ve kömür santrallerini geçerek 26 bin 655 megavata ulaştığını dile getirdi.

EROĞLU’NUN YARATTIĞI İLLÜZYON

Erdoğan, Yıldırım ve Eroğlu’nun konuşmalarında Türkiye’nin bir dünya devi olduğu imajı yaratılıyordu ancak gerçekte bunca yıkıma neden olarak inşa edilen projelerin ürettiği elektriğin Türkiye’nin karanlıkta kalmasını engellemeye yetmediği ortada. Ancak bu konuda Bakan Eroğlu’nun nasıl bir iliüzyon yaratmaya çalıştığını anlamak için 2 Ocak’ta yaptığı bir başka açıklamada dile getirdiklerine biraz daha yakından bakmak gerek:

‘TÜRKİYE’DE GEÇMEDİĞİM YOL YOK’

2016 yılı çok bereketli geçti, çok sayıda baraj, gölet ve sulama tesisini bitirdik. 1 Ocak 2016'dan bu yana 72 il ziyareti gerçekleştirdik. Bu programlarda 597'si temel atma, 529'u açılış olmak üzere, toplam bin 126 tesis için merasim yaptık. Bu tesislerin toplam maliyeti 23 milyar 181 milyon liradır. 72 il programında toplam maliyeti 12 milyar 711 milyon lira olan toplam bin 601 tesisin yatırım müjdesini açıkladık. Ben çok dolaşan biriyim, bu yıl karayoluyla 50 bin 627 kilometre yol kat ettik. Türkiye'de geçmediğim yol yok.

‘CUMHURBAŞKANIMIZ SADECE BİR DÜĞMEYE BASARAK…’

2015 yılında tamamlanan 39 ilimizdeki 99 baraj ve HES'in açılışı 14 Ocak'ta Cumhurbaşkanımız tarafından yapıldı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan açılışı Arena'da yaptı, çok büyük bir kalabalık vardı. Cumhurbaşkanımız sadece düğmeye basarak bir anda 99 baraj ve HES'in açılışını yaptı. Tarihte görülmemiştir böyle bir olay, başka ülkelerde de örneği yoktur, varsa hodri meydan. Bu projelerin toplam kurulu gücü 2 bin 200 megavat, yıllık enerji üretimi 7,4 milyar kilovatsaattir. Bir başka ifadeyle bu tesislerin ürettiği enerji miktarı Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun ve Sinop olmak üzere 7 ilimizin bir yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak kapasitededir.

‘SADECE BU SENE 250 TESİS AÇTIK’

Bu tesislerin milli ekonomiye katkısı ise yıllık yaklaşık 1,1 milyar lirayı bulacaktır. Projeler için özel sektörün yaptığı yatırım tutarı 10 milyar liradır. Ayrıca, Bakanlığımız tarafından 2016 yılında tamamlanan ve 4 milyar lira maliyetli 151 tesis 22 Aralık'ta Cumhurbaşkanımız tarafından hizmete alındı. Cumhurbaşkanımız sadece bu sene Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait 250 tesisin açılışını yaptı ve bunun toplam maliyeti 14 milyar liradır.”

ÖZEL SEKTÖRE KILÇIĞI AYIKLANIP SERVİS EDİLEN BALIK

Bakan Eroğlu’nun ‘ilk’ ve ‘en’lerle süsleyip, rakamlarla abartarak sürdürdüğü konuşmalarının satır aralarında geçen enerji projelerinin hemen hepsi özel sektör tarafından yürütülen projeler. Bir bakıma Bakan Eroğlu, devletin tüm olanakları kullanılarak özel sektöre denetimden uzak, iletim hattı vs gibi alt yapı maliyetini üstlenmeyen, kışlığı ayıklanmış balık gibi 49 yıl alım garantili bir enerji pazarı hediye edilmesinin baş aktörlerinden biri.

BAKAN EROĞLU’NDAN ELEKTRİK KESİNTİLERİ İÇİN SES ÇIKMADI

Geçmişte ‘HES’çilerin ortağıyım’ diyerek ateşli bir şekilde büyük tahribat yaratan ancak ürettiği enerjinin getirisi oluşan tahribatın maliyetini gidermeye yetmeyen projelerin halka dayatılmasına öncülük eden Bakan Eroğlu, son günlerde yaşanan elektrik kesintileri konusunda henüz tek kelime açıklama yapmadı.

SEVGİLİSİNE ENERJİ LİSANSI HEDİYE EDEN İŞ ADAMLARINDAN BUGÜNE

HES ve baraj projelerinin hız kazanmaya başladığı günlerde, Ağustos 2010’da yazdığımız kapsamlı inceleme yazısında, enerji üretiminin özel sektöre devredilmesiyle Anadolu’da yeni bir kapitalist yağmaya kapı aralandığına dikkat çekerek şu çarpıcı ayrıntıyı aktarmıştık: “Öyle ki geçtiğimiz ay sevgilisine hediye olarak HES satın alan bir işadamının varlığından bile haberdar olduk. Kısacası ortaya çıkan bu yeni yatırım ikliminin önceliklerinin salt enerji üretmek olup olmadığı oldukça tartışmalı.” Tamamını okumak için: (http://odatv.com/koyluler-2.-kurtulus-savasina-hazirlaniyor-0108101200.html)

ÜRETİMDEN DAĞITIMA ENERJİ ÖZEL SEKTÖRÜN İNSAFINA BIRAKILDI

Türkiye’nin artık iflas etmeye başladığı anlaşılan enerji politikasızlığının özeti şu: AKP iktidarı döneminde çıkartılan yasal düzenlemelerle kamunun geliştirdiği enerji projelerinin ‘Enerji Üretim Lisans’ları ve ‘Su kullanım Hakkı Anlaşmaları’yla özel sektöre devredilmesi, ardından da enerji dağıtım hizmetinin özelleştirilmesi piyasayı şirketlerin insafına bırakmıştır. Enerji üretim işini sevgilisine lisans hediye eden işadamları pespayeliğine indirgeyen piyasanın yarattığı tablo bugün artık mızrağın çuvala sığmadığını göstermektedir.

KÖYLÜYÜ YERİNDEN, TÜKETİCİYİ CEBİNDEN EDEN VAHŞİ PAZAR

Enerji üretimi bahanesiyle ‘acele el koyma’ kararları alarak özel sektörün bir an önce ve daha çok kazanması için köylülerin topraklarına, evlerine el konularak üretim yapılıyor. Tüketiciler ise fahiş elektrik faturalarının yanında, kayıp kaçak bedeli, TRT payı ve son olarak yapılan düzenlemelerle ‘genel aydınlatma’ kalemiyle yüklü miktarda elektrik parası ödemeye mahkûm ediliyor. Tüm bunlara bir de yıkım projeleriyle parçalanan coğrafya, yok edilen yaşam alanları ve geri dönüşümsüz tahribatlara uğrayan doğayı ekleyin…

BU KARANLIK GÜNLER BAĞIRA BAĞIRA GELDİ

Oldukça stratejik ve yaşamsal önemde olan enerji piyasasında boy gösteren aktörlere bakıldığında, birçoğunun tekstil, inşaat, turizm veya başka alanlardan gelen, asli iştigal alanı enerji olmayan, sırf ‘alım garantisi’ ve karlı bir pazar olduğu için bu sektöre girdiği görülüyor. Bir başka deyişle iktidar eliyle yandaşlara ‘ulufe’ gibi dağıtılan enerji üretim lisanslarının, kamu yararından uzak, tüketicinin ve yurttaşın hakkını değil, kendi çıkarını düşünen şirketlerin elinde bulunmasının yarattığı sonuç, ülkenin karanlıkta kalmasının en önemli nedenlerinden biridir.

BU KARANLIĞIN HESABI SORULMAZSA DAHA KÖTÜSÜNE HAZIRLANIN

Enerji piyasasını denetlemekle yükümlü olan EPDK ise tüm bu olup bitenleri sadece izlemekle yetinmektedir. Başta Enerji Bakanlığı koltuğunda oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak olmak üzere, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ve AKP kulislerinde yandaş ‘yatırımcılara’ enerji üretim lisansı almak için iş kovalayan siyasiler bu karanlığın hesabını bir an önce vermelidir. Ancak her şeyden önemlisi, bu hesabı soracak bir halkın olmasıdır. Eğer bu hesap sorulmazsa, her anlamda hepimizi çok daha karanlık günler bekliyor olacak…

Gümüşhane'de Hamsi Şenliği Yurt Mardan Palace'ye açılan alacak davası Yurt Gizem'in ölümü güvenlik kamerasında Yurt Buzlanan yolda 10 araç kaza yaptı Yurt