'Cansu Kaya cinayeti' davasında tüyler ürperten ifadeler
MUĞLA'nın Ortaca İlçesi'nde geçen Haziran ayında 18 yaşındaki Cansu Kaya'nın öldürülmesiyle ilgili ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar 24 yaşındaki N.D. ve 17 yaşındaki M.P.Ç., cinayet işlemediklerini, genç kızın yüzme bilmediği için boğulduğunu ileri sürdü.
Geçen 14 Haziran'da, garson olarak çalıştığı Ortaca İlçesi'ne bağlı Dalyan Mahallesi'ndeki restorandan mesai bitimi ayrılan ve ortadan kaybolan Cansu Kaya'nın 3 gün sonra Dalyan kanalı Çandır geçişi mevkiinde, su üzerinde cesedi bulundu.
Üzerinde sadece iç çamaşırı olan Cansu Kaya'ya yapılan ilk otopside, cinsel istismar bulgularına rastlandı. Kaya'nın boğulduktan sonra cansız bedeninin suya atıldığı tespit edildi. Genç kızın cenazesi 17 Haziran'da gözyaşları içinde toprağa verilirken, olayın aydınlığa kavuşturulması için özel ekip kuruldu. İşyeri ve MOBESE kameraları incelenirken, Kaya'nın son olarak Dalyan'daki restoranda garson olarak çalışan N.D. ve lise öğrencisi M.P.Ç. ile Maraş Mahallesi Sağlık Ocağı Sokağı'nda yürüdüğü görüldü. Bunun üzerine iki şüpheli gözaltına alındı. Yakalandıkları gün ile bir sonraki gün çelişkili ifadeler veren şüpheliler tutuklandı. N.D. ve M.P.Ç. hakkında 'kasten öldürme, cinsel saldırı, cinsel istismar ve kişilik haklarından yoksun kılma' suçlarından ömürboyu hapis istemiyle Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
80 POLİS GÖREV ALDI
Davanın ilk duruşması öncesi adliye önünde polis kontrol noktaları kurularak, geniş güvenlik önlemleri alındı. 80 polisin görev aldığı adliyede Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) hazır bekletildi.
Duruşmaya tutuklu sanıklar N.D. ve M.P.Ç., Cansu Kaya'nın annesi Gülen ve babası Osman Kaya ile sanık ve müşteki avukatları katıldı. Duruşmada Cansu Kaya'nın ablası Burcu Kaya ile sevgilisi olduğu ifade edilen Umut Doğu'nun yanı sıra, 8 arkadaşı tanık olarak dinlendi.
'İÇ ÇAMAŞIRIYLA SUYA ATLADI'
Duruşmada sanık N.D., olay gecesi yaşananları anlattı. Cansu Kaya ile 14 Haziran'ı 15 Haziran'a bağlayan gece görüştüklerini belirten N.D., "Cansu ve M.P.Ç. ile birlikte arkadaşımıza ait teknede oturduk. Cansu dertleri olduğunu söylüyor, sürekli biriyle mesajlaşıyordu. Bir arkadaşıyla tekne turuna gideceğini söyleyip yanımızdan ayrıldı. Ona, bizi bırakıp gittiği için 'Bir daha benimle konuşma' diye mesaj attım. 15 dakika sonra geri geldi. Bir süre sohbet ettikten sonra yüzmek istediğini söyledi. Yüzme bilmediği için önce karşı çıktık. Israr edince yüzme bildiği için M.P.Ç. suya girdi. Ardından Cansu üstündekileri çıkararak iç çamaşırıyla suya atladı. Ancak bir daha yüzeye çıkmadı. Ben de dalgıç feneriyle suya girdim. M.P.Ç. ile 45 dakika, 1 saat aradık ancak bulamadık" dedi.
'KIYAFETLERİ KANALA ATTIK'
Olay sonrası paniğe kapıldıklarını belirten N.D., çevrede kimse olmadığı için yardım isteyemediklerini kaydetti. Çevreden sadece müzik sesi geldiğini aktaran N.D., "M.P.Ç.'ye 'Ne yapacağız?' diye sordum. 'Bilmiyorum ağabey' dedi. Cansu'nun çantasını ve kıyafetlerini tekneden alarak arabanın bagajına koyduk. Daha sonra kıyafetleri İztuzu Plajı yolundaki köprüden kanala attık. Daha sonra Cansu'nun telefonunun arabada olduğunu fark ettik. M.P.Ç. cep telefonunu çamur banyolarının oradaki iskeleden kanala attı. Cansu'ya ait defter ve kitabı da yaktık" diye konuştu.
'CİNSEL İLİŞKİ YAŞAMADIK'
Cansu Kaya ile cinsel ilişki yaşamadıklarını söyleyen N.D., "Cansu benim kardeşim gibiydi. Boğazını kesinlikle sıkmadım. Şiddet de uygulamadık. Ertesi gün sonra ablası aradı, Cansu'yu sordu. Gece 10 dakika görüştüğümüzü söyledim. Jandarmaya gidip bu şekilde ifade verdim. Daha sonra M.P.Ç. ile görüştük. 'Yaşananları anlatalım' dedik. Olayı anlattık ve gözaltına alındık" diye konuştu. Diğer sanık M.P.Ç. de benzer ifadeler verdi. DHA