'Türk kültürü ve tarihi beni her zaman derinden etkiledi'
Ukraynalı keman virtüözü Sokolov, "Türkiye ve Türk kültürü hakkında az çok bilgim var. Özellikle Türk tarihi ve kültürel mirası beni her zaman en derinden etkileyen unsurlar olmuştur." dedi.
Dünyaca ünlü Ukraynalı keman virtüözü Valeriy Sokolov, Türkiye'ye her zaman hayran kaldığını belirterek, "Türkiye ve Türk kültürü hakkında az çok bilgim var. Özellikle Türk tarihi ve kültürel mirası beni her zaman en derinden etkileyen unsurlar olmuştur." dedi.
"34. Uluslararası Ankara Müzik Festivali"nde sahne almak için Ankara'ya gelen Sokolov, konser öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kültürüne, tarihine ve müzik birikimine hayran kaldığını dile getirdi.
Daha önce pek çok kez Türkiye'ye geldiğini söyleyen sanatçı, İstanbul'a geldiği zaman Ortaköy ve Galata Kulesi civarında Türk yemeklerini tatmaktan zevk aldığını ifade etti.
Ankara ve özellikle İstanbul'a hayran kaldığını vurgulayan Sokolov, "Ankara'ya daha önce de geldim ama en çok İstanbul'a geldim. Çünkü orada farklı proje çalışmaları yapmıştım. Dolayısıyla Türkiye ve Türk kültürü hakkında az çok bilgim var. Özellikle Türk tarihi ve kültürel mirasınız beni her zaman en derinden etkileyen unsurlar olmuştur." ifadelerini kullandı.
"Türk müziğine aşinalığım oluştu"
Uluslararası üne sahip Valeriy Sokolov, kariyerinde kemanı sayesinde çok çabuk ilerlediğini belirterek, "Dünyanın en büyük salonlarında defalarca keman sayesinde hem tanınırlığımı hem de enstrümanı ve yeteneğimi sergileme imkanı buldum. Keman, benim için bir kaderdi, seçme şansım yoktu ve sanki keman bana bahşedilmişti. Ben de kemanı aldım ve bir yerlere getirdim." şeklinde konuştu.
Dünya müziğinden Türk müziğine baktığı zaman çok büyük müzisyenlerin göze çarptığını aktaran Sokolov, şunları söyledi:
"İstanbul'da Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile beraber yaptığımız konserlerde Ulvi Cemal Erkin ve Ahmed Adnan Saygun'un konçertolarını çaldım. Türkiye'nin Balkanlar'dan bugüne kadar gelmiş olan tarihine baktığımızda kemanın her yerde olduğunu görebiliyoruz. Gerek Çingene müziğinde olsun gerekse örnek olarak dünyaca ünlü Macar besteci Bela Bartok kendi eserlerini yazarken, Türk müziği üzerine yaptığı araştırmaların kendi bestelediği eserlere de eşlik ve öncülük ettiğini görüyoruz. Ben de Bartok'un pek çok eserini çaldım, bu nedenle Türk müziğine aşinayım."