Nazlı Ilıcak'a 5 yıl 10 ay hapis
Nazlı Ilıcak, "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı
Nazlı Ilıcak, "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli bilgileri açıklama" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki beşinci duruşmaya, başka suçtan tutuklu bulunan sanık Nazlı Ilıcak, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Duruşmada son savunması sorulan Nazlı Ilıcak, dosyaya yeni belgeler geldiğini ve bunu yeni öğrendiğini belirterek, "Muhakkak görmem lazım, bunları görmeden savunma yapamam. Siz şimdi yeni bir heyet olarak bu davaya bakıyorsunuz, dava sürecini takip etmediniz. Bunun adil yargılamaya aykırı olduğunu düşünüyorum. Bu belgeleri göndermeden savunma yapmak zorunda bırakırsanız, bu da adil yargılamaya aykırılıktır." dedi.
"Bana 3 yıl sonra dava açıldı"
Gözlerinin iyi görmediğini ve ay sonunda katarakt ameliyatı olması gerektiğini belirten Ilıcak, "Basın Kanunu'na göre 4 ay içerisinde dava açılması gerekirdi. 3 yıl sonra dava açıldı. Daha önce basın savcısı takipsizlik verdi. Milli güvenlik açısından, gizlilik açısından yargılanmamama karar verdi. 3 yıl sonra dava açıldı. Türkiye büyük reformlar gerçekleştirmeye çalışıyor, Adalet Bakanı da reformlar yapıyor. Adalet Bakanı'na sesleniyorum; 75 yaşında bir kadın, burada yargılandığı bir dosyadan tekrar yargılanıyor. Reformların hepsini destekliyorum ama mevcut kanunlara da uyulmasını istiyorum." ifadelerini kullandı.
Ilıcak’ın avukatı Kemal Ertuğ Derin ise Basın Kanunu'na göre 4 aylık hak düşürücü sürenin göz önüne alınmasını talep ederek, "Siyasi ve askeri casusluk maksadı ile belge açıklanmamıştır. Yazı yazıldığı tarihte belgeler alenileşmişti. Nazlı Ilıcak gazetecilik yapmıştır. Beraatini talep ediyorum." diye konuştu.
Mahkeme "casusluk" suçundan ceza vermedi
Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Ilıcak'a, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 330/1. maddesinde yer alan, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan cezalandırılması istemiyle dava açıldığını hatırlatarak, mahkemece Ilıcak'ın eyleminin, TCK'nın 329/1. maddesinde yer alan, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" olarak değerlendirdiğini bildirdi.
Sanığın geçmişi, eğitim ve bilgi düzeyi, konumu, suça konu yazı ve bilgilerin içeriğinin yayımlanmasının meydana getireceği sonuçları öngörebilme durumuna rağmen bilgileri açıklamış olması ve buna bağlı kastının yoğunluğunu dikkate alan heyet, Ilıcak'ın bu suçtan 7 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
Heyet bu cezayı, sanığın geçmişi ve sabıkasız oluşunu dikkate alıp 1/6 oranında indirim uygulayarak 5 yıl 10 ay hapis cezasına çevirdi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarından çıkarılarak imha edilen, Tahşiyeciler grubuna ilişkin bir belgenin, sanık Nazlı Ilıcak'ta bulunduğu ve soruşturma açıldığı belirtiliyordu.
İddianamede, Ilıcak'ın ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak'' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyordu.
Ilıcak, tutuklu olduğu FETÖ'nün medya yapılanması davası kapsamında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, davanın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliyesi Ceza Dairesi bu kararı onamıştı. Bu onama kararı da Ilıcak'ın avukatları tarafından Yargıtay'a taşınmıştı.