Akdeniz Üniversitesindeki “radyasyon sızıntısı“ iddiası
"Çalışmalar, uluslararası protokollere uygun ve denetim altında yapılmış bilimsel çalışmalardır ve hiçbir şekilde radyasyon sızıntısına neden olmamışlardır. Diğer yandan, tedavi süreçlerinde halk sağlığını tehlikeye atacak herhangi bir yanlış tedavi veya radyasyon kaçağı olmamıştır"
Akdeniz Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yiğit Çeçen, "Kanser hastalarına uygunsuz tedavi yapıldığı ve nükleer deneyler sebebiyle radyasyon sızıntısı meydana geldiği" iddialarına ilişkin, Nükleer Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezinde (NUBA) halk sağlığını tehlikeye atacak herhangi bir yanlış tedavi veya radyasyon kaçağı olmadığını belirtti.
Çeçen, yaptığı yazılı açıklamada, NUBA'da izinsiz yapılan nükleer deneyler nedeniyle sızıntı olduğu, arıza bildirimi bulunan cihazlara bakım yapılmış gibi gösterildiği ve özellikle hastalarla çalışanların aşırı radyasyon dozu aldığıyla ilgili basında yer alan iddiaların doğru olmadığını kaydetti.
Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı'nda 2014 yılında cihazların servisini aksatan firmayla ilgili altında kendisinin de imzalarının bulunduğu tutanak ve raporlarla birlikte Ekim 2016’da savcılık soruşturması başlatıldığını bildiren Çeçen, şunları ifade etti:
"Bu soruşturmalara karşı idare mahkemelerinde dava açılmıştır ve bu davalar sürmektedir. Söz konusu haberde bu idari soruşturmalardaki iddialar birbirine karıştırılarak bir kurgu oluşturulmuş ve kamuoyuna servis edilmiştir. Tarafıma yöneltilen suçlamalara dair henüz savcılıkça soruşturma bile başlatılmamış ve YÖK'e gönderilen dosya hakkında tarafıma ifade çağrısı bile gelmemişken ve idare mahkemelerinde yargılama devam ederken yayınlanan bu haberlerin hem yargıyı hem de YÖK'ü etkilemeye yönelik olduğu aşikardır. Bize mobbing uygulatan şahıslar, isimlerimizin ve fotoğraflarımızın alenen yayınlandığı böyle sorumsuz ve kurgu bir haberle kamuoyu önünde bir linç girişiminde bulunmuşlar, kliniğimizde tedavi görmüş olan hastaları ve yakınlarını gereksiz yere endişeye sevk etmişlerdir."
Cihazların devamlı bozuk olduğu 2014 yılına ait dönemde tüm uyarılara rağmen söz konusu firmanın servis sözleşmesini feshetmeyen idarenin sorumluluğunun bulunduğunu öne süren Çeçen, bir algı operasyonuyla olayın üstlerine yıkılmaya çalışıldığını iddia etti.
"Şimdi her şeyi daha iyi anlıyorum" şeklinde başlık atılan haberde yer alan iddiaların akıl ile bilim dışı olduğunu savunan Çeçen, tıbbi komisyon oluşturulması ve radyasyon miktarının araştırılacak olmasının da gerçekle hiçbir ilgisi bulunmadığını savundu.
"Denetim altında, bilimsel çalışmalar yapıldı"
NUBA'nın hurdaya ayrılan bir cihazında, dönemin başhekimi Murat Turhan'ın da yazılı izniyle "eğitim ve araştırma" yaparak ülkeye ve üniversitelerine büyük katma değer sağladığını ifade eden Çeçen, şunları kaydetti:
"Bu çalışmaların hasta tedavisi ile hiçbir ilgisi yoktur. Çalışmalar, uluslararası protokollere uygun ve denetim altında yapılmış bilimsel çalışmalardır ve hiçbir şekilde radyasyon sızıntısına neden olmamışlardır. Diğer yandan, tedavi süreçlerinde halk sağlığını tehlikeye atacak herhangi bir yanlış tedavi veya radyasyon kaçağı olmamıştır. Radyasyon Onkolojisi iş ve işlemleri, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından sürekli denetlenir. Çalışanlar radyasyon dozunu ölçen dozimetreler taşır ve radyasyon değerleri sürekli TAEK’e raporlanır. Herhangi bir aksaklık tespit edildiğinde TAEK veya Başhekimlik cihazları durdurma yetkisine sahiptir. Ne TAEK’ten ne de Hastane Başhekimliğinden Radyasyon Onkolojisi departmanındaki cihazların çalışmasının durdurulmasına yönelik bir talimat veya tasarruf olmuştur."
Çeçen, sağlık fiziği alanında doçentliğini almış bir bilim insanı olarak söz konusu haberin içeriğinin doğru olmadığını, 2016 sonuna kadar kliniklerinde tedavi görmüş kanser hastaları açısından endişe etmeyi gerektirecek bir durum bulunmadığını kamuoyunun bilgisine sunmak istediğini bildirdi.