Türk Lirası bıçak sırtında
Yüksek borçlanma ve vurguncu sermaye ile dönen ekonomi çarkları TL’yi itibarsız kıldı. Çin’den yayılan bir söylenti bile doların 7 kuruş zıplamasına neden oldu.
Aydınlık gazetesinden Recep Erçin'in haberine göre; Türk lirasıMerkez Bankası’nın ürkek para politikası adımları ve düşürülemeyen çift haneli enflasyon nedeniyle son dönemde en kırılgan para birimleri arasında liste başında yer alıyor. Yeni yılda Kasım ayı sonunda 4 TL’ye dayanarak rekor kıran dolar kuru o tarihten sonra düşüş eğilimine girmişti. Doların 3.70 TL’nin altına ineceği belirtiliyordu. Ancak yeni yılın ikinci haftasında durum değişti. 3.73 TL’ye kadar gerileyen dolar kuru önceki akşam Çin’den gelen bir haberle 3.80’i aştı. Haber, Çin’in artık ABD tahvilleri alımını durduracağı ve ABD tahvil varlığını azaltacağı yönündeydi. Piyasalarda yayılan bu söylenti doların küresel ölçekte değer kaybetmesine neden oldu. Ancak değer kaybeden dolar karşısında TL de değer yitiren bir para birimi olarak dikkat çekti.
İKİ DIŞ ETKEN VAR
Dün Çin cephesinden gelen bir açıklama söz konusu haberin doğru olmadığı yönündeydi. Ancak bu haberin yeni ticaret savaşı temelinde Çin cephesi tarafından gayriresmi olarak yayıldığı da yapılan yorumlar arasında. Buna karşın dolar, TL karşısında 3.79’da tutunmayı sürdürdü. Türk lirasının değer kaybetmesinin nedeni ise artan borçlanma ve ekonominin spekülatif vurguncu sermaye ile fonlanıyor olması. Geçen yılı, 2009’daki kriz yılında bile görülmemiş bir borçlanma ve nakit açığı ile kapatan (78.3 milyar TL net borçlanma, 60.4 milyar TL nakit açığı) Türkiye Hazine’sinin durumu TL’yi kırılgan yapan unsurlardan.
Ekonomist Evren Devrim Zelyut, piyasalardaki söylentilerden bile etkilenir hale gelen TL’nin değer kaybetmesinde iki temel dış faktörün de belirleyici olduğunu belirtiyor. Bunlardan ilki yukarı yönlü bir seyir izleyen ABD tahvil faizleri ve Brent petrol fiyatı. ABD Merkez Bankası FED’in bu yıl en az üç muhtemelen 4 faiz artırımı yapması doları kıymetlendirecek bir gelişme. Brent petrolün varil fiyatının 70 dolara yaklaşması ise Türkiye gibi enerjide ciddi dış açıklar veren ülkeler için cari dengenin bozulması demek.
ABD ŞANTAJI VE SEÇİM
Ekonomist Atilla Yeşilada ise TL’nin geçici bir şok yaşadığını ancak henüz temel fiyatlamanın bozulmadığını söyledi. Merkez Bankası’nın bu ay faiz artırımı yapmayacağını ve TL’yi asıl sarsacaj gelişmelerin siyaset cephesinden geleceğini öngören Yeşilada, Atilla Davası sonrası ABD Hazine Bakanlığı’nın sessizliğini Ankara-Washington arasında süren gizli pazarlıklara bağladı. Görüşmelerden hayırlı bir sonuç beklemediğini ifade eden Yeşilada, “TL’nin ateşle sınavı baharda başlar. Bir yanda ABD’den şantaj, öte yanda AKP üstünde güçlenen erken seçim baskıları TL’nin direncini sınayacak” dedi.
Belirtiğimiz üzere yüksek borçlanma devletin bundan sonra yapacağı borçlanmaların maliyetini de artırıyor. Hazine’nin tahvil faizleri geçen yıla göre 3 puan yukarıda. Uzmanlar TL’deki kaybın daha yeni başladığını, önümüzdeki aylarda dalgalanmanın boyutunun artacağını belirtiyorlar. CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, eski Hazineci Aykut Erdoğdu da, Uluslararası Finans Enstitüsü’nün “Alarm Haritası”nda, Türkiye’nin 21 göstergenin 10’unda “alarm” vererek, diğer ülkelerden ayrıştığını bildirdi. Buna göre milli gelirin yüzde 25’ini bulan dış finansman ihtiyacına karşılık, ülkenin döviz rezervi yeterlilik oranı kısa vadeli borçları karşılamada kırmızı alarm verdi.
ŞUBAT'TAKİ BORÇLANMAYA DİKKAT!
Gedik Yatırımm Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı Beste Naz Köksal, TL’yi kırılgan kılan ana unsurun yüksek enflasyon olduğunu vurguluyor. Bunun yanında Hazine’nin borçlanma ihalelerine dikkat çeken Beste Naz Köksal, Ocak’taki 9.9 milyar TL’lik borç ödemesine karşın, Şubat’ta bu tutarın 20 milyar TL olarak görüldüğünü aktardı. Hazine’nin son ihalesinde yüzde 13.44’ten borçlandığını belirten Köksal, “Gelişen ülkelere yabancı ilgisi vardı. Ama son dönemde Türkiye özelinde bir yavaşlama hatta bir miktar çıkış var. Hazine’nin borçlanmasında sorun yok” dedi. Baz etkisiyle tek haneye inmesi beklenen enflasyonun yılbaşında yapılan zamlar ve vergi ayarlamaları nedeniyle çift hanede kalmayı sürdürmesi, ABD’de enflasyon beklentilerinin artması, Suriye tarafında yeni bir cephenin açılması gibi gelişmelerin TL’de değer kaybına neden olacağını kaydeden Köksal, “Kısa vadede dolardaki hareketin 3.90’a gidebileceğini düşünüyorum. Enf-lasyonun beklentileri aşması, Nisan’da açıklanacak Atilla Davası’na kadar bankalara ceza gelmesi gibi gelişmeler 4 TL ve üzeri için risk unsuru” bilgisini verdi.
ulusal.com.tr