Françafrique: Sömürgeciliğin çöküşü

Fransa Afrika’da hey yıl tekrar tekrar yenilgilere uğruyor. Paris, kendisini hâlâ kıtanın haklı efendisi olarak görüyor ve çeşitli Afrika ülkelerinde kontrolünün azaldığı gerçeğini bir türlü kabul edemiyor.

Abone ol

(Bu yazı 10 Eylül 2021 tarihinde İngilizce olarak United World International sitesinde yayımlanmıştır.)

FransaAfrika’da hey yıl tekrar tekrar yenilgilere uğruyor. Paris, kendisini hâlâ kıtanın haklı efendisi olarak görüyor ve çeşitli Afrika ülkelerinde kontrolünün azaldığı gerçeğini bir türlü kabul edemiyor. Yöntemleri değişti, ancak ana hedefi - Afrika kaynaklarının ve topraklarının sömürülmesi –hala aynı. Fransa, Kamerun'dan Senegal'e, Fildişi Sahili’nden Gabon’a ve Frankofon Afrika'nın tüm eski kolonilerinde azalan etkisini sürdürmek için elinden geleni yapıyor.

Ama gerçekten ne ölçüde başarılı oluyor?

Fransa'nın desteklediği Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita'nın devrilmesinin ardından ordunun iktidara geldiği ve Türkiye ve Rusya ile işbirliğine ilgi gösterdiği Mali'de yaşanan olaylar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkedeki askeri varlığı sert bir şekilde azaltma kararı alması,uzmanlar için Françafrique'nin sonunun bir işaretini oluşturdu.

Hatta bazı Afrikalı uzmanlar, Gine'nin yeni askeri başkanı Mamady Doumbouya'nın, Fransız Yabancı Lejyonu'nda görev yapmasına rağmen, Fransa ve ABD'nin çıkarlarına karşı, halkın yararına çalışacağını umuyor.

Françafrique döneminin sonu için beklentiler neler?

Françafrique

Françafrique, sömürgelerin kıtadaki bağımlı konumlarından resmen çıktıktan sonra Fransa-Afrika ilişkilerinde ortaya çıkan sömürge sonrası sistemdir. Ancak görünürdeki özgürlüğe rağmen, Paris'in yeni-sömürgeciliği yalnızca yeni bir biçim kazandı ve eski sömürgeler hiçbir zaman tam egemenlik elde edemedi. Yeni-sömürgecilik, her şeyden önce, Afrika'nın kaynaklarının tek taraflı sömürülmesinde kendini gösterir. Fransa hem ​​hammadde alımındaki avantajları, hem de Afrika ülkelerinin devlet alımlarında Fransız çıkarlarının ve şirketlerinin önceliğini korumaya çalışıyor.

İkincisi, Paris'in mali hükümdarlığı var. CFA frangı para birimi, altın rezervlerinin depolanması ve bankacılık sisteminin tüm yapısı, kıtanın zenginliğinden yararlanma üzerine kuruludur. Bu lüksten arta kalan gelir, birçok yöneticinin anarşist bürokrasisinde kaybolur (bu, yerel halk arasında belirli bir hoşnutsuzluğa neden olur ve olumsuz Fransız etkisi ile ilişkilidir).

Fransa ayrıca demokrasi kavramlarını manipüle ederek Afrika siyasetinde çifte standart uygulamaktadır. Örneğin, Gine'deki son olaylarda darbeyi kınayan Fransa, diğer yandan Çad'da askerin iktidarı ele geçirmesini destekledi. Başkan Idriss Déby'nin Nisan 2021'de ölümünden sonra Çad'daki iktidar, ordu tarafından desteklenen oğullarından Mahamat Idriss Déby Itno'ya geçti. Hükümeti ve parlamentoyu feshettiler. Idriss Deby'nin 30 yıllık yönetimine karşı hiçbir resmi tepki göstermemiş olan Paris, yeni cuntayı da destekledi.

Fransa Afrika’nın içişlerine doprudan müdahele de ediyor. Bir örnek, 2011'de Fildişi Sahili'nde sergilediği tutum. Burada Fransız birlikleri Alassane Ouattara'yı destekledi ve George Soros'un arkadaşı ve Uluslararası Para Fonu'nun eski çalışanı olan bu kişiyi cumhurbaşkanlığına getirdi. Daha yakın tarihli bir örnek: Paris'in gölgesi, Aralık 2020'de demokratik seçimleri engellemeye çalışan ve silahlı bir isyan başlatan Orta Afrika Cumhuriyeti'nin eski Cumhurbaşkanı François Bozizé'yi destekledi.

Fransa, Afrika ülkeleri için bir tehdit haline geliyor. Kölelik, yoksulluk, yolsuzluk, diktatörlere destek ve gücü elinde tutamadığı yerde kaos getiriyor.

Elbette Paris, kıta üzerinde askeri ve siyasi kontrolü sürdürerek silah tedarikinde ve personel eğitiminde önceliğini korumak istiyor. Bu süreçte, birçok uzman tarafından Fransız çıkarları için lobici olarak değerlendirilen Gine'nin yeni geçici başkanı Mamady Doumbouya bile konuşmasında, Ginelilerin Fransızların küstahlığından rahatsız olduklarını ve ülkede fiili bir ayrımcılık gözlemlediklerini vurguladı. Yeni Gineli lider, "Afrika'daki yabancı askerlerin dünya görüşü zamanla değişti," diye devam etti. "Geçmişte, beyaz adam zorunlu olarak yetkin bir kişi olarak kabul edildi, şimdi durum böyle değil. Çünkü daha gelişmiş eğitimimiz sayesinde onların eylemlerine ve açıklamalarına eleştirel gözle bakabiliyoruz."

Alternatif Arayışı

Uluslararası müdahalelerve askeri darbelerartık Afrika'da normal bir durum haline geliyor. AfrikaJom Center düşünce kuruluşunun kurucusu Alioune Tine'nin France24 için açıkladığı gibi, kıtadaki askeri darbelerin çoğalması "inkar edilemez bir fenomen”.Tine’ye göre bu eğilim, “Afrika Birliği, ECOWAS, Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği gibi demokrasiye saygıyıartırmak için tasarlanmış uluslararası ve bölgesel örgütlerin etkisinin kaybından" kaynaklanıyor. Bu arka plana karşı, "Afrika'da nüfuzunu genişleten ve iş yapmak için herhangi bir demokratik tazminat talep etmeyen" Çin, Rusya ve Türkiye kazanıyor.

Böylece Afrikalı liderler, eşit düzeyde pragmatik iş yapmanın bir egemenlik için bir fırsat oluşturduğunu anlamaya başlıyorlar. Ne Amerika Birleşik Devletleri ne de Fransa, esasen yeni sömürgeci bir politika izledikleri içineşit bir ortaklık önermemekte. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, giderek daha fazla Afrikalı, alternatif ortaklarla iş yapmayı tercih ediyor.

Örneğin Fransızlar, Türkiye'nin kıta üzerindeki otoritesinin ve etkisinin önemli ölçüde büyümesinin farkındalar. Le Monde'un makalesi[i], güvenliğin en keskin konu olduğu Sahel bölgesindeki Türkiye'ye ilişkin korkulara atıfta bulunuyor.

Uluslararası Kriz Grubu, bölgede, özellikle Sahra'nın güneyinde (Burkina Faso, Mali, Moritanya, Nijer, Çad) Fransa'yı ve diğer Batılı güçleri giderek daha fazla endişelendiren şiddetli bir jeopolitik rekabete dikkat çekiyor. Şimdiye kadar, Türkiye'nin Sahel'deki çıkarları esas olarak ekonomik görünüyordu, ancak Ankara artan derecede diplomatik ve askeri çıkarlar peşinde koşuyor.

Gazeteye göre çarpıcı bir gösterge, Nijerya ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma. Anlaşmaya göre Türk askerleri Nijerja kuvvetlerini eğitmek ve Boko Haram terör örgütüne karşı mücadelede desteklemek için Nijerya’ya gönderilecek. Ankara ayrıca Afrikalıların, Mali ve Burkina Faso sınırlarını güvence altına almasına yardım etmeyi de kabul etti.

Africaleads anketine atıfta bulunan Jeune Afrique, Paris'in azalan güvenilirliği nedeniyle Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin imajının geliştiğini vurguluyor.

Afrika'nın diğer ortağı Rusya'ya gelince, özellikle ekonomik ve endüstriyel alanlarda işbirliği iyi gidiyor. Örneğin, karşılıklı yarar sağlayan ortak projeler, metalurji ve madencilik şirketleri için Rus ekipmanının tedariğinin yanı sıra bir nakliye ve lojistik sisteminin geliştirilmesi (demiryolları, hava taşımacılığı vb. için ekipman) kapsıyor. Enerji potansiyeline sahip bir ülke olarak Rusya, aynı zamanda, petrol ve gaz tesislerinin yanı sıra hidroelektrik santralleri ve nükleer santraller için ekipmanlarla ilgili her şey olan enerji altyapısının inşasına yardıma katılmakla da ilgileniyor. Rusya'nın en büyük şirketi Rosatom'un Afrika kıtasındaki varlığının genişlemesi (örneğin, Mısır'daki El Dabaa nükleer santralinin inşası) gösterge niteliğindedir.

Aynı zamanda Paris, Afrika'daki en önemli ülkelerinden biri olan ve Rus müteahhitlerin güvenliğin sağlanmasında büyük rol oynadığı Orta Afrika Cumhuriyeti'nde artan Rus etkisinden ciddi şekilde endişe duyuyor. Eski etkisini koruma mücadelesinde Fransa, ükeyi bütçe yardımını dondurma ve askeri işbirliğini kısmen kesmekle tehdit etti. Ancak Fransa ikincil bir konumu tehdit ederken, CAR gönüllü, yapıcı ve baskı olmadan Rusya ile etkin bir şekilde işbirliği yaptı.

Ve tabii ki Çinlilerin varlığında büyük bir artış var. Fransız medyası, Pekin'in Afrika'ya verdiği borç hakkında iğneleyici yazılar yazmayı tercih ediyor, ancak asla karşılıklı yarar sağlayan altyapı anlaşmaları hakkında haber yayımlamıyor. 2020'deki Covid-19 pandemisine rağmen Çin, ticaret rakamlarında artış olduğunu açıkladı. Mauritius ile ilk kıtasal serbest ticaret anlaşmasının (STA) yürürlüğe girmesinin ardından Çin, konumunu güçlendirme arzusunu yineledi. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Nijerya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Botsvana ve Tanzanya'ya resmi bir geziye başlamadan önce, Ocak 2020'nin başlarında Xinhua Haber Ajansı ve Çin Medya Grubu ile yaptığı röportajda işbirliğinin güçlendirildiğini belirtti.

Bugün Afrika, kalkınma ve tüketim artışı açısından dünya lideridir. Gençler, anavatanlarında kalma ve yerel olarak üretimi geliştirme arzusunu dile getiriyorlar. Ortaklarla işbirliği sayesinde Afrika ülkeleri, tarım ve kimya endüstrilerinin yanı sıra enerji ve ulaştırma endüstrilerini de geliştiriyor.

Diğer Fransız rakiplerinin (ABD, Hindistan, Körfez Ülkeleri, Brezilya, İsrail, Japonya ve Kore) Afrika ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye artan ilgisi şaşırtıcı değil.

Kayıplarına rağmen, Fransa henüz yeni sömürgeci emellerinden tamamen vazgeçmeyecek. Montpellier kenti, kendisini "yeni oyuncular, yeni temalar ve yeni zorluklarla yeni bir format" olarak tanımlayan ve "Afrika ve Fransa arasındaki ilişkiye yeni bir bakış atmayı" amaçlayan Afrika-Fransa Zirvesi'ne 7-9 Ekim tarihleri ​​arasında ev sahipliği yapacak. Amaç, yeni nesillere düşünce ve eylem için yeni bir çerçeve sunmak.Ancak, diğer ortakların başarılarının arka planına karşı bu etkinlik, günümüz gerçeklerinde daha çok bir Fransız umutsuzluk çığlığı gibi görünüyor.

ABD Başkanı Biden BM'de konuştu: ''Kesinlikle yeni bir soğuk savaş peşinde değiliz'' Dünya Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi Dünya Taliban BM'ye talepte bulundu Dünya Sudan'da başarısız darbe girişimi Dünya