Köylüler Şelaleyi HES’ten kurtardı!
Bakanlığın ‘Olumlu’ bulduğu ÇED raporunu mahkeme iptal etti, sularını HES’ten korumaya çalışan köylüler hukuk savaşını kazandı…
Yusuf Yavuz
Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde, Alara Nehri üzerinde yapımı planlanan Kamer HES projesi ile için verilen ‘ÇED Olumlu’ kararına karşı yöre köylülerinin açtığı davayı gören Antalya 2. İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi. 1. Derece Doğal Sit Alanı içerisindeki Uçansu Şelalesi’ne yalnızca 35 metre mesafede bulunan HES projesine karşı yöre halkı uzun süredir hukuk mücadelesi yürütüyordu. İtiraz yolu kapalı olan ve oybirliği ile alınan mahkeme kararında, HES projesine verilen ÇED Olumlu kararının yetersiz ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek, birden fazla proje bulunan vadide bütüncül değerlendirme yapılması gerektiğine vurgu yapıldı. Mahkemenin bu kararının, üzerinde çok sayıda HES projesi bulunan vadiler için de emsal teşkil etmesi bekleniyor.
ALARA NEHRİ KAYNAĞINDAN DENİZE KADAR HES’LERE TAHSİS EDİLDİ
Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde bulunan Alara Nehri, Torosların en güzel şelalelerinden biri olan Uçansu’yu da bünyesinde barındırıyor. Ancak Alara Vadisi’nde, kaynağından denize ulaştığı bölgeye kadar çok sayıda HES projesi yapılmak isteniyor. HES ve baraj projeleri Uçansu şelalesi de dâhil bölgenin tarımsal üretimi ve biyolojik zenginliğini tehdit ediyor. Büyük bir orman tahribatı yapacağı belirtilen projelere karşı yöre halkı ise uzun süredir mücadele yürütüyor.
UÇANSU’YU YOK EDECEK HES’E HALK DAVA AÇTI, MAHKEME DURDURDU
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, köylülerin tepkilerine rağmen, geçtiğimiz yıl Alara Nehri’ndeki projelerden biri olan Kamer HES’e ‘ÇED Olumlu’ kararı verdi. Bunun üzerine köylüler bakanlığın bu kararını yargıya taşıyarak yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi. Yaklaşık 3 ay önce mahkemece atanan bilim insanlarından oluşan bilirkişi heyeti, proje alanında incelemelerde bulunarak hazırladığı raporu mahkemeye sundu. Davayı gören Antalya 2. İdare Mahkemesi, davacı köylüleri haklı bularak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın HES projesi için verdiği ‘ÇED Olumlu’ kararının yürütmesini durdurdu.
MAHKEME, ÇED RAPORUNU HUKUKA AYKIRI BULDU
Mahkemenin HES projesiyle ilgili oy birliğiyle ve ‘itiraz yolu kapalı olmak üzere’ aldığı yürütmeyi durdurma kararında, “Dava konusu ÇED Olumlu kararının, çevresel etkiler, biyoçeşitlilik, ekolojik yapı ve sosyo-ekonomik etkileri açısından yetersiz olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Öte yandan projenin başlaması halinde çevresel etkiler bakımından telafisi güç zararlar doğabileceği de açıktır” ifadelerine yer verildi.
1055 SAYFALIK ÇED RAPORUNU GÜNLERCE OKUYUP İTİRAZ YAZDI
Mahkemenin durdurduğu Kamer HES ile ilgili ÇED raporuna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 'Olumlu' görüş vermesinin akıl almaz bir uygulama olduğunu savunan Derelerin Kardeşliği Platformu'ndan Mimar Birsen Tanyeri, 1055 sayfalık ÇED raporuna karşı davacı köylüler adına hazırladığı teknik raporda çarpıcı tespitlere yer verdi.
‘ÇED RAPORUNDA AKILLARA DURGUNLUK VEREN BULUŞ’
Antalya’nın barındırdığı tarihi, arkeolojik, doğal ve kültürel varlıklar nedeniyle turizmin başkenti olduğunu ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planının amaç ve ilkelerinin HES projeleri ve mermer ocakları izinleri nedeniyle sürekli değiştirildiğini dile getiren Tanyeri, raporunda, Orman Bölge Müdürlüğü'nün söz konusu HES projesine yönelik verdiği olumsuz görüşe değinen Tanyeri, projenin 1. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan Uçansu Şelalesi'ne yalnızca 35 metre mesafede olduğuna dikkati çekerek, “Bu durumu ilgili kurumlar bilmesine rağmen ÇED raporunu olumlu bulmaları manidardır. Cebri borunun yolda kalan 40 metrelik kısmının toprak altına alınması fikri akıllara durgunluk veren bir buluş olarak tarihe geçecek bir uygulamadır” görüşüne yer verdi.
RAPORDA YOK DENİLEN HER ŞEY YERLİ YERİNMDE DURUYOR
ÇED raporunda, proje etüt sahasında tarımsal sulama, içme suyu ve balıkçılık amaçlı kullanım olmadığının öne sürüldüğüne dikkati çeken Tanyeri, “Oysa bölgede Alara çayından yararlanan 5 alabalık çiftliği bulunmaktadır. Proje alanında mevcut su kaynağından büyük miktarda tarım arazisi sulanmakta, ayrıca suyla çalışan değirmenler bulunmaktadır. Yerleşim alanlarında yaşayan insanların içme suyu asla kısıtlanamaz ve asla pazarlık konusu yapılamaz” ifadelerini kullandı.
‘HAYVANLAR ÜST GEÇİT KULLANMAZLAR’
Ormanlık alanda açıktan geçecek olan 5035 metre uzunluğundaki iletim kanalının yörede yaşayan canlıların geçişine engel teşkil edeceğini savunan Tanyeri, projenin ÇED raporunda bu alanda yapılacağı taahhüt edilen üst geçitlerin çözüm olmayacağını belirterek, “Yörede yaşayan canlılar üst geçit kullanamazlar” dedi.
‘ÇED RAPORU SADECE HES ŞİRKETİNİN ÇIKARLARINA HİZMET EDİYOR’
Tanyeri, benzeri projelerde adeta yasak savma eylemine dönüştürülen ÇED süreçlerinin nasıl işletildiğine dair çarpıcı örnekler verdiği itiraz raporunda, söz konusu HES projesinin bulunduğu sahada pek çok korunan alanın yer aldığını belirterek, “ÇED raporunda projenin Kayabükü mevkiinde yapılacağı belirtiliyor. Oysa proje alanında Akyar, Kayabükü ve Köprülü, Ortaköy mahalleleri yer alıyor. Özel bir şirkete hazırlattırılan nihai ÇED raporunda birçok çarpıtmalara rastlıyoruz. Bu da raporun, yörede yaşayan canlıları yok sayarak sadece HES şirketinin çıkarlarına hizmet eden bir anlayışla hazırlandığını gösteriyor” görüşüne yer verdi.
‘BU PROJE İNSANİ DEĞİL, DAĞDAN GELİP BAĞDAKİNİ KOVMAKTIR’
Yöre halkı başına gelecek felaketin farkında olup, yüzyıllardır yaşadıkları topraklarından, sularından vazgeçmeyecekleri için projeyle ilgili halkın katılımı toplantısına katılmadığına değinen Tanyeri, şunları söyledi: “ÇED raporunda birçok gerçek dışı beyan mevcuttur. Bilimse veriler ve halkın tepkilerine rağmen canlı ve insanların yaşam alanlarını tam ortasında böyle bir proje yapılması her şeyden önce insani değildir. Halkın tabiriyle 'dağdan gelip bağdakini kovmaktır.
‘GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ, ŞİRKETLERİN GÜVENİLİRLİĞİ KALMADI’
Ancak bilim insanlarının hazırladığı rapora dayanarak alınan mahkemenin kararıyla bir kez daha gördük ki güneş balçıkla sıvanamıyor. Ancak ÇED raporunu olumlu bulan kurumların güneşi balçıkla sıvamaya çalıştıklarını görüyoruz. Mahkeme kararında yer verilen, 'bütüncül değerlendirme' vurgusu ve itiraz yolunun kapalı olması çok önemli ve birden fazla HES projesi bulunan Alakır, Çenger, Köprüçay gibi vadiler için de emsal teşkil etmeli. Mahkemenin kararına itiraz yolunu kapatması da, HES şirketlerinin güvenirliliğinin kalmadığının göstergesidir. Bütün bunlar ilgili kurumlara ibret olmalı. Eğer Alara ve başka nehirlerimiz kurtulacaksa, diplomasını satmayan, gerçek bilim insanlarımızın sayesinde kurtulacak.”