Yarım kalan tablonun yürek sızlatan sırrı
ŞEHİT haberlerinin yürekleri dağladığı bir ortamda İzmirli şehit annesi Aynur Özkaya, resim sergisi açtı.
Sergide tüm gözler, yarım kalan yağlıboya tabloda toplandı. Tablo tamamlanamamış, renkler birbini bulamamıştı. Çünkü 57 yaşındaki Aynur Özkaya, 2 yıl önce bu tabloya başladığı gün Hava Pilot Üsteğmen olan oğlu Osman Onur Özkaya'nın Malatya'da şehit düştüğü haberini aldı. Oğlunu tablonun maviliklerinde sonsuzluğa uğurladı.
İzmirli Aynur Özkaya, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nden emekli olduktan sonra küçüklüğünden beri var olan resim yeteneğini, hobi amaçlı gittiği kurslarda ortaya koydu. Emeklilik hayatını renklendiren Özkaya'nın oğlu Osman Onur Özkaya da Hava Pilot Üsteğmeni olmuş, Malatya'da görev yapıyordu. Annenin resim yeteneği oğluna da gurur veriyor, onu sergi açması konusunda cesaretlendiriyordu. Alçak gönüllü anne ise kendinde bu cesareti bulamadı. Yine tuvalin başına geçmiş mavileri morları birbirine katarak içini tuvale dökerken, 24 Şubat 2015 tarihinde Malatya'daki F-4 savaş uçağı kazasında oğlunun şehit olduğu haberini aldı. Yürek yakan bu acı sonrasında bir süre ne tuval gördü gözü, ne eline fırça değdi. 32 yaşındaki evladın acısı hayatla birlikte tabloyu da dondurdu.
OĞLUNA VERDİĞİ SÖZLE HAYATA BAĞLANDI
Sonra dünyaya küsmek, içine kapanmak yerine oğluna verdiği sergi açma sözünü yerine getirmek, içinin karanlığından kurtulmak için renklere sığındı.
2 yılda onlarca eser ortaya çıkardı. Aynur Özkaya, eşinin, ikiz kızlarının ve arkadaşlarının desteğiyle, her renginin kendisini şehit oğluna çıkardığını söylediği resimlerinden sergi açtı. Serginin en değerli eseri ise yarım kalmış yağlı boya tablo oldu. O tablo, serginin baş köşesine kondu. Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği eser de bu oldu.
YARIDA KALAN RESMİN SIRRI
Herkes neden bu eserin yarım olduğunu ve Aynur Özkaya'nın tablosuna niçin imzasını atmadığın merak etti. Hatta ziyaretçiler arasında satın almak için önemli miktarda para teklif edenler de oldu. Ancak yarım kalmış o tablonun sırrını şehit annesi anlattı. Öğrenenlerin ise yürekleri dağlandı.
Çünkü Aynur Özkaya, 24 Şubat 2015 günü sabahı apartmanlarının bodrum katında, bu eserini yapmaya başladı. Soyut çalışmada Aynur Özkaya, fırçasıyla ilk önce mavi gökyüzünü resmetti. O gün akşama kadar üzerinde çalıştığı tablosunu bitiremeyince, erteki gün devam etmek üzere evine gitti. Aynur Özkaya evine çıktıktan kısa süre sonra kapısını oğlunun silah arkadaşları çaldı. Onların getirdiği haberi bilmeden içeriye aldı, bağrına bastı.
Oğlu gibi gencecik pilotlar ile komutanları, bir süre sessiz kalmış, sonrasında dudaklarından oğullarının şehit olduğu sözcükleri hıçkırıklar içerisinde dökülmüştü. Acı haber Aynur Özkaya ve eşi Cengiz Özkaya'ya verilmişti. Henüz 32 yaşında, çocuğu yeni dünyaya gelmiş biricik evlatları Hava Pilot Üsteğmen Onur Özkaya, şehit olmuştu. Artık yoktu, bir daha olmayacaktı. Aynur Özkaya, işte bu acı günde başladığı o tablosuna bir daha hiç dokunmadı. Tek bir fırça darbesi bile kondurmadı. Öylece bir köşede kalakaldı. Ta ki sergiye kadar. Aynur Özkaya, sergi öncesinde yarım bıraktığı en önemli eserini, kendi seçtiği modelde çerçeveletti. Sergisinin de en önemli köşesine astı. Tablosunu anlatan Aynur Özkaya, "Tablo bana acı günü hatırlatıyor ama ama yine de hep özel kalacak. Evimin en güzel yerinde asılı duracak. Meğer ben o gün oğlumu, gökyüzünü temsil eden mavilikle sonsuzluğa uğurlamışım. Resmin renkleri çok önemli benim duygularımda. Bir sonsuzluk varmış ama bunu yaptığım sırada ona yoracağımı hiç düşünmedim. Sarılar kaskının rengi olduğu için oğlumu temsil ediyor. Mor zaten ölümün rengiymiş, ben sonsuzluğa uğurlamışım oğlumu bilmeden. Tablo bitmediği için imzamı da atmadım. Bitmeyen resme imza atmam olmazdı" dedi.
OĞLUM RENKLERDE YAŞIYOR
Acılı şehit annesi Aynur Özkaya, 'bütün renkler sana çıkıyor' adını verdiği sergisinde yağlı ve sulu boya eserlerinden 60'ını sergiledi. 5 gün açık alan sergi, büyük ilgi gördü. Oğluna verdiği sözü yerine getirdiği için mutlu olduğunu söyleyen Aynur Özkaya, "Ben renklerime döküyorum oğlumu, bütün renkler ona çıkıyor. Onu hep yanımda hissediyorum. Bazen şu rengi vur dediğini duyar gibi oluyorum. Resimlerimde bazen kendimi kaybediyorum. İyi ki böyle bir işe başlamışım, kendimi kaybediyorum. Yoksa ayakta durmak çok zor bir anne olarak içim yanarak söylüyorum. Gerçekten beni hayata bağlıyor. Gökyüzü yaparken Onur geliyor gözlerimin önüne. Deniz yaparken Onur geliyor gözümün önüne. Hep yanımda hissediyorum. Ve resim yapmaya devam edeceğim. Onun istediği de buydu zaten" dedi.
"EVLADINI KAYBEDEN ANNEYİ YENİDEN RESME BAŞLATMIŞ"
Sergiye ilginin çok büyük olduğunu ifade eden Aynur Özkaya, yanına gelen ve oğlu beyin kanaması sonrasında ölen bir anne ile arasında geçeni de şöyle anlattı:
"Sergi sırasında her şey yolunda gitti. Oğlumu hep yanımda hissettim. Serginin üçüncü günü çok ilginç bir olayda yaşadım. Bir anne içeriye girdi, gözleri dolu dolu. 'Benim yapamadığımı, bu serginin sahibi nasıl yaptı' dedi. Oğlunu 24 yaşında beyin kanamasında kaybetmiş. 'Ben de resim yapıyordum. Ama oğlumla birlikte fırçaları attım, elimi süremedim' dedi. Sergiyi duyunca gelmiş. Ona buradan gittiğin sırada tuvalini al, fırçanı edin. Boyalar kurumamıştır ve başlayacaksınız resme dedim. Sarılıp öptüm yolladım. Sergimi açmamdaki en güzel olaylardan birisi buydu. Belki bir anneyi daha hayata bağlamak oldu. Beni nasıl arkadaşlarım hayata bağladıysa, ben de bir anneyi hayata bağladım. Sonra bana telefon etti, 'dediğinizi yapacağım' dedi."