AK Parti'den Kılıçdaroğlu ve YSK açıklaması
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, "Sandık kurulu başkanlarını kamu görevlisi sıfatı taşımayan birilerinden atarsanız, belediye işçisi, özel banka ve okullarda çalışan, sağdan soldan tanıdığınız birilerini atarsanız, sandıklarda böyle usulsüzlüğe ve yolsuzluğa sebebiyet verirsiniz. (Kılıçdaroğlu'nun YSK'daki 7 hakimin ad ve soyadını okuması) Bu tamamen hedef göstermedir. Aynı zamanda çok ayıp bir şeydir. Yarın bir gün bu insanların başına bir şey geldiğinde Kemal Bey ne diyecek? Ne yapamaya çalışıyorsunuz?" ifadelerini kullandı
AK Partiİstanbul Milletvekili Abdullah Güler, "Sandık kurulu başkanlarını kamu görevlisi sıfatı taşımayan birilerinden atarsanız, belediye işçisi, özel banka ve okullarda çalışan, sağdan soldan tanıdığınız birilerini atarsanız, sandıklarda böyle usulsüzlüğe ve yolsuzluğa sebebiyet verirsiniz." dedi.
Güler, AA muhabirinin, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ve yenilenmesine karar vermesine ilişkin soruları yanıtladı.
İstanbul'da 31 bin 200 sandıkta görevlendirilen sandık başkanı ve memur üyelerin önemli bir kısmının kamu personeli olmadığını belirten Güler, YSK'nın kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına karar verdiğine dikkati çekti.
Siyasi partilerin seçimler öncesinde sandık üyelerine ilişkin bilgileri talep ettiğini ancak YSK'nın bunları vermediğini aktaran Güler, oy verme günü, kamu görevlisi sıfatı taşımayan insanların görev yaptığının görüldüğünü söyledi.
Bundan dolayı itirazın yapıldığını dile getiren Güler, ayrıca sandık başkanlarından kaynaklanan usulsüzlükleri de toplayarak YSK'ya sunduklarını dile getirdi.
Güler, arasında Ataşehir, Beykoz, Esenyurt, Gaziosmanpaşa, Kartal, Sancaktepe, Sarıyer, Zeytinburnu'nun bulunduğu 22 sandıkta denetlemeye esas alınacak oy sayım cetvellerinin boş bırakıldığını ve sisteme bilgilerin girilmediğini belirtti.
Aynı zarfta ilçe belediye başkanına ve belediye meclis üyesine ait oy sayım döküm cetvelinin bulunduğunu ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait oy pusularının oy sayım döküm cetvelinde tutulmadığının görüldüğünü anlatan Güler, aynı zamanda 101 sandıkta büyükşehir belediye başkanlığına ait oy sayım döküm cetvelinin de imzasız ve mühürsüz olduğunu ifade etti.
"40 bin oy pusulası şüpheli hale geldi"
Toplamda 123 sandıktaki yaklaşık 40 bin oy pusulasının şüpheli hale geldiğine işaret eden Güler, açıklanan sonuçlarda ise Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki farkın 13 bin 729 olduğunu anımsattı.
Güler, sandık kurullarındaki bu usulsüzlüklerin seçimin sonucunu kesin etkileyecek şekilde olduğuna vurgu yaptı.
Bunun sebebinin ne olduğunu soran Güler, "Sandık kurulu başkanlarını kamu görevlisi sıfatı taşımayan birilerinden atarsanız, belediye işçisi, özel banka ve okullarda çalışan, sağdan soldan tanıdığınız birilerini atarsanız, sandıklarda böyle usulsüzlüğe ve yolsuzluğa sebebiyet verirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Aradaki farkın 60 bin olması durumunda YSK'nın seçim sonuçlarını kabul edeceğini itirazları da reddedeceğini dile getiren Güler, Maltepe ve Büyükçekmece için yapılan itirazların reddedilmesi gerekçesinde seçim sonuçlarının etkilenmeyeceği gerekçesinin yer aldığını bildirdi.
"Bu tamamen hedef göstermedir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul seçimlerinin yenilenmesine ilişkin karar veren YSK'daki 7 hakimin ad ve soyadını partisinin Meclisteki grup toplantısında tek tek okumasına tepki gösteren Güler, "Bu tamamen hedef göstermedir. Aynı zamanda çok ayıp bir şeydir. Yarın bir gün bu insanlar başına bir şey geldiğinde Kemal Bey ne diyecek? Sen şimdi kamuoyunda bu insanların ismini deklare ediyorsun. Bu insanlara herhangi birisinin saldırısı, tacizi olsa ne diyecek? Ne yapamaya çalışıyorsunuz?" diye konuştu.
"Lafa gelince 'yargıçlar kararları ile konuşur' diyor"
CHP'nin lafa gelince "yargıçlar kararları ile konuşur" dediğini aktaran Güler, şunları kaydetti:
"Bu insanlar kararları ile konuştu. 6 tanesi Yargıtay üyesi 5 tanesi de Danıştay üyesi. Çıkıp da sağda solda beyanat vermediler, çıkıp da hakaret etmediler, kararlarıyla konuştular. Yıllardır bu insanlar yüksek yargıç olarak bu millete hizmet ediyor. Siz hangi hakla YSK'deki yüksek yargıçların isimlerini zikrederek hedefe koyuyorsunuz, bu yargıçları insanlara teşhir ediyorsunuz? Bu aynı zamanda bir suçtur."