Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan YÖK'e çağrı: Kaldıralım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında YÖK başkanına seslenerek yardımcı doçentliğin kaldırılmasını istedi. Erdoğan, konu ile ilgili oalrak "Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar." dedi.

Abone ol

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

İslam medeniyetinin özü hepimizin bildiği gibi kardeşliktir. Bir duvarı oluşturan tuğlalar gibi birbiri ile kenetlenmektir. Bu açıdan yaklaştığımızda kültürel, siyasi, mezhebi veya etnik farklılıklarımız bizim handikabımız değil, en önemli imkanımızdır. Sınırların aramıza girmesine, mesafelerin bizi birbirimizden koparmasına asla izin veremeyiz. Buna karşılık son zamanlarda yaşadığımız hadiselerin ortak kimliğimizi aşındırdığı da bir gerçektir.

KATAR KRİZİ

Haftasonu Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar'daydım. Gidişimizin sebebi oradaki bariyerler... 3 kardeş ülke... Nedir bu sıkıntı? Bu hallere neden düştük? Bunlar bizi yaralıyor, üzüyor. Biz bu hallere düşmeli miydik? Birbirimiz oturarak çözemez miyiz? Rabbimiz bize istişareyi emrediyor. Açarız telefonu, konuşuruz, sıkıntının altında yatan nedir? Çözüm yoluna gideriz. Etrafımıza birilerini de almak suretiyle herhangi bir kardeşimizi köşeye sıkıştırırsak bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bu bize yakışmıyor. Bunları aşmalıyız. Her zamankinden daha fazla kardeşliğe ihtiyacımız var.

İslam dünyasının bugün birlikten ziyade ayrışmalarla gündemde olması ne kadar acıdır. Kriz, iç savaş, kardeş kavgası ve teslimiyet politikaları bizi birbirimizden her gün biraz daha uzaklaştırıyor. İşte Suriye, Irak... La ilahe illallah diyerek öldürüyor. Böyle bir mantıksızlık olabilir mi? Ama bunları yaşıyoruz.

"HAZİNE DEĞERİNDEKİ KİTAPLAR İMHA EDİLDİ"

Suriye'de ve Irak'ta her bir taşında binlerce yıllık medeniyetimizin işareti olan şehirler adeta şu anda enkaz yığını hale geldi. İşte o yavruların halini görüyoruz. Onların taş yığınları arasında, binaların altında ne durumda olduklarını görüyoruz. İşte Halep, İdlip, Hama, Humus harabeye çevrildi. Senelerdir ilim aşıklarının susuzluğunu gideren meşhur Musul Kütüphanesi talan edildi. Bağdat Kütüphanesi'nde yeralalan her biri hazine değerindeki kitaplar ya imha edildi ya çalındı. Bir zamanlar bunları Hülagu Han da yapmıştı.

Müslümanların mevcut güçsüzlüğünden, parçalanmışlığından cesaret alan İsrail yönetimi, Kudüs'ün İslami karakterini tahribe yöneliyor. Her fırsatta ülkemizi eleştiri yağmuruna tutanlar mesele Filistin, Kudüs, Müslümanların hakkı hukuku olunca birden sus pus kesiliyor. Hiç kimse bizden artık bıkkınlık derecesinde bu iki yüzlülüklere sessiz kalmamızı bekleyemez. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın onurunun korunması sadece Filistinli kardeşlerimizin değil tüm İslam aleminin vazifesidir, görevidir. İstanbul'umuzda sinagoglar, havralar var. Bu olaylar olurken bazı gruplara sinegoglara saldırma yoluna gittiler. İlk işim İstanbul Valisine ve emniyet müdürüne "Bizim dinimiz bunlara müsaade etmez, İsrail böyle yapıyorsa biz böyle yapamıyoruz. Tam aksine buralara ibadet eden Musevileri koruma altına almamız lazım" dedim. Sağolsun korumayı sağladılar. Müslümanın görevi de zaten budur.

İsrail'in metal dedektörleri kaldırması olumlu bir adım olmuştur ama yeterli değildir. Cuma günü namaz için gelenlere kapıların kapanmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Mescid-i Aksa'nın kapısı dünya Müslümanlarına kapatılamaz. İsrail insan haklarına saygılı davranmalıdır. İsrail Cumhurbaşkanı ile görüştüm ve kendisine bütün bunları aktardım. Dedim ki, "Artık sizler de bir Cumhurbaşkanı olarak bu konudaki ağırlığınızı koymalısınız". Ben Cumhurbaşkanı olarak ancak Cumhurbaşkanı ile görüşürüm. Başbakanım İsrail Başbakanı ile görüşür. Uluslararası diplomasinin gereğini yapıyoruz. İsrail yönetimine şunu hatırlatmakta fayda var. Bu dünyada barış içinde yaşamak istiyorsak, istiyorsanız, başkalarını tehdit etmek yerine kendisini ve bölgeyi ateş çemberine sokabilecek politikalardan kaçınmak gerekiyor.

MEDENİYETİMİZİN ÇEKİRDİĞİ HALA SAĞLAMDIR

Hasar almamıza rağmen medeniyetimizin çekirdiği hala sağlamdır. Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Bunun için mutlaka kendi öz eleştirimizi yapmalıyız. Sorunlarımızın kaynağı olarak hep başkalarını işaret etmek, sıkıntılarımızın çözümünü dışarıda aramak bizi yanlış yola sevkedecekdir. Müslümanlar neden bu hale düştüklerinin cevabını lütfen kendilerinde, bilgi kaynaklarıyla kurdukları ilişkide aramalıdırlar. Bizim dinimiz cehaleti emretmiyor; tam aksine ilmi emrediyor. İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55'nin okuma yazma bilmediği gerçeği yüreğimizi acıtıyor.

Biz bu makus tabloyu değiştirmek için 15 yıl önce görevi devraldığımızda eğitimi birinci sıraya koyduk. Bütçeden ayrılan payda eğitimi ilk sıraya çıkardık. Buna rağmen eğitim-öğretimde bulunduğumuz yeri hala yeterli görmüyoruz. İslam dünyasında her toplum gibi işin kolayına kaçıyoruz. Soran, sorgulayan, geleceğe dair iddiaları olan bir nesli yetiştiremediğimizde ortaya geçici hevesler peşinde koşan maalesef bir gençlik çıkıyor. Bu bakımdan en büyük görev üniversitelere düşüyor. Üniversiteler bilimin, özgür düşüncenin eğitim merkezidir. Teröre bulaşmayan her türlü kanaatin, fikirin üniversitede yeri vardır, yeri olmalıdır. Bizde bir söz var yiğit düştüğü yerden kalkar, yitik ise kaybolduğu yerde aranır.

YÖK BAŞKANINA ÇAĞRI: BU NEDİR ALLAH AŞKINA, GÖZDEN GEÇİRİN

Üniversitelerimiz arasında tecrübe paylaşımını ve öğrenci hareketliliğini artırmamız gerekiyor. YÖK Başkanımızdan 'Mevlana' programını 'Erasmus' benzeri bir program haline dönüştürmesini rica ediyorum. Değişim programının sadece bununla sınırlı kalmaması ve ortak diploma programlarının da devreye alınması şarttır. Hala YÖK'ün 250'ye aşkın ortak diploma programı bulunuyor. YÖK Başkanımızdan ricam, en az 15 üniversitemizin, lisans, yüksek lisans ve doktorada ortak diploma çalışmasını başlatmasıdır. Allah aşkına şu yrd. doç'luk olayı nedir ya bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar.

PARLAK GENÇLERİMİZİ BATI KURUMLARI KAPIYOR

Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitelerin arasında İslam ülkelerinden sadece bir avuç kurum bulunuor. En zeki öğrencilerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz. Gençlerimiz kendi üniversitelerinde parlak bir gelecek göremedikleri için Batı'ya yöneliyor. Bu öğrencilerin akademik çalışmalarını bitirdikten sonra doğal olarak kendi ülkelerine dönmelerini, kendi insanlarına hizmet etmelerini bekliyoruz. Çoğu zaman anavatanlarına dönmüyor, eğitim aldıkları yerde kalıyorlar. Devleti yönetenler olarak bizlerin ve sizlerin gençlerimizi kendimizden uzaklaştıran asıl sebepler üzerinde düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum.

ByLock kullanıcısı FETÖ çalışanlarına hapis istemi Gündem Türk hava sahasında "üst geçiş" rekoru Gündem İstanbul'da PKK operasyonu Gündem Dışişleri'nden İsrail'e sert tepki Gündem