İhanet mi, komplo mu?

Abone ol

Türkiye’de bir çok konu yeni baştan incelenmeli, araştırılmalı kimin ne yaptığı,kimler için çalıştığı ortaya çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır. Komplocular, bunların sebep olduğu güvenlik sorunları ve nerelere hangi bilgileri aktardığı belirlenmeli ve açıklanmalıdır. Türkiye bir temizlenme ve hesaplaşma dönemine doğru yol alıyor. Türkiye’yi, TSK’yı çökertmeyi amaçlayan ve bu amaçla yargıyı, polisi, medyayı kullanan ABD işbirlikçisi kesim ve bunların faaliyetlerine göz yumanlar için yargı ve millet önünde hesap verme vakti gün geçtikçe yaklaşıyor. Sorumluluğu olanlar hesap vermekten kurtulamayacaklar ve yaptıklarının bedelini mutlaka ödeyeceklerdir.

Bunların Türkiye’yi ve TSK’yı zor durumda bırakmak ve emellerini gerçekleştirmek için yaptıkları o kadar çok şey var ki, kitaplara bile sığdırabilmek mümkün değil. İsimli davalardan, casusluğa, sahte belge hazırlamaya, sahte ihbarlara, iftiralara, dinlemelere, psikolojik harekata, şantajlara, cinayetlere vb. kadar binlerce faaliyeti söyleyebiliriz sanırım. Bu makalemde, söz konusu faaliyetlerinden birini, bir çok askerimizin şehit edilmesi, yaralanması ve hatta harekattan beklenen başarının sağlanmasını engelleyen bir faaliyeti sizlerle paylaşmak istiyorum.

2008 yılı Şubat ayı, TSK, kış mevsiminin mayın ve el yapımı patlayıcılardan korunma konusunda verdiği avantajlar ve sahip olduğu imkan ve kabiliyetlerin kendisine sağladığı üstünlüğü kullanarak Kuzey Irak’a kara harekatı planlamış ve icra etmiştir. Harekat PKK’nın Zap kampını hedef almış ve örgütün bu bölgedeki alt yapısını ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Harekat 21 Şubat 2008’de başlamış ve 29 Şubat 2008’de sona ermiştir. Harekatta çok sayıda askerimiz şehit olmuş, yaralanmış ve bir silahlı helikopterimiz düşürülmüş, pilotları şehit olmuş ve bana göre harekattan beklenen amaç sağlanamamıştır.

ABD PATENTLİ AÇILIM İÇİN

Aralık 2007 de başlayan hava taarruzlarının devamı olan kara harekatı, ABD ile yapılan Mutabakat Muhtırası uyarınca 14 gün önceden ABD’ye bildirilmiştir. Bunun dışında harekattan bir süre sonra ortaya çıkan bir dinleme kaydında harekatın bütün safhalarının yer aldığı görülmüştür. Hem de yetkililerin ağzından. Bu dinleme kaydı konusunda yapılan araştırmada, söz konusu kaydın maalesef harekattan önce PKK’ya ulaştırıldığ anlaşılmıştır. Peki nedir bu kayıt? Nelere sebep olmuştur? Daha sonra neden yayınlanmıştır.

Söz konusu dinleme 2’nci Hava Kuvvetleri Karargahı’nda ve Komutan’ın harekat planı ile ilgili görüşmesini, üstelik plan odasındaki görüşmesini ihtiva etmektedir. 2’nci Ordu Komutanı, kara harekatının hava desteğini sağlayacak olan 2’nci Hava Kuvvet Komutanı’na, harekat planının açıklamak üzere plan subayını gönderir. Plan subayı, plan odasında 2’nci Hava Kuvvet Komutanı ve ilgili personeline getirdiği laptop üzerinden harekat planını izah eder. Bu arada 2’nci Hava Kuvvet Komutanı bu konuda görüşlerini de açıklar. Bütün bu açıklamalar dinlenmiş ve PKK’nın eline geçmiştir. Çünkü TSK’nın bu harekatta başarılı olması istenmemektedir. Nitekim kara harekatı başladığında, birliklerin sınırdan geçtiği noktalarda teröristlerin direnişleri ile karşılaşılır. Baskın etkisi kaybolmuş, terörist örgüt aldığı bilgilerle TSK birliklerinin taarruz tertibine uygun olarak hazırlık yapmış ve mevzilenmiştir. Üstelik yapılan dinleme daha sonra yayınlanarak TSK’ya olan güvenin sorgulanması amaçlanmıştır. Hem de TSK’nın kendine olan güveni hedef alınmıştır.

TSK’nın, teröristle savaşında başarısız olması konusunda 2004 yılından itibaren yapılan tertip ve komploların amacı ABD patentli açılım projesinin uygulamaya konması için Türk milletini ikna etmektir. Maalesef bunda da başarılı olunmuş ve ülke bu gün içinde bulunduğumuz güvenlik sorunlarının içine yuvarlanmıştır.

İsmail Hakkı Pekin

Aydınlık

''CHP’de buyruk mu işleyecektir, hukuk mu işleyecektir'' Gündem Maden faciasında 10. gün Gündem Cemevi ibadethane sayıldı Gündem ''Kesinlikle yasaklanması gerekir'' Gündem