Eski başyaver Yazıcı yeniden hakim karşısında
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada, Yargıtayın bozma kararının ardından eski başyaver Yazıcı'nın yeniden yargılanmasına başlandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada, Yargıtayın bozma kararının ardından eski başyaver Ali Yazıcı'nın da aralarında bulunduğu 3 sanığın yeniden hakim karşısına çıktı.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya eski başyaver Ali Yazıcı, eski Dalaman Deniz Hava Üs Komutanı albay Cenk Bahadır Avcı ve beraat eden eski yarbay Hüseyin Yılmaz, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Mahkeme heyeti, ilk duruşmada Yargıtayın sanıklar yönünden bozma kararına uyulmasına oy birliğiyle karar vererek sanık ve sanık avukatlarından da bununla ilgili beyanlarını aldı.
Cenk Bahadır Avcı, kararın ellerine ulaştığını, Yargıtay kararının doğru olduğunu ve kabul ettiğini, bununla ilgili savunmasını gelecek duruşmalarda yapacağını söyledi.
Sanık Hüseyin Yılmaz ise bozma kararına katılmadığını ve kabul etmediğini belirtti.
Eski başyaver Ali Yazıcı ise "suça yardım"dan verilen 18 yıl hapis cezasını az bulan Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, yerel mahkemenin kararını bozarak asli fail olarak cezalandırılmasına ilişkin kararını kabul etmediğini dile getirdi.
Yazıcı, şöyle konuştu:
"Ben sadece geçtiğimiz hafta karara bağlanan Genelkurmay çatı davasında, 'anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldum. Yargılandığım diğer tüm suçlardan beraat ettim. O cezayı başyaver olduğum için aldım. Onu da almak zorundaydım. Bu dava için verilen bozma kararını kesinlikle reddediyorum. Devlet terbiyesi almış biri olarak devlete sesleniyorum. Devlet bana 'Ey Ali Yazıcı, sen birçok konu gördün ama hiç konuşmadın. Cumhurbaşkanı'na en yakın isimsin. En az bir ağırlaştırılmış müebbet cezası alman lazım.' diyorsa ben de 'Eyvallah' derim."
Mahkeme Başkanı Abdulkadir Ergül'ün "Sen bizim için sadece bir sanıksın. Bizim adımıza konuşamaz, bizim niyetimizi okuyamazsın. Bizim adımıza da karar veremezsin." şeklindeki çıkışı üzerine Yazıcı, "Çok özür dilerim başkanım, o zaman sözümü geri alıyorum." dedi.
Yazıcı, Cumhurbaşkanı'nın en yakınında olmasına rağmen suikasti hiç düşünmediğini iddia ederek, "Eğer Ali Yazıcı ismi manşetlerde olacaksa davayı sürdürün ve bana en ağır cezayı verin." diye konuştu.
Duruşma savcısı Ali Cenk Düzgün ise sanık Hüseyin Yılmaz hakkındaki dosyanın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyayla birleştirilmesini, sanık Ali Yazıcı hakkında Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince toplanan delillerin ve kararın mahkemece istenmesini, Cenk Bahadır Avcı ile olay tarihinde Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığında görev yapan ve halen Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması süren Emin Keskin'in dosyası ile bu dava dosyasının arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu görüldüğünden iki davanın birleştirilmesi yönünde karar verilmesini talep etti.
Savcı Düzgün, sanıklar Avcı ile Yazıcı'nın, suçların işlendiğine dair somut deliller bulunması, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalması ve kaçma şüpheleri bulunması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamını istedi.
İddia makamının ardından söz verilen Yazıcı, "Ben de tutukluluk halimin devamını istiyorum. Adli kontrol bana yetersiz kalır. Tutukluğumun sürmesini istiyorum." dedi.
Cenk Bahadır Avcı ise savcının talebine itiraz ederek tahliyesini istedi.
Sanık Hüseyin Yılmaz da dosyaların birbirinden farklı vasıfları içerdiğini anlatarak, Ankara'daki dava ile birleştirilme talebini kabul etmediğini ve Muğla'da yargılamasının sürmesini istedi.
Söz alan Cumhurbaşkanlığı avukatı Hüseyin Aydın, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen Akıncı Üssü davasını da takip ettiklerini anlatarak, şöyle konuştu:
"Yargılaması orada da devam eden sanık Hüseyin Yılmaz'ın izlediğimiz görüntü ve elde edilen delillere göre her iki dosyada irtibatlı olduğunu düşünüyoruz ve bu nedenle bu dosyadaki eylemler ile Akıncı dosyasındaki eylemlerin bir parçası olduğunu değerlendiriyoruz. Bu nedenle dosyanın birleştirilmesini istiyoruz. Ali Yazıcı hakkında ise vasfı yönünden önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle Ankara'daki ilgili dosyada bulunan delillerin getirilmesini talep ediyoruz. Cenk Bahadır Avcı yönünden ise diğer dosya ile birleştirilme yapılmadan mahkemenin sonuca varmasını talep ediyoruz."
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Abdulkadir Ergül, sanıklardan Yazıcı'nın savunma kaydının bilirkişiye gönderilerek deşifre edilmesine, Yılmaz'ın dosyasının tefrik edilmesine, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde Yazıcı ile ilgili toplanan deliller ve kararın istenmesine, Avcı ve Yazıcı'nın kuvvetli suç ve kaçma şüphesi nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 23 Eylül'e erteledi.
Suikast davası
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te konakladığı otelden ayrılmasından kısa süre sonra helikopterle bölgeye gelen darbeci askerlerce otele 3 helikopterden ateş açılmıştı.
Otel üzerinde bir süre havada kalan helikopterlerden maskeli ve ağır silahlar taşıyan gruplar inmişti. Bölgeye sevk edilen polis ekipleriyle çatışan hainler, polis memuru Nedip Cengiz Eker ve Cumhurbaşkanlığı koruma polisi Mehmet Çetin'i şehit etmişti. 10 kişinin yaralandığı olaylar sırasında bölgeye sevk edilen sağlık ekiplerine ateş açılmıştı.
Sabah saatlerine kadar devam eden çatışmalar sonucunda darbeci hainler, İçmeler mevkisindeki ormanlık alana kaçmıştı. Güvenlik güçlerinin, kaçan hainleri yakalamak için hava ve karadan yürüttüğü operasyonlarda 36'sı yakalanmış, eski yüzbaşı Burkay Karatepe ise bulunamamıştı.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince Özel Kuvvetler, Sualtı Taarruz (SAT) ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekiplerinden oluşan suikast timi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan dava dosyası, İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmişti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, aralarında Gökhan Şahin Sönmezateş, Şükrü Seymen, Taner Berber ve Zekeriya Kuzu'nun da bulunduğu 37 sanık hakkında verilen cezaları hukuka uygun bulmuştu.
Temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, aralarında Gökhan Şahin Sönmezateş ve Zekeriya Kuzu'nun da bulunduğu FETÖ'nün suikast timine verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını onamıştı.
Yeniden yargılaması yapılacak sanıklardan sözde "yurtta sulh konseyi üyesi" ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri kurmay albay Ali Yazıcı, geçen hafta karara bağlanan Genelkurmay "çatı" davasında "Anayasa'yı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmişti. Eski Yarbay Hüseyin Yılmaz'ın Akıncı Üssü davasında yargılaması devam ederken tutuklu bulunan Cenk Bahadır Avcı da suikast timi davasında müebbet hapis cezası almıştı.