Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sona erdi! İşte ortak açıklamalar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye konulu Dördüncü Üçlü Zirve Toplantısı'nda bir araya geldi. 5. Astana Zirvesi'nin Türkiye'de yapılacağı açıklandı. Üç lider zirve sonrası ortak bir basın açıklaması yaptı. Üç lider de ABD'nin bölgedeki varlığından duydukları rahatsızlığı dile getirirken İran Cumhurbaşkanı Ruhani, ABD'nin Suriye'den çekilse bile Amerikalıların ülkede bulunmaya devam edeceklerini açıkladı. Ruhani ayrıca ABD'nin IŞİD gibi terör gruplarını Afganistan ve Orta Asya'ya çektiğini kaydetti.

Abone ol

Toplantıda ilk sözü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin aldı. Putin, Suriye'de normalleşme sürecine ulaşılması için çalışma yaptıklarını belirtti. Suriye krizinin çözümü için önemli çalışma alanları belirlediklerini vurgulayan Putin “Bu alanlar ortak bildiride yer almaktadır. Astana formatı önemli bir formattır. Suriye'de terörle mücadeleyi, insani durumun düzelmesi için sürdüreceğiz. Suriye hükümeti ve muhalefetin katılımıyla toplantıların yapılması ileride olacaktır. Astana 12. toplantıyı nisan ayında yapacak. Bölge ülkeleriyle ve uluslararası teşkilatlarla yoğun diyalog halindeyiz. Biz dışişleri bakanlarımıza bir çalışma yapma talimatı verdik. Suriye'de barışın sağlanması için olumlu koşullara, Rusya, Türkiye ve İran'ın çabalarıyla ulaşılmıştır. Suriye'de eminiz ki siyasi ve diplomatik yönetemle umarız ki bir çözüm olabilir. Burada mutlaka Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması şarttır. Sadece Suriyeliler kendi geleceğini belirlemelidir, bunun başka bir alternatifi yoktur” dedi.

Putin şunları söyledi: “Anayasa komitesinin en hızlı şekilde faaliyete bağlanması konusunda çalışmalarımızı değerlendirdik. Faaliyet mekanizmalarını belirlemek lazım. Suriye'de siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesi, Şam'ın Arap ülkeleriyle ilişkilerrini de sağlayacaktır. Özellikle terörle mücadele ile ilgili faaliyetlerimizi değerlendirdik. İdlib çatışmasızlık bölgesiyle ilgili mutabakat konusunda değerlendirme yaptık. İdlib'de çatışmasızlık bölgesinin kurulması geçici bir tedbirdir. Teröristlerin saldırıları cezasız kalmayacaktır.

ABD'nin Suriye'den çekilmesinin, Suriye'deki durumu nasıl etkileyeceği konusunda değerlendirme yaptık. ABD'nin çekilmesi olumlu bir adım olacaktır. Suriye'ye mültecilerin dönüşünü değerlendirdik. Astana da buna büyük bir çaba gösteriyor. Katkılarımız sayesinde Suriye'ye bir buçuk milyon insan dönebilir. Suriye'nin sosyal ve ekonomik durumunu kapatmak lazım. Suriye'de nihayet barışın sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Suriye'deki diyalog devletin tamamen kalkınmasına yol açmalıdır.”

'MUTLAKA BARIŞI ELDE EDECEĞİZ'

Türkiye'nin sınır güvenliğini anlayışla karşılıyoruz. Ortak terörle mücadele prensipleri anlaşmayla belirlenmiştir. Bizim istihbarat teşkilatlarımız ve savunma bakanlıklarımız yoğun bir temas içindeler. Koordineli hareket edeceksek mutlaka başarı elde edeceğiz. Eninde sonunda Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. Terör tehdidi ortadan kalktıkça Suriye toprak bütünlüğüne kavuşur. ABD askerlerinin çekilmesi ise Trump'ın oldukça aktif şekilde çalıştığını biliyoruz. Seçim kampanyasında verdiği vaatleri yerine getiriyor. Bu vaatlerden biri askeri güçleri Suriye'den çekmekti. Her zaman hedeflediği şeyleri hayata geçiremeyebiliyor. İleride durumun ne olacağını bilemeyiz. Fakat bir yenilik yok ama bunun eninde sonunda gerçekleşmesi, doğrusu bu olur. Bu toprakların Suriye ordusuna teslim edilmesi gerekir.”

'SURİYE TEK MİLLETE AİTTİR, İKİ DEĞİL!'

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de konuşmasında sıkça ABD'ye yüklendi. Ruhani “Bizim ortak amacımız terörizmle kesin mücadele, barış ve istikrarın Suriye'ye geri dönmesi. Yeni anayasanın yazılması ve demokratik bir yönetimin sağlanması. Mültecilerin dönmesi ve Suriyenin yeniden yapılandırılmasıdır” dedi.

Toplantıda terörizmle mücadelenin gereğiyle ilgili özellikle İdlib bölgesinin konuşulduğunu kaydeden Ruhani “Herkes tarafından kabul edildi. Çatışmanın azalması ve garantör birliklerin bölgede bulunması geçiçi olacaktır. İdlib, Suriye hükümetinin bir parçasıdır ve teröristlerin bu ülkeden çıkması lazım” diye konuştu.

ABD IŞİD'İ AFGANİSTAN'A KAYDIRIYOR

Ruhani konuşmasına şöyle devam etti: “Endişemiz var, tedirginiz. ABD, DEAŞ'ın (IŞİD) bir kısmını Afganistana aktarıyor. Bütün bölge, Orta Asya ve diğer bölgeler için çok tehlikeli olabilir. İkinci endişemiz ABD ile ilgili görünüşte Suriye'den geri çekilse bizim bilgilerimize göre ABD hala Suriye'de bulunacak. Kaç Amerikalı Suriye topraklarında bulunacak? Müsaade edelim Suriye halkı kendi karar versin. Suriye tek millete aittir, iki millete değil. ABD fiziki olarak Suriye'den çekilmeli.

'TÜRKİYE VE SURİYE'NİN KARDEŞÇE İLİŞKİ SAĞLAMASINI İSTİYORUZ'

Bugünkü zirvede Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptık. Biz Suriye'nin komşu ülkeleri, Türkiye, Suriye konusunda ferah olmalı. Biz kardeşçe dostça bir ilişki sağlansın istiyoruz. Bu da Suriye için uzun vadeli bir güvenlik sağlayabilir. Hepimizin Suriye'nin toprak güvenliğine önem vermemiz lazım.

Suriye çözümü siyasi bir çözümdür ve askeri bir çözümü olmayacaktır.

Bazıları Şam'ın işine devam edeceğini hayal bile edemiyordu ama bu iş birliği bölgenin ve dünyanın güvenliği için çok önemli. Birleşmiş Milletlerin yardımını bekliyoruz.

'ABD ÇEKİLSE BİLE TACİZLERE DEVAM EDEBİLİR'

Ruhani bir gazetecinin “İdlib'de neler olacak?” sorusu üzerine şunları söyledi: “İdlib Suriye'de yasal hükümetin egemenliği altına alınmalıdır. Suriye'nin tamamı Suriye milletine aittir. Suriye'nin toprak bütünlüğü hepimiz tarafından vurgulanıyor. Önceki zirvede İdlib nasıl temizlensin ki siviller zarar görmesin diye konuştuk. Bir mekanizma öngörüldü. O mekanizmanın şu ana kadar etkisi olmadı. İdlib'in kesinlikle teröristlerden temizlenmesi gerekiyor. O bölgelerin Suriye egemenliği altına alınması gerekiyor. ABD, Suriye topraklarından çıksa bile hava sahasından tacizlerini devam ettirebilir. Bizim görüşlerimiz şöyle; Fırat'ın doğusu ve İdlib'in temizlenmesi ve Kürt halkı, Suriye milletinin bir parçası olarak haklarına sahip olması gerekiyor. Suriye'nin gelecek egemenliğinde yetki sahibi olmaları gerekiyor.”

Ruhani başka bir soruya da şöyle yanıt verdi: “ABD'lilerin dedikleriyle ilgili biz hiç iyimser değiliz. ABD, Suriye'den tam olarak çıkarsa Suriye halkı için mutluluk verici bir haber olacaktır. ABD Irak'tan, Afganistan'dan karar verip çıkarsa o ülkelerin halkları için çok mutluluk verici bir haber olacaktır. ABD'nin bizim bölgemizde çok bozucu bir rolü olmuştur. Suriye'de, Yemen'de her zaman ABD'nin rolü pozitif olumlu bir rol olmamıştır. Görüşünü değiştirmesi lazım. ABD bölgede nüfuz sahibi olmak istiyorsa seçtiği yol doğru değildir. Yaptıkları ne ABD'nin ne bölgenin lehine oluyor.

ABD NE YAPTIĞINI BİLMİYOR, HER ŞEYİ BOZMAYA ÇALIŞIYOR

ABD her şeyi bozmaya çalışıyor. Ne yaptığını bilmiyor. Biz umarız ABD bölgedeki politikalarını yeniden gözden geçirir. Türkiye'nin endişeleri haklı. Biz de İran halkı olarak terörizme kurban giden milletiz. Son yıllarda terör eylemleri yapıldı bunların çoğu da İsrail, ABD ve Suudiler tarafından desteklenildi. Dünkü intihar saldırısıyla da terörizmin böge için tehdit olduğunu görüyoruz.

'İRAN'I HEDEF ALANLAR KAYBETMEYE MAHKUMDUR'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sözlerine dünkü intihar saldırısıyla ilgili İran halkına taziye dileklerini ileterek başladı. Erdoğan “Kim ve ne adına yapılırsa yapılsın, terörün sonu hezimettir. Gerek hükümetimizi gerekse İran'ı hedef alanlar kaybetmeye mahkumdur” dedi.

Toplantıda Suriye'de barış ve istikrarın tesisi için, çatışmaların sona erdirilmesi için birlikte atılacak adımları istişare ettiklerini söyleyen Erdoğan “Suriye halkı, özellikle İdlib'de hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz son 8 yılda yeterince acı çektiler, çok ciddi bedeller ödediler. Yeni dramların yaşanmasını istemiyoruz. Türkiye kimi ülkelerin kışkırtmalarına ve sahanın zorluğuna rağmen olağanüstü çaba harcamıştır” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Suriye hükümetinden yine “rejim” diye bahsetti. “Rejimin ateşkese uyması konusundaki beklentilerimi Rus ve İranlı meslektaşlarıma ilettim” diyen Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Görüşmede ABD'nin Suriye'den çekilme kararını da değerlendirdik. Sayın Trump'ın aldığı karar, gerçekleşmesi halinde son derece önemlidir. Çekilme süreci terör örgütleri için bir güç boşluğuna mahal vermeden yürütülmelidir. Rusya ve İran'la yakın iş birliğine önem veriyoruz. Kurulacak güvenli bölge de terör örgütlerinin serpilip büyüyeceği bir alan olarak taahhül edilmemelidir. Güvenli bölge tesisi dahil bu yönde atacağımız adımlara Astana ortaklarımızın da desteğini bekliyoruz. Adana mutabakatı çerçevesinde de geleceğimizi buna göre yorumladığımızı söylemek istiyorum.

'SİYASİ ÇÖZÜM BÖYLE FİLİZLENMEMİŞTİ'

BM ile koordinasyon halinde muteber ve dengeli bir komitenin en kısa sürede faaliyete geçmesini istiyoruz. Siyasi çözüm konusunda ciddi mesafe aldık. Siyasi çözüm daha önce hiç bu kadar filizlenmemişti. Kaos ve istikrarsızlıktan beslenen çevrelere rağmen süreci başarmalıyız. Komitenin en kısa sürede kurulması için mutabakata vardık.

Mültecilerin ülkelerine geri dönmesi konusunda da mütabakata vardık. Dünyada en fazla mülteciye kucak açan ülkeyiz. Etnik, dini, kültürel hiçbir ayrım yapmadan, Suriye'de terör örgütleri ve 'rejimin' zulmünden koruduk.

Geri dönüşü kolaylaştıracak insanı alt yapı için biz elimizden geleni yapmaya hazırız. Mülteci meselesini sürekli gündemde tutanlar iş sorumluluk yüklenmeye gelince ortalıkta görünmüyorlar.”

'BİRİNCİ GÖREVİMİZ TERÖR KORİDORUNU YIKMAKTI'

Erdoğan gazetecilerin soruları üzerine de şunları dile getirdi: “Sınır bir ülke olmamız hasebiyle Suriye'nin güneyinde bir terör koridoru oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu koridoru yıkmak bizim birinci görevimizdi. Bir diğeri de Halep meselesiydi. Halep'te çok ciddi iltica hareketi oldu, Halep adeta boşaltıldı. Benzer bir durum İdlib'de de olacaktı. Çabalarımız sayesinde İdlib'den göçü engelledik. Oradaki teröristlere karşı mücadele etmek için kararlıyız. Şimdi de Fırat'ın doğusu-batısı söz konusu. Temennimiz Suriye'nin toprak bütünlüğünü bir an önce sağlamak.

'GERİ ÇEKİLME KARARLI BİR ADIM DEĞİL'

NATO üyesi ülke olarak ABD'nin geri çekilme ifadeleri Trump'a ait. Trump'ın mesai arkadaşlarının aynı görüşleri paylaşmadığını görüyoruz. Bu kararlı bir adım olsa şu ana kadar farklı bir mesafe alınırdı. Şimdi ise nisan ve mayıs ayları konuşuluyor. Ne olacağı bilinmiyor. Meçhul... Bunun da takipçisiyiz. Bizim derdimiz Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır. Münbiç'in terör örgütlerinden boşaltılmasıdır. Bu toprakların sahibi Suriye halkıdır.”

ulusal.com.tr

HDP'li eski vekil Nadir Yıldırım hakkında soruşturma Gündem İyi Parti'den İdris Naim Şahin açıklaması Gündem Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli CHP'den istifa etti Gündem Soruşturmada 2 kişi tutuklandı! Osman Mısırlıoğlu da ifadeye çağrıldı Gündem