Başbakan Davutoğlu'ndan terör örgütü PKK kampına giren BBC'ye sert tepki
İngiliz kamu televizyonu BBC'nin muhabiri Ian Pannell, terör örgütü PKK'nın Kandil Dağları'ndaki kampına girdi. BaşbakanAhmet Davutoğlu, "Bunun adı gazetecilik değil, terör teşvikçiliğidir" diye tepki gösterdi.
BBC muhabiri Pannell, terör örgütü PKK yöneticilerinden Cemil Bayık ile röportaj yapmak için Kandil Dağları'na çıktı.
BBC'nin yayınladığı haberde, PKK'lı teröristlerin eğitim görüntüleri de yer aldı.
DAVUTOĞLU: BUNUN ADI GAZETECİLİK DEĞİL
TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu, “Maalesef uluslararası toplum bu konuda imtihanı doğru bir şekilde veremiyor ve terör konusunda hala ikircikli bir tutum benimseniyor. Avrupa’nın başkentlerinde vahşi terör örgütlerinin çadırları açılabiliyor, paçavraları asılabiliyor. Terör örgütünün eli kanlı katilleriyle röportaj yapılabiliyor. Bunun adı gazetecilik değil, terör teşvikçiliğidir. Türkiye’nin terörden çektiği acıya saygı duymadan eli kanlı katillere söz söyleme imkânı vermenin adı gazetecilik olamaz. Kimse de bizden buna saygı duymamızı, hoşgörüyle karşılamamızı beklemesin” dedi.
KALIN'DAN BBC'YE TEPKİ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da dün, Bayık ile röportaj yapan BBC'ye tepki göstermişti.
Kalın, Bayık'ın röportajda, ABD ve İngiltere ile doğrudan temasın ötesinde bir diyalog içerisinde olduklarını söylediği belirtilerek, kendilerinde böyle bir bilginin olup olmadığı sorusuna, "Bu iddia daha önce de terör örgütü liderleri tarafından dile getirildi ve ilgili devletler tarafından reddedildi" diye yanıt vermişti.
Söz konusu devletlerin yaptığı resmi açıklamaları esas aldıklarını vurgulayan Kalın, şöyle demişti:
"Burada ilginç olan şudur; bu terör örgütünün ne tür arayışlar içinde olduğunu, kimlerden medet umduğunu belki de açıktan veya gizli kimlerle ilişki içerisine girmeye çalıştığını göstermesi açısından dikkat çekici bir husus. Basına verdikleri ve bugün de yansıyan beyanatlar çerçevesinde de şunun altını çizmek isteriz; bu tür terör örgütünü aklamaya yönelik çalışmaların gazetecilikle bir ilgisi yoktur. Bu, terör propagandasına verilmiş dolaylı bir destekten başka bir şey değildir. Benzer bir şeyi, diyelim ki İngiltere'de terör saldırısı, 2007 yılında hatırlayın, metro saldırısını yapan El Kaide terör örgütü mensuplarıyla bir başka ülkenin vatandaşlarının vergileriyle finanse edilen bir haber ajansı gidip böyle bir mülakat yapsaydı ve o terör örgütünün başındaki kişiyi makul ve meşru bir aktörmüş gibi göstermeye çalışsaydı acaba bu ülkelerin, bu haber ajanslarının buna tepkisi ne olurdu? Burada çok benzer bir durumla karşı karşıyayız. PKK'nın şu sözcüsü, bu lideri vesaire ile gidip oralarda buralarda görüşmeler yapıp ondan sonra da PKK örgütünün söylemlerini makul ve meşru taleplermiş gibi empoze etmeye çalışmak, dolaylı olarak terör propagandasına yardımcı olmaktan başka bir şey değildir."