Denizli'deki FETÖ'nün darbe girişimi davası
Aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Özbakır'ın da bulunduğu 60 sanıklı davanın görülmesine devam edildi
DENİZLİ (AA) - Denizli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu 42'si tutuklu 60 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın Denizli Kongre ve Kültür Merkezi'nde geçen pazartesi günü başlayan duruşması, sanık ve avukatların kimlik tespitiyle devam etti.
"Ben validen değil kendi komutanlarımdan emir alırım"
Duruşmada, lösemi hastalığı şüphesiyle ilgili raporları avukatı tarafından mahkeme heyetine sunulan ve savunması erkene alınan tutuklu sanıklardan Ahmet Ali Akın, olay zamanında Lojistik Destek Tabur Komutanlığı Bakım Biriminde haberleşme sistemi teknisyeni olarak astsubay kıdemli başçavuş rütbesiyle görev yaptığını, 15 Temmuz akşamı saat 23.30 civarında eğitim faaliyeti kapsamında birliğinden Çardak Havaalanına doğru çıktıklarını, Çardak Hava Meydan Komutanlığı yerine yanlışlıkla Çardak Havaalanına giden grubun içerisinde yer aldığını ifade etti.
Havaalanı girişinde sivil halk tarafından durdurulduklarını dile getiren Ahmet Ali Akın, Çardak Kaymakamının Denizli'de vali başkanlığında kriz masası kurulduğunu ve askeri personelin teslim olmasının istendiğini söylediğini, atanmakla birlikte kadrosu Harp Akademileri Komutanlığında bulunan ve eğitim faaliyetine katılan Yarbay Afşin Yapar'ın, "Ben validen değil kendi komutanlarımdan emir alırım" diyerek vatandaşların araçları engellemesine karşı içeriye yürüyerek gidilmesi emrini verdiğini kaydetti.
Halkın bu sözlere tepki göstermesi üzerine araya tabur komutanı Binbaşı Ertuğrul Yapar'ın girdiğini ifade eden Akın, gerginliğin sona erdiğini, askerlerin araca bindirildiğini ve araçların kontak anahtarlarının kol komutanlarınca toplandığını, 16 Temmuz saat 10.20 civarında gelen İl Jandarma Komutanına teslim olduklarını kaydetti.
"Elinle mi taşıyacaksın, koy arabaya"
Olay günü Söke 2. Komando Taburu Karargah Bölük Komutanı olan tutuklu sanık eski yüzbaşı Celil Basıkar, Söke'deki birliğin Denizli'ye taşınma işlemleri ile ilgilenirken 13 Temmuz'da tabur komutanı Alper Ağaoğlu'nun taşıma işleminin durdurulduğunu, Denizli'de 5 günlük eğitim faaliyeti emri geldiğini söylediğini, 13 Temmuz'da Denizli'ye sivil otobüslerle intikal ettiklerini bildirdi.
Denizli'deki eğitimin ikinci günü 15 Temmuz saat 16.30'da tugaydan ismini bilmediği bir başçavuşun aradığını ve gece intikal eğitimi için askerlere mühimmat verileceğini, bunları teslim alması gerektiğini söylediğini ifade eden Basıkar, şunları anlattı:
"Rütbelilere iki dolu şarjör, tabur için de beş sandık mermi alınacağını söyledi. 'Kim emir verdi' diye sorduğumda yazılı emir geldiğini Tugay Komutanının emir vermiş olabileceğini bildirdi. Mermileri aldık. Bir süre sonra gördüğüm Kurmay Başkanı Fahrettin yarbay, bana çelik başlık ve gece görüş dürbünü almamızı söyledi. Çardak Havaalanına tugay komutanının da geleceğini, eğitimi denetleyeceğini söyledi. Mühimmatın fazla olduğunu söyledim. Ülkenin karışık olduğunu, terör olaylarını olduğunu, istihbarat geldiğini, yolda başımıza bir şey gelse adamlara taş mı atacağımızı söyledi. 'Elinle mi taşıyacaksın, koy arabaya' dedi."
Pisti araçların farıyla aydınlatmak istemişler
Çardak Hava Meydan Komutanlığı nizamiyesinden girdiklerinde önce benzinlik daha sonra da hangarlar bölgesine gittiklerini dile getiren Celil Basıkar, "Askerler indikten sonra Erol Albay, bana sıkıyönetim ilan edildiğini biraz sonra gelecek olan uçaklarla Ankara'ya gidip bir bölgenin güvenliğini sağlayacağımızı söyledi. O sırada pisti fark ettim. İki uçak havada dönüyordu. Fahrettin yarbay, üsteğmen Oğuz Ay'a iki kol askeri araçlara bindirip kendisiyle gelmesini istedi. Karanlık olmasından dolayı piste inemeyen uçakların inebilmesini sağlamak için pisti aydınlatmak üzere trafoyu, havaalanının şalterini aradıklarını öğrendim. Albay Erol Akman bana pistin kenarlarına 20 aracı belli aralıklarla sıralayıp farlarını açmamı ve pisti aydınlatmam emrini verdi. Ben şoförlerin uyumakta olduğunu söyledim. Bu emir uygulama aşamasına geçmedi. Eğer geçseydi, uçaklar indiğinde yaşanabilecek sıkıntı o an yaşanabilirdi." diye konuştu.
İnternetten askeri kalkışma ile ilgili bilgileri görünce personelini toplayıp Erol albay ve Fahrettin yarbayın konusu suç teşkil edecek hiç emrinin yerine getirilmemesi talimatını verdiğini savunan Celil Basıkar, "Uçaklar gelse dahi binmeyecektik. Zorlamaları durumunda sıkıntı çıkar dedim, daha zorlarlarsa çatışma çıkabilirdi. Bu tür ihtimallere hazır olmalarını söyledim." ifadelerini kullandı.
"Önce ayaklarına sonra bellerinden aşağıya ateş edin"
Kurmay Başkanı Fahrettin Demir'in araçlara binip nizamiyede mevzilenmelerini istediğini ifade eden Celil Basıkar, "Askere mermi dağıtmamı, dışarıdan müdahale olursa silah kullanmamı emretti. Ben de 'kime karşı silah kullanacağız' diye sordum, emri yerine getirmeyeceğini söyledim. 'Bu ülkenin polisiyle, jandarmasıyla karşı karşıya gelmek için bu eğitim almadık' dedim. Daha sonra nizamiyede iki kol asker gördüm. Fahrettin Demir bir şeyler anlatıyordu. Bir teğmenin elinde mermi torbası vardı. Sonra iki askerle konuştum. Fahrettin Demir'in onlara 'Polis ya da yabancı birisi gelirse önce ayaklarına doğru sonra bellerinden aşağıya ateş edin' emri verdiğini söylediğini öğrendim." şeklinde konuştu.
Üsteğmen Oğuz Ay'ın orada beklerken Fahrettin Demir'in toplumsal olaylara müdahale eğitimi yaptırdığını söylediğini ifade eden Celil Basıkar, "Fahrettin Demir ile karşılaştığımızda 'Siz kurmay başkanı değil misiniz?Eğitimle ne işimiz olur? diye sordum. Bana doğru iki adım attı, vuracağını düşündüğüm. Sana mı soracağım diyerek uzaklaştı." ifadelerini kullandı.
Fahrettin yarbayın gelenlerin olması halinde ateş edilmesi emrine karşılık bu kişiyle tartıştığını ileri süren Basıkar, "Buradan ayrılmak istediğimi söyledim.'Buradan ayrılan vatan hainidir.' dedi. Nizamiyedeki tankeri patlatmakla tehdit etti." diye konuştu.
"Darbe olmuşsa bundan sana ne?"
Tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Rafet Parlatan da savunmasında teslim olan son grup içinde olduğunu belirterek, "Olay günü intikal sırasında darbe ile ilgili çeşitli haberler vardı. İntikal sırasında araç şoförü darbe olduğu yönündeki haberi duyunca direksiyona yumruk attı. Ona araçta 15 asker var, aracı düzgün kullan, darbe olmuşsa bundan sana ne dedim." dedi.
Eski Üsteğmen Oğuz Ay da kurmay başkanının 30 askerle pisti aydınlatmak için 3 binada şalter aradığını ifade etti.
Ay, savunmasında "Teslim olmak kelimesini kullanmak istemiyoruz. Zira teslim olacak bir şey yapmadık. Bunun yerine jandarmadan yardım istedik tabirinle kullanmak istiyoruz." dedi.
İddianame
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve FETÖ'ye üye olma" suçlarından açılan davada, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu 42'si tutuklu 60 sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.