Mao'suz 38 yıl

Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucu önderi, halkının ve tüm dünyada ezilen ulusların ilham kaynağı Mao Zedong'un ölüm yıl dönümü bugün... Marksizm'e getirdiği Uzak Doğu'ya özgü yorumla, yoksul kitleleri peşinden sürükleyen liderliğiyle, dünya devrim tarihinde yeni bir akımın mimarı oldu. Tam 38 yıl önce bugün hayata gözlerini yumduğunda, ardında Asya'da parlayan bir Çin ulusu ve 21'inci yüzyıla damgasını vuracak bir Çin ekonomisi bıraktı.

Abone ol

Takvimler 9 Eylül 1976'yı gösterdiğinde tüm dünyayı yasa boğacak bir haber hızla yayıldı. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucu önderi Mao Zedong, 83 yaşında hayata gözlerini yummuştu.

En çok da mazlum milletler, ezilen Asya'nın, Latin Amerika'nın, Ortadoğu'nun halkları gözyaşı döktü Mao'nun ölümüne. "Devletler bağımsızlık, milletler kurtuluş, halklar devrim istiyor" sözünün sahibi, büyük devrimci Mao'nun yokluğu en çok, onun fikirlerinden ilham alan coğrafyaları sarsmıştı.

Cenazesinde gözyaşları içinde konuşan bir genç kız şöyle diyordu: Sevgili Başkan Mao! Senin yanında savaşan işçi sınıfı olarak tüm kalbimizle yemin ediyoruz. Acımızı güce dönüştüreceğiz. Bizim için dileklerini gerçekleştireceğiz. Senin fikirlerini de Marks'ı da Lenin'i de öğreneceğiz!

Mao orta halli bir köylü ailenin çocuğu olarak, 1893 yılında Çin'in Hunan eyaletinde dünyaya geldi. O zamanlar Çin'de sayısı 400 milyonu bulan köylülerden biriydi o da. Fikirlerini, devrimci saptamalarını kendi içinde bulunduğu sınıftan çıkardı hep: Çin'de bir köylü devrimi şarttı ve Mao bunu, milyonlarca yoksula önderlik ederek başaracaktı. Savaş ağalarının, emperyalizmin ve feodal sömürünün yıkıma uğrattığı Çin uygarlığını yeniden diriltecekti. Mao bunu genç yaşta tespit etti.

Devrime giden yol, Mao'nun etrafında toplanan komünistler için oldukça zorluydu. Çin Komünist Partisi ile Çan Kay Şek'in yönetimindeki Milliyetçi Parti Kuomintang arasındaki ittifak bozulunca, komünistler için kabus dolu günler başladı.

Ülkenin doğusunu işgal eden Japonya'yla savaş sürerken, bir savaş da içeride patlak verdi. Çan Kay Şek, adım adım faşist diktatörlüğe giden bir rejim inşa etmeye çalışıyordu. İleride Amerika'nın da şevkle destekleyeceği Çan, komünistlere karşı kırım başlattı. Bu kırım tarihin en büyük yürüyüşüne neden olacaktı.

100 bin komünist, Çan'ın ordularının çemberini yararak ülkenin güneydoğusundan kuzeybatısına kadar yürüdü. Tibet'in eteklerinden geçip Çin Türkistan'ına ulaştılar. 13 bin kilometre yol kat etmiş, yol boyunca Kuomintang kuvvetleriyle çarpışmış, 70 bin kayıp vermişlerdi.

Mao'nun içerideki düşmanla mücadelesi sürerken Japon orduları bütün Çin'i istila etmek için pusuya yatmış, bekliyordu. Pekin ve Şanghay kentleri arka arkaya düştü; ancak Mao'nun önderliğindeki komünistler, boyun eğmeyeceklerini, savaşacaklarını ilan ettiler.

Japonya'nın 1945 yılında mağlup edilmesinin ardından savaş, komünistler ve Çan Kay Şek arasında sürdü. Yoksul kitlelerin desteğini arkasına alan Mao, 1 Ekim 1949'da halk cumhuriyetini ilan etti.

Savaşlar sona ermiş, yeni bir devlet kurulmuş, sosyalizm yolunda ilk adım atılmıştı. Mao, "Yüz çiçek yan yana açsın, yüz fikir birbiriyle yarışsın" diyerek müjdeliyordu devrimi.

Ancak mücadele sona ermemişti. Mao, ömrünün son anına kadar devrimi zinde tutacak atılımları sürdürdü. Büyük atılımla başlayan tarımsal kalkınma, Kültür Devrimi'yle devam etti. Mao'nun devrimleri bugünkü çağdaş, kalkınmış Çin'in sac ayağı oldu.

Mao'nun fikirleri tüm dünyada yankı uyandırdığı gibi, Türk sosyalist hareketine de damgasını vurdu. Kemalist devrimle başlayan milli demokratik devrimi tamamlamak isteyen Türkiye sosyalistleri, Mao'nun öğretilerinden ilham aldı.

Haber: Hazal Saral

ulusalkanal.com.tr

Soma madeni açılıyor! Gündem ''Tek cümle ile olsun onlardan söz etmediler'' Gündem İstanbul'da hız limiti değişti Gündem Elektrik faturalarınızı yarıya düşürebilirsiniz Gündem