Müzeyyen Senar 100. yaş gününde anılıyor

Türk Sanat Müziğinin unutulmaz isimlerinden Müzeyyen Senar'ın ölümünün üzerinde 3 yıl geçti. Cumhuriyet'in Divası olarakta bilinen Müzeyyen Senar'ı Google unutmadı. Bugün Google'ı açanlar karşılarında Müzeyyen Senar için hazırlanmış doodle adı verilen görsel ile karşılaştı. Google bu görselleri çok önemli günler için hazırlıyor. Peki Müzeyyen Senar kimdir? Kaç yaşında ölmüştür? En bilinen şarkıları hangileridir?

Abone ol

MÜZEYYEN SENAR KİMDİR?

Müzeyyen Senar, 16 Temmuz 1918 Bursa doğumlu, Türk Sanat Müziği sanatçısıdır. "Cumhuriyetin Divası" olarak da anılır.

1918 yılında Bursa'da doğan Müzeyyen Senar'ın küçük yaşta evlatlık verildiği iddia edilmektedir. R. Erkan Alemdaroğlu'na göre İnegöl’ün Hilmiye köyünde Zeliha Eren adıyla doğan Senar’ın baba adı Reşit anne adı ise Fatma'dır.

Müzeyyen Senar, müzik eğitimine, Anadolu Musiki Cemiyeti'nde , kemençe üstadı Kemal Niyazi Seyhun Bey ve udi Hayriye Hanım gözetiminde başladı. Güçlü bir sese sahip olan bu kız çocuğunun ünü yayıldıkça, hafız Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Lemi Atlı, Mustafa Nafiz Irmak gibi devrin önemli üstatları da ona dersler verdi, zamanın sevilen şarkılarının yanı sıra, kendi bestelerini de öğretip söylemesine yardımcı oldu.

Kemal Niyazi Bey ile İstanbul Radyosu'nda şarkı söylemeye başlayan Senar, Perşembe günleri ilgiyle izlenen bu programla geniş kitlelere adını duyurdu. Senar'ı bu programda dinleyenler arasında, İstanbul'un en önemli müzikhollerinden biri olan 10. Yıl Belvü Gazinosu'nun sahibi İbrahim Dervişzâde de bulunuyordu ve gazinonun 1933 yılının yaz sezonunun yıldızlar programına Müzeyyen Senar'ı da aldı. Senar, sonraki yıllarda İstanbul'un başka ünlü gazinolarında da sahne aldı.

Müzeyyen Senar'ın yeteneği, Cumhuriyet'in kurucusu ve Türk sanat müziğinin büyük hayranı Mustafa Kemal Atatürk'ün de ilgisini çekti ve sanatçı birçok kez onun huzurunda, özel meclislerinde şarkı söyledi. 1936-1938 yılları arasında 5 kez Atatürk'ün huzurunda konserler veren sanatçı, ilk konserini 19 Aralık 1936'da İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleştirdi. Daha sonra Bursa'da Çelik Palas Oteli'nde konser veren Müzeyyen Senar, 1937 yılında Mudanya'da Ege Vapuru'nda Cumhuriyet Balosu'nda konser verdi. Son konserini 1938 yılı Haziran ayında Savarona Yatı'nda veren Müzeyyen Senar, Radi Dikici'nin kaleme aldığı Müzeyyen Senar Efsanesi 'O bir devdi, devirdi' adlı kitapta Atatürk ile ilk karşılaşmasını "Sanki bana bir asır gibi gelen yolculuktan sonra saraya vardık. Girdiğimde bu zamana kadar görmediğim ihtişam adeta gözlerimi kör etti. Daha da şaşkın olmuştum. Yaveri takip ettik. Masanın kurulduğu salona girdiğim anda Atatürk'ü gördüm. Bir taraftan dizlerimin bağı çözülmüştü ama sanki uçuyor gibiydim. İçimden, 'Müzeyyen bu Atatürk ve onu görüyorsun. Rüya mıydı acaba? diyordum. Hayır değildi. Atatürk'ü gördüğümde bayılacaktım... Yüzüne bakamadım." diyerek anlatıyor. Müzeyyen Senar kitapta Atatürk'ün Rumeli türkülerinde kendisine eşlik ettiğini ve çok güzel zeybek oynadığını da belirtiyor.

1938 yılında Ankara Radyosu'nun ilk yayınlarına katıldı ve 1941 yılına dek radyo aracılığıyla dinleyicileri ile buluşmayı sürdürdü. Türkiye'nin ünlü gazinolarında yaptığı başarılı sahne programları ve plak çalışmalarıyla Türk musikisine yeni bir soluk getiren Müzeyyen Senar, son sahne konserlerini 1983 yılında İstanbul Bebek Gazinosu'nda verdi. Bu tarihten sonra yalnızca ender anlarda, müzikli özel toplantılarda şarkı söyledi.

1998 yılında Müzeyyen Senar ile Bir Ömre Bedel albümünü çıkarmıştır. Bu albümde Sezen Aksu'dan Nilüfer'e, Nükhet Duru'dan Ajda Pekkan'a, Tarkan ve Şebnem Ferah gibi isimlerin olduğu bir çalışma yapmıştır ve son albümü olarak En Son Okuduklarım 2001 Albümünü Yapmıştır. Müzeyyen Senar 1998 yılında Devlet Sanatçısı seçildi. Senar, 2004 yılında Sezen Aksu tarafından düzenlenilen ve sanatçı dostlarınında katıldığı gecede 72.sanat yılını kutladı. İstanbul Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserde Müzeyyen Senar'a sahnede Emel Sayın, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Sibel Can, Halit Kıvanç gibi ünlü isimler eşlik etti.

Müzeyyen Senar son konserini 5 Eylül 2006 tarihinde İstanbul Sarayburnu'nda Sepetçiler Kasrı'nda verdi. Muhteşem bir performans sergileyen sanatçıyı veda konserinde kızı Feraye, Bülent Ersoy, Adnan Şenses, Mediha Şen Sancakoğlu, Feriha Tunceli, Erol Evgin, Ahu Tuğba, Levent Yüksel gibi ünlü isimler yalnız bırakmadı.

26 Eylül 2006 tarihinde İzmir'deki evinde fenalaşan sanatçının beyin enfarktüsü geçirdiği ve vücudunun sol tarafının felç olduğu açıklandı. Beynindeki kan pıhtılaşması yüzünden felç olan sanatçının hayatî tehlikesinin bulunmadığı da ek olarak belirtildi. 2007'de İstanbul'daki Darüşşafaka'da Rehabilitasyon Merkezinde Nisan ayı başına kadar tedavi gördü. Bu tedavilerden sonra sol ayağının üzerine basabilmekteydi. Bodrum'da kızı Feraye ve oğlu Ömer ile birlikte yaşamaktadır. 24 Şubat 2008'de kızı Feraye annesi Müzeyyen Senar'ın sesini kaybettiği açıkladı. Senar sesini kaybettiğini bilmemekteydi. 22 Temmuz 2008'de sağlık durumunun iyi olduğu açıklanmıştır. Atatürk'ün en sevdiği sanatçılardan birisidir.

30 Ekim 2009'da öğrencisi Bülent Ersoy tarafından anısına Müzeyyen Senar'ın sanat yaşamından fotoğrafların yer aldığı Cumhuriyetin Divası: Müzeyyen Senar sergisi açıldı.

8 Şubat 2015 tarihinde sabah saat 07:30'da zatürre dolayısıyla tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 97 yaşında hayatını kaybetti. Unutulmaz sanat müziği icracısı Müzeyyen Senar'ın cenazesi 10 Şubat 2015'te Bebek Camii'nde kılınan öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedildi.

Kariyeri ve Karakteristik Sanatsal Nitelikleri

Istanbul'a geldiği tarihten itibaren Kemal Niyazi Seyhun'la ve Yesarî Asım Arsoy'la yaptığı çalışmalar gelişimine yön verdi. Atatürk'ün huzurunda şarkı söylemesi ve Ata'nın yaklaşımları, sanatçıyı genç yaştan itibaren seçkin bir sanatçı olacağı konusunda bilinçlendirdi. Küçük yaşta geçirdiği kekemelik,üslûbunu belirleyen olgulardan biri oldu. Ağırlıklı olarak, Neoklasik döneme özgü eserlerden türkü ve mayalara değin uzanan geniş bir yelpazede sanat icra etmiştir. Sanatçı, Hacı Arif Bey'in ve Şevki Bey'in eserlerini ve Yesarî Asım Arsoy'un şarkılarını özgün üslûbuyla ve derin bir hissedişle okumuştur. Sanatçı kendi kariyerinin yükseliş döneminin seçkin bestekârları olan Sadettin Kaynak,Selahattin Pınar ve Şerif İçli'nin eserlerini Safiye Ayla'yla birlikte ilk kez seslendirmiştir. Senar'ın üslûbunun daha ziyade Selahattin Pınar'ın ve Şerif İçli'nin eserleriyle örtüştüğü kaydedilmelidir. Senar, Avni Anıl, Yusuf Nalkesen ve Erol Sayan gibi Türk Sanat Müziği'nin son dönem bestekârlarının eserlerini de sıklıkla okumuştur.

Sanatçının Rumeli Türküleri'ne ilişkin başarımı ayrıca değerlendirilmek gerekir. Rumeli Türküleri'nin ruhuna sinen ve birbiriyle çatışmasına rağmen bu türkülerin bütünsel yapısını karakterize eden coşkulu nağmeleri ve hüzünlü fikri örgüyü ustalıkla yansıtmıştır. Sanatçının maya formunu musıkiyle kaynaştırması kayda değerdir.

Sanatçının müzik faaliyeti; radyodaki, gazinolardaki çalışmalarının yanı sıra yoğun plak kayıtlarından oluşmaktadır. Yurt dışında ve yurt içinde çeşitli konserler vermiştir. Sanatçılığının ilk döneminde birçok sanatçı içinde Nubar Tekyay, Sadi Işılay, Hakkı Derman, Şerif İçli, Kadri Şençalar, Şükrü Tunar ve Selahattin Pınar kendisine yoğun bir şekilde eşlik etmiştir. Sanatçının 80'li ve 90'lı yıllarda doldurduğu son seçkin kayıtlarda kendisine Ali Erköse, Ercüment Batanay, Mustafa Kandıralı, İsmail Şençalar ve Selahattin Erköse eşlik etmiştir.

Kağıthane'de hareketli dakikalar Gündem Tarımda çözüm lafta kalmasın Gündem Ebru Özkan Türkiye’ye döndü Gündem Brüksel'de NATO zırvası Gündem