Sosyalist yazardan Vatan çağrısı! ''Bütün sosyalistleri Vatan Partisi'ne oy vermeye çağırıyorum''
"Gericiliğe ve etnik bölücülüğe yeni bir anayasa yaptırmayız"
Aydınlık gazetesi yazar Yavuz Alogan, bugünkü köşe yazısında "1983’ten bu yana her seçim hayal kırıklığı yarattı. Haziran seçimlerinde, Cumhuriyet’in kazanımlarını, laisizmi savunan, neo-liberalizme karşı olan sosyalistler; ülkenin etnik ve bölgesel olarak bölünmesini istemeyen bütün yurtseverler, Vatan Partisi’ne oy verecekler" ifadelerine yer verdi. "Gericiliğe ve etnik bölücülüğe yeni bir anayasa yaptırmayız" vurgusu yapan Alogan şunları ifade etti!
Amerikan tarzı iletişim ve reklamcılık teknikleri ilk kez 16 Mayıs 1983 genel seçimlerinde kullanıldı. Manajans, Ajans Ada ve Cenajans gibi kuruluşlar siyasi partileri ve özellikle liderleri cilalayarak halka sundular. O zamandan bu yana seçmen kitlesini yönlendirme teknikleri gelişti, şirketlere ödenen paralar uçuk miktarlara ulaştı. “Küresel” siyasi eğilimleri izleyen merkez medya anket şirketlerinin tahminlerini seçerek öne çıkarmaya, seçmen kitlesini yönlendirmeye başladı. Medyanın güçlü projektörleri bazı liderleri aydınlatırken, bazılarını karanlıkta bıraktı.
Burada, sosyal psikoloji teknikleri ve lider imajı çok önemli. Fakat en önemlisi, para... Amerikan şirketine para veriyorsunuz, sizin için halkın eğilimlerini, beklentilerini saptıyor; seçim bildirgenizi elde edilen verilere göre yazıyor; liderinizi baştan yaratıyor. Bir bakıyorsunuz, bildiğiniz “Dersimli Kemal” Amerikan başkanlık seçimlerine katılan bir eyalet senatörü gibi duruyor; farklı bir diksiyon, bakış ve edâ edinmiş. Elini göğsüne koyup buğulu gözlerle bakarak, “Bir rüyam var?” diyor. Nedir o rüya? Başbakan olmak...
Dört maskeli HDP
Ben gazeteci olsam, bu işin peşine düşerdim. Halkımızın arzuladığı “Lider”i nasıl yaratıyorlar, mesela? Şöyle duracaksın, yüzünde masum bir ifade olacak, halkın çektiği acılardan bahsederken tam şu paragrafta sesini titreteceksin... Arada kalabalığın içinden birini gösterir gibi parmağını uzatıp, “Hey, you, seni gidi...” işareti yapıp güleceksin.
Bunlar ciddi işler. Boru değil, Obama’ya seçim kazandıran Benenson Strateji Grubu (BSG) çalışıyor; koordinasyonu “reklamcılığın dahi çocuğu” yapıyor. Çocuk, gerçekten dahi. 2002 seçimlerinde Genç Parti’nin genç Hortumcu başkanına az kalsın barajı geçirtecekti. Dahiyane fikirleri vardı. Mesela Hortumcu helikopterle göklerden miting meydanına inerken, aşağıda bekleyen halkımız, beyaz ceketli garsonların servis ettiği köfte ekmeklerini yemiş, ayranlarını içmiş oluyorlardı. Zamanlama çok önemli...
Başka dümenler de dönüyor mutlaka. Mesela bir araştırma şirketi “CHP psikolojik üstünlüğü ele geçirdi” gibi tarafsız bir gözlemde bulundu. Bazı şirketler ise HDP’ye barajı çoktan aşırttılar ve onu CHP’nin koalisyon ortağı yaptılar. Bunu gören ÖDP başkanı “Temennim CHP-HDP koalisyon hükümeti” şeklinde konuştu ve kendilerine de bu hükümete soldan muhalefet görevi düşeceğini söyledi. Bütün katılanların “Mustafa Kemal’in askeri” olacağı yeni bir Haziran’da böyle bir muhalefeti yürütmek çok zor olur, bizden söylemesi. Bu arada HDP adayları bir yerde Kutlu Doğum Haftası’nda dua ediyor, başka yerde “enternasyonal” marşını söylüyorlar. Dört maskeleri var; etnik, dindar, sosyalist, liberal.
Rızanın imalatı
Geçen gece bana telefon eden meçhul bir şahıs, Aydınlık’ta yazdığım ve son yazımda “Ermenilerin acılarına dil uzattığım” için beni fırçaladıktan sonra, çok enteresan bir şey söyledi: HDP’nin barajı geçebilmesi için %1 oya ihtiyacı varmış ve bunu ancak sosyalist soldan alabilirmiş, benim gibi münafıklar işte tam da bunu önlemek için HDP’ye saldırıyorlarmış. Bu durumda, HDP barajı geçemezse sorumlusu ona saldıran sosyalistler olacakmış. Öyleyse, ne mutlu!
Tabii bu seçim süreci insanların asabını da bozuyor. Sürekli telkin, şaşırtmaca, hipnoz, ışıldaklarla göz kamaştırma, imaj imalatı; hani şu Chomsky’nin sözünü ettiği “Manufacturing Consent”, yani insanların razı olacakları şeyin, rızanın bizatihi kendisinin, bilinçli olarak imal edilmesi ... Ölümü (AKP) gösterip, sıtmaya (CHP-HDP) razı etmeye çalışıyorlar. İkisinin aynı kapıya çıktığını gizliyorlar. Bir nevi vatandaşın psikolojisiyle oynuyorlar ve buna “demokrasi” diyorlar.
1983’ten bu yana her seçim hayal kırıklığı yarattı. Haziran seçimlerinde, Cumhuriyet’in kazanımlarını, laisizmi savunan, neo-liberalizme karşı olan sosyalistler; ülkenin etnik ve bölgesel olarak bölünmesini istemeyen bütün yurtseverler, Vatan Partisi’ne oy verecekler. En eşitsiz koşullarda yüzde kaç olduğumuzu göreceğiz. Kötüsü gelirse, gericiliğe ve etnik bölücülüğe yeni bir anayasa yaptırmayız. Her yer Haziran olur.
Yavuz Alogan
Aydınlık