Çevre korumaya 100 bin TL ceza!

Antalya'nın Finike İlçesi Alacadağ köyü sınırları içinde yer alan Kızılcık Yaylası'nda taş ocaklarının sebep olduğu doğa katliamına karşı yürütülen mücadeleye, taş ocağı firması 100 bin TL'lik tazminat davası açtı.

Abone ol

Doğa talanının durdurulması talebiyle başlatılan mücadele için kurulan Finike Taş Ocakları İle Mücadele Platformu'nun Sözcüsü Ali Ulvi Büyüknohutçu'nun şahsına açılsa da dava, Büyükhohutçu'ya göre davanın hedefinde örgütlü mücadele var. Anayasal ödevini yerine getirdiğinden dolayı karşı karşıya kaldığı dava ile ilgili görüştüğümüz Büyüknohutçu, gündemdeki Orman Kanunu'nun da yapılan değişiklikleri de değerlendirdi; yeni yönetmeliklerle ormanların yok edilmek istendiğini belirterek, tüm yurttaşları yasanın iptali için mücadeleye çağırdı.

Anayasal Ödevi Yapmanın Karşılığı Dava Olmamalı

Taş ocaklarına karşı yürüttükleri mücadelede, ocakların doğa ve insan yaşamında bıraktığı tahribatı çektiği fotoğraf ve videolarla sosyal medyada, verdiği demeçlerle de yazılı ve görsel medya da gündemde tutan Büyüknohutçu'ya taş ocağı firması 'ticari faaliyetlerimize engel oluyor' gerekçesiyle 100 bin TL'lik tazminat davası açtı. Çevreyi sevmenin ve korumanın bedelinin tazminatlarla uğraşmak olmaması gerektiğini söyleyen Büyüknohutçu, Anayasa'nın 'doğayı ve çevreyi korumak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ödevidir' maddesini yerine getirdiğinden dolayı bu davanın açıldığı görüşünde. Anayasanın vatandaşlara 'askerliğini yap, vergini öde' gibi ödevlerde verdiğini hatırlatan Büyüknohutçu,"Bana Anayasada ki görevimi yaptığım için dava açan anlayışın o zaman askere gidenlere de, vergisini verenlere de dava açması gerekir" diye konuştu.

Sosyal Medya Paylaşımları Davada Delil Olarak Gösterilmiş

Sosyal medyada paylaştığı görsellerin dava da delil olarak gösterildiğini söyleyen Büyüknohutçu, 'En çevreci Başbakan'a armağanımdır' isimli bir video yayınladığını, bu paylaşımla amacının, kendisini 'en çevreci' ilan eden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın bu video aracılığıyla Finike'de ki çevre katliamını görüp, çevreciliğinden dolayı önlemesini sağlamak olduğunu söyledi.

Davanın Hedefinde Taş Ocaklarına Karşı Yürütülen Mücadele Var

Davanın hedefinde taş ocaklarına karşı yürütülen mücadelenin olduğunu belirten Büyüknohutçu, bu davanın şahsında amacına ulaşması halinde taş ocağı şirketinin, örgütlülüğün dağılacağını düşündüğünü belirterek, "Eğer direk örgütlü yapıya dava açılsaydı, 30-35 bin nüfuslu Finike'yi karşılarına almış olacaklardı. Bunu göze alamadıkları için örgütlenmeyi kırma amaçlı olarak bana dava açtılar. Ama biz bu bireysel olarak açılan davayı, yine Finike'de örgütlenmiş çevre hareketi olarak göğüslüyoruz" diye konuştu.

Bu Suçsa, Bu Suçu İşlemeye Devam Edeceğim

Açılan davayla amaçlananın gerekleşmeyeceğini de sözlerine ekleyen Büyüknohutçu, mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, Türkiye için olumlu bir örneği Finikelilerle birlikte yaratmakta kararlı olduklarını vurguladı. Büyükhohutçu, "Ardıç, katran, çam ve sedir ağaçlarını, çevreyi, ormanı korumaya ve bu suçu işlemeye devam edeceğim" diye konuştu.

Orman Kanunu Dağ Kanunu Haline Getirildi

Orman Kanunu'nda yapılan değişiklikleri de değerlendiren Büyüknohutçu, 'bu bir dağ kanunudur' diyerek ağır sözlerle eleştirdi. Yapılan değişikliklerle yapılaşmanın sınırsızlaştırıldığını, ormanların sorgusuz sualsiz katledilebileceğini, doğalgaz ve petrol boru hatlarının binlerce ağacı yok ederek ormanlık araziden geçirilebileceğini ve ormanlara patlayıcı maddelerin depolanabileceğini belirten Büyüknohutçu, bu nedenle sayısız insan ve orman canlısının yok olacağını ifade etti.

Orman Bakanlığı Yeni Düzenlemeyle Var Olma Sebebini Ortadan Kaldırmış Oluyor

Orman Bakanlığı'nın asıl varlık nedeninin ormanları korumak olduğunu belirten Büyüknohutçu, bu yeni uygulamalarla Bakanlığın, ormanları tamamen ortadan kaldırıp, koruyacak orman bırakmayarak kendilerince sorunu yok etmeye çalıştıklarını ifade etti. Büyüknohutçu, "Eğer koruyacak orman kalmazsa, Bakanlığın da işi kalmayacak, böylece Türkiye'de Orman Bakanlığı çok iyi idare edilmiş olacak" ifadelerini kullandı.

Bu Durum Hükümet Açısından Gidişin Göstergesi

Yasanın ormanları yok etmek, ülkeyi ormansızlaştırmak ve geleceği katletmek adına çıkartıldığını vurgulayan Büyüknohutçu, dünyada siyasi rejimlerin çevre hareketleriyle gelip, yine bu hareketlerle gittiklerini belirterek, "Şimdi Türkiye'de de çevre ile ilgili çok ciddi ve olumsuz kararlar alınıyor. Bu aslında bir gidişin göstergesi, bir gidişin yol alışıdır" yorumunda bulundu.

Yurttaşlara Seslendi; Yağmur Gibi Davalar Açın

Yasanın mutlaka durdurulması ve eski durumundan daha güçlü hale getirilmesi gerektiğini belirten Büyüknohutçu, siyasi partileri göreve çağırdı, yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmalarını istedi. Partilerin bu başvuruyu yapmamaları halinde kendisinin yapacağını belirten Büyüknohutçu, tüm yurttaşları da 'yağmur gibi davalar açarak' mücadele etmeye çağırdı. Büyüknohutçu yurttaşlardan bunu istemesinin nedenini, çevre mücadelesi sırasında yaşadığı olumsuz örnekler nedeniyle siyasi partilerden umudunu yitirmesi olarak açıkladı. Konu ile ilgili Büyüknohutçu şunları kaydetti; "En azından Finike Alacadağ'da ki Kızılcık Yaylası'nda bulunan 13 mermer ocağının ruhsatına baktığımız zaman, içinde iktidar partisinin de, muhalefet partilerinin de direk görevlilerinin veya yandaşlarının ruhsat sahibi olduğunu görüyoruz. Bunlardan bu yönetmelik için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmalarını beklemiyorum. Onun için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına çağrı yapıyorum; yağmur gibi davalar açın!."

Taş Ocağından Çıkan Tozlar Öldürüyor

Finike'nin Gökçeyaka Köyü'nde yaşayan Abdullah Dinç, taş ocaklarının yarattığı tahribat nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. Narenciye, zeytin, portakal ve ceviz ağaçlarının taş ocaklarından çıkan tozlar sebebiyle zarar gördüğünü, ağaçlardan verim alamadıklarını belirten Dinç, ayrıca arıların tozlar sebebiyle bal yapamadığını, hatta zayıf düşerek öldüklerini söyledi. Küçükbaş hayvancılığının da yapıldığı bölgede hayvanların toz sebebiyle sağlık sorunları yaşadığını, veterinerlerin koyunlara, keçilere ciğerlerinin zarar gördüğü yönünde raporlar verdiğini anlatan Dinç, bölge halkının büyük zarara uğradığını belirterek, yetkililerden çözüm istedi.

Haber/ Kamera: Devrim Dönmez

Fotoğraf: İbrahim Koçak

ulusalkanal.com.tr

Hükümet ağaçların kökünü kazımak istiyor! Yurt Özlenen 1 Mayıs İzmir'de Yurt Gökçek'ten 51 işçiye sürgün! Yurt Denizde can pazarı Yurt