''Özerkliği MİT'le planladık"

Abone ol

Abdullah Öcalan'ın BDP/HDP heyetleriyle yaptığı görüşmelerde, Suriye'deki özerk/kanton bölgelerin MİT heyetiyle planlandığı tutunaklarda gözler önüne seriliyor

Öcalan, BDP'lilere, Suriye'deki duruma dair MİT heyetiyle konuşacağını, bazı kararlar alacaklarını ve yeni Suriye'de PYD'nin başat rol oynayacağını söylüyor

Aydınlık'ın ulaştığı, Türkiye gündemine bomba gibi düşen İmralı tutanaklarını yayımlamaya devam ediyoruz.

Tutanaklarda, Abdullah Öcalan'ın BDP'lilere, Suriye konusunda da çarpıcı bilgiler verdiği ortaya çıktı. Öcalan, MİT heyetiyle Suriye üzerinde çalıştıklarını belirterek "Yeni oluşacak Suriye'de bizimkiler başat rol oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur, Kürtler, Aleviler hatta Araplar için de özerk bölgeler olacak gibi. İsviçre gibi özerk bölgeler" ifadelerini kullanmış.

PKK'nın Suriye kolu PYD, bu yılın başında 21 Ocak'ta Cizire'de, 27 Ocak'ta Kobani'de ve 29 Ocak'ta Kilis'in karşısına düşen Afrin'de özerk bölge kantonu ilan etti. Aydınlık'ın ele geçirdiği İmralı tutanakları, özerklik ilanının 5 ay öncesinde Abdullah Öcalan'ın Cizire, Afrin ve Kobani'de özerklik, kanton modeli önerdiğini de gösterdi.

İşte tutanaklarda yer alan ve Suriye'deki planlamanın iç yüzünü gösteren ilgili bölümler:

TUTANAKLAR VE HEYETTEKİLER

* 3 Nisan 2013 tarihindeki 4'üncü görüşme: Heyette BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder yer aldı

* 14 Nisan 2013 tarihindeki 5'inci görüşme: Heyette Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder yer aldı

* 24 Haziran 2013 tarihindeki 7'nci görüşme:-Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı

* 17 Ağustos 2013 tarihindeki 9'uncu görüşme: Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı

NOT: Ara başlıklar tarafımızdan atılmıştır:

'KANDİL SÖYLEDİKLERİMDEN YOLA ÇIKARAK BELLİ NOKTAYA GELDİ'

Kandil de askeri çizgiyi uygulayamıyor. Düşünüyor ama uygulayamıyor. "Bağlıyız" diyorlar; bağlılık sadece kendilerini güçlendirir aslında. Bakın Suriye'de olaylar başladığında Kandil'in herhangi bir kararı var mıydı? Her iki cepheye katılmadan, HPG'yi de orada özgün örgütleme kararları var mıydı? Eminim yoktu ama benim daha önceki, iki yıl önce söylediklerimden yola çıkarak belli noktaya getirdiler. Aslında Kandil'in bu konuda yaptığı fazla bir şey yok, fazla da yaratıcı olamadılar. Oradaki halkımız bana bağlıdır, onlar bu noktaya gelmesinde başat rol oynadılar.

'HATAY'A DOĞRU İLERLEME OLABİLİR'

Haseke için söylüyorum: Çok önemlidir. Orayı ÖSO ya da Baas'a asla bırakmasınlar. Ele geçirirlerse katliam yaparlar. Haseke elden giderse sorumluluk onlardadır. Haseke için de bir öz savunma oluşmalı; sadece Kürtleri değil, oradaki Araplar ve Süryaniler dahil herkesin savunması yapılmalı. Sonra Hatay'a, Afrin'e doğru ilerleme olabilir.

'MİT'LE KARAR ALACAĞIZ, ÖZERKLİK OLACAK'

Zaten önümüzdeki günlerde Suriye'deki duruma dair heyetle (Kendisiyle düzenli bir şekilde görüşen MİT Heyeti'ni kastediyor-Aydınlık) konuşacağız, bazı kararlar alacağız herhalde. Yeni oluşacak Suriye'de bizimkiler başat rol oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur, Kürtler, Aleviler hatta Araplar için de özerk bölgeler olacak gibi. İsviçre gibi özerk bölgeler.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'KOBANİ, AFRİN, CİZİR'DE GEÇİCİ YÖNETİM OLUR, KANTON GİBİ'

Öcalan: Suriye'ye geçecektim. Dün heyetle tartıştım. Herhalde hayata geçer, MGK'da da tartışacaklar. Müslim geldi, bunu stratejik önemde görüyorlar, ben de önemli görüyorum. Bundan sonra şöyle olacak, bakın İsa Hüso'yu öldürdüler, Resulayn'a operasyon var, Suudi, Mısır'ı ve Nusra'yı destekliyor, Türkiye ile karşı karşıya gelmeleri olasıdır. Türkiye'nin Nusra'yı desteklemesi facia olur, herhalde desteklemiyorlar.

El Kaide saldırıları bitirilmeli, bitmezse facia olur. Orada Konseyin denetimi olur, geçici yönetim olur, kanton gibi, sonra da seçimler yapılır. Kobani, Afrin, El Cezir gibi bölgeler olur.

KCK'nin buraya müdahilliğiyle ilgili şöyle bir şey düşündük (MİT Heyeti ile mi düşünüldü?-Aydınlık). Burada doğrudan bizden bir arkadaşın üslenmesi olabilir.

Kamışlo, Efrin vb. de askeri değil siyasi üslenmeleri olur. Ama çok sıkı bir güvenlikleri olmalı, öldürülebilirler. İntizamlı bir kale gibi, şahsi değil kurul olarak çalışırlar. Bazıları falan gitti oraya ama onlar askeridir. KCK'den kim olabilir baksınlar, kadınlardan oraya uygun olan bir arkadaş iyidir.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SURİYE İÇİN HEYETLE (MİT) ÇALIŞIYORUZ'

Orada ayrıca eşbaşkan Asiye var. Kongra-Gel'in ağırlıklı çalışmaları oraya doğru kayar. Orada her şeye hâkim olacak, Türkiye, Suriye, ÖSO, PYD, KDP, YPG ile görüşmeler yapacak. Biz de Suriye için ortak proje açısından heyetle çalışıyoruz. Kapı da insani yardım için açık olacak. Olmazsa teslim olmak yok, sayı 50 bine çıkar, her köyün savunmasını yapar, savaşırlar. El Kaide falan vahşidir, çoluk çocuk kadın falan dinlemezler. Üçüncü yolun temsilcisi olarak Suriye Demokratik Birliği'ni oluştururlar, ÖSO'yla da görüşürler, Cenevre Konferansı'na da giderler. Biz de heyetle görüşürüz. Demokratik Suriye çözümüne böyle gidilir. Rusya, İran'la da görüşülür ama temel stratejik ittifak Türkiye iledir. Türkiye'ye öneriyoruz bunu. Sayın yetkili de bilsin artık onlar karar verirler. Barzani'den daha ilkeli bir ilişki olabilir. Zaten 900 km'lik sınır var, ekonomik, sosyal ilişkiler çok iyi gelişir. 900 km'lik sınır dostluk sınırı olur.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SALİH MÜSLİM TOYLUKYAPMASIN ÖZERKLİK İSTESİN'

Salih Müslim'e selam söyleyin o da toyluk yapmasın. Bayrağı indirdik, özerklik niyetimiz yok falan ne gerek var. Ya bayrağı asma ya da böyle yapma. Özerklik niye istemesin, isteyecek tabi. (2013 yılı Temmuz ayında Ceylanpınar'ın karşı tarafına PYD bayrağı asılınca Türk kamuoyu büyük tepki göstermiş, bunun üzerine PYD, bayrağı indirmek zorunda kalmıştı. Salih Müslim de konuyla ilgili açıklamasında "Özerklik gibi bir niyetlerinin olmadığını" söylemişti. Öcalan bu olaya 1 ay sonra tepki vermiş oluyor-Aydınlık) Pratik deneyimlerinizi biraz Salih Müslim'le paylaşın. Türkiye'ye gelip gidebilir. Kapılar da açılır. Eski Suriye'yi kimse kuramaz artık, biz de böyle bir Suriye'de yaşamayız. Abdulhalim Haddam vardı, yanılmıyorsam Paris'te yaşıyor, onunla da görüşülebilir. Ayrıca Mustafa Atlas vardı, eğer bir çizgileri, partileri varsa dikkate alınabilirler.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SALİH MÜSLİM'LE GÖRÜŞMEDİM'

Heyet: Başkanım Salih Müslim'in de geldiği falan yazıldı?

Öcalan: Yok öyle bir şey olmadı, ama belki ileride o da gelebilir.

(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

ANKARA, PYD'DEN MUHALEFETLE HAREKET ETMESİNİ İSTEMİŞ!

Heyet: Suriye'de savaş ağırlıklı olarak Kürdistan'a Rojava'ya kaydırılmak isteniyor. Şam'da Halep'te zorlanan muhalifler ve özellikle radikal dinci gruplar Kürdistan'da üstlenebilmek için saldırıyorlar, İsa Hüso (Aracına konulan bombanın patlaması sonucu öldürülen PYD'nin eski eşbaşkanlarından Kürt Yüksek Konseyi üyesi-Aydınlık) suikastını biliyorsunuzdur?

Öcalan: Evet duydum, tanışıyoruz. Nasıl olmuş?

Heyet:

Rejim ve KDP işi olabilir deniyor. Yine Salih Müslim'in Türkiye ve İran ziyaretleri oldu.

Öcalan:

Ne diyorlarmış PYD'ye.

Heyet: Türkiye PYD'nin Suriye muhalefetiyle birlikte hareket etmesini istiyor.

'SURİYE'DE HOMOJEN YAŞAM MÜMKÜN DEĞİL'

Öcalan: Şimdi tabi devlet kendisini çatışmaya zorlayan durumların farkında değil, Reyhanlı gibi Kamışlo, Resulayn'a doğru aynı şeyleri kaydırmak istiyorlar. Bunu kararlaştırmışlar. KDP de Türkiye ve Suriye üzerinden hamle yapmak, El Partiyi hâkim kılmak istiyor, Suriye rejiminin de hesabına gelir bu.

Semelka hududunun kapatılması, peşmergenin yığılması falan, çok ciddi uyarmaları gerekir. Misliyle karşılık veririz denmeli. İsa Hüso olayı Sakine Cansız katliamı gibidir. Dedikleri gibi de olmuş olabilir belki. Araştırıp çıkarmalılar. Ailesine ve halkımıza başsağlığı diliyorum. Rojava'dakiler ilkeli yaklaşmalı, İsveç (Tutanaklarda İsveç olarak geçiyor, ancak İsviçre örneğini vermesi yüksek ihtimal-Aydınlık) gibi kantonlar, demokratik özerk bölgeler olur.

Hangi rejim olursa olsun, özerk yönetimler olacak artık. Başka çözüm yok, Suriye'de öyle homojen bir yapı ve yaşam mümkün değil artık. Salih bu çerçevede yaklaşmalı. Sizin de burada "Hükümet adım at" kampanyanıza bir anlam veremedim. (17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'SINIRLARI ESNEKLEŞTİRİN'

Buradan hemen konferanslara geçiyorum:

1. Diyarbakır merkezlidir. Hizbullah, Burkay, murkay, kim istiyorsa gelir. Son aşamaya kadar görevini sürdürür bu konferans.

2. Ankara merkezli HDK'nın yapacağıdır. Ortaya çıkacak sol boşluğu çok iyi değerlendirmeleri gerekir. Yapamayanlar olursa genç sosyalist arkadaşları da katsınlar mutlaka.

3. Avrupa'da yapılacak olandır, çerçevesini belirtmiştim zaten.

'SINIR ESNEK OLUR'

4. Hewler (Erbil) merkezli olanıdır. Çok önemlidir. Misakı Milli çerçevesinde yaklaşmalıdırlar. Suriye'dekiler de katılır; Araplar, Türkmenler, Süryaniler kim varsa. Sınırların değişiminden falan söz etmiyorum. İşte Zübeyir demişti; Hollanda-Belçika sınırı gibi esnek olur.

(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

SURİYE SINIRI BRÜKSEL GİBİ OLUR

(Misak-ı Milli Komisyonu'nun kurulmasını önerdiği konuşmasında-Aydınlık) Aslında bu bir Türk-Kürt misakıdır ve birlikte kurtuluştur. Meclis bu misakı onayladı. Kürtler bölünmeyecekti ama ayırdılar. Bu sınırları değiştirmek artık öyle kolay değil ama sınırları faydaya çevirebiliriz. Ekonomik birlik, kardeşlik sınırına dönüştür. Suriye sınırı Brüksel gibi olur.

Heyet: Evet, Kürt bölgelerindeki bütün kapılar kapalı. Arap bölgelerindeki kapıları açık tuttular. Davutoğlu da kapıları yakın zamanda açmayı düşündüklerini söylemiş, zaten süreç gereği de böyle olacak demiş.

Öcalan: Kandil de bunu anlamalı. Tarihi bir ittifak doğuyor. Bütün Kürtler Türkiye ile sağlam bir ittifak kuracak. Ermeniler zaten bundan rahatsızlar. Misak-ı Milli Komisyonu bunu tartışacak. Türk-Kürt birliği olmadan kimse bölgede sağlam kalamaz. Ta Hititlerden beri bu ittifak vardır. Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü eşittir Irak ve Suriye'deki hatta İran'daki sorunun çözümüdür. Bunun sonrası Ortadoğu demokratik ittifakıdır.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

SURİYE'DE 40 BİN KİŞİLİK BİR GÜÇ İSTEDİ

Heyet: Sizin Suriye hakkında serzenişlerinizi Kandil'le paylaştık. Ta Tunus baharı başladığında meselenin Suriye'ye ve tüm Ortadoğu'ya olası yansımalarını hesapladıklarını, onunla eş zamanlı bir pratik geliştirdiklerini, sizin demokratik özerklik perspektifi temelli yaklaşımınızı hiç elden bırakmadıklarını, alan özgünlüğü bahsinde çok başarılı yürüdüklerini, şu anda 10 bine yakın bir gücün orada bulunduğunu, bunun çok kısa bir zaman içerisinde 20 binli rakamlara doğru evirilebileceğini aktardılar.

Öcalan: Tabi 30 bin de olabilir, 40 bin de olabilir. Peki, Haseke konusunda söylediklerimi aktardın mı? Ne düşünüyorlar?

Heyet: Aktardım. (...) İşin doğrusu Haseke'ye dikkat çekmemek için biraz temkinli yol almaya çalıştıkları izlenimini edindim.

Öcalan: Haseke'ye ilişkin biz bir şey yapamazsak faşistler yapacak. Aradaki şeritleri, kemerleri bir cephe şeklinde geliştirmek gerekiyor. Suriye'deki yurtseverler, mezhepler hepsi bu cepheye girecek. Demokratik Suriye temelinde olacak.

(14 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)

'PYD KENDİ ORDU GÜCÜNÜ ARTIRACAK'

Öcalan: Ayrıca DTK Rojava'ya yardım konusunda utanç verici bir liyakat gösterdi. Kamyonlarla yardım gönderdiler. S. ve B. bana 'biz dilenci değil devrimciyiz' dediler. Bir de size özel aktarımlarım olacak, uygun görürseniz bir dahaki sefere S. Bey'e ya da P. Hanım'a söyleyeyim size aktarsınlar diyor.

Öcalan:

Bu B. ile S.'ye cevaben bir şeyler söyleyeyim.

Heyet:

Eleştirileri size değil Başkanım bizedir.

Öcalan:

Öyle mi? S. ve B.'ye iletin; Suriye'deki uluslararası güçler iki kampı ayrı ayrı silahlandıracaklar. Biz kendi çıkarlarımız doğrultusunda gerekirse iki tarafla da ayrı ayrı taktik ittifaklar geliştirebiliriz. Süreç Suriye'de PYD çizgisinin doğruluğunu kanıtlamıştır.

Suriye'de çözüm PYD çizgisidir, herkes bunu daha iyi anlıyor artık. PYD çizgisi demokratiktir. Kendi ordu güçlerini artıracaklar, ideolojik olarak güçlenecekler.

Ayrıca her açıdan BDP'den daha güçlüdürler, nedir öyle BDP yardım falan bekliyorlar. Öz imkânlarıyla savaş ekonomisi uygulayacaklar. Bizim Türkiye ile uzlaşmamız gelişirse Suriye'ye de yansır. Benim adıma bir perspektif halinde Suriye'ye bir mektup yazsınlar. Selamlarımı da iletiyorum.

(24 Haziran 2013 tarihli görüşme tutanağından)

Ceyhun Bozkurt

Aydınlık

(Görseli büyütmek için tıklayınız)

Emine Erdoğan'ın bu mücevherleri buhar mı oldu? Gündem Şans oyunlarının özelleştirilmesine onay Gündem Bakanlar Kurulu'ndan El Kaide kararı Gündem ''İkinci Ekmel vakası'' Gündem