Bir kitap okudu hayatı değişti
Burdur'un Erikli köyünde yaşayan 57 yaşındaki Mehmet Ali Ceylan, 27 yıl Sağlık Memuru olarak ülkenin pek çok bölgesinde sağlık hizmetinde bulundu.
Burdur'un Erikli köyünde yaşayan 57 yaşındaki Mehmet Ali Ceylan, 27 yıl Sağlık Memuru olarak ülkenin pek çok bölgesinde sağlık hizmetinde bulundu. Ağrı'ya atandığı yıllarda bir öğretmen dostunun "orada çok zamanınız olacak bol bol kitap okuyun, yoz insan yobaz insan olur" tavsiyesine uyan Ceylan, pek çok dünya klasiğinin yanısıra Türk romanının önemli isimlerinin eserlerini de okuma fırsatı buldu. Memuriyetinin sonlarına doğru dünyaca ünlü romancı Jack London'un 'Ay Vadisi' romanını okuduğunda ise yaşamının geri kalanını doğduğu topraklarda sürdürmeye karar verdi. Emekli olur olmaz köyüne yerleşen Ceylan, çobanlıktan sebze yetiştiriciliğine ailesinin neredeyse bütün ihtiyaçlarını kendi ürettikleriyle karşılıyor.
Burdurlu 57 yaşındaki emekli memur Mehmet Ali Ceylan, merkeze 35 kilometre uzaklıktaki orman köyü Erikli köyünde yaşıyor. 27 yıl ülkenin çeşitli bölgelerinde Sağlık Memuru olarak görev yaptıktan sonra ata toprağına geri dönerek tarım ve hayvancılıkla uğraşan Ceylan'ın bu kararı almasında ise ABD'li ünlü romancı Jack London'un Ay Vadisi adlı romanı etkili olmuş. Emekli olur olmaz soluğu ata toprağında alan Ceylan, Erikli köyündeki yeşillikler içindeki mis gibi ekmek kokan evinde sorularımızı yanıtladı.
İşte "burada yaşıyor oluşumun anlamını biliyorum. Kentte olsaydım ya kahvehanede ya da camide vakit geçiren bir emekli olacaktım" diyen Ceylan'ın, bir romanla değişen ama kendisi de bir roman gibi olan çarpıcı yaşam öyküsü...
'DOĞDUĞUM EV BURASI, BURADAKİ YAŞAMI HEP ÖZLÜYORDUM'
"Doğduğum ev burası. Ben buradaki yaşamı hep özlüyordum. Memur olarak çalışırken de buraya geldiğimde ayrılmak istemiyordum. Köyümüzde geçimlik tarım yapılıyor, biraz da orman işçiliği vardı. Ama köyümüz göç yüzünden giderek boşaldı. 20 yıl kadar önce buradaki yerel gazetelerde 'yaşlılar köyü' diye haberler çıkmıştı. Bugün de nüfusu 60 kişi civarında. Üç beş çocuğu saymazsak köyümüzün nüfusunun hemen hepsi yaşlılardan oluşuyor.
'KENTTE OLSAM YA KAHVEHANEDE YA DA CAMİDE VAKİT GEÇİRECEKTİM'
Ben köye dönmüş olmaktan çok mutluyum. Kentte yaşamaya devam ediyor olsaydım şimdi ya kahvehanede ya da camide vakit geçiren bir emekli olacaktım. Benim için burada üreterek yaşamak da ibadet gibi. Ben AVM'lerden fazla alışveriş yapmıyorum. Bir gün Burdur'daki bir markete gittiğimde satıcı bana tereyağı, yumurta, şu bu satmak istedi ben de bunların hepsi ben üretiyorum dedim. Benim için en büyük zenginlik bunu diyebilmek.
'SABAH ALTIDA KALKIYORUM, KOYUNLARI GÜTTÜKTEN SONRA TATLI BİR ÖĞLE UYKUSU'
Sabah altıda kalkıyorum. Koyunları çıkarıp otlatmaya götürüyorum. Öğle saatlerine doğru dönüyorum ve güzel bir kahvaltı yapıyorum. O tatlı yorgunluğun üstüne yaptığım kahvaltıdan kadar keyif alıyorum ki anlatamam. Ardından bir iki saat tatlı bir öğle uykusu çekiyorum. Burada yaşıyor oluşumun anlamını biliyorum. Bir şeyleri başarmanın gururunu yaşıyorum. Buraya geri döndüğümde çevremdekilerin 'bir süre sonra sıkılır gider' tarzındaki bakışları yerini 'bir şeyler yapıyor adam'a bıraktı. Köylülerin de bakış açıları az çok değişti bu arada.
'KÖYLÜLER KENT YAŞAMINI KOLAY VE KONFORLU ZANNEDEREK BÜYÜDÜ'
Köylüler kent yaşamını konforlu ve kolay zannederek büyüdü. Masa başı işlerin peşine düşerek daha zor bir yaşamın içine düşürüldü. Köyde yaşamanın rezil bir hayat olduğu, çiftçiliğin, hayvancılığın zor bir üretim olduğu anlatıldı. Ancak bugün bakıldığında yaşamın asıl zorluğunun kentlerde olduğu yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Kentte en çok zoruma giden şey, bana sorulmadan görev yerimin değiştirilmesiydi. Bir şeylere bağımlı olarak yaşamak oldukça zor.
'JACK LONDON'UN AY VADİSİ ROMANINI OKUYUNCA KARARIMI VERDİM'
Benim köye yerleşme kararını vermem, Jack London'un Ay Vadisi adlı romanını okumamla başladı. Romanın kahramanlarından biri olan boksörün kenti terk edip vadiye kaçısını ve arayışını anlatıyordu. Romanda anlatılan coğrafya ve doğa beni çok etkilemişti. Belki de benim de bir yorgunluk anıma denk gelmişti ve kararımı verdim, ardından da buraya yerleştim. Zaten içimde taşıdığım bir duyguydu ama bu roman içimde olanı tetiklemiş oldu. Memuriyetim sırasında Ağrı'ya atanmıştım. Yola çıkmadan önce öğretmen bir büyüğümüz bana 'orada çok zamanınız olacak bol bol kitap okuyun, yoz insan yobaz insan olur' tavsiyesinde bulundu. Ben de bu tavsiyeye uydum. Bu tavsiyeye uymamın kişisel gelişimimde büyük etkisi oldu. Dünya klasiklerinin yanında Fakir Baykurt'un bütün kitaplarını, Yaşar Kemal'in romanlarını, anı kitaplarını okudum. Şimdi eskisi kadar okuyamıyorum. Ama ömrümün sonuna kadar burada yaşamımı sürdürmeye kararlıyım."
Yusuf Yavuz
ulusalkanal.com.tr