Barzani'nin referandumuna Şam ne diyor? Esad'ın danışmanı yazdı

İşte Esad'ın Siyasi Danışmanı Buseyna Şaban'ın o yazısı:

BİRKAÇ gün önce Çin’de düzenlenen BRICS zirvesinde görüşümü ve zihnimi açık tutarak Yeni Dünya’nın görünen yarısına, çocuklarımızın da şahit olacağı önümüzdeki on yıla odaklandım. Şüphesiz torunlarımız için mutlu oldum ve rahatladım çünkü BRICS ülkelerinin güler yüzleriyle sözlerden ziyade sevgi ve saygı taşıyan vücut dillerinden kendilerini üstün görme gafletinden kurtulduklarını anladım. Geriye düzenlenecek görüşmelerde tartışılacak ırkçılık konusu kalıyor.

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ

Savaşların neden olduğu tüm bu acılara, kahırlara ve uğraşlara rağmen yine de bu tarihi aşamaya tanık olduğumuz için Allah’a şükrediyorum. İnsanlık, tarihinin en önemli merhalelerinden birini yaşamaktadır. Bu merhalenin uluslararası, bölgesel ve hükümi açıdan içinde bulunduğu durum 6 senedir zihnimde canlandırdığım tabloya olan inancımı arttırıyor. Aşina olduğumuz dünyanın yerini yavaşça başka bir dünya düzeni alıyor ve bu bittiğinde tablo tamamlanacak. Belki bu seneler alacak. Zihnimdeki tablo şimdi birbirinden farklı iki kesişen çemberden oluşuyor. Çemberlerin görünen kısımlarından henüz net olmayan kısımlarının ana hatlarını çıkarabiliriz.

YENİ İPEK YOLU

Yakın zamanda Çin’de düzenlenen BRICS buluşmasında dikkatimi çeken şeylerden biri de Çin’in First Lady’sinin Çin yapımı ipek kıyafetiyle sergilediği tevazu ve kibarlıkla aslında ülkesinin antik mirasını hayata geçirip dünyada çoğu kişinin hayatını değiştirecek İpek Yolu’nu yeniden canladırma planını nasıl da iyi temsil ediyordu. Toplantılarda, akşam yemeklerinde,sohbetlerde zayıf düşen şimdiki dünyadan kurtulmak istendiği dile getirildi. Bunu Çin başkanının konuşmasında da duydum. Irk, din, uyrukluk veya renk gözetmeksizin insanlıkta basit fakat çok temel bir kardeşlik ilkesi oluşturma çabaları da gördüm. Batı’nın inşa etmeye çalıştığı ‘küçük köy’’ (small village) fikrinin prensipleri bu temeller üstüne kurulmalıydı. Yalnız Batı bunu ekonomik sıçrama yapmak ve petrol açlığını gidermek adına tüm dünyayı kendisine ait sadece Batı’nın ürünlerini satan bir pazara çevirmek için kullandı. BRICS buluşmasıyla parlamaya başlayan ‘küçük köy’ konsepti birlik içinde çeşitlilik, çeşitlilik içinde birliktir. Fakat köydeki insanlık birliği kozmozu bozmaz. İnsan kendisini sınırlayan fikirlerden, aşağılanmalardan ve ayrımcılıktan kurtulup bu konseptle daha özgür hareket edecek. Gelecek dünyanın görünen çemberi bu konseptle kendini finansal, askeri ve ahlaki zincirlerden kurtarmayı öncelik olarak görüyor. Güzel olan taraf da bu diğer yarısı belli olmaya başlayan bu çemberin aynı değerleri ve amacı taşıyan; dünyadaki her insana hizmet etmeyi amaçlayan temelleriyle yeni dünyayı kucaklamayı benimseyen herkese açık olmasıdır. Aynı zamanda medya katılımının eşi benzeri görülmemişti, gelecek dünyayı inşa etme serüvenini torunlarımıza aktarmak için medya organlarında eşit bir katılım vardı.

BATI KÜRT DEVLETİ PEŞİNDE

Güçlerin; yönlerini ve nihai amaçlarını tasvir etmekte zorlandığı çemberi diğer yarısı ise dünya medyasındaki dezenfarmasyon haberleri nedeniyle gözümüzde netleşmiyor. İnsan acıları; kadın, erkek, çocuk hakları bahanesiyle halkların zenginliklerini çalıp küçük kazançlar elde etme peşindeler. Hızlı bir şekilde fakat daha yakından bir bakış atalım, bakalım Batı neler yapıyor? ABD uçakları ecelleri belli olan İŞİD liderlerini korudu. İsrail de Kalamun’daki İŞİD yenilgisinden sonra korkmaya başladı. Irak’ta da bir Kürt Devleti kurma çabaları görüyoruz. Bu da iki amaç barındırmaktadır: İlki Suriye ve Irak petrolüne el koymak, ikincisi Fırat’tan Nil’e kadar bir devlet kurma peşinde olan Siyonist kuruluşa destek sağlamak. Bu nedenle Fırat nehrine yoğunlaştılar. Bu nedenle Kuzey Irak’taki Anbar ile Kuzeydoğu Suriye’deki Rakka ve Bukemal’i bağlamak istediler. Kürtler ve Araplar arasında çatışma çıkartmak sonra da kayıplara yalancıktan ağlamak işlerine yarayacaktı. Açgözlülüklerinin, irade eksikliklerinin ve şeytani planlara karşı koyamamalarının bedeli olarak Iraklılara karşılığını vermeden petrolü almak istemektedirler.

MYANMAR ABD’NİN HEDEFİ

Myanmar’da şimdi neler oluyor? Myanmar Çin’in komşusu ve Çin’i petrolle beslediğinden dolayı ülkenin gelişimine büyük katkısı var. Myanmar şu an ABD tarafından hedef seçilmiştir. ABD Çin’i bu yakın zengin enerji kaynağından mahrum bırakmak istemektedir. ABD, müdahaleyi meşrulaştırmak için Budistler ve Müslümanları birbirlerine düşürüp kriz yarattı ve şimdi ölen canlara timsah göz yaşları döküyor. Amacı Burma’yı petrolden Çin’i de enerjiden yoksun bırakmak. Aynı şey Kuzey Kore için de geçerli çünkü orada da hedef Çin’dir. Çin buna rağmen bu dosyaların ABD’ye yararlı olmaması için oldukça dikkatli ve zekice hareket ediyor. Gelecek dünyada var olamayacak çember, kendi varlığını petrol-gaz gibi materyallere bağlayan, ülkeleri işgal edip zenginliklerini çalan çember olacaktır. İnsalığın kardeşliğini savunan, ülkeler ve insanlar arası iş birliği arttıracak prensipleri ilke edinen her şeyden önce insanlığı önemseyen, terörsüz, ırkçılık ve işgal olmayan yeni bir dünya yaratmayı amaçlayan çember ayakta kalacaktır.

Köşe yazısı ilk olarak almayadeen.net sitesinde yayımlanmış olup başlıklar Aydınlık tarafından konulmuştur.

ulusal.com.tr