Oğuz Polatbilek yazdı: Türk askerinin Katar'da ne işi var?

Abone ol

Katar krizi, sonuçları itibariyle gittikçe dikkat çekici olmaya başladı. TBMM'nin Katar ile askeri anlaşmayı onaylamasının hemen ardından sosyal medyada tek bir soru gündem oldu: Türk askerinin Katar'da ne işi var?

NE İŞİMİZ VAR?

Aslında insanın aklına takılmıyor değil. ABD ve Körfez ülkeleri Katar'ı hedef tahtısına koymuşken Türkiye anlaşmayı neden öne çekti ve jet hızıyla Meclis'te onayladı. Aklımıza takılan bu soruya Vatan Partisi Uluslararası Bürosu Başkanı Tümamiral Soner Polat'ın verdiği yanıt şöyle;

"Orada koalisyonun karargâhı var. Türkiye'nin zaten küçük bir birliği vardı. Şimdi sayı arttırılacak. Ama Türk askeri kendi başına muharip görev yapamaz. Bu karar daha çok siyasi. Türk askerinin oraya gitmesi daha çok siyasi destek anlamına gelir. Ancak Suudi Arabistan ve ABD bu karara pek sıcak yaklaşmıyor."

Peki karar doğru mu?

Polat'a göre, soğuk kanlı bir karar değil. Türkiye daha itidalli davranmalı. ABD ve Suudi Arabistan cephesinden yapılacak karşı hamleler de hesap edilmeli. Sonuçta böyle bir krizde asker sevkiyatı yapmak aynı zamanda bir mesaj içerir.

FAY HATLARI ÇATLIYOR

Polat "Türkiye itidalli davranmalı" diyor. Haksız da değil. Sonuçta Körfez'de artık gelişmeler ayrı bir rotada seyrediyor. Tabiri caizse Riyad başka Doha başka telden çalıyor. Ankara da Katar üzerinden kendini tanımlıyor. Yani fay hatları çatırdıyor.

PLANLAR VE SONUÇLAR

ABD'nin Katar ambargosu salt tek sonuca odaklı değil elbette. Ancak birinci hedef tabi ki İran. Katar'ın son dönemde İran lehine söylemleri hem Riyad'ta hem de Washington'da rahatsızlığa neden olmuştu. Türkiye'nin de İran ile yakınlaştığı bir gerçek. Washington, hem Katar'ı hem de Türkiye'yi İran karşıtlığına iterek safları sıklaştırmak istiyor.

Plan bu ama Washington penceresinden bakıldığında şimdilik pek de içaçıcı bir manzara yok.

Amerikan patentli yaptırımlar Sünni Katar ile Şii İran'ı yan yana getirdi. Katar'a yaptırımlara karşı çıkan Ankara da İran ile aynı safta yer aldı.

Türkiye-İran-Katar üçgeninde çelişkili alanlar olsa da bu üç ülkenin aynı safta yer alması jeopolitikle açıklanabilir. Jeopolitik, coğrafyanın, ekonominin, nüfusun bir devletin siyaseti üzerindeki etkisidir. Yani devletin siyasetini, coğrafya, nüfus ve ekonomi etkiler. Hangi yola saparsanız sapın rotanızı jeopolitik çizer.

Türkiye'nin jeopolitiği İran karşıtlığına oturamaz. Türkiye'nin jeopolitiği Suriye karşıtlığına oturamaz. Türkiye'nin jeopolitiği Rusya karşıtlığına da oturamaz. Türkiye toprak bütünlüğünü korumakta kararlıysa jeopolitiğe uygun siyaset yürütmekten başka yolu yok. Güçlü bir Türkiye, Suriye, İran ve Rusya birlikteliği ile ABD'nin de Körfez'deki uyduların de şaftı kayar.

Oğuz Polatbilek

ulusalkanal.com.tr

PKK'ya üst üste ağır darbeler! 17 terörist öldürüldü Gündem Bingöl'deki sokağa çıkma yasağı kaldırıldı Gündem Dışişleri: IKBY'nin referandum kararı vahim bir hata Gündem Amiral Soner Polat yazdı: Her gece bArda ismim hovArda! Gündem