Başbakan Yıldırım: Terörden korkmak, teröristlerin işine yarar
Başbakan Yıldırım, "Terörden korkmak, terörle korkutmak ancak ve ancak terörün işine yarar. Onun için ben gururla ve güvenle söylüyorum; Amerika ne kadar güvenliyse Türkiye de o kadar güvenli." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Dünya Turizm Forumu'nun açılış töreninde, konuşma notlarının sıralamasının karıştığını fark edince, "Temel, konuşma yapmaya niyetlenmiş, salona gelmiş, kürsüye davet etmişler. Bakmış ki notları burada olduğu gibi birbirine karışmış, bir türlü başlayamıyor konuşmaya. Diyor ki 'Buraya gelirken ne konuşacağımı bir Allah biliyordu bir ben. Şimdi artık sadece Allah biliyor." fıkrasını anlattı.
Yıldırım, törende yaptığı konuşmada, "Turizm barış için, kardeşlik için çok önemli bir sektördür, önemli bir faaliyettir. Bu yolda çaba gösteren herkesi aynı zamanda gönüllü bir barış elçisi olarak kabul ediyorum ve tebrik ediyorum." dedi.
Hükümet olarak turizmi sadece ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan bir sektör olarak görmediklerini belirten Yıldırım, şunları söyledi:
"Yalnızca ekonomik bir bakışla turizmi değerlendirmek eksik kalır, yetersiz kalır. Turizm bunların ötesinde öncelikle kültürlerin buluşmasıdır, medeniyetlerin buluşmasıdır. Kültürlerin buluşmasını tesis ettiğimiz ölçüde, kültürlerin kaynaşmasını ve karşılıklı ön yargıların da kırılmasını sağlamış oluyoruz. Turizmi kültürel etkileşime, milletlerin birbiriyle kaynaşmasına güç katan bir değer olarak görüyoruz. Uluslararası ilişkilerin pekişmesine, farklı toplumlar arasındaki güçlü dostlukların kurulmasına önemli bir araçtır turizm... Kültürel yakınlaşmalar, ekonomik ve siyasi ilişkilerin de ivme kazanması turizm faaliyetleriyle yakından ilişkilidir."
'Havacılığın merkezi Türkiye'ye kayıyor'
Başbakan Yıldırım, Türkiye'de ulaşımı kolaylaştırmak için birçok dev proje gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Havacılıkta sloganlarının "Hava yolu, halkın yolu" olduğunu belirten Yıldırım, şurları söyledi:
"70'li yıllarda havacılığın merkezi Amerika'daydı. 80'li yıllarda Avrupa'nın batısına doğru geldi. 90'lı yıllarda Avrupa oldu. 2000'li yıllarda artık doğuya doğru devam ediyor. Şu anda havacılığın merkezi Türkiye'ye kayıyor. Bu, tarihin tekerrürüdür. Bir zamanlar İpek Yolu'yla, Baharat Yolu'yla doğudan batıya zenginlik için göç vardı. Şimdi artık zenginlik doğuya tekrar döndü. Dolayısıyla da hicret batıdan doğuya doğru olmaya başladı. İster doğuya gidin ister batıya gidin Anadolu'dan geçeceksiniz, başka yolu yok."
'Terörden korkmak, teröristlerin işine yarar'
Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin bölgede ve dünyada kardeşliğin, barışın ve huzurun sağlanması için çok büyük gayret sarf ettiğini, büyük fedakarlık yaptığını belirtti.
"3 milyondan fazla, canını kurtarmak için evini, barkını, memleketini bırakan insanlara kucak açan, onları bağrına basan, ekmeğini paylaşan ülkenin adı Türkiye'dir" diyen Yıldırım, bunun dünyada başka bir örneğinin de bulunmadığını ifade etti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün turizm sektöründe bir adım öne çıkmak için üzülerek söylüyorum, başkaları hakkında dedikodu üreterek, oraları güvensiz ilan ederek iş yapmaya çalışanlar var. Bunlar doğru şeyler değil. Dünyanın hiçbir yerinde güvenli bir ülke yoktur, eğer güvenlikten bahsediyorsak. Terör, her yerde, adres tanımıyor. Avrupa'nın göbeğinde terör oluyor. Türkiye'de de oluyor, Ortadoğu'da da oluyor, kuzeyde de oluyor, her yerde oluyor. Terörün olmadığı yer yok. Terörden korkmak, terörle korkutmak ancak ve ancak terörün işine yarar, teröristlerin işine yarar. Onun için ben gururla ve güvenle söylüyorum, ABD ne kadar güvenliyse Türkiye'de o kadar güvenli. Avrupa, Paris ne kadar güvenliyse İstanbul da o kadar güvenli. Saraybosna ne kadar güvenliyse Ankara da o kadar güvenli. Bakü ne kadar güvenliyse İzmir de o kadar güvenli. Onun için bu terörü, turizmi baltalamak veya turizmde avantaj sağlamak için lütfen kullanmayalım. İnsanların buluşmasına, kardeş olmasına, bölgesel ve küresel barışın tesis edilmesine destek olalım, köstek olmayalım. Bu vesileyle bu çağrımı da buradan ifade etmek istiyorum."
Başbakan Yıldırım, "Enerjimizi, kaynaklarımızı, imkanlarımızı savaşa değil, tanka topa, tüfeğe değil, insanların refahına, mutluluğuna ve çocukların aydınlık geleceğine ayırmamız lazım. Tarih, gelecek, ecdat bizden bunun hesabını sorar." ifadesini kullandı.
Turizm sektörünün temsilcilerine ve ülke yöneticilerine de ortak bir sorumluluk düştüğünün altını çizen Yıldırım, "Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımıza barış içinde, kardeşlik içinde daha güzel bir dünya bırakmak için daha çok gayret edeceğiz. Bir araya geleceğiz, birlikte çalışacağız. Şiddet kültürüne karşı insanlığın evrensel değerlerini savunmak, hepimizin birinci derece görevidir, sorumluluğudur. İnsanlığın esenliğine giden yok, kültürlerin kaynaşmasından, birbirimizi doğru tanımaktan ve tanıtmaktan geçiyor. Korkmadan, korkutmadan ön yargısız bir şekilde birbirimizi anlamaktan geçiyor." ifadelerini kullandı.