Brzezinski'den tarihi itiraflar
Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren ABD'nin emperyalist politikalarının mimarlarından Brzezinski Ocak ayında Huffington Post'a önemli itiraflarda bulunmuştu
Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren, ABD'nin saldırgan küresel egemenlik stratejisinin mimarlarından, Zbigniew Brzezinski, geçtiğimiz Ocak ayında, Huffington Post için kaleme aldığı, "Çalkantılı bir dönemde stratejik güvensizlik nasıl ele alınmalı" başlıklı makalesinde önemli itiraflarda bulunmuştu.
Makalesinde ABD'nin artık küresel emperyal bir güç olmadığının altını çizen Brzezinski ABD, Rusya ve Çin arasında diyalog temelli bir bağlantı kurulması gerektiğini vurgulamıştı.
Brzezinski, daha önce de makalelerinde sıkça söz ettiği, 'ABD'nin mutlak bir şekilde aleyhine olacak iki önemli denklemi' burada da benzer ifadelerle tekrarlamıştı.
Bunlardan ilki, Rusya'nın bölgesinde daha da güçlenerek Avrupa siyasetinde ağırlığını hissettirecek bir oyuncu haline gelmesi.
İkincisi ise tüm stratejik çelişkilere rağmen Rusya ve Çin arasında istikrarlı bir ittifakın tesis edilmesi.
Brzezinski'ye göre, "Rusya'nın [egemenlik] özlemlerinin gerçekleşmesi ancak, sahip olduğu kıtasal üstünlüğün, Avrupa'nın önde gelen oyuncularından biri olmaya evrilmesi ile mümkün..."
Aydınık'tan Mustafa Birol Guger'in haberine göre; Brzezinski'nin Huffington Post'ta yayınlanan makalesinin ayrıntılı özeti:
EN TEHLİKELİ SENARYO: RUS-ÇİN ORTAKLIĞI
Şunun kabul edilmesi gerekir ki; ABD'nin Çin politikası, Washington ile Pekin arasındaki daha samimi ilişkiler kurulmasını sağlayacak olan stratejik bakış açısının eksikliği yüzünden giderek daha muğlak hale geldi. Çin ve Rusya arasında, iki ülkenin siyasi-ideolojik dinamikleri ve ABD'nin başarısız politikaları sonucu stratejik bir ittifak kurulması tehlikesi ortaya çıktı. ABD, Çin'e potansiyel bir düşman gibi davranmamalıdır. Zira bu durum ABD'nin Asya'daki en önemli müttefiki Hindistan'ın aleyhine olur. Bu durum aynı zamanda, Çin ile Rusya arasında tesis edilecek daha yakın bir bağlantıyı neredeyse garantiler. Hiçbir şey ABD için böylesi bir yakınlaşmadan daha tehlikeli değildir.
'ABD, AVRAYSYA'DAKİ GELİŞMELERE SEYİRCİ KALACAK'
Sahip olduğumuz birikim bizlere şunu gösteriyor ki; Avrasya'daki bölgesel anlaşmazlıklar jeopolitik açıdan dengesiz ve bazen çatışmaya açık ya da çatışmayı tetikleyici durumlar ortaya çıkarabilir. ABD bu durumda muhtemelen olanı biteni uzaktan izleyen bir gözlemci olacak ve bir yandan da ölçülü bir biçimde Japonya ve Güney Kore ile ikili ilişkilerini geliştirmeye devam edecek.
TÜRKİYE'DE YÜKSELEN MİLLİYETÇİ DALGA...
Ortadoğu'da dini nefretlerin yol açtığı iç savaşlar; İran'daki aşırılık yanlıları tarafından körüklenen nükleer çatışmalar; Türkiye'de alevlenen ve muhtemelen Rus ordusu tarafından desteklenen milliyetçi dalganın jeopolitik hedefleri; tüm bu parametrelerin her biri büyük bir bölgesel patlama ihtimalini işaret ediyor.
Bu durumda verilebilecek en ideal jeopolitik yanıt Birleşik Devletler, Çin ve daha sonra Rusya arasında üçlü bir bağlantının sağlanmasıdır. Büyük nükleer güçlerin üçü için de potansiyel olarak tahrip edici sonuçları olan bölgesel belirsizlikler yoğunlaştıkça; neler yapmamız gerektiğini düşünmenin zamanı geliyor.
Sormamız gereken sorular:
- Mevcut durum Çin'in çıkarlarını tehdit edebilir ve onu Rusya ile, Birleşik Devletler'e karşı tehdit teşkil edebilecek son derece sıkı bir askeri işbirliğine zorlayabilir mi?
- Ya da Rusya'nın küresel duruşu, üç büyük askeri gücün (Amerika, Çin, Rusya) Ortadoğu ile ilgili konularda daha yakın işbirliği içinde olduğu bir dünya çerçevesinde daha saygın bir hale gelebilir mi?
ulusalkanal.com.tr