Isparta'da 700 harbiyelinin Ankara'ya götürülme girişimi davası
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 700 Kara Harp Okulu öğrencisini Ankara'ya götürmeye çalıştıkları iddiasıyla 9'u tutuklu 21 sanığın yargılanmasına devam edildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında 700 Kara Harp Okulu öğrencisini Ankara'ya götürmeye çalıştıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 9'u tutuklu 21 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmayı izlemek isteyen sanık yakınları, polis kontrolünde üstleri aranarak salona alındı.
Duruşmaya, daha önce Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığında görev yapan tutuklu sanıklardan eski üsteğmen İlhan Çağrı Kayaoğlu, eski eğitim alay komutanı Ahmet Nazif Şensoy, eski tabur komutanı yarbay Nurhan Baran, eski alay komutanı Ahmet Yıldırım, eski erkan başkanı Orhan Yılmaz, eski lojistik destek komutanı Cumhur Keyik, eski 2. komando tabur komutan vekili Seçkiner Arslan, tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Tutuklu yargılanan eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz ve eski yarbay Merih Özşahin, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Duruşmayı, AK Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı da takip etti.
Sanık Nurhan Baran, ifadesinde, o gece üstlerinden aldığı emirlere göre hareket ettiğini savundu.
Otobüslerin 15 temmuz gecesinde Eğirdir'den başka nereye gideceğine dair bilgisinin olmadığını öne süren Baran, o araçlarla harbiyelilerin alınıp darbe için Ankara'ya götürülmeye çalışıldığını anlayamadığını, hissedemediğini iddia etti.
O gün üstleriyle yaptığı görüşmelerin hiç birinin darbeyle ilgili olmadığını ifade eden Baran, yaptığı şeylerin emir komuta çerçevesi içinde gerçekleştiğini söyledi.
Teçhizatlı askerlerle belediyeyi işgal etmek istediğine dair beyanlar hakkında savunma yapan Baran, "Belediyeyi niye işgal edelim, belediyede ne var, çöpleri biz mi toplayacağız?" dedi. Bu beyanının ardından Mahkeme Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı sanığa, "İhtilal olduğunda valilik ve belediye ele geçirilir. Dalga geçerek anlatma. Nöbetçiyim diyorsun saat 23.00 olmuş darbeden haberim yok diyorsun. Savunmanızı esasa ilişkin yapın. Suistimal etmeyin" uyarısında bulundu.
Sanık Ahmet Yıldırım ise o gece kışlada askerin hazırlandırılmasının ve silahlandırılmasının söz konusu olmadığını savundu.
Yıldırım, darbeye hazırlık yaptıkları yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürerek, tahliyesini talep etti.
Sanık İlhan Çağrı Kayaoğlu ise "o alçak kalkışmanın" içinde bulunmadığını ve desteklemediğini iddia etti.
Suç kastının olmadığını ilk duruşmadan itibaren yinelediğini kaydeden Kayaoğlu, adaletin yerini bulacağına inandığını söyledi.
Sanık Merih Özşahin de asıl sorgulanması gerekenlerin o gece kışlaya gelmeyenler olduğunu savundu.
Emir gelir gelmez hemen kışlaya gittiklerini ileri süren Özşahin, "Askerliğin gerekliliğini yaptığımız sürece vatanseverliğimiz istismar edildi. Biz çağrıldığımız an hemen gittik. Asıl sorgulanması gerekenler o gece birliğine katılmayanlar. FETÖ'cü olarak yargılanıyoruz. FETÖ sinsi bir örgüt, öyle sinsi ki bize bunu atfettiler, kendileri dışarıda. İstenildiği kadar araştırılsın, nereden gelirse gelsin bu örgütle ilgili bağlantımız yok." iddiasında bulundu.
Bazı sanıklar da üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti.
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.